E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiFED’in faiz kararıyla kazananlar ve kaybedenler---

FED’in faiz kararıyla kazananlar ve kaybedenler

FED’in faiz kararıyla kazananlar ve kaybedenler
04 Mayıs 2023 - 11:41 borsaningundemi.com

FED’in 25 baz puanlık faiz artışı ve para politikası kararları piyasaların geneli için büyük bir anlam ifade ediyor. Bankrate’in haberinde FED politikalarından en çok etkilenen unsurlara işaret edildi

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD Merkez Bankası (FED) 2-3 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen para politikası toplantısının ardından faizleri 25 baz puan yükselterek politika faiz oranını %5 ila %5,25 aralığına çekmiş oldu. Söz konusu hamleyle FED onuncu kez üst üste faiz artırımı gerçekleştirdi. Amerikan merkez bankası yüksek faiz oranlarıyla finansal piyasalardaki likiditeyi düşürmeyi ve yüksek enflasyonu kontrol altına almayı hedefliyor.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, FED’in faiz kararı ABD enflasyonunun yıllık bazda yüzde 5 seviyesinde olduğu bir dönemde geldi. ABD Tüketici fiyatları 2022’nin en yüksek seviyesinden düşüyor olsa da hâlâ %2’lik hedef faiz oranının çok üzerinde. FED’in aşırı ısınan ekonomi için frene basmaya devam etmesindeki asıl soru ise bu faiz artışlarının ne kadar devam edebileceği ve yüksek faiz oranları sebebiyle ortaya çıkabilecek bir resesyonun ne kadar derinleşeceği.

Bankrate Baş Finans Analisti Greg McBride konuyla ilgili açıklamasında, “Faiz oranları, ABD Merkez Bankası’nın ekonomiyi yavaşlatmak ve enflasyonu evcilleştirmek için kullandığı araçtır. FED faiz oranlarını son 40 yılın en hızlı ivmesiyle yükseltti ve bunun artçı etkileri bekleniyor. Banka iflasları da bunlardan biri. Ancak daha geniş bir ekonomik yavaşlama veya resesyon enflasyonu kontrol altına almak için ödenmesi gereken nihai bedeldir” ifadelerine yer verdi.

FED, faiz oranlarını yükseltmenin yanı sıra, tahvil portföyünün büyük bir kısmını da satıyor. FED bilançosunu küçültürken bu hamleyle finansal sistemdeki likiditeyi azaltmayı ve bu sayede enflasyonu yavaşlatmayı hedefliyor.

Yüzde 3,4 seviyesinde olan 10 yıllık ABD Hazinesi tahvil getirileri Ekim 2022’de yakaladığı yüzde 4,33’lük zirvesinden oldukça aşağıda işlem görüyor. FED’in kısa vadeli faiz oranlarını yükseltmeye devam etmesine rağmen getirilerde görülen bu düşüş yatırımcıların yakın vadede bir resesyona hazırlandığını gösteriyor. Son dönemde ABD’de görülen banka iflasları ise finansal sistemin istikrarı konusundaki endişeleri körüklüyor.

Bankrate’in haberinde FED’in faiz artışlarının ardından kazananlar ve kaybedenler özetlendi.

1. Tasarruf mevduatları ve mevduat sertifikaları

Yükselen faiz oranları birçok bankanın tasarruflar ve para piyasası hesapları için daha fazla getiri ödemesi anlamına gelir. Ancak bu artışların ne kadar hızlı gerçekleşeceği bankadan bankaya değişir.

McBride, “Mevduat sertifikalarındaki getiriler son aylarda düzeltildi ve bu düzeltmeleri daha kısa vadelerde ve çevrimiçi tasarruf hesaplarında bile görüyoruz. Gelecekte birden fazla faiz artırımı yakıtı olmadan mevduat faizlerindeki yukarı yönlü ivme duracaktır. Şimdiyse mevduat sertifikalarında 2 yıllık ila 5 yıllık daha uzun vadeleri olan hesaplara kilitlenme zamanı” tavsiyesinde bulundu.

