E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
Erdoğan, 'Asgari ücret konusunda müjdeniz olacak mı?' sorusuna "İnşallah jestimizi yaparız da burada yapmayalım daha. Bakalım son geldikleri nokta nedir, onu da bir kendilerinden görelim. İnşallah, tarafları memnun edecek bir adımı atarız." yanıtını verdi.
İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gazetecilerin ekonomiyle ilgili sorularına verdiği yanıtlar:
"2020 içinde inşallah tek haneliye gidiyoruz."
SORU: Ekonomiye dair 2020 yılı için durum değerlendirmesi alabilir miyiz? Bir yılı daha geride bıraktık, son çeyrek itibariyle ekonomide göstergeler son derece pozitif. Son dönemde, Amerikan yaptırımları tekrar devreye girer mi? Girerse ekonomide yeniden bir kırılganlık oluşturabilir mi? Endişeli senaryolar dile getiriliyor. Bu konuyla ilgili tedbir hazırlığı var mı? Bir de faizde tek hane hedefi vurgulamıştınız. O noktada 2020 içinde nasıl bir takvim ortaya koyuyorsunuz?
2020 içinde inşallah tek haneliye gidiyoruz. Tek haneliye gidiş zaten olumlu gelişmelerin alametidir. Türkiye şu anda zaten faiz ve enflasyondaki gelişmeleri ile bu toparlanmaların neticelerini almaya başladı. Faiz bu şekilde düşünce şu anda yatırımlar da artmaya başladı. Gerek kamu bankaları gerekse özel bankalar kredi musluklarını girişimciye açıyorlar, açmaya devam ediyorlar. İnşallah 2020 yatırımlarda da Türkiye’nin sıçrama yılı olacak. Bundan eminim. Tüm bunlarla beraber şunu da göreceğiz; uluslararası girişimciler, yatırımcılar inşallah ülkemize yeniden gelmeye başlayacaklar. Bu yatırımlarla beraber Türkiye’nin yeniden yatırımın arttığı dönemleri yakalayacağına inanıyorum. Bu konuda hiç endişem yok. Şu anda zaten ekonomideki gelişmeleri gayet emin gayet güzel bir şekilde takip ediyoruz. Elhamdülillah sıkıntılar büyük oranda aşılmış vaziyette. Şu anda asgari ücretle ilgili çalışmalar da süratle bitirilecek. Onlar da bitirildikten sonra zaten 2020 çok daha parlak bir yıl olacak. Bundan hiç endişe etmeyin. Biz bunların çoğunu aştık.
SORU: Enflasyonda tek hane, faizde de tek hane hedefi olarak mı devam ediyor?
Evet, faizde de enflasyonda da... Hani diyorum ya bunlar doğru orantılıdır. Faiz tek haneye geldiğinde enflasyonun da tek haneli olduğunu göreceğiz. Zaten enflasyon tek haneyi yakaladı ama şimdi biz yıl olarak da tek haneli olduğunu inşallah göreceğiz. Şu anda politika faizi olarak yüzde 12’yi gördük. Bu tabi çok ciddi manada Merkez Bankası’nın kararlılığını gösterdi ve bu kararlılıkla şu an itibarıyla çok ciddi oranlarda faizi düşürdüler. 2020’de de bunun aynı kararlılıkla devam ettiğini inşallah göreceğiz.
"Asgari ücrette, inşallah jestimizi yaparız "
SORU: Asgari ücret konusunda hep hassas oldunuz. Şimdi hükümet-işçi- işveren kesimleri son tur görüşmelere başladı. Ama bu konuda genellikle hep sizden bir son jest beklenir. Asgari ücret konusunda müjdeniz olacak mı?
İnşallah jestimizi yaparız da burada yapmayalım daha. Şu anda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız yaptıkları çalışmaları döner dönmez bize bir getirsinler. Bakalım son geldikleri nokta nedir, onu da bir kendilerinden görelim. İnşallah, tarafları memnun edecek bir adımı atarız.
SORU: Sözleşmeli personel konusu var. Bu ayın sonunda 19 bin 500 personelin sözleşme süresi bitecek. Bu sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi durumu var mı?
