E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
Dünyanın en yıkıcı dönemlerinden birini yaşıyoruz. Sosyoloji, ekonomi ve siyasal yapılar yeniden tanımlanıyor, yepyeni bir kuşak öncekilere benzemeyen taleplerle geliyor…
Peki insan aklının “En iyisi bu” diyerek hayata geçirdiği “demokrasi”, bu yeni çağın taleplerine ne kadar yanıt verebiliyor? Kalabalık ve yoksul kitlelerle zengin mahalle arasındaki gelir uçurumu sürekli derinleşirken, tek adamların despotik rejimleri çare mi? Yoksa despotizmle anarşizm arasında “dar da olsa, hâlâ bir demokrasi koridoru” var mı?
Dünyanın en çok alıntılanan 10 ekonomistinden biri olan MIT Profesörü Daron Acemoğlu, ocak ayında Doğan Kitap'tan Türkçe olarak çıkacak olan son kitabı “Dar Koridor”da tam da bunun yanıtını veriyor.
Babacan'ın siyasi hareketine katılıp katılmayacağı merak edilen Acemoğlu ile İstanbul'da bulunduğu 48 saat boyunca beraberdim… Hem röportajımda hem konuşmalarında anlattıklarını iki bölüm halinde okuyacaksınız…
Bugün Türkiye ekonomisinin ayrıntılı bir analizini göreceksiniz. Yarınki bölümde ise demokrasi, hukuk, özgürlükler, yabancı sermaye ile ilgili bakışını ve siyasi vizyonunu bulacaksınız.
NİTELİKSİZ BÜYÜME
– Türkiye büyümeye devam ediyor, hükümet de sürekli bunu vurgulayarak ekonominin iyi gittiğini anlatıyor…
Büyüme, içinde pek çok başka kriteri de barındıran bir süreç, yani niteliği çok önemli. Ekonomide “toplam faktör verimliliği” dediğimiz kavram şunu anlatır; eğer bir ekonominin iş gücü, makina, sermaye, kapital gibi tüm kaynakları aynı kalsa ama bir tek üretkenliği, yani teknolojiyi ne şekilde kullanarak ürettiği değişse, bunun sonucu ne kadar büyüme olur…
– Ne kadar olur?
Verimlilik o kadar önemli bir kavram ki, her şey aynı kalsa, verimli bir ekonomi yine de büyüyor. Malezya, Kore gibi ülkelere baktığınız zaman büyüme içinde toplam faktör verimliliği de artıyor. Türkiye'de ise 1989'dan 2001'e bakarsak, ekonomi hacmi büyüyor ama toplam faktör büyümesi sıfır!
Özlem Gürses, Daron Acemoğlu ile İstanbul'da bulunduğu 48 saat boyunca bir aradaydı.
– Peki 2002'den sonra ne oluyor?
2002-2006 arası büyüme oranı yüzde 7 üzeri, bunun da ana motoru yüzde 5 büyüklüğünde artan toplam faktör verimliliği… 2007 ve sonrasında ise yine büyüme var ama son derece niteliksiz bir büyüme. Bugünkü büyüme de o.
GELİR FARKI RAHATSIZ EDİYOR
– Verimsiz ya da kalitesiz de olsa, büyüme yine de refah getirmez mi?
Verimsiz büyümenin iki olumsuz sonucu oluyor, birincisi ülke büyüyor ama aradaki gelir farkı hepimizi ahlaken ve vicdanen çok rahatsız ediyor. Büyüme olurken aynı zamanda eşitsizlik artıyorsa, ülkenin mutsuzluğunu ve çatışmaları artıyor. Kolektif olarak ya yanlış kararlar veriliyor ya da çok daha büyük protestolara yol açıyor. Türkiye'de Latin Amerika ülkelerindekine benzeyen bir eşitsizlik hakim; tüm gelirin neredeyse yüzde 30'u en zengin yüzde 1'in elinde. İkincisi, eşitsiz büyüme sürdürülebilir değil.
İşgücünün eğitim düzeyi çok düşük
– Verimlilik nasıl artar?
En önemli iki faktör teknoloji kullanımı ve işgücünün eğitimi. Eğer eski teknolojileri kötü kullanıyorsak ya da yolsuzluk yüzünden yanlış şirketler ihale alıyorlarsa toplam faktör verimliliği düşer.
– Ya teknoloji kullanımı?
