Futbol kulüpleri için kabus yeni başlıyor

Pandemi nedeniyle futbola yaklaşık üç ay ara veren Süper Lig, hızlandırılmış fikstüre girmiş durumda. 32. hafta maçlarıyla yola devam edecek takımların farklı farklı hedefleri var ancak hepsinin ana bir derdi var: Ne olacak bu tribünlerin hali? Temmuz ayının ortalarına yaklaşırken gelecek sezonun nasıl oynanacağı halen belirsizliğini koruyor. Özellikle büyük kulüplerin aklında yeni sezonun seyircili oynanması vardı ancak işler planlandığı gibi gitmiyor.

UEFA da geri adım attı

Türkiye’de günlük yeni korona virüs vakalarının sayısı, haziran başında 700'lü rakamlara kadar gerilemişti. Ancak havaların ısınması, maske kullanımının azalması ve insanların normal hayatlarına dönme isteği nedeniyle günlük yeni vaka sayısı yine binli rakamları aştı. TFF'nin son üç haftayı seyircili oynatma fikri de gerçeğe dönüşmedi. UEFA ise Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi maçlarının seyircili oynanması fikrinden şimdilik geri adım atmış durumda.

Planlama yapılmıyor

Statlara seyirci alınmamasından dolayı kulüpler, özellikle büyük maç günü hasılatı ve bilet satışından oldu. Öyle ki tek bir derbi gününde kasaya ortalama 5 milyon TL giriyordu. Ayrıca yeni sezon kombineleri belirsizlik nedeniyle satılamıyor. Kulüpler, gelecek sezonun nasıl oynanacağı konusunda kesin yanıt alamadığı için planlama da yapamıyor. Şimdilik tek kesin şey, 2020-21 sezonunun 11 Eylül'de başlayacak olması. Yönetimler, krizin daha da derinleşmesinden endişeli.

Kayıp 1,5 milyar TL'yi bulabilir

Futbol ekonomisti, bağımsız denetçi Gökhan Tiryaki, SÖZCÜ için Türk futbolunun röntgenini çekti. Tiryaki'nin verdiği bilgiler çarpıcı ve korkutucu…

Gazeteniz ‘kâbus yeni başlıyor' demiş ancak gerçekte kâbus daha da derinleşecek; hatta gerçek kâbus daha yeni başlıyor diyebiliriz. Türk futbolundaki mali kaybın fotoğrafını çekmekte zorlanıyoruz.
Türk futbolunun ekonomik büyüklüğü 2018-2019 sezonunda 4 milyar TL'yi aşmıştı. Bu sezon 5 milyar TL'ye ulaşması bekleniyordu. Ancak pandemi sürecinde yaşananları ve sonrasında yaşanacakları göz önünde bulundurduğumuzda Türk futbolunun iflasını resmen açıklayabiliriz. Açıkçası ekonomik kayıp yüzde 30'ların da üzerinde yani 1.5 milyar TL'den fazla olacak. Futbol ekonomisinde büyüme trendi son buldu ve yıllar sonra düşüş eğilimine geçti.
Kulüpler tüm gelir kalemlerinde kayıp yaşayacaklar. Maç günü gelirlerinin dibi görmesiyle ellerinde sadece naklen yayın geliri kaldı. Burada da kâğıt üzerinde 500 milyon dolar olarak konuşulan Süper Lig'in yayın gelirleri, sabitlenen döviz kuru ile federasyon ve TFF 1. Lig payı gibi etkenleri göz önünde bulundurduğumuzda 350 milyon doların dahi altında. Bu rakamda da indirim yapılırsa, kulüplerin günü kurtarmaları dahi imkânsız olacak.

Gelirler 3 yıl öncesine geriler

Kulüplerin gelirleri 2-3 yıl öncesine dönerken yani azalırken, giderleri sadece 1 yıl öncesi seviyesinde düşecek. Şampiyon olarak ligi tamamlaması halinde, hem şampiyonluk primi hem de Şampiyonlar Ligi getirilerinden dolayı gelirini arttırabilecek tek bir kulüp var; o da Başakşehir.
Bunu söylemek üzücü ancak kulüplerimizden artık iflas haberlerini bekler durumdayız. Almanya'da nitekim iki kulübün iflas istediği yazıldı yakın zamanda. Bunun üzerine Almanlar ligleri seyircisiz de olsa yeniden başlattı ve iflasın önüne geçildi. Türkiye'de de benzer bir durum var.
İşin sponsor ayağı da var. Sadece Türk futbolu değil ekonomi genel olarak küçülüyor. Şirketler, bu gerilemede kendini konumlandırmak zorunda. Personel kesintisi son hamle olduğuna göre sponsorluk harcamaları, büyük şirketlerin fedakârlık yapacağı en olası alan. Bütçeyi reklam harcamalarını azaltarak dengeleyecekler. Artık kulüplerin eskisi gibi sponsorluk geliri bulamayacağı ortada. Bundan amatör branşlar daha da fazla etkilenecek.

Futbolcu cephesinden de iyi haberler gelmiyor. Kulüpler indirim yapılmasını istiyor ama bunu kabul ettiremiyor. Yüzde 10 hatta yüzde 5'lik indirimler bile futbolculardan geri dönüyor. Sonuç olarak yapılmış kontratlar var. Kulüpler iflas ettiğinde futbolcular en fazla etkilenen unsurlardan olacaklar.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.