E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaFaizdeki yüksek seyir borsayı ve fonu zorluyor---

Faizdeki yüksek seyir borsayı ve fonu zorluyor

Faizdeki yüksek seyir borsayı ve fonu zorluyor
19 Ekim 2014 - 06:48 borsaningundemi.com

Türkiye’deki yatırım araçları içerisinde gayrimenkulün hâlâ cazibesini koruyor olması da hisse ve fon piyasasına ilgiyi azaltıyor

Faiz oranlarının yeniden tırmanış eğiliminde olması ve gayrimenkulde devam eden risk iştahı, hem hisse senedi piyasasına hem de fon pazarına olan ilgiyi zayıflatıyor. Risksiz getiri beklentisi de tasarrufun mevduatta kalmasına yol açıyor. Ekonomi kurmaylarının sermaye piyasasını geliştirme çabaları da bir türlü sonuç vermiyor. Ne hisse pazarına ne de fon pazarına ciddi bir yönelim söz konusu değil.
Yatırım fonu pazarında yüzde 90’lık pay on kurumda toplanmış bulunuyor. borsada ise hisse senetlerin yüzde 50’si altı grubun hakimiyetinde.
Peki neden gelişemiyor sermaye piyasaları? Kuşkusuz sorunu tek bir cevaba indirgemek yanlış olacaktır. Ancak en önemli etmenlerden birisi kuşkusuz güçlü alternatiflerin bulunması olsa gerek. Bunlar içinde en önemlisi ise faiz. Faizlerin hâlâ yüksek seyrinin devam ediyor olması risk almak istemeyenlerin fon yerine mevduata yönelmesine neden oluyor.
Böylece fon yönetim gideri gibi ilave bir masraftan da kurtulmuş olunmakta. Öte yandan riskten uzak duranların bir diğer yatırım enstrümanı olan  gayrimenkule yöneldikleri görülüyor. Tüm bunlardan ayrı olarak fiyatındaki gerilemeden ötürü altına  yönelim bir miktar azalmış olsa da hâlâ ilginin sürdüğü bir diğer yatırım aracı.


 
Uzun vadenin şampiyonu
 
Yatırım araçlarının getirilerine baktığımızda mevduat faizi, bono ve gayrimenkulle baş eden yatırım aracının neredeyse olmadığını söylemek yanlış olmaz.
Özel sektör tahvilleri, konjonktür nedeniyle öne çıkan yabancı menkul kıymetler dışında, yatırımcıya alternatif sunan fazla bir seçeneğin olmaması, piyasaların genişleyememesinin önündeki en önemli etken.  Borsa tarafına baktığımızda da 2001 sonrası yatırımcı sayısı artmayan bir piyasa ile karşı karşıyayız. Düşük ilginin yanı sıra halka açılma oranlarının da düşük olması hisse senedi işlemlerinde sığ bir piyasanın oluşmasına neden olmakta.
Firmalar yüksek giderlerle düşük kâr ya da zarar açıklıyor. Kâr eden de temettü vermek istemiyor. Borsada sınırlı sayıda firma düzenli nakit temettü ödemekte. Hal böyle olunca yatırımcılar da hisse fiyatlarındaki artıştan kazanç elde etmeye çalışıyor. Krizler ya da büyük düşüşler ise fiyat artışına endekslenen yatırımcı ilgisinin zayıflamasında etkili oluyor.


