E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşen AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı başladı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafları ve Türk bayraklarının yer aldığı salon içerisinde, AK Parti ve Türkiye Yüzyılı logoları öne çıkıyor. Salonda, "Doğrusu AK Parti", "Türkiye Yüzyılı için doğru adımlarla yola devam", "Türkiye Yüzyılı için hemen şimdi", "Doğru zaman doğru adam", "Lider masa başında değil iş başında belli olur" sloganlarının yazılı olduğu afişler yer aldı.
Yoğun sevgi gösterileri arasında salona giren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, partilileri platformdan selamladı.
"Yeter söz de, karar da, gelecek de milletindir demek için bir aradayız"
Cumhur İttifakı temsilcilerini, AK Parti milletvekili adayları ve basın mensuplarını selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti;
Şu karşımdaki tabloyu, Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bırakmakta olduğumuz bir dönemde, Türkiye Yüzyılının muştusu olarak görüyorum. Sevginiz, coşkunuz, ahde vefanız, ülkemize ve milletimize hizmet için çarpan kalpleriniz, dosta güven veren, düşmana korku salan aslan yürekleriniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.
Bugün bu salonda; Sultan Alparslan’ın Malazgirt’teki vakur duruşundan... Osman Gazi’nin Söğüt’te diktiği çınarın üç kıta yedi iklime yayılan cesametinden... Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u alarak, çağ açıp çağ kapatan fethinden… Gazi Mustafa Kemal’in 600 asırlık bir cihan devletinden geride kalanlar üzerinde kurduğu Cumhuriyetimizin heyecanından... Rahmetli Menderes’in, tam 73 yıl önce, 14 Mayıs 1950’de zafere ulaştırdığı, “Yeter Söz Milletindir” haykırışından... Rahmetli Özal’ın, “Türkiye'ye çağ atlatma” azminden... Rahmetli Erbakan’ın, “Önce ahlak ve maniveyat” ilkesi üzerine kurduğu Sanayi ve teknoloji hamlesi hayalinden... Rahmetli Türkeş’in, Türk Dünyasının birliği ve Türk Devletinin ebed müddet ayakta kalması uğrunda verdiği mücadeleden... Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun, ömrü boyunca vatanını sevmenin çilesini çekerken sergilediği asil duruşundan... AK Parti’nin 21 yıldır azim ve kararlılıkla hayata geçirdiği demokrasi ve kalkınma atılımlarından… Velhasıl ilhamını, bu topraklara, bu millete dair hayırlı olan ne varsa ondan alan siz dava ve yol arkadaşlarımla birlikte olmaktan şeref duyuyorum. Allah’ın izniyle, yine bir 14 Mayıs arifesinde, 1950’deki inanç ve iradeyle, bir kez daha “Yeter söz Milletindir” demek, “Yeter Söz de, Karar da, Gelecek de Milletindir” demek için bir aradayız.
"Darbeciler, süngüleriyle bu ateşi söndürmeyi başaramadı"
Hayatlarını mücadeleye adamış milletin adamlarının kiminin sonu darağacında bitmiş olsa da, yüreklerde yaktıkları hak, hukuk, özgürlük, kalkınma ateşi hiç sönmedi. Darbeciler, süngüleriyle bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Vesayetçilerin millete tepeden bakan kibirleri, bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Küresel emperyalistlerin içerideki ve dışarıdaki tetikçilerinin hoyratlıkları, bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Siyasi ve sosyal mühendislik hesaplarıyla girişilen sayısız teşebbüs, bu ateşi söndürmeyi başaramadı.
Hamdolsun milletimiz, her seferinde iradesine sahip çıktı, istiklaline ve istikbaline sahip çıktı, yönünü aydınlık geleceğine çevirdi. AK Parti, işte bu kutlu mirasın son 21 yıldaki temsilcisi olarak, milletimizle gönül gönüle, omuz omuza tarihi bir demokrasi ve kalkınma mücadelesi yürütüyor.
"Türkiye Yüzyılı İçin Doğru Adımlar' diyerek, bir kez daha milletimizin huzurundayız"
Kurulduğumuz günden beri girdiğimiz her seçimi, bu çetin mücadelenin yeni adımı, yeni bir safhası olarak yaşadık. 2002 seçimlerine “Tek Başına İş Başına” diyerek gittik, milletimiz bizi tek başımıza iktidara getirdi. 2007 seçimlerine “Durmak Yok Yola Devam” diyerek gittik, milletimiz yolumuzu tekrar açtı. 2011 seçimlerine “İstikrar Sürsün Türkiye Büyüsün” diyerek gittik, milletimiz tercihini istikrardan yana kullandı. 2015 seçimlerine “Sen-ben Yok Türkiye Var” diyerek gittik, Türkiye’yi yanımızda bulduk. 2018 seçimlerine “Vakit Türkiye Vakti” diyerek gittik, milletimizden yeni yönetim sistemimize onay aldık. Bugün de, “Türkiye Yüzyılı İçin Doğru Adımlar” diyerek, bir kez daha milletimizin huzurundayız.
"Türkiye Yüzyılının yürüyüşünü yarın değil hemen şimdi başlatmak için bugün burada beraberiz"
Darbecilere, vesayetçilere, küresel emperyalistlere, siyasi ve sosyal mühendislik projelerine karşı milletimizle birlikte Türkiye Yüzyılının kapısını aralamak için buradayız. AK Parti’nin 14 Mayıs’ta milletimizin huzuruna çıkacak kadrosu olarak, ahdimizi yenilemek için bir aradayız. "Doğ ey güneş, üstümüze dök ışıklarını, dağılsın bulutlar, mazlumlar söylesin şarkılarını, başlasın Türkiye Yüzyılı, yarın değil hemen şimdi" Evet, Türkiye Yüzyılının yürüyüşünü yarın değil hemen şimdi başlatmak için bugün burada beraberiz.
Bu yürüyüşün gücünü; Milli mücadeleyi başarıya ulaştırıp son devletimizi kuran ve yaşatan şehitlerimizin, gazilerimizin, ebediyete irtihal etmiş büyüklerimizin manevi mirasından alıyoruz. Bu yürüyüşün gücünü; Son 21 yılda ülkemize kazandırdığımız eserler ve hizmetlerden alıyoruz. Bu yürüyüşün gücünü; Geçmişte yaşadıkları zulümlerin, haksızlıkların, baskıların yol açtığı hak ve özgürlük hasretlerini dindirdiğimiz herkesten alıyoruz. Bu yürüyüşün gücünü; Türküyle Kürdüyle, Sünnisiyle Alevisiyle, Romanıyla Gayrimüslimiyle, istisnasız bu ülkenin tüm vatandaşlarını, analarının ak sütü gibi helal olan hak ve özgürlükleriyle buluşturmaktan alıyoruz.
Türkiye Yüzyılı, sadece bizim değil, İslam Âleminden Türk Dünyasına, Balkanlardan Kafkaslara, Asya’dan Afrika’ya tüm dostlarımızın, tüm insanlığın ortak vizyonudur. Çünkü Türkiye sadece 780 bin kilometrekareden ibaret bir ülkenin, Türk Milleti sadece 85 milyon nüfustan ibaret bir toplumun adı değildir. Kalbi bizimle atan her kardeşimiz bu ülkenin ve bu milletin bir parçasıdır. Rabbim gazamızı mübarek eylesin. Rabbim yolumuzu açık eylesin. Rabbim zaferimizi kutlu eylesin.
"Bu kadim coğrafya, binlerce yıldır olduğu gibi bugün de, tüm dünyanın gözünü diktiği yerdir"
Yaşadığımız her saldırı, her felaket, her acı, bilhassa da 6 Şubat depremleri, birliğimizi daha çok sıkılaştırmamız, beraberliğimize daha çok sahip çıkmamız, kardeşliğimizi daha da güçlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Biz Türkiye olarak önce, altyapımızla, üretimimizle, güvenliğimizle, diplomasimizle, her şeyimizle kendi ayaklarımızın üzerinde duracağız. Ancak bunu sağladıktan sonra bize uzanan elleri tutabilir, bize el uzatanların yardımlarını kabul edebiliriz. Çünkü kanımızla, canımızla, alın terimizle kendimize vatan yaptığımız bu kadim coğrafya, binlerce yıldır olduğu gibi bugün de, tüm dünyanın gözünü diktiği yerdir.
Bu coğrafyada huzurla yaşamanın, devlet kurmanın, gelecek inşa etmenin bedeli, güçlü olmak ve güçlü kalmaktır. Binlerce yıldır üzerine nice başarılar inşa ettiğimiz milli hasletlerimizin ve devlet geleneğimizin gereği olan duruş da budur. Türkiye Cumhuriyeti devletinin her bir ferdinin, bu ülkenin refahından ve demokrasisinden aynı düzeyde yararlanma hakkı olan birinci sınıf vatandaşları olduğunu söylerken, bu özgüvene dayanıyoruz.
"Her insanımız mağdurların imdadına koşmak için seferber oldu"
Yaşadığımız her sınama gibi, deprem afetleri karşısında da aynı yaklaşımla hareket ediyoruz. Ülkemizin bir köşesindeki insanların evleri başlarına yıkılmışken, diğer hiçbir yerdeki insanımız hayatını hiçbir şey olmamış gibi sürdüremez. Deprem haberinin alındığı andan itibaren istisnasız her şehrimiz, her ilçemiz, her hanemiz, her insanımız mağdurların imdadına koşmak için seferber oldu. Milletimizin gösterdiği bu samimi gayret, binlerce yıldır bizi diri tutan hasletlerimizin dimdik ayakta olduğunun işaretidir. Devletimiz de, şartların zorluğunu kısa sürede aşarak, tüm gücü, kurumları, personeli ve imkânlarıyla deprem bölgesinde vaziyet aldı. Bu tablo, devletin milleti için var olduğu gerçeğini, her bir insanımızın yüreğine tekrar işledi.
"Depremlerin izlerini de, “kerim devlet” anlayışıyla kısa sürede sileceğiz"
Dünyada etkileri henüz tamamen ortadan kalkmamış olan Kovid-19 salgını, insanlığın hiç umulmadık şekilde ortaya çıkabilecek ne büyük tehditlerle karşı karşıya kalabileceğini hepimize hatırlatmıştı. Bu küresel sağlık ve yönetim krizinin, yıkıcı sonuçlara yol açabilecek tehditlerinin üstesinden, sergilediğimiz dayanışmayla gelmiştik. Aynı şekilde, son felakete göre nispeten daha sınırlı alanlarda yaşadığımız deprem, yangın, sel gibi afetlerin yaralarını da, milletimizle birlikte hızla sarmıştık. Allah’ın izniyle, 6 Şubat depremlerinin izlerini de, “kerim devlet” anlayışıyla yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde, kısa sürede sileceğiz.