Yüksek faizlerden sağlanan getirileri en üst düzeye çıkarmak isteyen tasarruf sahipleri genellikle internet bankacılığını tercih eder. Zira hizmetlerini çevrimiçi yöntemler üzerinden sunan bankalar geleneksel bankalardan çok daha iyi faiz oranları sağlar.

Mevduat sertifikaları söz konusu olduğunda ise tasarruf sahipleri hesaplarda vade süresini kırarak bir ceza ödemeye istekli olmadıkları sürece tasarruflar vade süresi boyunca getirilerini koruyacaktır.

2. Mortgage

Politika faizleri mortgage faizlerini bire bir etkilemez. Ancak mortgage faizleri genellikle 10 yıllık ABD Hazinesi getirileriyle aynı yönde hareket eder. Örneğin son aylarda resesyon endişelerinin artmasıyla birlikte 10 yıllık tahvillerde görülen düşüşü mortgage faizleri de takip etti.

McBride, "Enflasyon maddi olarak yüzde 5'in altına düşene kadar, mortgage faizlerinin düşmesi için sınırlı bir alan var. Yüzde 6,5'e yaklaşan daha yüksek mortgage faizleri, ev fiyatlarında ek yüzde 30'luk bir artışla aynı etkiye sebep oldu" ifadelerine yer verdi.

Mortgage faizleri bir yıl önce bulundukları yerin çok üzerinde işlem görüyor. Son birkaç yılda konut fiyatlarında görülen olağanüstü artışların ardından yüksek faizler de ev almak isteyenler için ikinci bir sorun yarattı. Konut fiyatları ve finansman daha pahalı hale geldi. Bu da konut piyasasında yavaşlamaya neden oluyor.

3. Hisse ve tahvil yatırımcıları

FED’in faiz oranlarını sıfıra yakın tuttuğu uzun bir süre boyunca borsa da yükseliyordu. Düşük faiz oranları hisse senetleri için faydalıydı. Bu da tahvil getirileri ve mevduat sertifikaları gibi sabit gelirli yatırımlara kıyasla borsa yatırımlarının daha cazip görünmesini sağladı.

2021'in sonlarından bu yana ise yatırımcılar faiz artışlarını fiyatlıyor ve S&P 500 Endeksi 2022'nin çoğunu derin bir çöküş içinde geçirdi. Son dönemde ise 10 yıllık tahvillerdeki ılımlılık birkaç aydır hisse senetlerinin yükselmesini destekledi. Zira yatırımcılar faiz artışlarının sonunu görebileceklerini düşünüyordu. Yine de daha yüksek faiz oranları bir resesyon yaratmasa bile büyümeyi ve dolayısıyla şirket bilançolarını yavaşlatacaktır.

McBride, “Hisse senedi ve tahvil piyasaları 2022’de yükselen faiz oranları tarafından cezalandırıldılar. FED’in bir kez kenara çekilmesiyle birlikte piyasalar güçlü bir ralli gerçekleştirebilir. Ancak ekonomi ve şirket bilançoları tutunamazsa bu rallinin ömrü kısa olabilir. Piyasalarda volatilite beklenmeli ve yatırımcılar kendilerini olumsuzluklara karşı kendilerini hazırlayarak uzun vadeli perspektiflerini korumalı” dedi.

Daha yüksek oranlar tahvilleri sert bir şekilde vurdu ve tahvilin vadesi ne kadar uzun olursa, yükselen oranlar tarafından o kadar zarar gördü. Bununla birlikte, yatırımcılar şimdiyse FED’in agresif sıkılaştırmasının sona erdirmesini beklerken, tahvil piyasası da fiyatlar üzerinde bir taban arıyor. Ancak ekonomi henüz beklenen bir resesyona karşı dayanıklılık sınavından geçmediğinden hisse senetleri hâlâ dalgalı bir seyir içinde olabilir.