OECD'nin kullandığı bir endeks ülkelerin ihracatında teknolojinin etkisine bakıyor. 4 gruba ayırmışlar; düşük teknoloji ihraç edenler, tarım gibi… Orta ve düşük teknoloji, yani tarım ve tekstil… Orta ve yüksek teknoloji, örneğin arabalar, beyaz eşyalar… Ve bir de yüksek teknoloji ihraç edenler; robotlar, uçaklar vs. Türkiye orta-yüksek arasında bir yerde. Üstelik 2006'dan beri hiç değişmedi.Verimlilikte bir diğer kriter de insan kaynağının niteliği.
-Orada nasılız?
25-34 yaş işgücünün yüzde 50'si lise altı eğitim düzeyinde. OECD ortalaması yüzde 15! Eğitimin hem düzeyi düşük hem de kalitesi… Böyle olunca da kaliteli büyüme çok zor.
Yatırılan her 3 liranın 1'i inşaata
– Bugüne kadar yapılan yatırımların sektörel dağılımı ne durumda?
Nerede? Kentlere bakınca görülüyor zaten! Türkiye'de yatırılan her 3 liranın 1'i inşaata, biri de makineye gidiyor. Korkunç bir dengesizlik bu. Kredi üzerinden inşaat sektörüyle büyüyen bir Türkiye var. Bu şekilde büyüyen bir ülkenin verimliliğini artırması ve sürdürülebilir bir büyüme sağlaması neredeyse imkansız. Türkiye'nin son 7-8 yılındaki problemler, dış açıklar, enflasyonlar, bunların hepsi de bu büyümenin kalitesiyle, niteliği ile alakalı…
Avrupa'ya sırtımızı dönmek en büyük hatamız olur
– Avrupa yolu kapandı, “Türkiye'nin yeri Avrasya” diye düşünenler az değil…
Türkiye'nin inanılmayacak kadar değerli bir jeopolitik yeri var ama ticaretten daha önemli bir şey var; kiminle yakınlaşıyoruz, rol modelimiz kim, kiminle uluslararası düzeyde çalışıyoruz… 2000'lerde biraz Polonya gibiydik. Polonya fakirdi ama çok hızlı demokratikleşti. Eğer şimdi sırtımızı Avrupa'ya dönersek ve dostlarımızın Çin ve Rusya olduğunu düşünürsek demokrasiyi geliştirmek yerine daha da zayıflatırız! Uzun vadeli olarak Avrupa'ya sırtımızı dönmek en büyük hatamız olur.
Kredi patlaması ile tüketim odaklı büyüdük
– Peki bugüne kadar Türkiye nasıl büyüdü?
Türkiye'de büyük bir kredi patlaması oldu, yani tüketime yönelik bir büyüme. Türkiye'de tüketici ve tüm şirketler dahil, toplam kredilerin GSMH'ya oranı yüzde 70! Bunda ne yanlışlık var, bu iyi bir şey diyebilirsiniz… Ama bu kredinin nereye gittiği ve nasıl bir büyüme pompaladığı çok önemli.
– Her şey mi kötü?
Bir iyi şey var. O da istihdam. Türkiye gibi genç ve gelir düzeyinin düşük olduğu bir ülkede istihdam çok önemli. Böylece hiç değilse toplumdaki genel mutsuzluk azalıyor. Türkiye son 17 yılda toplam istihdamı artırdı, normalde bunun tarım işçisinin endüstriye geçmesiyle olması gerek. Fakat Türkiye'de istihdamın artmasının da en büyük nedeni, inşaat ve servisler. Özlem Gürses / Sözcü
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
bloombergdeki ali çağatayın sponsor olduğu bu daron tüsiatçıların 5 milyonluk villa ve yalılarına vergi gelince CİYAKLAMALARINA ne diyor ?
Söyledikleri doğru 2000 den beri ekonomi sürekli büyüdü ama çalışanlara hiçbir zaman refah payı verilmeyince gelir uçurumu arttı adamın söyledikleri doğru hoşumuza gitse de gitmesede
Amerika'da, Avrupa'da sanki daha farklı. Zengin Yahudiler elitler hep pastanın büyük kısmını alıyor. Bu arada Türkiye'nin zenginleri genelde CHP'nin güçlü olduğu yerlerdir. Kadıköy, Beşiktaş, Şişli, İzmir, Antalya vb. Bir de fakir edebiyatı yaparlar. Fakirleri kandırıp oylarını almaya çalışırlar. Al sana Nurettin Sözen, Şovmen İmamoğlu, rüşvetçi Mansur. Bu ülkede Anadolu insanı Reis Erdoğan zamanında biraz para gördü, TOKİ'den ev aldı, duble yollar, şehir hastaneleri, havalimanları yapıldı. CHP'ye kalsa bunlar hayaldi, hayal.