AK Parti olarak karşılaştığımız her meseleyi “önce insan” bakışıyla değerlendiriyor, hareket tarzımızı ona göre belirliyoruz. Eşrefi mahlûkat olan insana hizmet etmeyen hiçbir kurumun, hiçbir kuralın, hiçbir programın, hiçbir uygulamanın bizim dünyamızda yeri yoktur.
AK Parti’yi farklı kılan da bu vasıflarıdır. Partimiz; kuruluşu, teşkilatlanması, üye sayısı, iktidar süresi, icraatı, uluslararası saygınlığı gibi unsurlarla, dünyanın en büyük sivil teşekkülleri arasında yer alıyor. Küresel dengelerin yeniden oluştuğu şu kritik dönemde, ülkenin direksiyonunda AK Parti’nin birikimine ve etki gücüne sahip bir kadronun olması çok kıymetlidir. Dünya sürekli yeni meydan okumalarla kendine yön ararken, Türkiye, AK Parti’nin kurumsal tecrübesi ve bizim siyasi liderliğimiz sayesinde, herkesten bir adım öne geçme şansını yakalamıştır. Geçmişimizle geleceğimiz arasında kurduğumuz sağlam köprüler vasıtasıyla, ülkemizi insanlığın bu muhataralı sürecinden en güçlü şekilde çıkarmanın gayreti içindeyiz.
"Partimiz, milletimizin son iki asırdır süren arayışında en önemli adresi olmuştur"
AK Parti’nin ilk günden beri verdiği mücadelenin ve kazandığı başarıların sırrını çözmek için, önce partimizin bazı özelliklerini anlamak gerekir. Her şeyden önce AK Parti, klasik manada bir siyasi parti olmanın ötesinde, dava sahibi, hayal sahibi, vizyon sahibi, vicdan sahibi bir harekettir. Partimiz, bu vasfıyla, milletimizin son iki asırdır süren arayışında en önemli toplanma yeri, en önemli adresi olmuştur.
"Biz asıl devrimi zihinlerde yaptık, zihniyetlerde yaptık"
Türkiye’nin demokrasisi ve kalkınması konusundaki çözüm tekliflerimizin... Dünyada yaşanan siyasi ve sosyal çarpıklıklara karşı yükselttiğimiz itirazlarımızın... İnsanlığın ortak dertlerinin ve taleplerinin sözcülüğünü yapabilmemizin... Kısacası bizi diğerlerinden ayıran özelliklerimizin gerisinde, temsilcisi olduğumuz davanın kadim kodları vardır. Biz Türkiye’de sadece okul, hastane, yol, baraj gibi eserlerle sembolleşen bir kalkınma devrimi yapmakla kalmadık. Biz asıl devrimi zihinlerde yaptık, zihniyetlerde yaptık.
"Büyük ve güçlü Türkiye’ye doğru giden her adımı, ayaklara vurulan prangaları kırarak attık"
Geçmişte bu ülkeye “karışamazsın” denilen ne varsa, hepsinde de değiştirici rol oynayabileceğimizi gösterdik. Güney sınırlarımızdan Doğu Akdeniz’e, Karadeniz’den Kafkasya’ya her yerde bunun örnekleri var. Geçmişte bu millete “yapamazsın” denilen ne varsa, hepsinin de olabileceğini gösterdik. Savunma sanayinden ulaşım ve enerji altyapısına, yerli otomobilimize, uçağımıza kadar her alanda bunun sayısız örnekleri var. İşte dün, üzerinde konuşlanacak Kızılelma'sı ve Bayraktar TB-3’üyle, kendi sınıfındaki dünyanın ilk insansız hava araçlarıyla donatılmış savaş gemisini hizmete aldık. Geçmişte bu coğrafyada “teşebbüs edilemez” denilen ne varsa, hepsinin de gerçekleşebileceğini gösterdik. Darbecilerin hüsrana uğratılmasından Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasına ve sınır ötesi harekâtlara kadar her konuda bunun örnekleri var. Büyük ve güçlü Türkiye’ye doğru giden her adımı, zihinlerde örülmüş duvarları yıkarak, kalplere salınan korkuları yenerek, ayaklara vurulan prangaları kırarak attık.
Geldiğimiz noktada, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik esaret çukuruna yeniden yuvarlanmamak için güçlü olmaktan, güçlü kalmaktan, gücünü artırmaktan başka çaresi yoktur. Üstelik buna sadece bizim değil, güvenlik ve tabiat tehditleri sebebiyle giderek dengesizleşen dünyanın da ihtiyacı var. Bu sebeple, “Dünya 5’ten büyüktür” itirazımıza her geçen yıl daha fazla destek bulabiliyoruz. Bu sebeple, Rusya-Ukrayna savaşında her iki tarafla da görüşebiliyor, tahıl koridoru ve esir değişimi gibi somut ilerlemeler sağlayabiliyor, barış ihtimalini masada tutabiliyoruz. Bu sebeple, Libya’dan Karabağ’a pek çok yerde, tüm dünyanın seyrettiği haksızlıkların düzeltilmesi için fiilen sahaya inip netice alabiliyoruz. Bu sebeple, Balkanlarda barışın sürmesinin ve uzlaşma yollarının açık tutulmasının garantisi haline gelebiliyoruz. Bu sebeple, herkesin sırtını döndüğü mazlumlara kol kanat gerebiliyor, himaye edebiliyoruz. Bu sebeple Türk Devletleri Teşkilatı gibi stratejik adımlar atabiliyor, İslam Âlemiyle işbirliğimizi kimseden icazet almadan güçlendirebiliyoruz. Bu sebeple, Batı Dünyasıyla ilişkilerimizde teslimiyetçi değil, hakkımızı, hukukumuzu savunan dik bir duruş sergileyebiliyoruz.
"Emperyalizmin terör örgütleri üzerinden yürüttüğü vekâlet savaşlarının da sonu yaklaşıyor"
Sömürge ve zulüm üzerinde kurduğu güvenlik ve refah düzenini korumak için, diğer toplumları asırlardır etnik ve inanç fay hatları üzerinden kontrol eden Batı, artık kendi derdine düşmüş durumda... Ekonomik olarak yükselen ama siyasi rotası olmayan güçlerin hiçbiri, Türkiye’nin üstlendiği adalet, hakkaniyet ve vicdan üzerine kurulu misyonunu ikame edemiyor, edemez. Emperyalizmin terör örgütleri üzerinden yürüttüğü vekâlet savaşlarının da sonu yaklaşıyor. Eğer Türkiye’nin ve 21 yıldır onun yönetiminde olan AK Parti’nin bir davası, bir vizyonu olmasaydı, tüm bunları konuşabilir miydik?
Birileri gibi, “Ne işimiz var Karabağ’da, Libya’da, Suriye’de, Balkanlar’da, Akdeniz’de, Afrika’da” deseydik... Birileri gibi “Bu kadar yolu, barajı, elektriği, suyu, aracı, konutu ne yapacaksanız, toprağa mı gömeceksiniz” deseydik... Birileri gibi, herkese duymak istediğini söylesek ama vesayetin, darbecilerin, terör örgütlerinin koltuğunun altından kalkmasaydık... Kısacası karşımızdakiler gibi olsaydık, burada milletimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik bir şekilde çıkabilir miydik? İnşallah, önümüzdeki dönemde ülkemizi ve milletimizi dünyada hak ettiği yere getireceğiz. Böylece, coğrafyamızın ve medeniyetimizin iki asırlık hüznünü asırlar boyunca sürecek sevince dönüştürme şerefine de nail olacağız.
"12 yıl önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda, birileri yine bize dudak bükmüştü"
Görüldüğü gibi, tarihin seyri bize, AK Parti’nin sadece dünün ve bugünün değil, yarının da partisi olduğuna işaret ediyor. Hep söylediğimiz gibi “Kökü mazide olan ati” olan AK Parti’nin gelecek tasavvuru, geçmişindeki eser ve hizmetlerin üzerine kuruludur. Hatırlarsanız, partimizi kurarken “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dediğimizde, birileri bize istihzayla bakmıştı. Yine hatırlarsanız, bundan 12 yıl önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda, birileri yine bize dudak bükmüştü.
"Bunların ülkenin ve milletin hayrını gözetmek gibi bir dertleri yok"
Bizim 2023 hedefleriyle, 12 yıl sonrasına kadar uzanan program ve proje yapabilmemizi akılları almayanlar, 2053 ve 2071 vizyonlarımızı duyunca, tümden zıvanadan çıkmıştı. Ülkemizi doğrudan işgal hareketi olarak gördüğümüz 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, yönetim sistemimizi değiştirecek tarihi bir reformu hayata geçirdiğimizde de aynı tepkiyle karşılaştık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini yerden yere vuranlar, bugün aynı sistemi, ruhuna uygun olmayan at pazarlıklarıyla, tepe tepe kullanmanın hesaplarını yapıyor. Çünkü bunların ülkenin ve milletin hayrını gözetmek gibi bir dertleri yok. Tek gayeleri, tıpkı eski Türkiye devrinde olduğu gibi, milletin derdini ve beklentisini istismar ederek bir avuç muhterise ikbal devşirmektir. Bunların siyaset derinliği, bırakınız çeyrek asırlık, yarım asırlık vizyonu, ertesi günlerini bile göremeyecek kadar sığdır.
Biz 2023 hedeflerimizle milletimize ilan ettiğimiz projelerin çoğunu hayata geçirdiğimiz gibi, şimdi daha geniş ufuklara, daha büyük vizyonlara doğru yelken açıyoruz. İşte bunun için “AK Parti geleceğin partisidir” diyoruz. İşte bunun için “Cumhur İttifakı bir ilkeler ve mefkûreler ittifakıdır” diyoruz.
Hiçbir ayrım olmaksızın, milletimizin her bir ferdinin bu aydınlık gelecekte yeri vardır. Çünkü AK Parti, herhangi bir sınıfın, hele hele yıllarca kendini seçkin bir yerde görerek milleti aşağılayan kerameti kendinden menkul zümrelerin değil, 85 milyonun tamamının hayallerinin ortak paydasıdır. Bugüne kadar hangi partiye oy verirse versin, her bir vatandaşımızı AK Parti’nin tabii bir mensubu sayıyoruz. Sadece bugüne kadar kendisini henüz partimizin ve ittifakımızın saflarına katamadığımız, kazanamadığımız için hayıflanıyoruz.
