​Fırtına mevsimi devam ediyor

Asya ve Avrupa denizlerini eşanlı olarak vuran yıkıcı fırtınaların ardından dünya piyasaları hafta sonuna güçlü bir yükselişle girdi. Fırtınanın bittiğine inanan cesur yatırımcılar güvenilir limanlardan çıkıp yeniden riskli denizlere yönelmeye başladı.  

Risk iştahındaki artışın ilk işareti Perşembe günü Şangay borsasındaki sert  yükseliş ile başladı. Ekonomi yönetiminin müdahalelerinden cesaret alan yatırımcıların alışlarıyla Çin hisse senetleri iki günde %10’dan fazla yükselerek son bir aydaki kaybının dörtte birinden fazlasını geri aldı.

Yükselişin ikinci bacağı Yunanistan’ın daha önce kabul etmeyerek referanduma götürdüğü kurtarma paketinin benzerini parlamentosunda onaylatarak avro  bölgesi yetkililerine göndermesi ile  başladı.  Yeni bir kurtarma paketiyle Yunanistan borç krizinin öteleneceğine inanan yatırımcıların alışlarıyla  dünya borsalarında %3’ün üzerinde yükseliş yaşandı.

Küresel fırtına bitti mi. yoksa yeni mi başlıyor? Maalesef, fırtına mevsimi yeni başladı. Trajedinin memleketi Yunanistan’da mutlu son beklemiyoruz.  Çin değerlemeleri ekonomi ve politika alanındaki riskleri henüz fiyatlamıyor. Fed eninde sonunda faiz silahını çekecek. Ortadoğu ve Kuzey Avrasya’da jeopolitik riskler devam ediyor.

Yunanistan cephesinde iyimser değiliz. Yaşanan kavgalar sonrasında Avrupa’nın Syriza hükümetine güvenmesi kolay değil.  Çoğu Avrupa ülkesi  yeni bir kurtarma paketini onaylamadan önce hükümetin reform paketini uygulamaya başlamasını istiyor. 

Çarşamba gününe kadar emeklilik reformlarından, vergi artışlarına kadar bir sürü düzenlemeyi meclisten geçirmesi gereken Syriza hükümetinin önünde iki temel açmaz var. (i) Referandum ile reddedilen paketi ilave şartlarla tek taraflı olarak uygulamayı halka nasıl açıklayacak (ii) Yardım almadan bankalardaki likidite sıkışıklığını nasıl çözecek.  Hafta sonu yaşanan gelişmeler Yunanistan’ın avro birliğinden çıkma ihtimalinin halen çok yüksek olduğunu gösteriyor.

Çin cephesinde de iyimser değiliz.  Çin borsasındaki yükseliş kredilerdeki hızlı büyümeden rahatsız olan ekonomi yönetimin şirketleri daha uzun vadeli borçlanma imkanı veren borsaya yönlendirmek istemesiyle başladı. Fiyatların serbest piyasada belirlenmediği, döviz kurunun ve faizlerin devletçe belirlendiği bir ülkede sermaye piyasalarındaki fiyatlar da doğal olarak kamunun yönlendirmesi ile belirlendi. Ancak bu işte de ifrata kaçıldı. Ekonomideki yavaşlama ve şirket karlarındaki duraklamaya rağmen suni olarak iki katına çıkartılan  borsa sonunda gerileyerek temel değerlerine yaklaşacak.

Fed tarafında görece daha iyimseriz. Çin ekonomisinin yavaşlaması, Yunanistan krizi ve tırmanan  jeopolitik riskler dünya ekonomisinde ve ABD büyümesinde aşağı yönlü riskleri  artırdı. Petrol fiyatlarında devam eden gerilemenin manşet enflasyonu deflasyonist sulara yaklaştırdığı bir ortamda Fed’in faiz artışı yapmasını beklemiyoruz.

Yatırımcılar soruyor, madem Çin ve Yunanistan konusunda endişelisiniz, Neden Türkiye için iyimsersiniz? 

Dört temel nedeni var. (i) Küresel büyümedeki aşağı yönlü riskler  Fed’in faiz artırım beklentisini 2016 yılının ilk çeyreğine öteleyerek küresel risk iştahını destekliyor. (ii) Düşük emtia fiyatları Türkiye’ye zayıf karnı olan enflasyon ve cari denge sorunlarını çözmek için fırsat veriyor. (iii)  Avrupa ekonomisi tüm olumsuz gelişmelere rağmen toparlanmaya devam ediyor.(iv)  İran ile Batı arasındaki görüşmelerin başarıyla sonuçlandırılması durumunda Türkiye barış rüzgarlarından en çok yararlanacak ülkeler arasında yer alıyor.

Toparlayacak olursak Yunanistan ve Çin dalgaları dolayısıyla Türkiye piyasalarında önemli bir satış dalgası beklemiyoruz.  Tam tersine, Asya borsaları ve sabah ilk saatlerde Türk lirasının seyri Borsa İstanbul’da hafif yukarı yönlü bir açılışa işaret ediyor. BİST-100 için ilk direnç noktası 83.500 düzeyinde.

İş Yatırım

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.