E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
Temmuz başında ABD 10 ve 30 yıllık tahvil faizleri, tarihi düşük seviyelerini gördü. Japonya ve Almanya’da, 10 yıllık faizler negatifte. İsviçre’de tüm getiri eğrisi negatif. Gelinen nokta, küresel finansal piyasalar açısından, eşi benzeri görülmemiş bir durum. Gelişmiş ülkeler için, makro ekonomik görünüm değişmediği takdirde, önümüzdeki dönemde, negatif faiz oranlarına alışmamız gerekiyor. Bu son gelişmeler aynı zamanda L. Summers’ın tekrar gündeme getirdiği kalıcı durgunluk (secular stagnation) tezini destekliyor.
Akbank Ekonomik Araştırma raporundan alıntı yaparak, faizlerin neden tarihi düşük seviyelerde olduğunu şöyle açıklayabiliriz:
- Özellikle gelişmiş ülkelerde, uzun vadeli nominal faizlerin temelde iki ana belirleyicisi var: İlki enflasyon beklentisi, ikincisi ise, potansiyel reel büyüme oranı. Örneğin, kriz öncesi dönemde ABD ekonomisi için reel büyüme %2, enflasyon denge seviyesi de %2 idi. Dolayısıyla, %4 gibi bir nominal faiz oranı ekonomideki denge faiz oranını gösteriyordu. Denge faiz oranı, ekonomiyi ne büyütüyor ne de yavaşlatıyor. Bunun ifade ettiği “reel” denge faiz oranı da %2 (bu örnekte %4-%2=%2).
- Bir merkez bankası, resesyon ortamında, genişleyici bir para politikası izlemek istiyorsa, politika faiz oranını, hem nominal hem de reel anlamda, denge faiz oranı seviyesinin altına çekmeli. Bu faiz, yatırımların ve dolayısıyla ekonomik aktivitenin teşvik edilmeye başlandığı nokta olacaktır.
- Kriz sonrasında tüm gelişmiş ekonomilerde hem enflasyon beklentilerinde hem de potansiyel büyüme oranında uzun süreli aşağı yönlü bir seyir oldu. Bu da daha düşük bir nominal ve reel denge faiz oranı demekti. Yine, ABD örneğinde; bu denge faiz oranının, nominal düzeyde %1-2; reel düzeyde ise, %0 veya hafif ekside olduğunu görüyoruz. Japonya ve Avrupa Birliği’nde bu durum çok daha çarpıcı. Örneğin, Japonya’da hem nominal hem de reel denge faiz seviyeleri negatifte.
- Hem düşük enflasyon (hatta deflasyon endişesi) hem de zayıf büyüme görünümünden dolayı, para politikası genişleyici olmak durumunda. Sonuçta, enflasyon beklentilerinin yükselmesi ve talep koşullarının desteklenmesi için, politika faiz oranının daha da düşürülmesi gerekiyor.
- Dolayısıyla, negatif faiz oranlarının, temel ekonomik bir sebebi var: Bu da, potansiyel büyüme oranının, verimlilik, demografi vb. gibi hızlı değişmeyecek faktörler kaynaklı olması ve bu oranın tüm gelişmiş ülkelerde gerilemesi. Potansiyel büyüme oranı ne kadar düşükse, denge faiz oranının da, o kadar düşük olacağı, anlaşılıyor. Bu trendin, önümüzdeki 1-2 sene içinde düzelmeyeceği görülüyor. Hatta belirsizlikler (Brexit gibi) artarsa, daha negatif seviyeleri de görebiliriz.
Aşağıdaki tablo gelişmiş ülke tahvil getirilerinin zaman içinde nasıl aşındığını gösteriyor
Türkiye’ye etkileri
Türkiye için, darbe girişimi öncesi, ek faiz indirimine gitme olanağı vardı. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde potansiyel büyümenin sert gerilediği ve belirsizliğin sürdüğü ortamlarda, volatilite artışları yaşanabilir.
Tüm dünyada enflasyon beklentileri ve potansiyel büyüme düşük olduğu için, faizler geriliyor. Türkiye’de de piyasa faizleri bu trende eşlik ediyor ve Merkez Bankamıza faiz indirimi için alan açıyor. Ancak, enflasyon ve büyüme görünümünde olası bir bozulma, volatilite üretebilecek potansiyele sahip. Her şeyden önce, darbe girişiminin olumsuz etkilerinden kurtulmak lazım.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (15:08)