Personel noktasında biz sürekli alımları devam ettiriyoruz. Şu anda Sağlık Bakanlığı ciddi bir personel alımına yönelik adım attı. Aynı şekilde Milli Eğitim’de yine ciddi sayılabilecek bir sayı planlandı. Yalnız dedik ki takvimi iyi ayarlayalım. Diğer bakanlıklarda da yine benzer şeyler var. Sözleşmeli personel olarak niye bunu değerlendiriyoruz? Sebebi şu; bir tarafta aldığımız elemanın “Ben nasılsa artık kadroluyum, yan gel yat” mantığıyla hareket etmesi var. Ama diğer tarafta da işi sıkı tutma anlayışı var. Bunlara dayalı olarak bu tür adımları atıyoruz. Ama personel alımında bir taraftan tabi emeklilik süreci, emeklilikten doğan o boşlukları doldurma süreci de söz konusu. Buralarda bizler insanımızı değerlendirme açısından gerekli adımları atmaya devam edeceğiz.
"Malezya, İran, Katar ve Türkiye artık birbirleriyle yoğunluklu bir çalışmayı sürdürecekler"
Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmeleri çerçevesinde yaptığı değerlendirmede, "Cenevre’den sonra geldiğimiz Kuala Lumpur’da Malezya Başbakanı Sayın Mahathir Muhammed’in girişimiyle düzenlenen Kuala Lumpur Zirvesi’ne katıldık. Türkiye, Malezya, Katar ve İran Devlet ve Hükümet Başkanları ile pek çok ülkeden üst düzey temsilcinin katıldığı zirvede İslam dünyasının karşı karşıya bulunduğu sorunları ele alma fırsatını bulduk. Zirveye Endonezya ve Pakistan’ın da gelmesi planlanmıştı ama maalesef katılamadılar. Dolayısıyla zirveyi 4 ülke lideri olarak gerçekleştirmiş olduk. Kalkınma, araştırma geliştirme, bilim ve teknoloji, girişimcilik ve savunma sanayii konularını özellikle masaya yatırdık. Bundan sonra inşallah bunun devamı da gelecek."
"Tabi bu vesileyle bir muhasebe de yaptık ve yapıyoruz. İlim, irfan, kültür, sanat ve refahın sembolü olan İslam dünyası bugün neden bu halde? Bu sorunu aşmak için neler yapmalıyız? Bu soruları samimi bir şekilde sormamız ve cevaplandırmamız gerekiyor. İslam ülkelerinin her alanda büyük potansiyeli var fakat iç çatışmalar, savaşlar, cehalet, kötü yönetim, ekonomik geri kalmışlık ve dış müdahaleler nedeniyle bu potansiyeli hayata geçiremiyoruz. İslam ülkelerinin geri kalması kimsenin faydasına değildir. Fakat İslam ülkelerinin de kendilerine çeki düzen vermesi gerekiyor."
"Zirve marjında bir dizi görüşme de gerçekleştirdik. Malezya Başbakanı Sayın Mahathir Muhammed, İran Cumhurbaşkanı Sayın Ruhani ve Katar Emiri Sayın Temim ile ikili ilişkilerimizi ve bölgesel konuları ele aldık. Meselelerimizi çözmek için aramızdaki diyalog ve iş birliğini artırmaya bundan sonra da yine aynı şekilde devam edeceğiz. Bütün bunlarla birlikte ardından dörtlü bir zirvemiz oldu. Bu dörtlü zirveyi de Sayın Mahathir Muhammed, Sayın Şeyh Temim, Sayın Ruhani ve şahsım olmak üzere gerçekleştirdik. Burada kendimize bazı hedefler belirledik ve bu hedefler üzerinde de bundan sonraki süreçte belirleyeceğimiz arkadaşlarımızla çalışmaları sürdüreceğiz. Kurum ve kuruluşlar da aynı şekilde bu çalışmaları sürdürecek. Böylece bana göre bu zirvenin anlamı, gücü, potansiyeli bundan sonra çok daha farklı bir halde inşallah devam etmiş olacak. Bu sadece zirve ile kalan bir süreç değil, zirveden sonra da devam eden bir süreç olacak inşallah. Tabi bu bizim için şu bakımdan anlamlı; en azından bu dört ülke artık birbirleriyle yoğunluklu bir çalışmayı sürdürecekler. Bilim, sanat, savunma sanayii, ekonomi, ticaret, kültür; bütün bu alanları kapsayacak şekilde bu çalışmalarımızı inşallah sürdüreceğiz. Hepimiz notlarımızı aldık. Bu konu ile ilgili olarak bundan sonraki süreçte de hepimiz ev sahipliği yaparak inşallah süreci devam ettireceğiz. "
SORU: Kuala Lumpur Zirvesi’nde liderlerle Libya ve Suriye meselesine ilişkin atılabilecek ortak adımlar ve iş birliği imkanları da gündeme geldi mi?