'Vesayet odaklarıyla çarpışa çarpışa yürüdüğümüz bu yoldan, milim sapmadan hep daha ileriye gitmenin mücadelesini vereceğiz"
Etnik, dini, kültürel kimlik siyasetiyle ülkemizi eski günlerine döndürmenin, milletimizin bünyesindeki fay hatlarını tetiklemenin peşinde koşanlar, bu birlik, beraberlik, kardeşlik siyasetini asla anlamadı, anlayamayacak. Biz, bu milleti, içindeki tüm renkleriyle birlikte kucaklamayı, farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görmeyi, temel hak ve özgürlükleri lütuf değil asli müktesep olarak kabul etmeyi sürdüreceğiz. Tarihi tecrübemize ve irfan geleneğimize uygun şekilde, “insanları yaratılışta eş, dinde kardeş” görme yaklaşımıyla, vatan topraklarının her karışına hizmet vermeye devam edeceğiz. Siyasete başladığımız günden beri vesayet odaklarıyla çarpışa çarpışa yürüdüğümüz bu yoldan, milim sapmadan hep daha ileriye gitmenin mücadelesini vereceğiz.
AK Parti’nin Türkiye’de, milli iradenin üstünlüğü ilkesini gerçek manada hayata geçirmiş ve daha önemlisi, azimle bunu sürdürmüş parti olduğunu kimse inkâr edemez. Umudunu millet dışı her odağa, her güce, içeride ve dışarıda yaşanan her arızi gelişmeye bağlayanların da, milli iradenin tercihlerine saygı duyacağı günleri göreceğimize inanıyorum.
"Terör örgütlerinin temsilcileriyle kapalı kapılar ardında pazarlık yapan muhterisler bitmez"
Türkiye’nin istiklaline ve istikbaline ancak, siyaset kurumu bu dönüşümü tümüyle gerçekleştirdiğinde güvenle bakabiliriz. Aksi takdirde; İktidarı vesayet güçlerinde arayan faşist zihniyet bitmez. Darbecilerin karşısına dikilmek yerine onlara alkış tutan demokrasi düşmanları bitmez. Terör örgütlerinin temsilcileriyle kapalı kapılar ardında pazarlık yapan muhterisler bitmez. Devletin güvenlik güçlerinin canları pahasına yakalayıp, yargısının cezaevine tıktığı teröristleri serbest bırakma sözü veren alçaklar bitmez. Ülkesini yabancılara şikâyet eden, yatırım yapmamaları, yaptırım uygulamaları çağrısında bulunan idrak yoksunları bitmez.
Daha önce de defalarca ifade ettiğim gibi, biz 21 yılda Türkiye’yi her alanda ileriye götürdük, ama muhalefeti yerinden zerre miskal kıpırdatamadık. Hatta, zihniyet ve kalibre bakımından daha da geriye giden bir muhalefetle karşı karşıyayız. İnşallah 14 Mayıs seçimlerinin en hayırlı neticelerinden biri de, ülkemiz muhalefetini bu alacakaranlık kuşağından çıkarmak olacaktır. Cumhur İttifakı olarak biz, seçimlere kadar gece-gündüz çalışarak, milletimizin gönlünü kazanmadık hiçbir ferdini bırakmayacağız.
"Seçim günü sandığı namusumuz olarak görmenizi istiyorum"
Gelmeyene gideceğiz. Küskünü barıştıracağız. Sevmeyeni sevdireceğiz. Her eve, her işyerine gireceğiz. Kalbini kazanmadık kimse bırakmayacağız. Kararsızları ikna edeceğiz. Zaten gönlünde olduklarımızı ihmal etmeyeceğiz. Hiç kimseyi atlamadan teker teker herkese dokunacağız. Siyasetin sokakta yapıldığını, seçimin sandıkta kazanıldığını asla unutmayacağız. Her seçimin önemli olduğunu, ama 14 Mayıs’ın bu milletin tüm evlatlarının geleceğini şekillendireceğini aklımızdan çıkarmayacağız. Bunun için sizlerden, seçim gününe kadar geçecek her anı değerlendirmenizi, seçim günü sandığı da namusumuz olarak görmenizi istiyorum.
Şimdi buradan öyle bir ses verin ki, 7’sinden 77’sine duymayan kalmasın: 14 Mayıs'ta "Türkiye Yüzyılı için doğru adımlarla yola devam' diyor muyuz? 14 Mayıs'ta Türkiye Yüzyılının inşası için "Bismillah" diyormuyuz? 14 Mayıs'ta evlatlarımızın geleceğine sahip çıkıyor muyuz? 14 Mayıs'ta bay bay Kemal'i ve ortaklarını sandığa gömüyor muyuz? 14 Mayıs'ta PKK'sından FETÖ'süne tüm terör örgütlerinin başını sandıkta tekrar eziyor muyuz? 14 Mayıs"'ta ailemize, çocuğumuza, inancımıza, değerlerimize göz dikenlerin heveslerini kursaklarında bırakıyor muyuz? Rabbim hepinizden razı olsun.
AK Parti olarak, kurulduğumuz günden beri girdiğimiz 15 seçim ve halkoylamasının tamamından da birinci çıkmayı başardık. Bu özelliğiyle AK Parti, sadece Türk siyasi hayatına değil, dünya demokrasisine ismini altın harflerle yazdırmış bir partidir. Milletimizin bize gösterdiği teveccühün bunca yıldır kesintisiz sürmesi, sorumluluğumuzu daha da artıyor.
Ülkemize geçtiğimiz 21 yılda kazandırdığımız her eser, her hizmet elbette önemlidir. Ama önümüzdeki 5 yıl boyunca milletimize ne vereceğimiz, evlatlarımızın geleceği için hangi ilerlemeleri sağlayacağımız daha önemlidir. Bu doğrultuda ilk adımımızı, geçtiğimizin yılın 28 Ekim’inde açıkladığımız Türkiye Yüzyılı vizyonuyla atmıştık. Türkiye Yüzyılını 17 temel başlığın üzerinde inşa edeceğimizi söylemiştik. Neydi bu başlıklar? Türkiye Yüzyılı, şefkatin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, üretimin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, verimliliğin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, istikrarın yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, kalkınmanın yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, sürdürülebilirliğin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, huzurun yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, iletişimin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, istikbalin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, gücün yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, haklının yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, değerlerin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, dijitalin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, gençliğin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, barışın yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, başarının yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, bilimin yüzyılıdır. Evet, seçim beyannamemizi de işte bu temeller üzerinde şekillendirdik.
"Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar"
Seçim beyannamemizde, altı ayrı bölüm altındaki onlarca başlık ve binlerce maddede, hem ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerin özeti, hem de Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz yer alıyor. “Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar” yaklaşımıyla hazırladığımız, oldukça hacimli bir esere dönüşen beyannamemizde yer alan tüm hususları, burada tekrarlamayacağım. Beyannamemiz kitap olarak sizlere ulaştırıldı, dijital mecralar vasıtasıyla da milletimizle paylaşıldı. Burada sadece kısa hatırlatmalarla yetinerek, asıl işi, hep birlikte evlerde, sokaklarda, mahallelerde insanımızla ruberu, yüz yüze yapacağımız çalışmalara bırakmak istiyorum.
Bugüne kadar milletimize yapmayacağımız, yapamayacağımız hiçbir şeyi söylemedik, söylediğimiz hiçbir şeyden de geri dönmedik. Meydanlarda ağzına geleni söyleyip, iş başına gelince hepsini unutanların, inkâr edenlerin, tersini yapanların, vaatlerinin üzerine beton dökenlerin ülkemize ne büyük zararlar verdiğini biliyoruz.
"Önümüzdeki dönemde önceliğimiz elbette, 6 Şubat depremlerinin yıktığı şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak olacaktır"
Biz ne kendimizi, ne milletimizi asla böyle bir zelil duruma düşürmedik, düşürmeyiz. Bunun için verdiğimiz her sözü, beyannamemize yazdığımız her maddeyi uzun hazırlıklar sonunda ortaya çıkardık. Önümüzdeki dönemde önceliğimiz elbette, 6 Şubat depremlerinin yıktığı şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak olacaktır. Allah’ın izniyle, 319 bini bir yılda teslim edilecek şekilde, toplam 650 bin yeni konut yaparak, afetin 11 ilimizde ve mücavirinde açtığı yaraları tamamen saracağız.
Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeliyle, ülkemizin 81 ilinin tamamını, afetlere dirençli şehirler haline dönüştüreceğiz. Vatandaşımızın can ve mal güvenliği bizim için her şeyin önünde gelir. Bütüncül risk yönetimiyle, ülkemizi sadece depreme karşı değil, her türlü afete, felakete, tehdide karşı, tüm boyutlarıyla hazırlayacağız.
Varlığımızın teminatı olan değerlerimizi, “Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan ve Tek Devlet” ilkeleri etrafında, insanımızın refahı, huzuru ve mutluluğunun evreni, diğer çalışmalarımızın temeli olarak görüyoruz. Biliyorsunuz, 2002 yılında iktidara gelirken ülkemizi eğitim, sağlık, emniyet ve adalet üzerinde yükselteceğimizi söylemiştik.
Eğitimde, okulundan öğretmenine, üniversitesinden yurduna tüm unsurlarıyla güçlü bir altyapı kurduk. Şimdi bu altyapı üzerinde değerler eğitiminin esas olduğu bir anlayışla kaliteyi artıracak çalışmalara yöneliyoruz. Bu çerçevede çocuklarımızın yeteneklerinin, eğitimin ilk kademelerinden itibaren keşfedilerek, becerilerine uygun yönlendirmeyi sağlayacak bir sistem kuracağız.
"Sağlıkta dünyaya örnek olan bir seviyeye geldik"
Sağlıkta, hastaneleriyle, personeliyle, genel sağlık sigortasıyla, hizmete erişimin kolaylığıyla, dünyaya örnek olan bir seviyeye geldik. Salgın ve deprem döneminde, bu güçlü sağlık sisteminin işlerliğini hep beraber tecrübe ettik, gördük, hakkını verdik. Yeni dönemde, ülkemizin ilaç ve tıbbi sektörlerindeki geliştirme ve üretim kapasitesini artırarak, savunma sanayindekine benzer bir atılımı hayata geçireceğiz. Aile sağlığı, aile diş hekimliği, evde bakım, palyatif bakım gibi hizmetleri ülke sathında güçlendireceğiz. Sağlık turizminde, dönem sonunda 3 milyon misafir ve 10 milyar dolar gelir hedefliyoruz.