 
Piyasalar için derinleşme şart
 
Tasarruf oranlarını arttırabilmiş bir çok gelişmekte olan ülke aynı zamanda mali piyasalarını da derinleştirmiş durumda.
Konuyla ilgili çalışmaları bulunan Prof. Dr. Ümit Özkale, başarılı ülke örneklerinin ortak noktalarını tespit ederken,tasarruf oranı görece düşük olan hane halkını ve küçük yatırımcıyı sisteme dahil edip tasarruf etmesini sağlayacak mekanizmaların oluşturulmasının önemine, dikkat çekiyor. Özkale, bu ülkelerde kurulan tasarruf teşvik fonları ya da tasarruf bankaları, sağladığı vergi avantajları, tasarrufu zorunlu kılan uygulamaları ve hane halkının sosyolojik yapısına uygun ürünler sunmasıyla önemli başarılar elde ettiklerini, söylüyor. Bu noktada İstanbul Finans Merkezi Projesi kapsamında, tasarrufları özendirici adımlarda bulunulması oldukça önemli.
Özellikle de “yastık altı” olarak tabir edilen tasarrufların sisteme dahil edilmesi tasarruf açığının kapatılmasına önemli ölçüde katkısı olacaktır. Bu konuda Bireysel emeklilik fonları iyi bir örnek teşkil ediyor. 10 yılı aşkın süredir uygulamada bulunan bireysel emeklilik sistemini özendirici teşviklerin gelmesi ve özellikle de yüzde 25 devlet katkısıyla birlikte sisteme olan ilgi hayli yükseltti. 10 yılda sistem 3 milyon katılımcıya ulaşabilirken devlet katkısının gündeme gelmesinin ardından sayı bir anda  5 milyona yaklaştı. Sektörde yer alan uzmanlar, yıl bitmeden 5 milyon hedefine ulaşılacağını umut ediyor.
 
Fon pazarında potansiyel var
 
Küresel fon pazarı 2013 itibariyle 30 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaştı. Pazarın en büyük oyuncusu 15.2 trilyon dolarlık büyüklüğü ile ABD. Türkiye ise 13.2 milyar dolar ile hayli mütevazı kalmakta. Bizdeki yatırım fonu büyüklüğü esasen ülkenin ekonomik büyüklüğü ile kıyaslandığında da hayli küçük kalmakta. Zira GSYH’sı 820 milyar dolar. Yatırım fonlarının GSYİH oranı ise sadece yüzde 1.6 seviyesinde.
Brezilya’da aynı oranın yüzde 45, Güney Kore’de yüzde 20’lerin üzerine çıktığı göz önüne alındığında Türkiye pazarının da daha da büyümesi beklenmeli. Ancak pazarın büyümesi bir tarafa 2003 yılından bu yana yüzde 7 küçüldüğü gözleniyor. Aynı dönemde gelişmekte olan ülkelerin fon pazarında ise yüzde 100’ün üzerinde artışlar yaşandı.
 
‘Ağırlığını artır’ tavsiyesi korunuyor
 
JP Morgan Cazenove geçtiğimiz hafta yayınladığı Orta-Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (CEEMA) Strateji Raporu’nda, Türkiye için tavsiyesini ‘Ağırlığını artır’ olarak tekrarladı. Yatırımcıların; TCMB politikası, Türk lirası ve TL’deki oynaklık, FOMC ve ECB kararlarının etkileri, politik riskler, global ve Euro Bölgesi ekonomik ivmesi gibi konularda çok kötümser olduklarını dile getirirken, kendisinin hiç de kötümser olmadığını, belirtti. CMEEA Strateji Top 10 listesinde, Halkbank’ın yerine Akbank’a yer veren JP Morgan, Sabancı Holding’i de listede tutmaya devam etti. JP Morgan ayrıca en beğendiği Türk hisseleri listesinde Halkbank, Vakıfbank, emlak GYO, Ülker Bisküvi, Turkcell ve Türk Telekom’a da yer verdi.
 
Zeynep Aktaş / Milliyet

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • sat keyfine bak19 Ekim 2014 18:37

    banka karları düşmekte ,diğer şirketlerin de karları diğer şirketlerinde düşüyor,dolar yüksek,dış borsalar düşüyor,büyümeler küçülmeye döndü,bizde seçim yaklaşıyorsa borsadan kaçmalı.

  • berk19 Ekim 2014 14:46

    hisseye ilginin azalması faizlerin yüksekliği değil ,borsadaki dolandırıcıların ,yatırımcıları söğüşlemesinden kaynaklanıyor, spk yeterli denetim yapmıyor