"Esad için Suriye'de gelecek görmüyoruz"

İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılan DEAŞ ile aktif mücadele eden ülkelerin savunma bakanlarının katıldığı toplantının ardından İngiltere Savunma Bakanı Fallon ile ABD Dışişleri Bakanı Ashton Carter, ortak basın toplantısı düzenledi.

Fallon, DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu'nda ülkesinin üstlediği rolden dolayı gurur duyduğunu ifade ederek, "DEAŞ şu anda düşüyor, Irak’ın yüzde 10’undan azını kontrol ediyor. Hava saldırılarımızın yüzde 70’inden fazlası Musul civarı odaklı oldu. Mevcut halde 31 binden fazla Irak ve Peşmerge askerine eğitim sağladık. Eğitimler vermeye devam ediyoruz. Bugün, Irak'taki Al Asad Hava Üssü'nde altyapı inşa eden, istihkam birliğine bağlı güçlerimizin Irak'taki görev sürelerinin 6 ay daha uzatıldığını duyuruyorum." dedi.

Toplantıda Suriye’deki operasyonlara yönelik gelişmelerin de ele alındığını aktaran Fallon, Suriye'de geçen hafta Rakka'ya doğru ikinci cephenin açıldığını hatırlatarak, "Halep’in düşmesi, Suriye’deki krizin eninde sonunda siyasi uzlaşıyla çözülebileceğini gösteriyor. Biz de ılımlı muhalefet ve Birleşmiş Milletler ile çalışmaya devam edeceğiz. Suriye rejimi ve Rusya’da dahil olmak üzere rejimin destekçilerine, yıkıcı askeri taktiklere son verme ve müzakere masasına geri dönme çağrısında bulunuyoruz." diye konuştu.

Fallon, savunma bakanlarının bugün ayrıca Irak'ta uzun süreli istikrarın inşasına yönelik planları da değerlendirdiklerini belirtti. Musul özgürlüğüne kavuştuğunda odak noktalarının sadece insani yardım sağlamak olmayacağını söyleyen Fallon, "Ayrıca, gelecekte tüm dini ve etnik grupların kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacak donanımı kurmasında Irak hükümetine yardımcı olacağız." ifadelerine yer verdi.

İngiliz bakan, bölgedeki yabancı savaşçıların dağılımının engellenmesi konusunun da toplantının gündemine geldiğini dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu: "Bu teröristlerin Batı Avrupa’da oluşturduğu tehditlerin hatırlatılmasına ihtiyaç yok. Yakın zamanda Türkiye ve Mısır’ın sokaklarında dehşet verici saldırılar yaşandığını gördük. Polisimiz ve güvenlik güçlerimiz son 3 yılda bu ülkede 12 terör saldırısı girişimini engelledi. Bu 12 saldırının hepsi ya DEAŞ bağlantılı ya da DEAŞ ilhamlıydı. Bu nedenle koalisyonun, istihbarat paylaşımı konusunda daha fazla şey yapması gerekiyor. Bu çerçevede o materyali bulmak ilk adım. Daha sonra teröristleri takip etmede birlikte çalışmalı ve adaletin karşısına çıkarmalıyız."

"Halep, Rusya'nın ürettiği bir trajedidir"
Fallon, basın toplantısında, ülkesi ve ABD arasındaki özel ilişkilerin kuvvetlendirilmesi kapsamında yeni bir iş birliği anlaşmasına imza atıldığını duyurdu. Michael Fallon, İngiltere-ABD arasındaki uçak gemisi odaklı anlaşma çerçevesinde artık ABD jetlerinin, İngiltere’nin Queen Elizabeth isimli uçak gemisinden havalanabileceğinin mümkün olacağını aktardı.

Suriye'deki son gelişmeler ile Halep’teki duruma da değinen Fallon, şu ifadelere yer verdi: "Devlet Başkanı Beşşar Esed için Suriye'de bir gelecek görmüyoruz. Halep'te muhalefeti bozguna uğratsa bile, hastaneleri bombalamak, insani yardımları kısıtlamak ve sadece yüzde 40'ını kontrol edebildiği bir ülkede kalmak zafer değil. Yazdan bu yana Halep'e gıda ilaç ve diğer insani yardımları göndermeye çalışıyoruz ve bu konuda Rusya'dan sıfır iş birliği aldık. Bunun aksine, yardım konvoylarına saldırıldığını, hastanelerin bombalandığını, Halep'teki sivillerin durumuna yönelik barbarca bir tutum sergilendiğini gördük. Halep, Rusya'nın ürettiği bir trajedidir." ABD Dışişleri Bakanı Ashton Carter da, Esed'in Suriye'deki geleceği konusunda İngiliz mevkidaşıyla aynı fikirde olduğunu dile getirerek, "Suriye'deki iç savaşı bitirecek ve böylece şiddete son verecek tek yol, siyasi bir yoldur. Suriye halkının acılarına son verecek tek yol, siyasi geçiş olacak." dedi.

Esed'in sivillere yönelik saldırılarına destek sağlamasından dolayı Rusya'yı gaddarlıkla suçlayan Carter, "Bu trajedi (Halep'teki durum), rejim ile Rusya'da dahil olmak üzere rejimin destekçilerinin akıl almaz gaddarlığını yansıtıyor." sözlerini kullandı.

Carter ayrıca, bölgeye yardım ulaştırılması konusunda da Rusya'nın tutumunu eleştirerek, "Uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler, bölgeye insani yardım ulaştırmayı deniyor. Bunun neden yapılamayacağına dair bir sebep yok. Yardım gönderilemiyor çünkü rejim ve Ruslar, yardımın gitmesine izin vermedi." diye konuştu.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.