Bu konuyu aramızda ele aldık. Bu dörtlü ekip bundan sonraki süreçte bu işi sahiplenir, kararlı bir şekilde tutarsa somut neticeler alınabilir.
Örneğin Libya ve Suriye şu anda önümüzde. Libya’da biz şu anda nasıl bir rol üstleniyorsak, Suriye’de nasıl bir rol üstlendiysek bundan sonraki süreçte de buna benzer rolleri birlikte üstlenmenin kararlılığını ortaya koyacağız. Yani nemelazımcılığın olmadığı, “bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılığın” olmadığı bir süreci devam ettireceğiz.
Koalisyon güçleri adı altında Irak’a girdiler mi? Girdiler… Suriye’ye girdiler mi? Girdiler… Yani “Bizim ne işimiz var orada?” diyorlar mı? Demiyorlar… Aynı şekilde Libya’da Mısır’ın ne işi var? Libya’da Abu Dabi yönetiminin ne işi var? Gelip oraya girdiler mi? Girdiler… Ve biliyorsunuz Hafter meşru bir siyasetçi değil, adam gayrimeşru. Ona meşruiyet kazandırmanın gayreti içinde olanlar var. Serrac ise meşru bir lider, meşru bir temsilci. Onu ise yok farz etmenin gayreti içerisine giriyorlar. Peki bunun içinde kimler var? Mısır var, Abu Dabi var, Fransa var, hatta İtalya var. Şimdi maalesef Rusya’nın da kendisi görünmese de bakıyorsunuz oluşturduğu bir şirket var. Biliyorsunuz Amerika’nın buna benzer şirketleri çoktur. Mesela Afganistan’da eski askerlerin oluşturduğu şirketler söz konusu. Onlara belli yüksek ücretler veriyorlar ve onlar da geliyor, Afganistan’da savaşı gayrimeşru olarak yürütüyorlar.
Libya’da, Wagner denilen kuruluş vasıtasıyla bunlar adeta Hafter’in paralı askerleri olarak onun yanında görev yapıyorlar. Parasını kimler veriyor malum. Böyle bir durum söz konusu ve bütün bunlar karşısında tabi ki bizim seyirci kalmamız doğru değil. Biz de elimizden geleni şu ana kadar yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz.
Geçenlerde bir toplantıdaydık. Libyalı bir akademisyen yanıma geldi. Baktım adam hem dua hem de teşekkür ediyor. “Bizi orada yalnız bırakmadınız, bizi orada sahiplendiniz. Eğer bizi yalnız bıraksaydınız, işte burada şu anda özellikle Fransızlar, bir yanında Mısır, öbür tarafta Birleşik Arap Emirlikleri ciddi manada bize sıkıntı vereceklerdi” dedi. Biz de hamd ettik; demek ki her ne kadar Türkiye’nin içinde ana muhalefet bu işlere karşı çok farklı bir görünüm sergiliyorsa da bu işin kadir kıymetini bilen de var.
"Arşivlerimizi açıyoruz"
SORU: Yakın zamanda Ermeni meselesi yine Türkiye’nin gündemine getirildi. Türkiye bu konuyu siyasetin alanından çıkarmak istiyor. ‘Biz arşivlerimizi açıyoruz’ dedi. Bu konu kapsamında Türkiye yeni bir hamle yapacak mı? Örneğin, uluslararası bir konferans ya da akademik bir çalışma veya bir çalıştay gibi daha akademik anlamda bir ürün ortaya koyacak mı?
Bu konuda Başbakanlığım döneminde biz çok ciddi bir meydan okuma yaptık. Tabi karşı taraftan böyle ciddi, dişe dokunur bir cevap gelmedi. Bir müddet bu işler sürdü ve kimse de arşivini falan açamadı. Olmayan şeyi açamazlar. Bunların Harvard’da cüzi, sembolik arşivleri var, Fransa’da yine ufak bir arşivleri var. Ermenistan’ın kendisinde bile böyle ciddi bir arşiv söz konusu değil. Biliyorsunuz bizim şu anda Silahlı Kuvvetlerimizin 1 milyonu aşkın belgeye sahip arşivi var. “Buyurun gelin, inceleyin, çalışın.” Bütün akademisyenlere vesaire bunu defaatle söyledik. Ama onlar böyle bir meydan okumaya “Biz de gelelim, çalışalım, inceleyelim” diyemediler. Çünkü iş oraya kaldığı zaman bunun ne kadar kendi aleyhlerine olacağını da biliyorlar, görüyorlar.
