Türkiye Sermaye Piyasası Birliği (TSPB), yeni yol haritasını çizdi. Birlik, bir taraftan halka açılan şirketleri artırmak diğer taraftan mevcut halka açık şirketlerin halka açıklık oranını artırmak isterken ürün yelpazesini genişletmek için de çalışacak. Birlik, ‘bilinçli yatırım yapan’ bir yatırımcı kitlesi oluşturmak için daha proaktif olacak çünkü artık sermaye piyasaları odağına ‘yatırımcı’yı alacak.
Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı 2015-2017 Orta Vadeli Programda; İstanbul Finans Merkezi ve tasarruf oranlarının artırılmasına yönelik birçok eylem planının uygulanmasında görevlendirilen TSPB, şimdi kolları sıvamış durumda. Çalışmalarını ilk kez Dünya ile paylaşan TSPB Başkanı İlhami Koç, ekonominin sağlık büyümesi için uzun vadeli tasarrufların artması gerektiğini, bu artış için de doğru adresin sermaye piyasası olduğunu anlatarak, “Biri kısa diğeri uzun vadeli 2 ayrı politika uygulamaya çalışıyoruz. Kısa vadede, ürün ve hizmet çeşitliliği ile doğru yatırımcıya doğru ürünü sunabilmek. Uzun vadede ise finansal okuryazarlığın artmasını istiyoruz” diyor. Koç, sermaye piyasalarının odağında artık ‘yatırımcı’nın olduğunu vurgularken, “İstanbul Finans Merkezi kapsamında Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği olarak neler yapabiliriz konusunda araştırmalar yapıyoruz. 10. Kalkınma Programında İFM ve tasarrufl arın artırılmasına yönelik iki eylem planında da birlik olarak üzerimize düşen çok görev var. Bu konulara yönelik ciddi çalışmalar içerisindeyiz. İstanbul Finans Merkezi için olmazsa olmaz görünen kriter; bu süreci takip edecek bir yapılanma. Kamunun desteğine sahip ama özel sektör gibi çalışacak bir yapıya gerek var” değerlendirmesinı yaptı.
Koç, “Yine İFM projesine destek verecek bir başka çalışmamız da, birliği, sermaye piyasalarıyla ilgili konuları tartışacağımız bir platforma dönüştürmek. Burada sadece yerel sorunları değil, küresel sorunları da tartışmayı planlıyoruz. Bunun ilkini geçtiğimiz günlerde entegre finansal raporlama konusunda yaptık. Önümüzdeki günlerde de crowdfunding ile ilgili bir toplantı yapacağız” bilgisini paylaştı. TSPB Başkanı İlhami Koç DÜNYA’ya şunları anlattı:
Yatırımcıya iki aşamalı test yapılıyor Yatırımcılarımızın zaman zaman, sermaye piyasası ürünlerine yaptıkları yatırımlar nedeniyle şikayet ettiğini biliyoruz. Bu durum, çoğunlukla, yatırımcının kendi risk-getiri beklentilerine uygun olmayan bir yatırım aracı almış olmasından kaynaklanıyor. Tasarruf sahibi, tasarruflarının niteliğine göre yatırım yapmıyor. Yeni düzenlemelerle, artık müşteriye uygunluk ve yerindelik testleri yapıyoruz. Bir müşteriye sermaye piyasası ürünleriyle ilgili bir hizmet verilecekse ilk aşamada “uygunluk testi”; yatırım danışmanlığı veya portföy danışmanlığı hizmeti verilecekse “yerindelik testi” yapılması gerekiyor. Böylece, yatırımcının beklentileri, risk ve getiri profili ölçülecek ve yatırım kararları bu çerçevede alınacak. Bu uygulamayla, doğru yatırımcıya doğru ürünü sunabileceğimizi ve yatırımcıların sermaye piyasası araçlarıyla ilgili şikayetlerinin büyük ölçüde ortadan kalkacağını düşünüyoruz.