İktidarlarımız döneminde ülkemize sağladığımız kazanımların en başında, her bir vatandaşımızın huzurla evinde oturacağı, işini yapacağı, çocuğunu okuluna göndereceği güvenli Türkiye iklimi geliyor. Terör örgütlerinin başını sınırlarımız dışında bile ezerek, suç çetelerine göz açtırmayarak, asayişten taviz vermeyerek, insanlarımızın geleceklerine güvenle bakabilmelerini temin ettik. Dünyanın ve bölgemizin yaşadığı sınamaların giderek ağırlaştığı bir dönemde, önleyici güvenlik çalışmalarıyla, Türkiye’nin huzur ve güven adası olarak istikrarla yoluna devam etmesini sağlayacağız.
"Yeni sivil Anayasa sözümüzü tutmak için çalışmayı sürdüreceğiz"
Partimize de adını verdiğimiz adaletin, tüm kurum ve kurallarıyla, vicdanları mutmain edecek şekilde tecellisi için çok büyük mücadele verdik. Vesayetin ve FETÖ’cü hainlerin tasallutundan kurtardığımız adalet sistemimizin fiziki imkânlarını ve insan kaynağını geliştirdik. Türkiye Yüzyılının anahtarı olarak gördüğümüz yeni sivil Anayasa sözümüzü tutmak için çalışmayı sürdüreceğiz. Hukuk devletimizi güçlendirecek reformları kesintisiz devam ettirecek, kapsamlı bir yasama reformu için uzlaşma zemini arayacağız.
"Terör örgütlerinin ve vesayet odaklarının siyasete müdahalesine de göz yummayacağız"
Yüksek standartlı demokrasi için dönüştürücü reformlar ve koruyucu reformlar döneminden tamamlayıcı reformlar dönemine geçeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, toplumumuzun hiçbir kesimine hayat biçimi ve kimlik dayatılmasına izin vermeyeceğiz. Demokratik siyasetin önündeki engelleri kaldırmaya devam ederken, terör örgütlerinin ve vesayet odaklarının siyasete müdahalesine de göz yummayacağız. Bilhassa Kürt kardeşlerimizi, ne CHP faşizminin, ne HDP sapkınlığının, ne PKK zulmünün, ne de geçmişte acı örnekleri yaşanan baskı düzeninin karanlığına asla ve asla teslim etmeyeceğiz.
"Aile ve Gençlik Bankası kuracağız"
Aile yapımızı, tüm sapkın akımlardan koruma yanında, her türlü maddi-manevi destekle güçlendireceğiz. Hayata geçireceğimiz “gelir tamamlayıcı aile destek sistemiyle”, hiçbir hanenin gelirinin belirli bir seviyenin altına düşmemesini temin edeceğiz. Aile Koruma Kalkanı Programıyla, ev hanımlarının emekliliğine destek vermekten, her ailede en az bir çalışan olmasını sağlamaya kadar pek çok uygulamayı başlatacağız. Gençlerimizi aile kurmaya teşvik etmek için, eğitiminden istihdamına, evliliğinden çocuk bakımına kadar her alanda kendilerine maddi katkı vereceğiz. Bu hedeflere ulaşmak için, kaynağı ülkemizin kendi ürettiği doğalgaz ve petrol gelirlerinden sağlanacak bir Aile ve Gençlik Bankası kuracağız.
Yükseköğrenimdeki gençlerimize bir defaya mahsus olmak üzere cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti sağlayacağız, ayrıca aylık 10 cigabayt ücretsiz internet vereceğiz. Sosyal yardımlarımızı, yoksul insanlarımıza destek vermenin ötesinde, insanlarımızın yoksulluk seviyesine düşmesini önleyecek bir yaklaşımla yeniden yapılandıracağız. Sahip olduğumuz kültür-sanat değerlerimizin, her alanda işlenmesini sağlayacak mekanizmalar kurarak, ülkemizin potansiyelini en üst düzeyde harekete geçireceğiz.
"Memurundan emeklisine ve işçisine kadar çalışanlarımızın refah düzeylerini yükselteceğiz"
Ekonomimizi; yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütmeyi sürdüreceğiz. Enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürerek, ülkemizi bu sorundan mutlaka kurtaracağız. Memurundan emeklisine ve işçisine kadar çalışanlarımızın ücretlerini daima enflasyonun üzerinde artırarak, refah düzeylerini yükselteceğiz.
Turizmde 90 milyon turist ve 100 milyar dolar turizm geliri hedefiyle, yatırımı ve tanıtımı hızlandıracağız. Ülkemizin halen 300 bin civarında olan uluslararası öğrenci sayısını, 1 milyonun üzerine çıkartarak, küresel pazarın yüzde 10’unu elde edeceğiz. Bilişim ihracatında 15 milyar dolara ulaşarak, ülkemizi bu alanda küresel bir merkez haline dönüştüreceğiz.
Ülkemizi 1 trilyon dolar dış ticaret hacmine ulaştırmaya yönelik hedefimize ulaşana kadar yatırıma, üretime, ihracata yükleneceğiz. Önümüzdeki dönemde yıllık 5,5 büyüme oranıyla, milli gelirimizi bu dönemde 1,5 trilyon dolara, ardından da asıl hedefimiz olan 2 trilyon dolara çıkartacağız. Kişi başına düşen milli gelirimizi 3 bin 600 dolardan 10 bin 600 dolara yükselttiğimiz gibi, önümüzdeki dönemde önce 16 bin dolara, ardından da daha yüksek seviyelere ulaştıracağız. Bu büyüme sayesinde 5 yılda 6 milyon yeni istihdam oluşturarak, işsizlik oranımızı yüzde 7 seviyesine gerileteceğiz.
"Yeni nesil Dijital Türk Lirası projemizi hayata geçireceğiz"
Kadın ve genç istihdamına özel önem vermeyi sürdüreceğiz. Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak, gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız. Girişimcilerimize verdiğimiz destekle ülkemizden en kısa sürede 15 adet milyar dolar ve 5 adet on milyar dolar değerinde şirket çıkmasını sağlayacağız. Üretimin tabana yayılmasında çok önemli görev ifa eden KOBİ’lerimizi, büyüyen ekonomimizin lokomotifleri olarak, finansmandan istihdama her alanda daha güçlü şekilde destekleyeceğiz. Bugüne kadar hassasiyetle devam ettirdiğimiz bütçe disiplininden önümüzdeki dönemde de taviz vermeyeceğiz. Tasarım ve kriptoloji altyapısını kurduğumuz yeni nesil Dijital Türk Lirası projemizi hayata geçireceğiz.
"Karadeniz doğal gazı ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali enerji bağımsızlığında bir milat olacaktır"
Kalkınmanın temel altyapısı olan enerjideki atılımlarımızı kesintisiz sürdüreceğiz. Yerli ve yenilenebilir enerji yatırımlarımızla, önümüzdeki dönemin sonunda enerji ithalatımızı yarıya düşüreceğiz. Karadeniz Doğal gazının ve Akkuyu Nükleer Güç Santralinin tam kapasite devreye girmesi, ülkemizin enerji bağımsızlığında bir milat olacaktır. Elektrikte halen 100 cigavat olan kurulu gücümüzü, 136 cigavata yükselteceğiz. Doğalgaz kullanamayan ilçemiz kalmamasını temin edeceğiz.
Milletimize en çok eser kazandırdığımız alanlardan biri olan ulaşımda, otoyol ve bölünmüş yol projelerimiz ile havalimanı inşaatlarımızı tamamlarken, yeni dönemde ağırlığı raylı sistemlere vereceğiz. 2053 vizyonumuz çerçevesinde hızlı tren hattımızı 13 bin 400 kilometreye, toplam demiryolu ağımızı 28 bin 600 kilometreye ulaştırmayı planlıyoruz.
"Ankara-İstanbul arasında süper hızlı tren hattı kuracağız"
Bu çerçevede önümüzdeki dönemde, halen inşası süren hızlı demiryolu hatlarına ilave olarak yeni projelerin yapımına da başlayacağız. Ülkemizin, Ankara-Kırıkkale-Yozgat-Sivas hattının da açılmasıyla 11 ili, birbirine hızlı tren ağıyla bağlı hale geliyor. İzmir-Ankara hattı başta olmak üzere tüm projelerimizi tamamladığımızda bu sayıyı 52’ye çıkartacağız. Ayrıca, Ankara-İstanbul arasında süper hızlı tren hattı kuracağız. Tekirdağ, Mersin, İskenderun ve Kocaeli’nde yapacağımız yeni limanlarla, lojistik gücümüzü artıracağız. Çok modlu kuzey-güney ve doğu-batı ulaşım koridorlarıyla, yatırımın ve üretimin ülkenin her köşesine yayılmasını sağlayacağız. Kanal İstanbul’un bağlantı yolları ve altyapı çalışmalarının yapımını sürdüreceğiz.
"Türkiye’nin uzaydaki gücünü daha da artıracağız"
Önümüzdeki dönem internette 5-G teknolojisinin nüfusumuzun tamamı tarafından kullanılabilmesini temin edecek altyapıyı kuracak, 6-G teknolojisinin hazırlıklarına başlayacağız. Dünyanın en büyük 10 uydu operatöründen biri haline getirdiğimiz Türkiye’nin uzaydaki gücünü daha da artıracağız.
Küresel rekabet ve küresel yenilik endekslerindeki yerimizi daha da yukarılara taşıyacağız. Ülkemizi kritik teknolojilerin pazarı değil üreticisi yapacak Milli Teknoloji Hamlemizi kesintisiz sürdüreceğiz.
Milli gururumuz TOGG’un üretime ve satışa başlamasıyla duyduğumuz sevinci, önümüzdeki 7 yılda 1 milyon aracı yollarda görmemizi temin ederek, daha da güçlendireceğiz. Elektrikli araç şarj altyapısını ilk etapta 142 megavat gücüne çıkartarak, bu yöndeki yatırımları ülke genelinde destekleyeceğiz.
Tarımsal üretimin geliştirilmesini, sadece ekonomik değil, milli bir mesele olarak görüyoruz. Bunun için önümüzdeki dönemde bitkisel üretimi 132 milyon tona, su ürünleri üretimini 750 bin tona çıkaracak adımları atacağız. Üretim güvenliği amacıyla sertifikalı tohum, fide ve fidan üretimlerini artıracağız. Ekonomik ömrünü tamamlamış çaylıklarımızı daha nitelikli çeşitlerle yenileyeceğiz. Arazi toplulaştırma çalışmalarında 100 milyon dekara çıkarak, vakit, enerji, alet ve ekipman kullanımında verimliliği artıracağız.
