Gösterge tahvilin bileşik faizi 30 Eylül'den beri devam eden düşüş trendini bugün de sürdürüyor. 30 Eylül'de yüzde 10,01 ile çift haneli seviyeleri gören gösterge bileşik faizi, bu tarihten itibaren yaklaşık 200 baz puan gerileyerek 1 Kasım 2013 tarihinden bu yana ilk kez yüzde 8'in altını gördü.
Güne yüzde 8,05'den başlayan gösterge tahvilin bileşik faizi en düşük yüzde 7,95'e kadar geriledikten sonra, Hazine'nin yeni 2 yıl vadeli gösterge tahvilin ilk ihracı ve 10 yıl vadeli gösterge tahvilin yeniden ihracı öncesinde yüzde 8,01'de dengelendi
Analistler, petrol fiyatlarında gerilemenin cari açığa olumlu yansıyacak olmasının ve son dönemde Türk Lirası'nın gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en iyi performansı göstermesinin piyasadaki olumlu havayı desteklediğini kaydediyor.
Analistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) bu hafta gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizlerde bir indirim olmayacağını beklediklerini belirtiyor.
Faizlerde görülen gerilemede küresel düşük faiz ortamının devam edebileceği beklentilerinin etkili olduğunu dile getiren analistler, Hazine'nin 2015 yılı borçlanmasının 2014 yılına göre daha düşük olmasınında faizlerdeki düşüşte etkili olduğunu dile getiriyor.
Faizlerin kısa vadede yüzde 8 civarında dengelenmesi beklediklerini dile getiren analistler, Merkez Bankası'ndan faiz indirimi gelmesi durumunda faizlerde düşüşün devam edebileceğini kaydediyor.
" Türkiye, bir anda tahvil yatırımcısının gözdesi oldu" Garanti Yatırım Stratejisti Tufan Cömert konuya ilişkin değerlendirmesinde, petrol fiyatında yılbaşından bu yana görülen yüzde 30'a yakın düşüşün ardından Türkiye'ye bakışın iyileştiğini ve ekonomistlerin tahminlerini iyimser yönde güncellemeye başladıklarını belirterek, bu algılama değişiminin en güzel görüldüğü yerin de tahvil piyasası olduğunu söyledi.
Son günlerde tahvil faizlerindeki düşüşün hızlandığını ve yaz aylarından bu yana en düşük seviyelere gerilediğini belirten Cömert, küresel ekonominin düşünülenden daha yavaş büyüyeceği beklentisinin faizlerin her yerde düşük kalmasına yol açarken, nominal faizi yüksek olan ülke tahvillerine de talep yarattığını kaydetti.
Bunun üzerine petrol fiyatında temelde arz kaynaklı baskı ile görülen düşüş de eklenince Türkiye'nin bir anda tahvil yatırımcısının gözdesi olduğunu dile getiren Cömert, buna bir de enflasyonda beklenen düşüşü eklendiğinde tahvil faizlerinde görülen düşüşün anlamlı olduğunu belirtti.
TCMB verilerine göre mayıs ayında Türk tahvil piyasasından 4,5 milyar dolar civarında bir yabancı çıkışı yaşanmışken, geçen 6 ayda bir bu kadar rakam girdiğini ve kasım ayı başı itibarı ile çıkışların sıfırlandığını kaydeden Cömert, son veriler sonrasında, büyük olasılıkla bu rakamın artık artıya geçtiğini ve yılın geri kalanında da artıda kaldığının görüleceğini aktardı.
Cömert, asıl meselenin 'Faizler daha düşecek mi?' 'Yoksa bir düzeltme mi gelecek?' sorularının yanıtı olduğunu belirterek, öncelikle mevcut fonlama şartlarında yüzde 8 bileşik ile tahvil alıp taşımanın bankalar açısından bir getirisi olmadığını tersine götürüsü olduğunu ifade etti.
"Petrol fiyatı daha da düşer ise faiz indirimi beklentileri daha da agresifleşecektir" Buna rağmen bankaların tahvile talep göstermelerinin ve dün yapılan ihaleye yüksek bir talep gelmesinin de bir sebebi olması gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"İşte bu, TCMB'den bir aksiyon geleceği beklentisi. TCMB'nin piyasalara daha bol likidite sağlaması durumunda halen politika faizine çok yakın seyreden fonlama maliyeti daha da düşecek. Ancak bunun önemli ölçüde düşmesi için TCMB'nin bu kez gecelik borç alma faizi de aşağı çekmesi gerekecek. Yani eğer perşembe günü TCMB diğer faizleri sabit bırakır ama yüzde 7,5 olan faizi düşürürse tahvil faizlerinde, en azından kısa vadelilerde, daha fazla faiz düşüşü için yer açmış olacak. Yalnız şu anki fiyatlamalardan geriye gittiğimizde bir sorunumuz var.
Gösterge tahvilde fiyatlanan fonlama maliyeti kabaca yüzde 7,5 civarı, yani biz bir faiz indirimini ya da fonlama şartlarındaki rahatlamayı büyük ölçüde satın almışız. Bu durumda şunu iddia edebiliriz; TCMB perşembe günü mevcut duruşunu korur ve bir sinyal vermez ise tahvil faizlerinde bir kar satışı görebiliriz. Bireysel yatırımcı açısından tahvil cazip mi? Mevcut durumda pek değil, zira mevduat faizleri henüz bu faiz düşüşünü fiyatlamıyor ancak bir faiz indirimi gelir ise mevduat faizleri de düşecek. Bu durumda kısa vade için mevduat daha iyi bir seçenek ama sonrası için yine tahvilde olmak daha cazip olabilir. Özellikle petrol fiyatı daha da düşerse faiz indirimi beklentileri daha da agresifleşecektir."
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.