Ne zaman ve hangi istatistiğe göre bu rakamlar sayın prof. Histeria rahatsızlığı olan hasta ruhlu tipler malum diplomasının dayanarak ortalığı pisletmeye çalışıyor. Sonra o diplomanın tuvalet kağıdı kadar bile faydası olmuyor sahibine! Çünkü yalanlar üzerine bina edilen dogmalar bir üfürükle gider. Bir defa Türkiye Kapitalizmden en az zarar gören ülkedir. Dolayısıyla Amerikanın en zengin ilk 5 şirketi Afrika nın tamamının gelirine eşit! Amerika da ise buna rağmen 600 000 den fazla evsiz var! yani fark Amerika da daha fazla! Hele Çin ve Hindistan da rakamların korkunçluğu o kadar uçuk ki insanın hafsalası almaz.Şimdi sen bu rakamları elbette çok daha iyi biliyorsun ama nitelikli münafıklık alametleri de işte tam böyle bir şey! Rakamları dahi bile bile saptırmak. Allah yalancıların cezasını hemen verecek olsa muhalefet ve prof.ların çoğu hemen yolcuydu.
Nedim münafık olan sensin zaten biliyorsun da lafa gelince müslümansınız. Hangi adaletin, ekonomik düzenin İslam ahlakı ile alakalı. Adam sana Türkiye içindeki durumu anlatmış. ABD deki epey zengin üretir,markalasir, satar. Senin ülkende ise senin yandaşın haram ihale, yolsuzluk ile zengin olur. Ne sekuler düzenin düzen ne de İslam'la alakan var
Avrupa Avrupa diye dilinizden düşmüyor.. sırtımızı dönüyor muşuz.. Avrupaya sarıldık da ne oldu bu zamana kadar? Adamlar gelişmiş üreten Türkiye istemiyor ki sen sırt dönmekten bahsediyosun. Belçikası teroristi korur, Almanya zaten teknolojik ürün satacak pazar olarak görüyor, gelişmemizi istemiyor, İngiltere hainlik peşinde ajanları cirit atıyor, Fransa tavrı belli zaten..yunanı konuşmaya gerek yok. Hangi avrupadan bahsediyosun? Eskiden de zengin zengin, fakir yine fakirdi..şimdi de aynı. Daha çok kötüleşen gerilediğimiz konular var onları konuşun..Bırakın Avrupa sevdasını..
ÜLKEMİZDE ÇALIŞMADAN GEÇİM SAGLAYAN BÜYÜK BİR NÜFUS VAR DEVLET TESTEGİ İNSANLARI ÇALIŞMAMAYA İTİYOR VEYA EK GELİRİ OLUP DEVLETTEN DESTEK ALAN HİÇTE AZ DEGİL BU DURUM GÖZ ÖNÜNE ALINMALI HAKSIZ MAAŞ ALAN AZ DEGİL .SAHTE BOŞANMALAR REKOR SEVİYEDE KİMSE ARAŞTIRMIYOR.
Başörtülü bacılarımız, sakallı kardeşlerimiz
Ahmet borsagundemin adamısın belli. Saçma sapan yalan iftira dolu yorumlarda bile korunup kollaniyorsun. Şaşırmadım zaten daha dün beraber eski ortağınızla milletin parasını yerken bugün bir tarafınız sıkıştığında iftira atıp herkese fetocu demenize. Gidin kendi sulalenizde arayın fetocu. Menfaat nerde varsa siz oracı olursunuz. Fetoyu en iyi siz ve kadınlarınız bilir.
FETOŞ senin gibi diyordu; "hıristiyanlar gelip kadınlarımıza tecavüz etmez!" Yakalandın hain. SEN BİR FETÖ'CÜSÜN. Suç duyurusu yapacağım.
Yahudi, Hristiyan para verse sana ahmet hemen ona yandaş olursun. Yahudi, Hristiyan sizin gibi kendi insanından çalmaz. Dinine daha sadık. Ülkemizde kaç haham var, kaç papaz var ve benden ne çalmışlar ? Onlar da sizin gibi sayıca çok ve din taciri olsa onlara da laf ederim. Kardeşim diyecem ama benim kardeşim müslümandır din tuccarı dönekler değil
YAHUDİsever, hıristiyanı dört gözle bekler tipi tipler, bir kere olsun hahamların, papazların fotörüne, entarisine, sakalına sıkıyorsa bir laf edin be yobazlar.
2002 den sonra gelir yandaş olana gitti.
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (02:16)