"Çiftçilerimizin gelirini yükseltecek bir sistem kuracağız"
Ülkemizin şartlarına uygun bir üretim planlamasıyla hem verimi, hem çiftçilerimizin gelirini yükseltecek bir sistem kuracağız. Su depolama hacmimizi 193 milyar metreküpe çıkartarak, 80 milyon dekar araziyi sulayacak, 37 bin megavat enerji üretecek hale geleceğiz. Mera, yaylak ve kışlak alanları ıslah ederek, hayvancılığımızı destekleyeceğiz. Dönem sonunda büyük baş hayvan varlığımızı 19 milyona, küçük baş hayvan varlığımızı 68 milyona çıkartarak, vatandaşlarımızın ekonomik fiyatlarla ete erişimini kolaylaştıracağız. Orman alanlarımızı, topraklarımızın yüzde 30’unun üzerine, verimli orman alanı miktarını da 14,5 milyon hektara ulaştıracağız.
Yeşil kalkınma hedeflerimizle, ülkemizin doğal kaynaklarını, bize uluslararası alanda da avantaj kazandıracak şekilde sürdürülebilir bir anlayışla değerlendireceğiz. Bölgelerimizin sahip oldukları özelliklere ve imkanlara göre farklı alanlarda geliştirilmesini sağlayacak Bölgesel Gelişme Ulusal Strateji ve Bölge Planlarını uygulamaya koyacağız. Bu yaklaşımla, bölgelerimizi ülke ekonomisi ve sosyal hayatıyla bütünleştirecek şekilde kalkınma planları yapacağız.
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini restore ederek, Türkiye Yüzyılı hedeflerimize daha fazla katkı verecek şekilde geliştireceğiz"
Dünyaya model olarak sunduğumuz insani ve vicdani dış politikamızı, istikrar, denge ve atılım hedefleriyle, girişimci, etkin ve sonuç alıcı bir şekilde geliştirmeyi sürdüreceğiz. Hem ülkemizin, hem bölgemizin, hem insanlığın huzur ve istikrar bulacağı bir dış politikayla, çok taraflılık, daha fazla işbirliği, barış, istikrar ve insani diplomasiyle Türkiye eksenini inşa edeceğiz. Son 5 yıldaki uygulama tecrübesine ve değişen ihtiyaçlara göre Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini restore ederek, Türkiye Yüzyılı hedeflerimize daha fazla katkı verecek şekilde geliştireceğiz.
Bu ülkenin dününü beraber inşa etmiştik, yarınını da birlikte inşa edeceğiz. Milletimizin hiçbir kesimi yok ki, AK Partinin hizmet siyaseti hayatına dokunmamış, hayatını olumlu yönde değiştirmemiş olsun. Vatan topraklarının tek bir karışı yok ki, AK Partinin eser siyasetinden nasibini almamış olsun. Kadını ve erkeğiyle, genci ve yaşlısıyla her vatandaşımıza geçmişten bugüne asırlık hizmetler sunduk.
Sizlerin nezdinde ülkemizdeki tüm hanım kardeşlerimize soruyorum: Evinizde, işinizde, sokakta, evladınızın okulunda, sevdiklerinizin hayatında 20 yılda hangi değişimleri gerçekleştirdiğimizi biliyorsunuz değil mi? Bu hizmetlerin artarak sürmesi için 14 Mayıs’ta bizimle misiniz?
Gençlerimize soruyorum: Eski Türkiye’yi yaşamamış olsanız da, ülkemizi dünyada nereden nereye getirdiğimizi, sizlerin geleceğinde nasıl ufuklar açtığımızı biliyorsunuz değil mi? Önümüzdeki dönemde de, her gencimizin, her çocuğumuzun geleceğini olumlu yönde değiştirecek adımlar için 14 Mayıs’ta bizimle misiniz?
Engellilerimize soruyorum: Evlerinizin dört duvarı arasına mahkum edilen sizleri, istihdamdan spora ve sanata kadar her alanda destekleyerek hayatın içine katan projelerin hepsinin de altında bizim imzamızın olduğunu biliyorsunuz değil mi? Tüm bu hizmetlerin artarak sürmesi için 14 Mayıs’ta bizimle misiniz?
Emeklilerimize soruyorum: En düşük emekli maaşını 66 liradan 7 bin 500 liraya çıkardığımızı, bayramlarda ikramiye verdiğimizi biliyorsunuz değil mi? Ömürlerini aileleri ve ülkeleri için çalışmaya adamış emeklilerimizin, ikinci baharlarını en güzel şekilde sürdürmeleri için gereken ilave destekleri de, kendilerine yine biz verebiliriz. Bunun için 14 Mayıs’ta bizimle misiniz?
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza soruyorum: Kendinize yeni bir hayat kurduğunuz ikinci vatanlarınızda sizlerin, devletinizin arkanızda olduğunu bilerek, başı dik bir şekilde yaşayabilmenizi temin edecek ikilimi birlikte oluşturmadık mı? Başınızın tekrar yere eğilmemesi için 14 Mayıs’ta bizimle misiniz? Aynı soruyu, esnaflarımıza, işçilerimize, çiftçilerimize, sanayicilerimize de sorsak, benzer cevapları alacağız.
Her alanda üretimi desteklerken, hem istihdamı güçlendirmek, hem ihracatı artırmak, böylece ülkemizin gücüne güç katmak niyetiyle hareket ettik. Elbette ulaşamadığımız hedefler, çok emek verip de başaramadığımız işler oldu. Sizler şahitsiniz ki, sadece 21 yılda yaptıklarımız bile ülkemizin asırlık eksiklerini, ihtiyaçlarını, kayıplarını telafi etmeye yetmiştir. Ama biz bunları yeterli görmüyoruz. Milletimizin daha fazlasına layık olduğuna inanıyor, bunun için daha çok çalışmamız gerektiğini biliyoruz.
Önümüzdeki seçimlerde milletimizden desteği, kendi statükomuzu tahkim etmek için değil, daha büyük reformlar yapmak, daha büyük devrimler gerçekleştirmek, daha çok eser ve hizmet getirmek için istiyoruz. Çünkü biz bugüne kadar hep, başkalarıyla değil kendimizle yarıştık. Türkiye’de ne vizyonuyla, ne programıyla, ne icraatıyla bizim önümüze geçene de, böyle bir hazırlık yapana da, böyle bir niyet besleyene de rastlamadık.
Nitekim, 14 Mayıs seçimlerine de aynı şekilde gidiyoruz. İşte bizim 21 yıllık envanterimiz.. İşte bizim Türkiye Yüzyılı vizyonumuz... İşte bizim seçim beyannamemiz... İşte bizim heyecanımız, şevkimiz, aşkımız... Akıl ve vicdan sahibi herkesi, bizim ortaya koyduğumuz bu tabloyla, Bay Bay Kemal’in çapını, kalibresini, geçmişte yaptıklarını, bundan sonrası için verdiği sözleri mukayeseye davet ediyorum.
Şimdi bir kez daha sizlerin o gür sesiyle milletimize tekrar soralım: 14 Mayıs'ta sandıkları beraberce patlatıyor muyuz? 14 Mayıs'ta huzuru beraberce tahkim ediyor muyuz? 14 Mayıs'ta kardeşliği beraberce güçlendiriyor muyuz? 14 Mayıs'ta güveni beraberce yükseltiyor muyuz? 14 Mayıs'ta istikrarı beraberce sürdürüyor muyuz? 14 Mayıs'ta geleceğimizi beraberce şekillendiriyor muyuz? 14 Mayıs'ta şehirlerimizi beraberce inşa ediyor muyuz? 14 Mayıs'ta Türkiye Yüzyılı şafağını beraber başlatıyor muyuz? İşte Cumhur İttifakı bu... İşte AK Parti bu... Bana sizler gibi yol ve dava arkadaşları nasip eden Rabbime hamd ediyorum.
Bugün bu salonda AK Parti’nin 600 milletvekili adayı değil, Türkiye Yüzyılını omuzları üzerinde azimle, gayretle, fedakarlıkla, cesaretle, dirayetle yükseltecek 600 kahraman görüyorum. Her birinizi 81 vilayetimizde sizleri bağırlarına basmak için bekleyen milletime emanet ediyorum.
İşte AK Parti'nin 2023 seçim beyannamesi:
AFETLERE KARŞI RİSK ve KRİZ YÖNETİMİ
1. AFETLERE KARŞI DİRENÇLİ TÜRKİYE
Ülkemizi bütüncül bir afet hazırlığı ve yönetimi sistemine kavuşturmak için hayata geçireceğimiz Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli ile;
• Ülkemiz, yaşanması muhtemel tüm afetlere karşı hazır hale getirilecek,
• Yaşanabilecek afetlerde vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği için gerekli tüm önlemler alınacak,
• Deprem, sel, yangın ve heyelan gibi doğal afetlere karşı önlemler her alanda öncelikli hale gelecek,
• Afet sonrası oluşabilecek sosyolojik, ekonomik, demografik, pandemik ve güvenlik problemlerini de kapsayan, afet öncesi, esnası ve sonrasını da içeren bir anlayışla bütüncül bir risk yönetimi hedeflenecektir.
ASRIN FELAKETİ
• Depremden etkilenen şehirlerimizi; altyapısı, okulları, camileri, hastaneleri, çarşıları, parkları, spor alanları gibi sosyal donatılarıyla bütüncül bir bakış açısıyla, «Tarihe Vefa, Geçmişe Saygı» anlayışıyla yeniden inşa edeceğiz.
• 650 bin konutun yapımını bir yılda önemli ölçüde tamamlamayı hedefliyoruz.
• Fay haritalarını dikkate alarak yerleşim merkezlerini ovalardan yamaçlara doğru kaydırıyoruz.
• Zemin iyileştirme, izolatörlü ve çelik konstrüksiyonlu yapı ve yeni teknoloji ile radye temel, tünel kalıp sistemiyle binalarımızı en sağlam zeminlerde inşa edeceğiz.
• Kurduğumuz Afet Yeniden İmar Fonunu alternatif kaynaklarla güçlendireceğiz.
• Deprem bölgesinde bütüncül bir Ekonomik Rehabilitasyon Programı ve Kalkınma Hamlesini hayata geçireceğiz.
Deprem bölgesinde sanayi ve ticaret koridoru oluşturarak bölgenin sahip olduğu üretim, ticaret ve ihracat potansiyelini ayağa kaldıracağız.
