Fed'in bu yıl 4 kez faiz artırması garanti değil

Dün ABD’de önemli bir veri açıklaması bulunmazken ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinin açıklamaları takip edildi. Atlanta Fed Başkanı Dennis Lockhart konuşmasında faiz artışlarının kademeli olarak gerçekleşeceğini ve her toplantıda olmayacağını ifade etti. Ayrıca faiz artışlarının başta enflasyon olmak üzere ekonomik verilere bağlı olacağını ve küresel piyasalardaki satışların ABD ekonomisini etkilemeyeceğini belirtti. Diğer yandan, Dallas Fed Başkanı Robert Kaplan özellikle Çin hisse piyasalarındaki volatilite ve ekonomik yavaşlama  göz önüne alındığında Fed'in bu yıl 4 kez faiz artırmasının garanti olmadığını söyledi. Ayrıca Kaplan yeni faiz artırımlarını ertelemenin risk yaratacağını belirtirken, Mart ayında faiz artırımına gidilmesi ihtimalinin olduğunu da kaydetti. Fed, Mart ayında faiz artırımına gidecek olursa, Fed’in 2016 yılı içinde 4 kez faiz artırımı yapma ihtimali artacak. Fed’in faiz kararlarına bağlı olarak 2016 yılının ilk üç çeyreğinde piyasalarda yüksek volatilite ve gelişmekte olan ülkelerde satış baskıları yaşanabilir.Dün dolar endeksi ve ABD 10 yıllık tahvil getirileri yükseliş gösterdi. ABD borsaları kapanışa doğru gelen tepki alımlarının etkisiyle ise günü artıda tamamladı. Bugün ABD’de önem arz eden bir veri açıklaması bulunmazken iş dünyasının nabzını tutan Fed Bej Kitap Raporu yayınlanacak.
Çin yuanının değer kaybına devam etmesi küresel piyasalarda olumsuz algılanmaya devam ediyor. Çin’de borsalarda yaşanan sert kayıpların ardından uygulamaya giren ‘devre kesici’nin sistem dışı bırakılması ve büyük hissedarların hisse satışlarının yasaklanmasının ardından Çin borsalarında bir süre satış dalgası yaşandı ancak bugün 
yine düştü. Çin’de yaşanan gelişmeler Avrupa ve Asya borsalarına da olumsuz yansıdı. Hem Avrupa hem de Asya’da borsalar dün günü ekside tamamladı. Çin ekonomisine ilişkin giderek artan endişeler yatırımcı algısını kırılganlaştırmaya devam ederken, düşmeye devam eden petrol fiyatları da küresel piyasalardaki bu olumsuz havanın artmasına neden 
oluyor. Ayrıca gerek Çin etkisi gerekse Ortadoğu’da yaşanan jeopolitik sorunların henüz çözülememiş olmasından dolayı yatırımcıların temkinli davranışları piyasalarda düşük hacimli işlemlere neden oluyor. Bugün Japonya’da açıklanan Kasım ayı dış ticaret açığı azalırken, cari işlemler fazlası aynı dönemde iki katından fazla arttı. Japonya’da ayrıca tüketici güven endeksi de beklentilerin üzerinde gerçekleşti. 
Geçtiğimiz hafta tüketici kredilerinde 2008 krizinden bu yana en sert yükselişin kaydedildiği İngiltere’de ise bugün sanayi üretim endeksi verileri yakından takip edilecek. Dün yurtiçinde Ekim ayı cari işlemler dengesi verisi açıklandı ve bir önceki ay 0.13 milyar dolar olan cari işlemler açığı Kasım ayında 2.1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Ayrıca dün 2016-2018 Orta Vadeli Program açıklandı. 
Programda 2015 yılsonu büyüme oranı %3’den %4’e, 2016 yılsonu ise %4’den %4.5’e revize edildi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek %4.5’lik büyümeye seçim belirsizliklerinin azalmasının yanı sıra özel sektör yatırımlarının artması, gelirler politikasıyla yurtiçi talebin 
canlanması ve dış talebin büyümesiyle ulaşılmasını öngördüklerini söyledi. Şimşek ayrıca, önümüzdeki üç yılda gelişen ülkelerin küresel büyümeye katkısının azalacağını söylerken, küresel büyümenin kriz öncesi seviyelerin oldukça altında olduğunu belirtti. Dün cari 
işlemler dengesi ve OVP sonrasında BIST 100 endeksi günü hafif yükselişle tamamlarken, TL’de dolar karşısında bir miktar değer kazandı. 