Uyuşmazlıkları çözmeye talipler Müşteriler ile aracı kurumlar arasında uyuşmazlık konuları var. Bu konuları artık Birlik olarak biz çözmek istiyoruz. Yatırımcı ile aracı kurumlar arasında sorunlar Borsa ve SPK tarafında inceleniyor. Üyelerimizle ilgili şikayet ve uyuşmazlıkların öncelikle Birlik bünyesinde görüşülmesini, burada bir uzlaşı sağlanamazsa yasal otoritelere gitmesinin daha doğru olacağını düşünüyoruz.
Vergiler için Maliye’nin kapısını çaldı KDV, kurumlar vergisi, damga vergisi, gelir vergisi, BSMV konularında Maliye Bakanlığına 2015-2017 Orta Vadeli Progam ile de uyuşan önerilerde bulunduk. Yeni ürün ve hizmet geliştirmenin önünü açacak, halka açılmaları hızlandıracak yeni vergi düzenlemeleri için görüşlerimizi bildirdik. Bu önerilerimizin çoğu, kamu tarafında vergiyi gelirlerini azaltmıyor; tam tersine artırıyor.
Halka açıklığı artıracak teşvik şart 90 binlere çıkmış bir endekse sahibiz. Geçtiğimiz yıl Borsa İstanbul, rakip piyasalardan ayrıştı ve iyi bir getiri sağladı. Buna rağmen, halka arz tarafında, bir süredir yatırımcıları heyecanlandıracak büyük bir arz gelmiyor piyasaya. Yeni şirketlerin yanı sıra, blok satışlarla mevcut şirketlerin halka açıklık oranları da artmalıydı. Blok satışlarda da sadece birkaç işlem oldu. Önümüzdeki günlerde halka açıklık oranlarının artmasını bekliyorum. Bu konuda bir teşvik mekanizması gerektiği görüşündeyiz. Londra ve Newyork dışında bazı bölgelerde finans merkezler olacağını inanıyorsak, bizim bölgemizde buna en uygun şehir İstanbul’dur. Bunun en iyi örneği IFC’nin Washington dışındaki en büyük ofisini Türkiye’de açmasıdır. Burayı bilinçli olarak seçtiler. Çünkü İstanbul, bölge için doğal merkez. Bu özelliğimizi geliştirebilmemiz için temelde 2 şey gerekiyor; 1. Vergi gibi alt yapı sorunlarının çözülmesi, 2. Büyük portföy yönetim şirketlerinin Türkiye’ye gelip burada bölgesel ofisler kurması. Bu yapılırsa, bölge ülkelerindeki şirketler finansman ihtiyacı için öncelikle İstanbul’a geleceklerdir. Örneğin, bir Kazak şirketi halka açılacaksa “roadshow” için İstanbul’a da gelecek ve belki Borsa İstanbul’a kote olacak.
Ayrıca, daha önce de belirttiğim gibi, bölge ülkelerinin türev ürünlerinin işlem görebileceği ortak bir piyasa/platform kurulabileceğini düşünüyorum.
Küçük aracılar kendine ‘niş’ alan yaratmalı SPK’nın getirdiği sermaye yeterliliği ile ilgili süreç aracı kurumlar için süreç Temmuz 2015’te bitiyor. Birkaç büyük aracı kurum dışında sektörde bir kar problemi var. Şimdi sermaye yeterliliğinden dolayı sektörde yeni bir süreç yaşanıyor. Esasen, böyle bir düzenleme olmasa da herkesin kendine bir çıkış yolu bulması gerekiyordu. Artık her aracı kurumun her işi yapması yerine belirli konularda uzmanlaşılması gerektiği görüşündeyim. Büyük sermayeli kurumlar her işi yapan bir çeşit yatırım bankası olarak çalışırken, küçük sermayeli kurumlar niş alanlara yönelmeli. Örneğin, online aracılık ya da şirket birleşme ve satın alma danışmanlığı gibi alanlarda uzmanlaşmak mümkün. Aslında sektörün bu tür kurumlara da ihtiyacı var. Bu ayrımın kendiliğinden olması gerekiyordu, şimdi sermaye şartı buna zorlayacak. TEFAS ile portföy yönetimine yeni girişler bekliyorum Yatırım fonu sektörünün büyüyememesinin bir sebebi olarak dağıtım kanallarında serbesti olmaması söyleniyordu. Fon Dağıtım Platformu TEFAS ile artık bir banka ya da aracı kurumda hesabı olan bir yatırımcı istediği fonu alabilecek. Fon yöneticileri arasında rekabet artacak. Bu yeni yapı başarılı olursa sektöre yeni oyuncular gelmesini bekleyebiliriz. Özellikle, büyük yabancı portföy şirketlerinin gelmesi sektörümüzü başka bir lige çıkartacaktır. İşte bu nedenlerle yeni başlayan fon dağıtım platformu çok önemli. Hepimizin sahip çıkması gereken bir proje. Biz de Birlik olarak bu konuda bir tanıtım ve reklam çalışması planlıyoruz.