Bu çerçevede, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının koordinasyonunda GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ve DAP (Doğu Anadolu Projesi) Bölge Kalkınma İdarelerinin ve kalkınma ajanslarının katılımıyla oluşturulacak bir program uygulamaya konulacaktır. Bu Program ile deprem bölgesinde bulunan illerimizi tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde cazibe merkezine dönüştürecek bir eylem planı uygulanacaktır.
• Tarım ve sanayi sektörleri başta olmak üzere bölgesel anlamda rekabet potansiyeli arz eden alanlarda yeni bir teşvik düzenlemesi yapılarak hızlı ve etkili bir yatırım hamlesi başlatılacaktır.
• Her ile göre öncelikli olan sektörler belirleyecek, uygun bir planlamayla katma değeri yüksek ürün üretimi ve üretimde çeşitliliği yükselteceğiz.
• Hizmet sektörleri öncülüğünde, istihdam yoğun alanlarda atılacak adımlarla bölgenin nüfus dinamiği desteklenecek, gençler başta olmak üzere topluma yeni fırsatlar sunulacaktır.
• Kültür, gastronomi ve termal gibi turizm potansiyeli yüksek olan alanlarda bölgenin altyapıları hızla geliştirilecek, tanıtımı daha da güçlü bir şekilde yapılacaktır. Özellikle jeotermal kaynakların değerlendirilmesinde sağlık turizmi eksenli bir program geliştirecek, termal kaynaklarla beslenen seracılığa öncelik vereceğiz.
• Bölgede en az bir üniversitemizin dünya ölçeğinde markalaşması sağlanacak ve bölgemizdeki diğer üniversitelerin faaliyetleri de özel bir program kapsamında desteklenecektir.
• Yatırımı, üretimi ve ihracatı destekleyici, lojistik dâhil önemli altyapı projeleri Hassa Tüneli başta olmak üzere öncelikli olarak gerçekleştirilecektir.
• Ayrıca, kalıcı barınma çalışmaları kapsamında oluşturulan belli ölçekteki uydu kentler ile bütünleşen ekonomik altyapılar geliştirilecektir.
• Tüm yaşam alanlarını, yüksek teknoloji ve akıllı şehir uygulamalarını içeren yenilikçi yaklaşımlarla donatacağız.
Kurumsal ve Teknik Kapasitenin Artırılması
• Güvenli şehirler stratejimiz bağlamında her türlü afetlerle mücadele kapsamında AFAD'ın yetki ve sorumluluklarını insan gücü kapasitesi ile orantılı, daha uyumlu ve etkili bir koordinasyonu sağlayacak şekilde güçlendireceğiz.
• Afetlerle ilgili mevzuat gözden geçirilecek ve Sürdürülebilir Afet Risk Yönetimi Kanunu yürürlüğe konulacaktır. Bu çerçevede, kurumlar arasındaki yetki sınırları açık bir şekilde ayrılacak ve bütüncül bir yaklaşım ortaya konulacaktır.
• En kötü senaryo dikkate alınarak, arama ve kurtarma ekiplerinin sayısını ve niteliğini hızla ihtiyaç duyulan seviyeye yükselteceğiz.
• Geniş alanlarda etkisini gösteren afetlere karşı müdahale etkinliğini artıracak şekilde Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP)'nı güncelleyeceğiz.
• Kurumların ve yerel teşkilatların afetlerle müdahale kapasitelerini; araç-gereç, bilgi birikimi ve uzmanlık bağlamında güçlendireceğiz.
• DSİ, OGM, KGM gibi araç ve makine parkına sahip kurumların personeline afet anında nasıl müdahale edileceğine yönelik sürekli ve nitelikli eğitimlerin verilmesi sağlanacaktır.
• Orman yangınları ile mücadele kapsamında hava ve kara taşıtlarını artırarak optimum düzeye çıkaracağız.
• Yangınlarla kısa sürede ve daha etkili mücadele edecek şekilde itfaiye teşkilatlanmasını ulusal ve yerel ölçekte gözden geçireceğiz.
• Uygun alanların afet esnasında lojistik merkeze dönüşmesini sağlayacağız.
• Lojistik depo bulunmayan illerimizde barınma malzemelerinin stoklandığı cep depolarını tamamlayacağız.
Ulusal Düzeyde Risk Azaltımı
• Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) ve İl Afet Risk Azaltma Planlarını (İRAP)'ları yaşanan afetler çerçevesinde gözden geçirecek, yeni gelişmeler ışığında ilave tedbirlerle detaylandıracağız.
• Afet risklerini esas alan bir şehir planlamasıyla tüm şehirlerimizdeki yapıları gözden geçireceğiz.
• Fay hattında yapılaşmayı engelleyecek Doğal Afetler ve Fay Yasasını çıkaracağız.
• Sadece deprem riski değil çoklu afet risklerini dikkate alarak, imar planlarının bu çerçevede hazırlanmasını sağlayacağız.
• Belediye meclisleri tarafından imar planlaması ve plan değişikliklerinin afet riski göz önünde bulundurularak yapılmasına yönelik tedbirler alınacaktır.
• Afet riski yüksek alanlardaki imar yoğunluklarının üst sınırının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından belirlenmesini sağlayacağız.
• Yapı denetimi gibi zemin etüdü denetimini de zorunlu hale getirecek, tasarım ve yapım kontrollerinin sağlıklı bir şekilde yapılmasını temin edeceğiz.
• Müteahhitlik hizmetlerinin sunumunda teknik kapasitenin ve tecrübenin dikkate alınması için gereken standartları ve tedbirleri belirleyeceğiz.
• Yapı sağlığı izleme sistemlerini ülke genelinde yaygınlaştıracak, yapılarımızın düzenli ve sağlıklı şekilde kontrol edilmesini sağlayacağız.
• Mikro ölçekte tüm yerleşim yerlerimizin hangi doğal afet riskleriyle
karşı karşıya olduğunu ortaya koyacak, buralarda kentsel dönüşümü hızlandıracağız.
• Kentsel dönüşümde "Dirençli Şehir Konut Finansman Modeli"yle evini dönüştürmek isteyenlere 15 yıla varan vadelerle uygun ödeme şartlarında finans desteği vereceğiz.
• Riskli bölgelerde bulunan şehirleri yenileyecek, gerek duyulması halinde bazı şehirleri güvenli bölgelere taşıyacağız.
Riskli bölgelerde inşa edilecek konutlar zemin +3 veya 4 katlı olacak, yatay mimariden taviz verilmeyecektir.
• Sosyal konut üretimini afet riski yüksek olan tüm bölgelerimizde yoğunlaştıracağız.
• Dijital Yapı Bilgi Bankası kuracağız. Türkiye arazi kullanım veri altyapısını oluşturacağız.
• Şehirlerimizi toplanma alanlarını ulaşılabilir kılan, arama kurtarma ekiplerinin hızlı hareket edebileceği, sağlık ve insani yardım çalışmalarının kolay yönetilebileceği akıllı konsepte sahip olarak yeniden tasarlayacağız.
• Şehirlerde temiz içme suyu kullanımı için şebeke suyuna bağlı bir şekilde sarnıç kültürü tarzında su depoları ve tankları yeşil alanların altına konumlandıracağız.
• Doğal afetlerden korunmak amacıyla kapsamlı, münferit bir Taşkın Kanunu çıkaracağız.
• Atık su ve yağmur suyu sistemlerini birbirinden ayırarak iklim değişikliği kaynaklı aşırı yağış rejimleri nedeniyle meydana gelen kentsel taşkınların önüne geçeceğiz.
• Toprak muhafaza, erozyon ile sel, çığ kontrolü kapsamında entegre havza rehabilitasyon projelerini riskli bölgeleri önceliklendirerek yaygınlaştıracağız.
• Yangınlarda risk oluşturan sanayi tesislerinin yakın çevresindeki bitki örtüsünün oluşturulmasında riskleri azaltıcı standartları güçlendireceğiz.
• Potansiyel afet bölgelerinde elektrik iletim ve dağıtım şebekesinden bağımsız çalışabilecek şekilde mikro şebekeleri yaygınlaştıracağız.
• Tüm afet tehlikelerini kapsayacak zorunlu afet sigorta mekanizmalarını yaygınlaştıracağız.
• Kamu kurumlarınca geliştirilen bilgi sistemlerindeki tüm veriler birbirleriyle ilişkilendirilerek, bütüncül bir karar destek sistemi altyapısını oluşturacağız.
• Kesintisiz güvenli haberleşme sistemi oluşturulması kapsamında 81 ilde sayısal telsiz altyapısının kurulumunu tamamlayacağız.
• Geçici barınma standartlarını geliştirecek, riski yüksek bölgelerde konteyner kurulumu için altyapısı hazır alanlar oluşturacağız.
• Yangın, deprem, sel, çığ gibi afetlere yönelik, kamu kurumları ile özel kesimin araç envanterini sürekli olarak güncel tutacak ve bütünleşik bir veri tabanı oluşturacağız. Afet anında bu araçların ilgili bölgeye hızla sevkini sağlayacağız.
Marmara Bölgesi, İstanbul ve Büyükşehirler İçin Risk Azaltma Programı
İstanbul'u olası bir deprem karşısında daha güçlü hale getirmek için gerekli kurumsal ve yasal düzenlemeler yaparak kentsel dönüşüm çalışmalarımızı hızlandıracağız.
• İstanbul başta olmak üzere mevcut yapı stoğunun taranması, depreme dayanıksız yapıların tespiti, güçlendirilmesi veya sağlıksız yapıların yeniden inşa edilmesi için hukuki dayanağı güçlendirilmiş düzenlemeleri hayata geçireceğiz.
• Türkiye Yapısal Risk Analizi Projesi'ni İstanbul'dan başlatacağız. Özellikle 1999 öncesi inşa edilen tüm binaların risk analizini yaptırmalarını zorunlu hale getireceğiz.
• Kanal İstanbul kapsamında inşa edeceğimiz 125 bin konutla birlikte; 500 bini Anadolu, 500 bini Avrupa yakasında olmak üzere iki kentsel dönüşüm rezerv şehrin kurulumunu gerçekleştireceğiz.
• Sadece İstanbul'u değil tüm Marmara bölgesini; sanayisiyle, ticaretiyle, sosyal ve kültürel yapısıyla, konutlarıyla afetlere karşı hazırlayacak Afetlere Karşı İstanbul Mekânsal Stratejik Planı'nı hayata geçiriyoruz. Aynı anlayışla Ege Bölgemizde de benzer bir çalışmayı hazırlayacağız.
• Marmara bölgesindeki yoğunluğun azaltılması amacıyla bölge dışında yeni endüstriyel gelişim alanları ve lojistik hatları oluşturacağız.
