E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiFaiz indirimi ne getirir, ne götürür?---

Faiz indirimi ne getirir, ne götürür?

Faiz indirimi ne getirir, ne götürür?
18 Ocak 2015 - 09:03 borsaningundemi.com

Zaman Gazetesi yazarı Selim Işıklar faiz indirimi tartışmalarını kaleme aldı

Türkiye ekonomisi 2001 krizinden sonra en dikkatli olunması gereken bir süreçten geçiyor.
Yaklaşık iki yıldır krizin kimlik ve boyut değiştirerek gelişmekte olan piyasaları da hedef aldığını söylüyoruz. İçinde bulunduğumuz durum olağanüstü bir teknik düzeltmeden ibaret. 2001 yılında ne oldu? Brezilya, Türkiye, Arjantin gibi ülkeler hiperenflasyon ve dolayısıyla hiper faiz oranları ile karşı karşıya kalarak büyük bir kriz yaşamışlardı.
Brezilya para biriminin bile adını değiştirerek çıpa politikasından vazgeçti ve para birimini dalgalı kura çevirirken önemli reformlar yaptı. Aynı şekilde Türkiye de para politikasını değiştirdi. Merkez Bankası’nı bağımsız hale getirdi, bankacılık sistemini güçlendiren reform niteliğinde adımlar attı. Lira bir gecede dalgalanmaya bırakılarak 3 kata yakın değer kaybetti. Bugünkü fiyatlarla 1 dolar 1,6 liraya kadar yükseldikten sonra 1,2 lira ile 1,8 lira arasında (Yeni Türk Lirası’na geçiş sonrası) 12 yıl boyunca neredeyse sabit kaldı. Aynı şekilde Brezilya para birimi ve diğer para birimleri de ABD ve Avrupa’nın krize girmesinden de faydalanarak güçlü bir dönem yaşadılar.
Bütün bunlarla birlikte dünya devi Çin ekonomisi bile son 12 yılda hayli yıprandı. Yüksek enflasyon gelişmekte olan piyasalara dönüş yaparken, Avrupa eksi enflasyona döndü.
ABD ekonomisi ise özellikle petrol keşifleri ve savaş ekonomisinden sakınarak uyguladığı yeni ekonomi modeli ile toparlanarak 2008-2009 yıllarında yaşadığı büyük sarsıntıdan çıkmaya başlayınca dolar yeniden rezerv para özelliğine dönüş yaptı. 12 yıldır güçlenen gelişmekte olan ülke para birimleri de değer kaybetmeye başladı. Örneğin Brezilya para birimi real 2001 yılında dalgalanmaya bırakıldığında 1 dolar 4 reale kadar tırmanmış, sonrasında çok önemli gerilemeler yaşayarak dolar ile eşitlenme noktasına kadar gelmişti. Dolar/real eski zirvesine doğru yöneldiği sinyallerini vermeye başladı. Lira için de aynı şey söz konusu. Daha üç-dört yıl önce 1,4 liraya kadar gerileyen dolar/lira paritesi 2,34 lira seviyelerinde.
Faiz indirimi için Türkiye’yi şu an İsviçre ile karşılaştırırsak yanılırız. Süreç farklı işliyor. İsviçre para birimi değerleniyor, faiz inmesi gayet normal. Üstelik yıllık enflasyon oranı eksi 0,30 olan bir ülke. Türkiye ise yüksek bir enflasyona sahip (yüzde 8). Üstelik piyasa enflasyon değeri, dolar karşısında son iki yılda yüzde 45 gerileyen lira nedeniyle belirtilenden daha yüksek.
Şimdi bu süreçte 2013 yılındaki gibi bir faiz indirimini zorlarsanız yanlış yaparsınız. Bırakın siz faizi zorlamayın, piyasa belirlesin. Siz de Merkez Bankası’nı şikayet etmek yerine destekleyin. Döviz fiyatlarını aşağı döndürmek şu an için nasıl mümkün değilse, faizler üzerinde siyasi baskı yapmanın da farklı reaksiyonları olabilir.
Zamanında ANAP iktidarı ve DYP iktidarı dönemlerinde de siyasiler Merkez Bankası’nı ve bankaları “faizi düşürün” diye zorlamışlardı. Hatta bir banka bu baskılar nedeniyle 2001 yılında yoğun bono alımları sonrası batmamış mıydı?
Dikkatli olmak zorunda olduğumuz bir süreçten geçiyoruz. Ekonomi yönetiminde güven duyulan bakan ve bürokratların bu dönemde daha fazla yıpratılmaması gerektiğini düşünüyorum. Merkez Bankası elbette salı günü yapacağı toplantıda bir faiz indirimine gidebilir, bunda sakınca olmayabilir. Ancak çok fazla baskı ya da farklı gelişmeler olursa, bunun sonucunda olası bir döviz şoku ortaya çıkabilir. Bu durumda  açık döviz pozisyonu olan binlerce dev şirket başta olmak üzere özel sektör ve dolayısıyla Türkiye ekonomisi için sıkıntılı bir dönem başlayabilir. Unutmamak gerekir ki son üç yılda özel şirketlerin dış borcu 100  milyar dolar artışla 400 milyar dolara yükseldi.

İsviçre faizi niçin -0,75’e çekti?

Hafta içinde İsviçre Merkez Bankası faiz oranlarını eksi 0,25 seviyesinden eksi 0,75 seviyesine çekerken, sabit tuttuğu  (1 Euro=1,20 Frank) paritesini serbest bıraktı. Frank kurun serbest bırakılmasıyla Euro karşısında güçlenerek 0,86 seviyesine kadar yükseldi. Frank yüzde 28 değerlendikten sonra 1 Euro’ya eşitlendi. Yükseliş faiz indiriminden değil kurun serbest bırakılmasından kaynaklandı. İsviçre faizleri nasıl oluyor da eksi 0,75’e kadar indirebiliyor derseniz, İsviçre’de enflasyon oranı yıllık eksi 0,30.
Altın fiyatları 1.300 dolar/ons’u hedeflerken, Euro/dolar paritesi 1,15 seviyesine geriledi. Haftalar önce yaptığımız analizde Euro/dolar paritesinin 1,16 seviyesini test edebileceğini belirtmiş, bu noktanın da altına gerilemesi halinde paritenin tarihi dip seviyelerine doğru yönelebileceğini vurgulamıştık. Bu yaşadığımız anormallikleri 2015 boyunca görmeye devam edeceğiz. Ekonomiyi yönetenler tuzaklara karşı dikkatli olmalılar

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • hasan basri18 Ocak 2015 21:00

    bu selim ışıkların da şakülü kaymış durumda.. bakıyorum da pararelciliğinin gereğini yerine getirme adına yüksek faizi savunuyor ..yazık,çok yazık..

  • Aksaçlı18 Ocak 2015 20:25

    Yukarıda çok güzel bir ifade kullanılmış bırakında faiz inecek ise bunu piyasalar belirlesin.Birilernin demesi ile değil....

  • ismail 18 Ocak 2015 11:11

    bunların hepsi işadamı teksilci ihracatcı dolar yükselsinde neolursa olsun adamalr 1-2-3- 4 tirilyona ev satıyorlar tabiki hükemtş faizleri indir diye baskaı yapcaklar