Finansal okuryazarlık eğitimi ‘asker ocağı’na da uzanacak Finansal okuryazarlık ana gündem maddelerimizden biri. Burada internet sitemizde herkese açık eğitim programlarımız var. Bunun mobil versiyonunu da çıkardık. Bunun dışında okullarda tasarruf konusu üzerine bir takım dersler verilebilir mi diye Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşeceğiz. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı’nın koordinatörlüğünde orduda bazı eğitim programları yürütülüyor. Onlarla da görüştük. Eğitim programlarına girmeyi ve askerlere tasarruf ve finansal okuryazarlık konularında eğitim vermeyi istiyoruz.
Endeks 100 bini geçecektir Bu yıl yüzde 7 enflasyon, yüzde 3.5 büyüme oranı bekliyoruz. Olağanüstü bir olumsuzluk olmazsa borsa endeksi 100 binleri geçebilir. Kur tarafında artık aşırı değerli TL’den bahsetmek mümkün değil. Faiz politikasında ciddi bir değişiklik olmadıkça TL’nin fazla değer kaybetmesini beklemiyorum, ancak genel olarak dünyada doların güçlenmeye devam edeceğini de unutmamak gerekiyor. Bu nedenle, TL’nin değerine, dolar değil sepet bazlı bakmakta yarar var. Faizlerin ise yüzde 7 enfl asyonun etrafında bir seviyede hareket etmesini bekliyorum.
Ev hanımı foreks yaparsa kaybeder Yatırımcıları risk-getiri beklentilerine uygun yatırım yapması çok önemli. Geçmişte yatırımcılar kendi beklentilerinin dışındaki ürünlere girdiler ve bu nedenle hayal kırıklığı yaşadılar. Şimdi forkeste de benzer bir durum yaşanıyor. Belirli bir tür bakış açısıyla yatırım yapanların bulunabileceği bir yer foreks. Dövizde yüksek getiri beklentiniz varsa, yüksek kaldıraçla işlem yapıp yüksek risk alabiliyorsanız forekste işlem yapabilirsiniz. Ama herkes için doğru bir yer değil. Örnek vermek gerekirse, ailenin tasarruflarını yönetmeye çalışan bir ev hanımı burada işlem yaparsa kaybetmesi çok büyük ihtimaldir. Foreks, kendine özel alım-satım, risk yönetim modelleri olan bir alandır.
Ukrayna’daki foreksçi burada işlem yapabilmeli Vergi konusunda en iyi örneklerden biri Foreks işlemleriyle ilgili. İstanbul finans merkezi olsun istiyoruz, bu anlamda foreks piyasasındaki vergi sorununun çözülmesi çok önemli. Örneğin, Ukrayna’daki müşteri evinden bizim kurduğumuz platformlar üzerinden niye işlem yapmasın? Ukrayna’da bir yatırımcı bizim platformlarımızı kullanarak foreks işlemi yaparsa, aracı kurumun belirli aralıklarla bu kişi için kar-zarar hesaplaması ve beyanname düzenleyip vergi dairesine vermesi gerekiyor. Genellikle Londra ya da İsviçre üzerinden yapıyorlar. Gelir vergisi tarafında yapacağımız bazı düzenlemelerle bu yatırımcıları bizim platformlarımıza çekebilirsek, devlet en azından BSMV geliri elde edecek. Maliye Bakanlığı ile mutabakata vardık. Her bir alt başlıkta Vergi İdaresi ile konuşacak küçük gruplar oluşturuyoruz.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.