Bundan sonraki süreçle ilgili biz şimdi bir ekip oluşturduk. Bununla ilgili bir çalışmayı inşallah arkadaşlarımız yapacaklar ve uluslararası camiadan da buna katılanlar olursa onları da bunun içine tabi dahil edebiliriz. Türk Tarih Kurumu’nu bu konuda çok daha faal, çok daha aktif hale getirerek çalışmalarımızı belgesellerle inşallah daha da güçlendireceğiz. Bununla ilgili yeniden bazı akademik çalışmaları teşvik etmek suretiyle işi çok daha güçlü bir hale getirelim istiyoruz.
Türkiye - ABD İlişkileri
SORU: ABD’de senatonun iki kanadı da savunma bütçesini onayladı. Türkiye’yi ilgilendiren tarafları var. F35 programı ki Türkiye bu programın ortağı, F35 uçaklarının ABD tarafından satılmamasına yönelik. Keza Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yönelik silah ambargosunun kaldırılması önerisi var. Türkiye Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada ‘Gerekli tedbirleri alırız’ ifadesini kullandı. Sizin yorumunuz ne olur? Tedbirler ne? Bir de Trump’ın azil süreci söz konusu. Bu durum iki ülke ilişkilerine nasıl yansır?
Dışişleri Bakanlığımızın yapmış olduğu açıklama bizim açıklamamızdır. S400 olsun, F35’lerle ilgili adımlar olsun, bunlar bitmiş işler. Biz bu işi bitirmişiz. Bunu kaç kere söyledik. Şimdi bir de utanmadan sıkılmadan Türk Akım ile ilgili “buna yaptırım uygularız” diyorlar. Bu, tam manasıyla haklarımıza tecavüzdür. Bütün bunlara karşı tabi ki bizim de yaptırımlarımız olacaktır. Yani biz eli kolu bağlı duracak bir millet değiliz. Hep söylüyorum “biz kabile devleti değiliz.” Burası Türkiye… Tarihiyle her şeyiyle bizim bir farklılığımız var. Dolayısıyla da bu konu ile ilgili biz de kendi yaptırımlarımızı kesinlikle uygulamaya sokarız.
Şu anda ABD Kongresi’nde azille ilgili konular olabilir. Bizim de kendimize has, iç siyasette, dış siyasette uğraştığımız birçok konularımız var. İşte Cenevre’den çıktık, 11,5 saat yolculukla Malezya’ya geldik. İşte durmuyoruz, biz de bir şeyler yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Bu dörtlü zirveye gelen liderler, bunlarla ilgili konuları da konuştular. Çünkü hepsinin bu noktalarda belli bir derdi var. Bizim de derdimiz var ama inşallah buna karşın bizim de kendi alternatif uygulamaya koyabileceğimiz çözüm yollarımız var.
SORU: Kuala Lumpur Zirvesi’ne Suudi Arabistan‘ın baskısıyla Pakistan ve Endonezya’nın katılmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Suudi Arabistan ile Abu Dabi yönetiminin bu tür tavırları tabi ilk değil. Ne yazık ki Suudi Arabistan’ın Pakistan üzerinde baskı kurduğunu görüyoruz. Şimdi Pakistan’a Merkez Bankası ile alakalı daha önce vermiş oldukları sözler var. Ama hepsinden öte bir de 4 milyon Pakistanlı Suudi Arabistan’da çalışıyor. “Bunları geri göndeririz, yerine Bangladeşlileri alırız” vesaire diyorlar. Öbür taraftan Merkez Bankası ile bağlantılı olan konuları aynı şekilde ‘Biz paramızı geri çekeriz” vesaire gibi tehditlerle, ekonomik olarak ciddi sıkıntılar içerisinde olan Pakistan bu noktada daha farklı bir tavrın içerisine girmek durumunda kaldı. Endonezya da aslında önce devlet başkan yardımcısını gönderecekti, sonra onu da göndermedi. Yani Allah’a hamd olsun bizim kapıyı pek çalamıyorlar. Mesele duruş meselesi. Duruş oldu mu Allah’ın da lütfuyla kapılar açılıyor.