• İstanbul'daki ve diğer büyükşehirlerdeki kritik alt yapı tesislerinin afetlere karşı dayanıklılığını artırmaya devam edeceğiz.
• Yapı denetim sürecindeki yaptırımların daha etkin bir şekilde hayata geçirilmesini sağlayacağız.
STK'ların ve Özel Kesimin Kriz Yönetimi Kapasitesinin Artırılması
• Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli çerçevesinde, afet yönetimine yönelik yenilikçi çözümlerin ortaya konulabilmesi için yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum arasında etkin bir işbirliği mekanizması oluşturacağız.
• İnsani yardım, arama-kurtarma-müdahale, psiko-sosyal destek ve eğitim gibi alanlarda faaliyet gösteren STK'ların kapasitesini geliştirmek üzere proje bazlı destekler sunacağız.
• Mevzuatla meslek kuruluşları ve STK'ların afetlerle ilgili yasal dayanakları ile görev ve sorumluluklarının daha belirgin bir biçimde belirlenmesini sağlayacağız.
• STK'ların ve özel kesimin kriz yönetimi açısından sınıflama ve kodlamasını yaparak afet sonrası hızlı bir yetki ve sorumluluk dağılımı ve koordinasyonu sağlayacağız.
• Afet yönetiminin kurumsal işleyişinde kamu, özel kesim ve sivil toplum işbirliğini düzenlemeye yönelik ilke ve esasları içeren rehberler hazırlayacağız
SAĞLAM TOPLUMSAL YAPI
2. Değerler
• Varlığımızın teminatı olan değerlerimiz, dayanışma ve işbirliğimizi güçlendirecek şekilde sosyal uzlaşı, huzurlu bir yaşam ve güven dolu bir gelecek sunmaktadır. Büyük bir medeniyetin mirasçısı olan milletimizin tarih boyunca oluşturduğu ve halen üretmekte olduğu değerlerini gelecek kuşaklara aktarmaya özel önem veriyoruz.
• Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan ve Tek Devlet» insanımızın refahını, huzuru ve mutluluğunu sürdürebilmek için içselleştirmiş çatı değerlerimizdir.
• Gelecek konusunda sağlam bir ortak irade oluşturan Milletimiz, insanlık ailesinin şerefli bir üyesi olarak yücelmekte, insanlığa yaptığı katkılarla onun bir parçası olmaktan onur duymaktadır. Bu yaklaşımla her bir bireyimizin, diğer milletlerin varlığına saygı duyan insanlık bilincinin yanı sıra bu millete olan aidiyetini en sağlam bağlarla teşekkül ettirdiği vatandaşlık bilincini çok kıymetli görmekteyiz.
• Şehitlerimizin son örtüsü olan Bayrağımızın anlamı ve milletimizin karakteri olan bağımsızlık iradesinin korunması, insanımızın Bayrağımızın altında bir ve beraber olarak hayat sürmesinin sağlanması bizim bir diğer temel değer ve önceliğimizdir.
• Vatan; atalarımızdan bizlere, bizlerden de genç nesillere kutsal bir emanet olarak aktarılan, ortak bir coğrafyada tarihi olaylarla bezenmiş ortak hikâyemizi ve milletimizin moral değerlerinin zemin bulduğu bir çevreyi ihtiva etmektedir.
• Devlet; Milletimizin bağımsız bir biçimde varlığını sürdürmesini garanti altına alan ve ortak dayanışma için gerekli örgütlenmeyi ifade eden, insanı yaşat ki devlet yaşasın şiarıyla millet için var olan bir diğer temel değerimizdir.
• Tüm bu çatıyı sağlam bir biçimde yükselterek ayakta tutan adalet, insan onuru ve özgürlük, aile ve dayanışma gibi temel değerlerimizin önümüzdeki dönemde de toplumumuza güç vermesini sağlamaya devam edeceğiz.
• Devletimizin geleceği ve milletimizin birliği adaletle kaimdir.
• İnsanımızın şahsiyetli, onurlu ve üretken bir hayat sürmesini teminen fikirde, teşebbüste ve inançta özgürlük temel ilkelerimizdendir.
• Her dönem varlığını koruyan temel kurumlardan biri olan ailenin milletimizin temel taşı olma özelliğinin bilincindeyiz. Aileyi insanımıza güçlü bir kimlik bilinci vererek dayanışmayı ve ortak kader anlayışını güçlendiren ana unsurlardan biri olarak görüyoruz.
• Değerlerimizin yaşatılması ve paylaşılması, sadece milletimizin değil tüm insanlığın yararına olacaktır.
3. Eğitim
• Eğitimin tüm kademelerinde müfredata "Değerler Eğitimi"ni entegre eden bir yaklaşımı hayata geçireceğiz.
• Mesleki eğitim merkezlerinde çırak ve kalfa sayısını 2 milyona çıkartacağız.
• Ekonomide ve işgücü piyasasındaki değişikliklerle uyumlu şekilde, mesleki eğitim ve istihdam bağlantısını güçlendireceğiz.
• 5 milyon öğrencimize verilmekte olan ücretsiz öğle yemeği desteğini devlet okullarımıza yaygınlaştıracağız.
• Küresel gelişmeler ışığında sürekli güncelleme gerektiren eğitim alanında başarının kritik faktörü öğretmenlerimizdir. Tüm öğretmenlerimiz her yıl hizmet içi eğitime tabi tutulacaktır.
• Meslek Liseleri başta olmak üzere eğitim kurumlarımızda patent, faydalı model, marka ve tasarım tescil sayısını sürekli artıracak ve her yıl tescil alınan ürünlerin en az yüzde 10'unun ticarileşmesini sağlayacağız.
• Çocuklarımızın yetenek ve becerilerine uygun alanlara yönelmelerini güçlendirecek yeni mekanizmalar geliştireceğiz.
• Tüm okullarımızda etüt imkanlarını yaygınlaştıracak, velilerimizin iş hayatıyla okul programlarını uyumlaştıracağız.
• Ortaöğretim sistemi üzerindeki baskıyı azaltmak amacıyla yükseköğretime geçişteki sınavların yılda birden çok kez yapılmasını sağlayacağız.
• Bilgi üretme ve araştırma-geliştirme kapasitemizi daha da artırmak için doktora eğitimini cazip hale getirerek, yıllık mezun sayısını 9 binden 25 bine çıkaracağız.
• Mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının eğitim imkânlarını daha da iyileştireceğiz.
• Üniversitelerimizin rekabet gücünü artırmak amacıyla uluslararası arenada öncü akademisyenlerin Türkiye'de eğitim vermelerini teşvik edeceğiz.
• Belirli kriterlerle üniversitelerin yurtdışı kampüs/birim açmalarını destekleyeceğiz.
• Uluslararası öğrenci sayımızı 260 binden 1 milyona çıkararak, Türkiye'yi dünyada en çok tercih edilen ilk beş ülkeden biri yapacağız.
• Uluslararası sıralamalarda ilk 500'de en az 10 üniversitemizin yer almasını sağlayacağız.
• Yeşil ve dijital becerilerin geliştirilmesini de içerecek şekilde hayat boyu öğrenme programlarını her ay en az bir milyon vatandaşımıza ulaştıracağız.
• Devlet üniversitelerinin idari yapısında yapacağımız değişiklik ile mütevelli heyeti oluşturulmasına imkân sağlayarak üniversite özerkliğini artıracağız.
4. Sağlık
• Sağlıkta hizmet sunum kalitesinin yanı sıra tıbbi teknolojide, ilaç endüstrisinde ve sağlık turizminde kapasitemizi geliştirecek ve bu alandaki üretimde yerlileşme oranını yükselteceğiz. Savunma sanayiinde yerlileşme yönündeki uygulamalarda sağlanan başarıların sağlık alanında da benzer şekilde hayata geçirilmesini sağlayacağız.
• Rekabetçi yenilikçi ve güçlü bir sağlık sanayiinin geliştirilmesi amacıyla Sağlık Endüstrileri Başkanlığını kuracağız. Kamu alım garantileri dahil güçlü teşvik tedbirleri, akreditasyon, sertifikasyon mekanizmalarının geliştirilmesi ve üniversite-sanayi işbirliğinin etkinleştirilmesi yoluyla küresel ölçekte güçlü bir sağlık endüstrileri ekosistemini oluşturacağız.
• Yerli ve milli aşı üretim kapasitemizi yapacağımız ilave yatırımlarla daha da artıracak ve ülkemizi bu alanda önemli bir ihracatçı konumuna getireceğiz.
• Sağlık turizminin geliştirilmesi için akreditasyon ve denetim altyapısını güçlendireceğiz.
• 2028 yılında 3 milyon sağlık turisti sayısı ve 10 milyar dolar sağlık hizmeti ihracatını hedefliyoruz.
• Geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın eğitim alt yapısını güçlendireceğiz.
• Evde bakım ve teletıp uygulamalarının kapsamını genişleteceğiz.
• Aile diş hekimliği uygulamasını hayata geçireceğiz.
• Sağlık dostu işletme sertifika sistemini hayata geçirerek sağlıklı besin
üretimini destekleyeceğiz.
• Koruyu ve önleyici sağlık hizmetlerinin rolünü daha da güçlendireceğiz.
• Başta kırsalda olmak üzere birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirmeyi sürdürecek, aile sağlığı hizmetlerinin daha yaygın, erişilebilir ve nitelikli olmasını sağlayacağız.
• Aile hekimi başına düşen nüfusu 5 yılda 2.500'ün altına indireceğiz.
• Palyatif bakım hizmetleri kapasitesini arttıracağız.
• Sağlık insan gücünün ülke genelinde dengeli dağılımını sürdürecek, başta hekim ve hemşire sayıları olmak üzere insan kaynağını nicelik ve nitelik olarak artıracağız.
• KOVID-19 örneğinden hareketle olası ani sağlık şoklarına karşı mevcut erken uyarı sistemlerini daha da geliştireceğiz.
• 2028 yılında,
• 10 bin kişiye düşen yatak sayısını 31'den 35 seviyesine çıkaracağız.
• Sağlık Bakanlığı hastanelerinde nitelikli yatak oranını %79'dan %90'ın üzerine çıkaracağız.
• Şehir hastanelerinde 16 hastanemizi tamamlayıp toplam şehir hastanemizin sayısını 36'ya, toplam yatak sayısını 50 binin üzerine çıkaracağız.
• Yüz bin kişiye düşen hekim sayısını 231'den 315'e, yüz bin kişiye düşen hemşire ve ebe sayısını 364'ten 460'a çıkaracağız.