Döviz

Çin’e ilişkin endişelerin ve jeopolitik risklerin devam ediyor olmasının risk algısını artırması gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Bu durum, USD/TL kurunda hareketlilik yaşanmasında etkili oluyor. Dışsal ve jeopolitik risklerin önemli olmaya devam ettiği dün, yurtiçinde ise Kasım ayı cari işlemler dengesi ve 2016-2018 Orta Vadeli Program’ın güncellenen hali takip edildi. Cari işlemler açığı Kasım ayında artış gösterirken, Orta Vadeli Programın güncel halinde ise büyüme ve enflasyon tahminlerinin yukarı yönlü revize edildiği görüldü. Dün sabah saatlerinde 3.04’lü seviyelerde bulunan USD/TL kuru gün içinde 3.0122 seviyesine kadar geri çekilse de bu seviyede tutunamayarak akşam saatlerinde 29 Eylül’den sonraki en yüksek seviyesi olan 3.0448 seviyesine yükselerek günü 3.0376 seviyesinden sonlandırdı. Dün EUR/USD paritesinde yaşanan düşüşün etkisiyle EUR/TL kuru hafif geri çekildi ve dün 3.2999’dan kapandı. USD/TL kurundaki yükseliş sonucu sepet kur (0.5*¬+0.5*$) da dün yükselişle 3.1680’den kapandı. Bugün veri açısından sakin olan günde, ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinin konuşmaları takip edilecek. Küresel ekonomiye ilişkin artan endişelerin yanı sıra Fed’in faiz artırımına başlamış olması nedeniyle önümüzdeki dönemde TL üzerindeki baskılar devam edebilir. 
Fed’in Mart ayında faiz artırıp artırmayacağı önemli olacak. Fed, 2016 yılı içinde 4 kez faiz artırımına gitmek istiyor. Piyasalardaki beklenti ise Fed’in 2 yada 3 kere faiz artırımına gidebileceği yönünde. Fed, Mart ayında faiz artırımına gidecek olursa, Fed’in 2016 
yılı içinde 4 kez faiz artırımı yapma ihtimalinin artacak olmasının 2016 yılının ilk üç çeyreğinde gelişmekte olan ülkelerde baskının devam etmesinde etkili olacağını düşünüyoruz. Bugün kurun yukarı yönlü hareketlerinde ilk direnç seviyesi olarak 3.07 seviyesi takip edilebilir, orta ve uzun vadede kurun yukarı yönlü hareketlerinde 
3.10-3.15 seviyelerine doğru bir hareket yaşanabilir.
Dün veri takvimi açısından sakin olan günde EUR/USD paritesinde dolar endeksindeki yükselişe paralel olarak hafif aşağı yönlü hareketler görüldü. Dün sabah güne, 1.0909 seviyesinden başlayan parite, gün içinde en yüksek 1.0970 ve en düşük 1.0848 seviyesini 
gördükten sonra günü 1.0859 seviyesinden satıcılı kapattı. Paritenin bir süredir bulunduğu 1.08-1.10 aralığındaki hareketini sürdürdüğünü görüyoruz. Veri takvimi açısından geçtiğimiz haftaya göre sakin geçmesini beklediğimiz haftada, ABD Merkez Bankası yetkililerinin 
konuşmaları ve Çin ekonomisine dair gelişmeler yakından izlenmeye devam edilecek. Bu sabah parite 1.08’li seviyelerde hareket ediyor. 
Paritenin 200 günlük hareketli ortalama değeri ile 50 haftalık hareketli ortalama değerinin birbirine çok yakınlaştığı ve 1.1040’lı seviyelerde bulunduğu görülüyor. Bu durum Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısına kadar bu seviyenin üzerinde bir hareketin yaşanmasının 
zor olduğunu düşündürüyor. Önümüzdeki dönemde ABD ve Avrupa Merkez Bankalarının para politikalarındaki ayrışma EUR/USD paritesinde aşağı yönlü hareketler görülmesinde etkili olabilir. Özellikle ABD Merkez Bankası (Fed)’nın Mart ayında faiz artırımına gidip gitmeyeceği önemli olacak. Fed, Mart ayında faiz artırımına gidecek olursa, Fed’in 2016 
yılı içinde 4 kez faiz artırımı yapma ihtimalinin artacak olması ve ABD ve Avrupa Merkez Bankalarının para politikalarındaki ayrışma EUR/USD paritesinde aşağı yönlü hareketleri destekleyebilir. Kısa vadede ise paritenin 1.05 seviyesinin altına inmesini ve bir süredir 
kırmadığı 55 haftalık hareketli ortalama değeri olan 1.1091 seviyesinin üzerinde bir haftalık kapanış gerçekleştirmesini beklemiyoruz. Paritenin aşağı yönlü hareketlerinde ilk destek seviyesi olarak 1.0750 seviyesi takip edilebilir, paritenin yukarı yönlü hareketlerinde ise 1.0960 seviyesi önemli bir direnç olarak görünüyor. 