SORU: Irak’ta, Suriye’de, Somali’de de aynı tavırlar yaşandı...
Benzer şeyler bunlar. Biliyorsunuz Somali’ye bunların zerre kadar destekleri olmadı. Ama Somali sıkıntılı olduğu halde tavrını koydu. Abu Dabi yönetimi orada bir şeyler yapacaktı. Sonra vazgeçtiler veyahut da vazgeçirildiler, yapamadılar. Zaten orada çok enteresandır, bu büyük denilenlerin hiçbirisinin neredeyse büyükelçiliği yok. Yani havalimanının yanına karavan gibi bir şeyler yapmışlar, onun içine büyükelçilik diyorlar. Bizim dünyada en büyük büyükelçiliğimiz Somali’de. Yaklaşık 80 bin metrekarelik bir yer. Devasa bir alan. Proje olarak da güzel projelerimiz var orada. Şu anda Somali’ye askeri eğitim veriyoruz ama şimdi artık eğitimlerini orada sürdürüyorlar. Sağlık hizmetleriydi, eğitimdi vesaire… Türkiye’de de ciddi sayıda Somalili öğrenci var. Şu anda tıp ve başka alanlarda eğitim öğretim gören Somalili gençler var. Bu bağları geliştireceğiz. İnşallah bu yapılanmayla yeni atmakta olduğumuz adımlarla bazı yerlerde inşallah ana arter durumuna gelebiliriz. Bütün mesele “niyet hayr, akıbet hayr.”
Libya ile varılan mutabakat
SORU: 23 yıl önce Kardak kayalıklarına zodyak botlarla çıkan Türkiye olarak bugün sadece Ege değil Akdeniz’de de hakkımıza sahip çıkıyoruz. Üç muhalefet partisi Meclis dışişleri komisyonunda Libya ile varılan mutabakata red oyu verdi. Hatta CHP grup başkanvekili biraz daha ileri giderek Hafter’in seküler olduğu, dolayısıyla daha makul olduğu ama BM’nin tanıdığı mutabakat hükümetinin -onların tabiri ile- cihatçı olduğu ve sizin de ideolojik yakınlığınız sebebiyle bu girişimde bulunduğunuz gibi bir açıklama yaptı. Değerlendirmenizi almak isterim.
Halk Partisinin takındığı tavırlar, yanına kimleri aldığı, kimlerle beraber nasıl hareket ettiği malum. Örneğin bu konuda bile sıkıştı, “halka nasıl izah edeceğiz?” diye. Kalktılar ilk gün “öyle mi böyle mi” derken olumlu adım attılar. Daha sonra HDP o olumlu tavrını geri çekti ama o bir defa adımı atmıştı. Halk Partisi olsun, İyi Parti olsun, onlarla bir yere varmak mümkün olur mu? Bunlar kim legaldir, kim illegaldir, kim Türkiye dostudur, kim değildir, bunları bilecek çapta değiller. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin böyle bir derdi yok. Türkiye’nin menfaatleri neyi gerektirir, yerli olmak nedir, milli olmak nedir? Yani bunun 6 okunun içindeki milliyetçiliğe, halkçılığa falan bakmayın. Onların hepsi hikâye. Hiçbir zaman onlar bunun gereğini yerine getirmediler, getiremezler. Bu işler, öyle lafla olmuyor. Karikatürize edilmiş olan oklarla olmuyor. Bütün mesele bunu ruhen yaşamak. Ruhen yaşayamazsanız zaten bir yere de varamazsınız. Bu millet de sizi zaten bir yere temsilci olarak koymaz. Olay bu.
