E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiFaiz çalkantısı ABD seçimine denk gelirse---

Faiz çalkantısı ABD seçimine denk gelirse

Faiz çalkantısı ABD seçimine denk gelirse
14 Eylül 2016 - 10:25 borsaningundemi.com

Küresel mali piyasalardaki çalkantı Uğur Gürses’in köşe yazısında yer aldı. İşte Türkiye’yi ilgilendiren gelişmeler...

ABD'de başkanlık yarışında Demokrat aday Hillary Clinton'un sağlık sorunu ile gelişmiş ülkelerin para politikasında bir dönüme gelindiği düşüncesi öyle bir eşikte kesişti ki; küresel mali piyasalar yine çalkantılı sulara girdi.

Her iki gelişme de bizim gibi gelişen ülkeleri yakından ilgilendiriyor.

Bu çalkantının ölçüsü, dalgalanmanın boyutunda; Cuma günü küresel piyasalardaki dalgalanma, tarihsel olarak en yüksek dalgalanmalar içinde ilk 11’e yerleşti. Bunun sonuçlarını biz de, bayram tatili sona erdiğinde fiyatlara yansımış olarak göreceğiz.

Durum şu; ABD Merkez Bankası FED, faiz artırma arifesinde, ama Kasım başında başkanlık seçimi var. Ama bu da kendi içinde çetrefilleşti; Clinton’ın sağlık sorunu yaşaması, ‘Trump kabusunun’ hiç de uzakta olmadığı anımsattı. Trump’ın başkan seçilmesi, bizim gibi gelişen ülkeler için hem siyaseten, hem de ekonomik açıdan felaket bir tablo demek. ABD kamuoyunda, Clinton’ın kameralara da yansıyan sağlık sorununun açıklandığı gibi zatürre olmayabileceği, nörolojik bir sorunu olabileceği konuşuluyor. Bu olasılık, ‘Clinton için oy kaybına yol açabilir’ kaygısı da. Bitmedi, diğer taraftan da Japon Merkez Bankası’nın (BOJ) para politikasında bir rota değişikliği yapma olasılığı güçleniyor. Bunların hepsi birden, yaz rehavetinden uyuşan mali piyasalara kabus gibi geliyor.

ABD’de başkanlık seçimi yaklaşırken, FED bir taraftan da piyasaları faiz artırımına hazırlıyor. Malum merkez bankacıların ‘Kabesi’ olan Jackson Hole’da, ‘faiz artırma kıvamına gelindiği’ mesajı verilmişti. Bunun iletişimi artırılırken, diğer taraftan da bununla ortalık karışmasın hemen diye, ‘gerektiğinde yine faiz düşürürüz, tahvil de alırız merak etmeyin’ mesajları da eşzamanlı verilmişti.

Şimdi ‘ilahi’ bir soru haline gelen soru şu; FED, seçim öncesinde, yani 22 Eylül’de mi artıracak? Yoksa sonrasında 14 Aralık’ta mı? Bu konudaki ilginç kadın dayanışmasını anlatmayı yazının sonuna bırakalım; sorun şurada, FED her defasında ‘artış yapacakmış gibi yapıp, hiçbir şey yapmıyor’ görüntüsünün, kendi etkisini de azalttığı tartışılıyor artık.

FED BEKLENTİ ZİNCİRİNİ KIRACAK MI?

100 milyar dolarlık devasa bir fonu yöneten Jeff Gundlach; FED’in, piyasalarca güdülmediğini göstermek için, faiz artırma olasılığının piyasalarda görece düşük görüldüğü bir anda bile faiz artırabileceğini söylüyor.

Malum, piyasalarda FED’in hangi toplantıda faiz artıracağına dair olasılık sıralamaları yapılıyor; bu da şu sıralar yüzde 30’un biraz altında seyrediyor. Bu beklentiler veri iken FED’in artış yapması halinde ise piyasalarda daha sert hareketlerin olması kaçınılmaz hale geliyor. Gundlach ise yüzde 40-45 olasılığa gelinince FED’in artışı yapacağını düşünüyor. Aralık ayına ait beklentilerde, artırım olasılığı ortalaması yüzde 57’de.

Japon Merkez Bankası ise Ocak ayında negatif faize geçince 10 yıl vadeli tahvillerin getirileri de Şubat ayında negatife dönmüştü. Öyle ki getiriler Temmuz ayında yüzde 0.30 kadar negatife dönerken, 20 yıllık tahviller de negatife gelmişti. Japonlar, bu kadar uzun vadeli tahvillerin negatif getiri sağlamasının hane halkında endişeleri yükselttiğini, bunun da ekonomiye olan güveni yaygın biçimde olumsuza çevirdiğini düşünmeye başladılar. Bunu ifade ettiklerinde de piyasada uzun vadeli faizlerin yükseleceği beklentisi arttı. Nitekim şimdi yeniden yükselerek sıfıra yaklaşıyor.

Küresel çapta tahvillerle ilgili tüm bu beklentiler, çalkantı yarattı. Almanya’daki negatif tahvil getirileri de sıfırın üzerine çıktı.

Malum; getirisi negatife gerileyen tahvil miktarının küresel çapta 8.5 trilyon dolara ulaştığı dillendiriliyor. Tahvil getirilerinin-faizlerinin yükselmesi, tahvil fiyatlarının düşmesine yol açar. Bu da yatırımcıların sermaye zararı etmesi demek. Zarardan kaçınmak isteyen yatırımcıların hareketleri de daha sert dalgalara yol açıyor.

UĞUR GÜRSES-HÜRRİYET

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • orhun yıldız14 Eylül 2016 23:42

    ana baba sanki mecbur senin gss ni ödemeye...olmayan borcu yarat ortaya getir...insanları 2012 den beri 12.000 tl borçlandır..sonrada lütfet 700 tl faizi sil...11300 tl yi ödet..haksızlık bu aldatma bu...yeter işsiz adam nasıl ödesin bunu...önceki iktidarlar bunu yapamazmıydı!!!ödeyemem bu rakamı benim için büyük para..45 yaşındayım iş bulamıyorum üstelik pirim gün sayımı fazlasıyla doldurdum yaşi bekliyorum....ama gel gelelim borç içindeyim.

  • günahtır14 Eylül 2016 10:54

    Tv lerdeki gss reklamini kaldirsinlar. Gelirin yoksa devlet veriyormus. Neyi veriyor. Senin gelirin yoksa annenin babanin var her türlü odeyeceksin borclanacaksin.