Bankrate haberinde ekonominin sakinleşmesini beklerken kısa vadeli tahvillerin paranın depolanması için en cazip alan olarak öne çıktığı belirtiliyor.

4. Borçlular

Halihazırda borçları olanların borçlarını yeniden düzenlemek için piyasaya girmelerine gerek bulunmuyor. Örneğin 2021 veya 2022’de 30 yıllık sabit oranlı mortgage kredisi olanların şu anda iyi bir noktada bulunduğu söylenebilir. Ancak krediye erişmeye ihtiyaç duyan diğer herkes için haberde piyasanın daraldığı gerçeğine dikkat çekiliyor. Bu bir kredi kartı borcu, öğrenim kredisi, bireysel kredi, otomobil kredisi veya akla gelebilecek her türden kredi olabilir.

Bankrate analizine göre ABD’de bireysel kredilerdeki ortalama faiz oranı 26 Nisan itibariyle yüzde 10,82’ye ulaştı. Bununla birlikte daha iyi kredi puanına sahip olan borçlular halen daha düşük faizlerle kredi alabiliyor. 2021’de FED’in politika faizleri sıfıra yakınken ortalama kredi faizleri ise sadece yüzde 9,38 seviyesindeydi.

Yeni kredi alacakların yanı sıra sabit olmayan kredilerde borcu olanlar da yüksek faizlerin acısını hissediyor. Örneğin yıllar önce düzeltilebilir mortgage kredisi olanların kredileri yüksek faiz oranlarına göre yeniden düzenlenebilir ve aylık ödemelerde artış görülebilir.

5. Kredi kartları

Kredi kartı faiz oranları FED’in faiz oranlarıyla yakından ilişkilidir. FED’in faiz oranlarını yükseltmesi kredi kartı faizlerinde de artış anlamına gelir. ABD’de kredi kartı faizleri halihazırda birkaç yılın en yüksek seviyesine geldi ve bu artış devam ediyor.

McBride konuyla ilgili açıklamasında, “Kredi kartı faizleri FED’in herhangi bir faiz artışını taklit edecek ve halihazırda rekor seviyede olan kredi kartı faiz oranları daha da yükselmeye hazır olacak. Yüksek maliyetli kredi kartı borcunuzu geri ödemeye öncelik verin ve bu borçlarınızı geri ödeme çabalarınızda bir destek sağlamak için yüzde sıfır veya başka bir düşük oranlı bakiye transferi tekliflerini kullanın” önerisinde bulunuyor.

Bu arda kredi kartlarındaki faiz oranları bakiye çalıştırmıyorsanız büyük ölçüde sorun teşkil etmez.


6. ABD yönetimi

ABD’de devlet borcu 32 trilyon dolara yaklaşırken bir yandan da FED faiz oranlarını yükseltiyor. Borcun devretmesi ve yeni borç alınması ABD yönetimi için maliyetlerin artması anlamını taşıyor. ABD yönetimi düşük faiz oranları döneminden de yararlanabilmişti. Faiz oranları ekonomideki kriz dönemlerinde döngüsel olarak yükselse de uzun vadede istikrarlı bir şekilde düşüş gösteriyor.

Enflasyon faiz oranlarından daha yüksek kaldığı sürece ABD yönetimi yavaş yavaş enflasyondan fayda sağlayabilir ve önceki borçları bugün değeri düşen dolar üzerinden fiyatlanabilir. Bu elbette ABD yönetimi için cazip bir olasılık. Ancak devlet tahvili satın alanlar içinse aynı şey geçerli değil.

Hisse senedi boğaları 'şahin duraklama'dan memnun değil

 

Fed sinyal vermeye başladı

 

Piyasalarda, Powell’ın konuşmasından sonra işin rengi değişti

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)