Simit Sarayı
SORU: Cenevre’deki açıklamalarınızda Kanal İstanbul konusuna değişik açılardan yaklaştınız ama bir nokta eksik kalmıştı? O da şuydu. Kanal İstanbul’la ilgili genelde bir ranttan bahsediliyor. Sanki bu bir rant projesiymiş gibi takdim edenler var. Etrafı çevresi betona bulanacak, oradan bir rant elde edilecek. Hatta Katar Emirinin annesinin oradan bir arazi aldığı falan… Bu yönde bir tezvirat yapılıyor Kanal İstanbul’la ilgili. Bu konuda ne diyorsunuz? Bir de Simit Sarayı konusunda Cenevre’deki açıklamalarınızdan bu konuya en başından beri kapalı olduğunuz izlenimini aldım oysa, dünkü açıklamalarınız sanki gelen tepkiler üzerine vazgeçmişsiniz gibi yansıtılıyor…
Simit Sarayı konusunda gelen tepki diye bir şey ben duymadım. Tam aksine böyle bir şeyin olduğunu bana arkadaşlarım iletince hemen Ziraat Bankası Genel Müdürü arkadaşımıza konuyu sordum. Onlar “Böyle bir durum söz konusu oldu ama bizim böyle bir kararımız yok” dedi ve bu konuda olumlu
yaklaşmadığını da söyledi, iş kapandı.
Kanal İstanbul
Kanal İstanbul’la ilgili bir defa çok çirkin olan şey şu; Katar Emirinin annesinin gelip buradan yer alması vesaire... Bunu söyleyen insanlara sormak lazım; “Devletten hangi desteği alarak böyle bir yeri almış?” Bu dedikoduları duydum. Katar Emirinin annesinin ülkemizden gayrimenkul satın almasına mani yasal olarak herhangi bir şey söz konusu mu? Yani bunu herhangi bir yerden George, Hans vesaire gelip almaya kalksa herhalde kimsenin sesi çıkmaz. Yani Katar Emirinin annesi böyle bir alım yaptığı zaman niye rahatsız oluyorlar? Kaldı ki aynı şekilde Katar Emirinin kendisinin zaten bizde aldığı yerler var. Yani biz bu kapılarımızı açmışız.
Allah rahmet etsin Turgut (Özal) Bey döneminde o zamanki Suud Kralı, Sevda Tepesi’nde büyük bir yer almışlardı. Zamanın belediye başkanı orada “imar noktasında herhangi bir sıkıntı yok” demişti ve Turgut Bey de o beyana inanarak Suud Kralına bunu söylemişti. Tabi orada da imar noktasında sıkıntı olduğu için o iş yürümedi. Ve hala o yer onlara ait.
Bunlar çok tuhaf şeyler. Yani ülkemiz için hakikaten şık değil. Bunlar ülkemizin özellikle bu tür tasarruflarını aleyhe çevirecek adımlar, lehte şeyler değil. Yani İspanya’da bugün bakıyorsunuz adamlar dünyanın değişik yerlerinden nice insanlara, iş adamlarına, devlet başkanlarına yerler satıyorlar. Aynı şekilde Amerika’sında Almanya’sında bütün bunlar var. Bizim uluslararası çapta attığımız bu tür adımlarda yasal düzenlemesi var, her şeyi var bunların. Beyler rahatsız oluyor.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
Sen önce,jest,ulufe,hak,hukuk,adalet,sefalet,bağış kavramlarını öğrenmen lazım.Asgari ücretliye bağ bağışlamakla bitmiyor bu işler.Asgari ücretle,yıllarca yönetici olarak çalışıp tavandan ssk primi ve vergi ödeyenler arasında da bir fark kalmadı sayenizde.Adaletsizlik her işinizde temel öncelik...
İstikrar sayesinde paramız bereketlendi evimiz huzur buldu. Tayyip Başkan ve arkadaşları biz işçilerin hep yanında oldu. Bizlerin üzerinden rant elde etmek isteyen kötü niyetli muhalefetin ise tek gayesi istikrara darbe vurmak. Bizleri asla düşünmezler ama HDP'nin her isteğini yerine getirirler.
Sana ne yazsak boş.Etrafa saçtığın incilerle,sana merhaba demek bile sağlığa zararlı.
46 yaşında emekli olmuş reis. Eyt ye takılmamış
Een ne olmuş? Sen de fesatlandın mı? Senden üstün olanlara hep fesatçılık yaparsan Allah belanı verirse hiç şaşırma! Asker git derler bedelli beklersin! Çalış derler işi öğrenmeden yüksek maaş istersin! Yol yaparlar hastane yaparlar kötülersin! Bu kafayla En sonunda cehenneme gidersin.
PATLASANIZ da ÇATLASANIZ da REİS'le Türkiye DAİMA BİR NUMARA.
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİNDE ŞU ANDA ASGARİ ÜCRET NET 2958 TL DİR
Kaç iş yeri var? Lokanta ve otel den başka!