Faiz

Dün yurtdışında jeopolitik risklerin artması ve Çin ile ilgili yavaşlama endişelerinin etkisiyle küresel piyasalarda satış baskısı yaşanmasıyla USD/TL kurunun yükselmesiyle birlikte faiz oranları da yükseliş gösterdi. İki yıllık gösterge tahvil getirisi dün açılışına göre 3 baz puan artarak %11.21 seviyesinden günü tamamladı. 10 yıllık tahvil getirisi ise açılışına göre 16 baz puan artışla %11.31 seviyesinden kapandı. Türkiye’nin 5 yıllık CDS risk primi ise dün 5 
baz puana yakın artarak yaklaşık 307 puan seviyelerinde seyretti. 
Yılbaşından beri tahvil getirilerinin artışına baktığımızda kısa vadeli tahvillerin 18 baz puan, uzun vadeli tahvillerin ise 25 baz puan artış gösterdiğini yani uzun vadeli tahvillerin jeopolitik 
riskler ve enflasyon oranının piyasa beklentisinden sapması gibi etkiler nedeniyle kısa vadeli tahvillere göre daha çok satış yaşadığını görmekteyiz. Yılbaşından bu yana getiri eğrisindeki yataylaşma ile birlikte 10 yıllık faiz oranları ile arasındaki farkın kapandığını gözlemlediğimiz iki yıllık gösterge tahvilin yukarı yönlü hareketlerinde %11.50 seviyesi takip edilebilir.

Hisse Senedi

Küresel hisse senedi piyasalarında Çin, emtia fiyatları ve jeopolitik risk kaynaklı endişelerin yansımaları hissedilmeye devam ediliyor. Bununla birlikte Çin ekonomisine ilişkin endişelerle sert değer kaybeden Asya borsaları küresel hisse senedi piyasalarında volatiliteyi artırıyor ve gelişmekte olan ülke borsaları üzerinde baskı oluşturuyor. 2015 yılının son günlerinden bu yana ağırlıklı olarak dış piyasalardaki gelişmelerin etkisiyle yön bulduğu görülen BİST 100 endeksi dün gelen tepki alımlarıyla gelişmekte olan ülke borsalarından pozitif ayrıştı. Böylece endeks günü %0.62’lik artışla 71,048 seviyesinden sonlandırdı. Özellikle bankacılık hisselerine gelen alımlar BİST 100 endeksinin yükselişine destek oldu. Yaklaşık bir haftadır dar bir bantta kararsız hareket ettiği görülen endeksin, 
69,190 destek seviyesinin üzerinde kalıcı olarak tutunması ya da altına gevşemesi durumunda, yönüne karar vermesini bekliyoruz. Kritik gördüğümüz bu seviyenin altına doğru sarkmalar endekste satış baskısının artmasına neden olabilecekken bu seviyenin üzerine kalıcı olarak yerleşilmesi halinde yükseliş denemeleri görülebilecektir. 
Bugün veri takvimi açısından sakin bir gün olacak. Bu bağlamda,endeksin seyrinde Çin ve emtia fiyatlarına yönelik fiyatlamaların etkili olmaya devam etmesini bekliyoruz.

Emtia

Küresel piyasalarda fiyatlanan jeopolitik endişeler ve Çin kaynaklı kaygıların güvenli liman alımlarını tetiklemesiyle altına olan talebin artmasının ardından dün ise altına satış geldi. Buna göre dün 1,103 dolar/ons seviyesinden güne başlayan altın fiyatları gün içerisinde 1,108 dolar/ons’a kadar yükselse de günü 1,094 dolar/ons ile satıcılı tamamlamış oldu. Dünkü işlemlerde günlük bazda %0.9 değer kaybı yaşayan altın fiyatlarının bu sabah ise 1,095 dolar/ons seviyelerinde hareket ettiğini görüyoruz. Piyasalarda genel olarak Çin 
baskısının devam ettiği görülse de, geçen hafta Çin hisse senetlerinde yaşanan sert satış dalgasının bir miktar yatışmasının ardından altın fiyatları da geri çekildi. Yatırımcıların portföylerini korumak amacıyla aksiyonlarını riskli varlıklardan daha güvenli varlıklara 
yöneltmeleriyle altın fiyatlarında kısa vadeli yukarı yönlü hareketler görsek de, piyasaların ABD’de faiz artırımının bu yıl içerisinde kaç defa yapılacağını yeniden fiyatlamasıyla birlikte oluşabilecek volatilite altın fiyatları üzerinde tekrar aşağı yönlü baskılara sebep 
olabilir. Bu bağlamda altın fiyatlarının aşağı yönlü hareketlerinde ilk etapta 1,080 dolar/ons desteği önemli olacakken, son iki işlem gününde test edilen 1,110 dolar/ons direnci ise yukarı yönlü hareketlerde takip edilmeye devam edilmeli. 
Çin ekonomisine ilişkin giderek artan endişeler ve devam eden arz fazlası endişeleri petrol fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı yaratmaya devam ediyor. Dün gün içinde 31.5 dolar/varil seviyelerine kadar gerileyen brent petrol bugün 30 dolar/varil seviyelerinde seyrediyor. OPEC tarafından referans petrol fiyatı olarak belirlenen petrol sepeti fiyatları ise 28.41 dolar/varil seviyesine kadar geriledi. Öte yandan, Goldman Sachs’ın ardından Merril Lynch’de dün 
önümüzdeki yıl için petrol fiyatları beklentisini 20 dolar/varil seviyesine indirdi. Bugün Çin’de yaşanan gelişmelerin yanı sıra Fed Richmond Başkanı Lacker’ın konuşması petrol fiyatları açısından yakından takip edilecek.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.