Commonwealth Foreign Exchange Piyasa Başanalisti Esiner, Fed'den gelen sinyallerin, piyasalara volatilite ve ilk faiz artışının zamanlaması için belirsizlik enjekte etme girişimi olduğuna inandığını açıkladı
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) varlık alımlarını sonlandıracağı bu ayda, işgücü piyasasında yaşanan kısmi iyileşmeyle birlikte, faiz artırımı konusunda Fed üyelerinden gelen karışık sinyaller, piyasalarda volatilitenin artmasına neden oldu.
ABD tahvil faizleri yüzde 2,28 seviyesiyle yaklaşık 4 ayın en düşüğüne gerilerken, dolar endeksi aralıksız 12 haftalık yükselişin ardından ilk kez haftalık bazda düşüş kaydetti. New York borsasından endeksler, haftanın tüm işlem günlerinde satıcılı seyirle kapanırken, Dow Jones endeksindeki düşüş 300 puanın üzerine çıktı. Standard &Poor's 500 Endeksi de, bu hafta yüzde 3'ün üzerinde kayıpla son iki yılın en dert düşüşünü yaşadı.
Piyasalardaki korkunun derecesini ölçen ve S&P 500 endeksi üzerine olan opsiyonların volatilitesinden hesaplanan VIX endeksi de yeniden yükselişe geçip son 8 ayın en yüksek değerine ulaşırken, piyasalardaki korkunun da arttığına işaret etti.
Hafta içi çeşitli yerlerde açıklamalarda bulunan Fed yetkilileri ise enflasyon riskine dikkati çekerken, bazı Fed üyeleri enflasyonun beklentilerin altında kalmasının kaygı verici olduğunu söyledi.
Richmond Fed Başkanı Jeffrey Lacker, büyümenin düşük kalmasına rağmen enflasyonun yükselebileceğini belirtirken, San Francisco Fed Başkanı John Williams, Fed'in enflasyonu kontrol altında tutmak için gerektiği takdirde varlık satışı yapma seçeneğini göz ardı etmediğine değindi. New York Fed Başkanı William Dudley ve Şikago Fed Başkanı Charles Evans, son günlerde yaptıkları açıklamalarda hedeflerin altındaki enflasyonu yakın zamandaki faiz artışı karşısında bir risk olarak değerlendirdi.
Philadelphia Fed Başkanı Charles Plosser, ABD ekonomisi için en iyi sistemin, sistematik para politikası olacağını belirterek, Fed'in ana hedefinin fiyat baskılarını kontrol altına almak olduğunu vurguladı. Plosser, istihdam piyasalarının pek çok alanda iyiye gittiğini dile getirerek, faiz artırımının ekonominin izleyeceği seyre bağlı olduğunu aktardı. ABD Merkez Bankası Fed Başkan Yardımcısı Stanley Fischer ise yükselen dolardan faydalanan ülkelerin önünü kesmeyeceklerini belirterek, "Kendi kurlarının değer kaybından fayda sağlayan ülkeleri engellemek için müdahalede bulunmayacağız" dedi.
"Karışık mesajlar, volatiliteyi artırdı" ABD'de bulunan Commonwealth Foreign Exchange Piyasa Başanalisti Ömer Esiner, piyasalardaki dalgalanmaların çeşitli nedenleri olduğunu belirterek, "ABD'de doların artan gücü ve bu durumun şirket kazançları üzerindeki potansiyel etkisi ile emtialarda büyük çapta oynaklığa zemin hazırlaması, ayrıca gelişmekte olan piyasalardaki yüksek riskli varlıklar, dalgalanmaların ana nedenini oluşturdu" dedi.
Esiner, küresel ekonomideki zayıflıklara ilişkin endişelerin de (Avro Bölgesi verilerinin resesyona işaret etmesi ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) parasal genişleme konusunu ağırdan alması) piyasalardaki dalgalanmalara zemin hazırladığını aktararak, şunları kaydetti:
"Biz ilk kez 17 Eylül tutanaklarında piyasaların beklediğinden daha sıkı para politikası ve faiz artırımının daha hızlı olacağının sinyalini gördük. Bu durum yükselen dolara ve tahvillere gönderilen şahin bir sinyal oldu. Sonraki tutanaklarda ise Avrupa ve Japonya'ya ilişkin makroekonomik dalgalanmalar ve muhtemelen parasal koşulların erken sıkılaştırılması ile güçlenen dolara ilişkin endişeler gördük. Bu güvercin bir sinyal oldu. Bu hafta ise Fed başkanlarının bir kez daha güçlü dolar ve faiz oranlarının uzun süre değiştirilmeden tutulmasına ilişkin endişe sinyalleri veren güvercin tondaki açıklamalarına şahit olduk. Karışık mesajlar, ilk faiz artışının zamanının görünümünü gölgeledi ve bunun bir sonucu olarak volatilite arttı."
Piyasaların, ilk faiz artırımını temmuz ayında fiyatladığını ancak şimdi bu durumun ekim ayına kadar taşındığını vurgulayan Esiner, sözlerini şöyle tamamladı:
"Fed'den gelen sinyallerin, piyasalara volatilite ve ilk faiz artışının zamanlaması için belirsizlik enjekte etme girişimi olduğuna inanıyorum. Bu durum, potansiyel olarak ekonomiyi negatif etkileyen 12 haftadır yükselen doların ana nedeni oldu. Yani, Fed yavaşça ve geçici olarak doların yükselmesini isterken, tahil faizlerinin de yükselmesini engellemek istedi. Nihayetinde zaten, tahvil faizler gelecek yılın ilk yarısında yükselişe geçecekti. Fed'in son tutanaklarında üzerinde durduğu noktalar bunun kanıtı olarak tahmin ediliyor."
" Dolardaki son değerlenme, ABD'de ihracatı negatif etkileyebilir" Capital Economics Başekonomisti William Jackson ise Çin ve Avro Bölgesi'nde ekonomik büyümenin zayıflamasının Fed üyeleri üzerindeki endişeleri artırdığını belirterek, "Dolardaki son değerlenme, ABD'de ihracatı negatif etkileyebilir ve Fed'in yüzde 2 olan enflasyon hedefinden uzaklaşmasına neden olabilir" dedi.
Yakın zamanda küresel petrol fiyatlarının birdenbire gerilemeye başladığını anımsatan Jackson, ABD'de 10 yıllık tahvil faiz oranlarındaki gerilemenin de dikkati çekici olduğunu dile getirdi.
Bu kaymaların kısmen küresel yavaşlama ile açıklanabileceğini ve ABD'de reel ekonomik büyüme üzerindeki olumsuz etkilerini dengelemeye yardımcı olacağını aktaran Jackson, şunları kaydetti:
"Birçok Fed üyesi faiz artırımının öngörülenden daha uzun bir zaman alacağı konusunda endişeli olurken, bazı Fed üyeleri artırım için verilerden ziyade bir takvime bağlı olmasının yanlış olacağı görüşünde. Kritik biçimde, birçok üye sözle yönlendirmenin açıklığa kavuşmasını isterken, ilk faiz artırımının gelecek yılın mart ayında gerçekleşmesini bekliyoruz. Eğer işsizlik oranları gerilemeye devam ederse ve ücret büyümesi beklediğimiz gibi ivme kazanırsa Fed faiz artırımı için beklenenden daha erken hareket edebilir."
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.