Bırak jesti ,millet vekillerine yapılan zamın yarısı kadar zam yap da adaletini görelim reis
Bircok konuda haklısın baskanım fakat Ne olursun abd ye geri vites yapma
Nasıl bir hak anlayışın var senin aslan yavrusu.
Ne asgari ücrete ne de emekliliğine muhtaç olmamak için çalışıyorum. Geri kalanını yüce tanrı bilir.
Asgari ücretliye uluşım ücretsiz olmalı
jest yapıyormuş kimin parasıyla jest yapacak ssk pirimlerini %50 düşür işverende bu parayı işcisine versin jest yapacaksan spor klüplerine verdiğin vergi iadesini geri al jest yapacaksan benzindeki vegiyi % 50 düşür jest yapacaksan ekmeği 50 kuruş yap
gider ayak asgari 3 bin lira yap bari. nasılsa erken seçimde gideceksiniz.
ne jesti. kimin parasıyla kime jest yapılacakmış. hakkımızı istiyoruz. geçen seneden gelen enflasyon yüzde 70 lerde. maaşa yüzde 25 den aşağı zam olmamalı.
Jest?? Komik 😁,kibir abidesi .
ne jesti ADALETLİ OLUNUZ
Senin gibi Türkiye'ye hizmet eden teröristleri tepeleyen bir Başkanımızın olması bizlere en büyük jest zaten. Rabbim korusun, terörsevicileriyle işbirliği yapan yobazlar iktidarda olsaydı cumhuriyetin fişi çekilirdi.
Tiyatro
Ahmet birdirbir
Hadi bakalım yillik enflasyon oranı kadar yani %11den aşağı vermeyin artışı
Yüzde 40 olmalı
Enflasyon tek hane faiz hala %12. Hani faiz inince enflasyon iniyordu? Liyakat sahibi ekonomistlerin dediği gibi önce enflasyon iner, sonra faizler enflasyonu takip edip inmeye başlar.
Reis işini bilir her sene yaptığı gibi asgeri ücreti yükseltir arkasından elektirik doğalgaza zam yapar yaptığını geri alır geçen yıl olduğu gibi 2020 tl olunca herşeye yüzde 100 zam yapıldı demekki neymiş maaşa gelen zam enflayonu bile karşılamıyor ama sen zam yapıldı zannedicen hükümetin taktiği değişmez
kepçe ile geri alırsnız..
Erdoğanın maaşını eleştirenleri yargılayanlar size sesleniyorum ; Hiç bir başbakan veya cuhurbaşkanı Erdoğan kadar örtülü ödenek kullandı mı ? Ha siz diyorsanız başkan istediğini yapar sizde eleştiremezsiniz , tamam o zaman beni vergiden muaf tutsun ağzımı açmam ! Hayatımızı vergi dairesine heba ettik neymiş efendim yol yapmış nerden yaptı o yolu petrol mü buldu yaptı ???
jest yerli ve milli bir kelime değil. jest yapmayın başka birsey yapın lütfen reis. lutfen :(
Sayın Mustafa : Önce imla kurallarını öğren, sonrada bir devlet başkanına nasıl hitap edileceğini. Biraz saygı !
Erdoğan, AKP genel başkanı.
neyi beğenmedin acaba ?
Ücreti sanki kendi cebinden ödüyor
millete sadaka vermiyorsun erdoğan senin kadar maaş alalım ona jest deriz biz....
Hem halka hizmet edecek hem de 3-5 itin maskarası olacak öyle mi? Sen tezek yer misin çakma Türkoğlu?
Ondan öncekilerin karikatürleri vardı, çünki özgürlük vardı. Şimdi etraf yağdanlık doldu
Aynı yorumu Erdoğan dan öncekilere de yapaydiniz
REİS şu mübarek Cuma günü hürmetine İŞÇİMİZE YAP BİR KIYAK, MUHALEFETİ ET NAKAVT!..
Helalllll ya allah bismillah yapın şöyle düz 3000 rekorları alt üst edelim
katarlılar arsa alıyormuş. isteye istediği yerden alabilir diyor. gitsinler muştan alsınlar. neden kanalın çevresinden satıyorsunuz. devletin elinde kalsın daha çok değerlensin.
Orman arazileri devletindir. Terkosta orman kıyımı yapıldı villalar yapılıyor
Akılı Mahir kanalın etrafında devlet arsasimi var hepsi şahsi
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (09:32)