E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemErdoğan'dan mülteci duyarlılığı---

Erdoğan'dan mülteci duyarlılığı

Erdoğan'dan mülteci duyarlılığı
16 Eylül 2015 - 11:57 borsaningundemi.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 2012'den bu yana 2 milyon mülteciyi ağırladığını söyledi

Ombudsmanlık Sempozyumu’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor.

İşte Erdoğan'ın açıklamaları:

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU YENİ KEŞFETTİĞİMİZ BİR YAPI DEĞİL

Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumu'ndan beklentimiz, vatandaşlarımız için hacet kapısı işlevi görmesidir. Bunları anlatabilmek için, aklına ilk gelen yer bu kurum olmalıdır. Bugüne kadar çeşitli defalar ifade ettim. Tekrarlamak istiyorum, Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumu bizim yeni keşfettiğimiz veya dışardan uyarlama yoluyla ihdas ettiğimiz bir yapı değildir. Bu uygulamanın özü esası bizim tarihimizde zaten vardır. Osmanlı’da ve Selçuklu ‘da devletin vatandaşların şikayetlerine kulak vermesi için pek çok mekanizma oluşturulmuştur. Çok büyük bir coğrafyada hüküm süren bu devletlerin asırlar boyunca ayakta kalması vatandaşlarıyla kurduğu güçlü ilişkiye dayanmaktadır. Kul hakkına, adalete, merhamete olan güçlü vurgu, devlet ile millet arasındaki ilişkinin temelini oluşturmaktadır. Bu süreçte emeği olan herkese teşekkür ediyorum. 

Türkiye 2003 yılı başından bu yana her alanda olduğu gibi, demokrasi, temel hak ve özgürlükler anlamında tarihi ilerlemeler kaydetti. Anayasa değişikliği yapıldı, temel yasalar yenilendi. Bize göre devlet ile vatandaş arasındaki ilişki, kanalların çokluğu sağlıklı bir işleyişin işaretidir. Bugün Cumhurbaşkanlığı, Meclis, bakanlıklar, belediyeler başta olmak üzere tüm kurumlarda vatandaşlarımızın taleplerini doğrudan iletebildiği uygulamalar var. Bilgi edinme kanunu ile bu çalışmalar yasal bir zemine kavuşmuş bulunuyor. 

Bu süreç içerisinde şimdi her köy, mahalledeki muhtarlarımızla ta Cumhurbaşkanlığı makamına kadar yine iletişimi, halkın taleplerini takip eden artık kurumlarda oluşturulmuş bulunuyor. AYM’ye bireysel başvuru hakkı da, yargı sürecindeki hak arama süreci için yeni bir imkan olarak sistemdeki yerini aldı. Temel kanunlardaki değişiklikler hep bu amaca yöneliktir. 

2011'DEN BU YANA 2 MİLYONU AŞKIN KİŞİYİ MİSAFİR ETMİŞ BULUNUYORUZ

Mülteci sorunu karşısındaki tavrımız bunun son örneğidir. Bakınız bugün AB, 28 üye ülkesiyle sadece 400 bin civarında bir mülteci müracaatını kabul ederken veya onların kapılarına geldiğinde kapılarını açmak suretiyle evet derken, paniğe kapılmış bir durumdayken biz Türkiye olarak 2011’den bu yana 2 milyonu aşkın kişiyi şu anda misafir etmiş bulunuyoruz. Üstelik Türkiye mülteci sorununa ilave olarak bir de terörle mücadele ediyor. Biz açık kapı politikası uyguluyoruz. Sınırlarımızı kapamak suretiyle veya onların Akdeniz’de, Ege’de boğulmasını seyrederek değil, sınırlarımıza dayanan insanların buraya keyfi şekilde değil, canlarını ve geleceklerini kurtarmak için geldiklerini biliyoruz. Ama Batı'da bakıyoruz ki, bir kısmı Hristiyan köklerini zedeleyecek bu akıma müsaade etmeyin, ancak Hristiyanları alın yaklaşımında. Gerçekten kabul edilebilir bir şey değildir.

İSRAİL'İN MESCİD-İ AKSA'DAKİ UYGULAMASI KABUL EDİLEBİLİR BİR ŞEY DEĞİL

Biz insana insan olarak bakıyoruz. İnancıyla bakmıyoruz. Mağdur mudur, mazlum mudur biz kapımızı açarız. İşte şu anda Kudüs’te yapılanları görüyorsunuz. İsrail’in askerleri, polisi, üç dinin, üç semavi dinin kutsal kabul ettiği Mescid-i Aksa’daki uygulaması asla kabul edilebilir bir şey değildir. Kapıları kırmak suretiyle, içerde mukaddes kitabımızı yerlere atmak, onları yakmak suretiyle, bu yaptıkları kabul edilebilir bir şey değildir.

MÜLTECİ SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ, SINIRLARA TEL ÖRGÜLER ÇEKMEKTEN GEÇMİYOR

Türkiye burada tam aksine farklı inançların buradaki mabetlerini ihya ederken, hatta hatta inşa ederken bu tür şeylerle karşılaşmak bizleri ciddi manada rahatsız etmektedir. Bunun küresel bazı olumsuz gelişmeleri de tetikleyeceğinden endişe ediyorum. Avrupa’daki dostlarımızın şundan emin olmaları lazım. Bu insanlar aslında kendi vatanlarına kavuşmak istiyorlar. Ama kendi ülkeleri onlar için yaşanması mümkün olmayan hale gelmiş durumda. Mülteci sorununun çözümü sınırlara tel örgüler, duvarlar çekmekten geçmiyor. Asıl sorun, kendi ülkelerindeki çatışmaların bir an önce durmasını, halkın sesine kulak verecek yönetimlerin iş başına gelmesini sağlamaktır. Asıl sebebi görmeden ve buna uygun çözümler üretmeden atılacak her adım insanlığın vicdanını yaralayan yeni görüntüleri ortaya çıkarmasının ötesine geçemez.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (4)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)