• Daha sağlıklı nesiller için normal doğumu teşvik etmeye devam edeceğiz.
• 2028 yılına kadar anne ölüm oranlarını yüz binde 13,1'den 10'un altına, bin canlı doğumda bebek ölüm hızını 8,7'den 7'nin altına düşüreceğiz.
• Obezite ile mücadele programlarını artırarak obezite oranını düşüreceğiz.
5. Aile-Kadın-Çocuk
• AK Parti aileyi toplumun temel taşı olarak görmektedir. Önümüzdeki dönemde de ailenin fıtratını maddi ve manevi olarak daha da güçlendirmek ve her türlü olumsuz etkiye karşı korumak temel önceliklerimiz arasındadır.
• Gelir seviyesi asgari hayat standardının altında hane bırakmayacağız. Bunun için, Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemini hayata geçireceğiz. Bu çerçevede, Aile Bazlı Vatandaşlık Maaşı uygulamasını başlatacağız.
• Yeni dönemde, aileyi güçlendirmeye dönük yenilikçi mekanizmalar geliştirmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda, önümüzdeki dönemde uygulamaya koyacağımız Aile Koruma Kalkanı Programıyla ev hanımlarının emekliliğine destek sağlayacak, yeni ailelerin kurulmasını teşvik edecek, gençler öncelikli olmak üzere her ailede en az bir kişiye iş imkanı sağlayacak, aileyi ve çocuğu tehdit eden her türlü olumsuz eğilimlere karşı etkin bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz.
• Aile Koruma Kalkanı Programının finansmanı, uluslararası standartlarda dijital Aile ve Gençlik Bankası kanalıyla sağlanacaktır. Bu sosyal amaçlı bankanın ana gelir kaynaklarından biri de Karadeniz'de keşfedilen doğalgaz gelirlerinin belirli bir yüzdesi olacaktır.
• Aile Koruma Kalkanı Programı kapsamında;
• Ev hanımlarının emekliliğine destek sağlayacak,
• Her ailede gençler başta olmak üzere en az bir çalışan olması sağlanacak,
• Yeni evlilikler teşvik edilecektir.
• Ev hanımlarının evdeki emekleri karşılığında emeklilik gibi bir güvenceye sahip olmalarını en temel hakları olarak görüyoruz. Bu çerçevede, ev hanımlarının isteğe bağlı ödeyecekleri primlerin üçte birini devlet olarak biz karşılayacağız.
• Aile Koruma Kalkanı Programı kapsamında her ailede en az bir çalışanın bulunmasını sağlayacağız. Bu amaçla, özel sektör işletmelerinin sigorta primlerinin tamamını belirli bir süreyle devlet olarak biz ödeyeceğiz.
Programı uygularken gençlere öncelik vereceğiz.
• Yeni evlilikleri teşvik etmek üzere, Aile ve Gençlik Bankası üzerinden yeni evlenen çiftlere iki yılı geri ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin lira faizsiz evlilik kredisi vereceğiz. Ayrıca, Aile ve Gençlik Bankasının faaliyetleri arasında, çocukların eğitimi başta olmak üzere aile kurumunu koruyan ve güçlendiren çeşitli hizmetler de desteklenebilecektir.
• Bu üç unsurlu programın Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemi ile uyumunu gözetecek, programlar arasındaki dengeyi, çalışma hayatında yer almayı caydırmayacak bir seviyede kuracağız.
• Sosyal destek programlarımız ekonomik ve sosyal yan etkileri de dikkate alınarak gözden geçirilecek, aile bütünlüğünü koruyucu ve geliştirici vasfı güçlendirilecektir.
• Sosyal yardımlardan yararlanma koşullarını standardize edeceğiz.
• Annelere olduğu gibi babaların da esnek çalışma imkânlarını genişleteceğiz.
• Kadın ve erkeğin evlilik bağıyla kurulan aileyi her türlü zararlı eğilimden koruyucu tedbirler alacağız.
• Ülkemizin dinamik nüfus yapısının korunması amacıyla doğurganlık hızını nüfus yenilenme oranının üzerinde tutacak politikaları uygulamaya devam edeceğiz.
• Erken yaşta evlilik ve kadına yönelik şiddet konusunda sıfır tolerans ilkesiyle çalışmayı sürdüreceğiz.
• İş ve aile yaşamını uyumlaştıracak politika ve uygulamaları geliştirmeye devam edeceğiz.
• Kadınların, iş kurma ve geliştirme süreçlerini kolaylaştıracak, e-ticaret platformlarında yer almalarını teşvik edecek, finansman kaynaklarına erişim ve kooperatifler yolu ile kadın girişimciliğini güçlendireceğiz.
• Çocuk bakım mesleğinin kayıtlı hale gelmesini ve profesyonelleşmesini destekleyeceğiz.
• Hem çalışmak hem çocuğuyla ilgilenmek isteyen kadına uzaktan çalışma/kısmi çalışma gibi alternatif çalışma imkânlarını artıracağız.
Mevsimlik tarım işçisi kadınların sosyal güvenlik başta olmak üzere çalışma şartlarını iyileştireceğiz.
• Siyaset, akademi, özel sektör, sivil toplum, kamu gibi birçok alanda kadınların yönetim ve karar alma süreçlerine katılımını teşvik edeceğiz.
• Çocuklarımızın temel bilimler, teknoloji ve mühendislik alanlarına yönlendirilmelerini sağlamak üzere ilave programlar geliştireceğiz.
• Akran zorbalığı dahil çocuklara yönelik şiddet ve siber zorbalıkla mücadele için gerekli tedbirleri uygulamaya devam edeceğiz.
• Çocuklar için mini şehir kavramıyla toplumsal hayatta var olan meslekleri oyunlaştırarak icra imkanı veren Hayata Hazırlanıyorum Atölyelerini geliştireceğiz.
• Çocuk dostu şehirler modeli oluşturacak ve yaygınlaştıracağız.
• İş ve aile yaşamını uyumlaştırmak amacıyla çocuklara yönelik erişilebilir gündüz bakım hizmetlerini daha da yaygınlaştıracağız.
• Teknoloji bağımlılığı dahil çocuklarımızın her türlü bağımlıklardan korunmasına yönelik koruyucu ve önleyici programlar geliştirerek uygulayacağız. Suça sürüklenen çocukların topluma kazandırılmasını sağlayacağız.
• Çocuğa karşı şiddet, çocuk işçiliği, ihmal ve istismara karşı sıfır tolerans ile mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz.
• Çocuklarımızı olumsuz etkileyebilecek içeriklerle mücadelemizi sürdüreceğiz.
6. Şehit Yakınları-Gaziler
• Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında şehit yakınları ve gazilerin iş ve işlemlerinin takip edileceği bir irtibat noktası oluşturacağız.
• Şehit anne ve babalarının aylıklarını daha da iyileştirici düzenlemeler hayata geçireceğiz.
• İstihdam hakkından yararlanamayanlar için alternatif istihdam politikaları geliştireceğiz.
• Şehit ve gazi çocuklarının kamu burslarının yanı sıra özel burslardan da en üst düzeyde faydalanmalarını sağlayacağız.
7. Engelliler
• Günlük bakım merkezi ile beraber yatılı bakım merkezlerinin sayısını artıracağız.
• Engelsiz Yaşam Merkezleri'nde engel türüne göre branşlaşmaya gideceğiz.
• Evde bakıma ihtiyacı olan engelli ve yaşlıya düzenli bakan ve bunun için Evde Bakım Yardımı alanları kısmi zamanlı olarak sosyal güvenlik kapsamına alacağız.
• Engellilerin istihdamını artırmak amacıyla korumalı işyerlerinin kapsamını genişleteceğiz.
• Engelli bireylerin ailelerine eğitim desteği, uzun vadeli aile danışmanlığı ve psiko-sosyal destek hizmetlerini geliştireceğiz.
• Erken tanı ve tedavi sürecinde aile hekimlerinin etkinliğini artıracağız.
8. Yaşlılar
• Yaşlılarımızı topluma daha fazla entegre edecek ve sosyal hayatın içine katacağız.
• Yaşlılarımızın özellikle çocuklar ve gençlerle iç içe şekilde toplumsal
hayatın içerisinde yer almalarını ve tecrübelerini yeni kuşaklara aktarmalarını sağlayacağız.
• Yaşlı bakım sigortası uygulamasını hayata geçireceğiz.
• Yaşlıların birbirinden faklı birimlerden sağlık hizmeti alması yerine geriatri hastaneleri ya da geriatri kliniklerinden hizmet almalarını sağlayacağız.
• Emeklilik yaşını özellikle kadınlarda çocuk sayısına göre esneteceğiz.
• Yaşlı dostu kent mekanları oluşturacağız.
• Kent merkezlerinin hinterlandında, yaşlı yaşam köyleri oluşturulması teşvik edilecek, burada yaşayacak olan yaşlıların başta çocuk ve gençler olmak üzere toplumun değişik kesimleriyle kuşaklar arası entegrasyon ve etkileşimini sağlayacak tedbirler alınacaktır.
• Kendi ev ortamlarında işlevsel bir şekilde yaşamlarını sürdürmek isteyen yaşlıların ihtiyaç duyduğu malzeme alımı gibi hizmetleri destekleyeceğiz.
• Evde yaşayan yaşlılar için profesyonel bakım elemanları yetiştireceğiz.
• Yalnız yaşayan ve bakım desteği almayan yaşlıların kendi konutlarında bakım ve güvenlik gereksinimlerinin uzaktan takip edilmesi amacıyla uygun teknolojilerden yararlanacağız.
• Yaşlıların gelişen teknolojiye uyum sağlamaları için dijital okuryazarlık eğitimlerine ağırlık vereceğiz.
• Yaşlıların sosyal yaşama katılımlarını sağlayan gönüllü kuruluşları teşvik edeceğiz.
• Demans/Alzheimer gibi hastalıklar için ihtisaslaşmış gündüz hizmet merkezlerini yaygınlaştıracağız.
• Çalışma yaşamına devam etmek isteyen yaşlıların ihtiyaç duydukları becerileri geliştirmelerini destekleyecek ve esnek çalışma koşulları oluşturacağız.
• Yaşlıların üniversite eğitimini kolaylaştırıcı esnek bir yapı oluşturacağız.
9. Çalışma Hayatı-Sosyal Güvenlik
• Çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyecek, önümüzdeki dönemde de asgari ücretin yanı sıra memur ve emekliler için enflasyonun üzerinde artışlarla çalışanlarımızın ve emeklilerimizin refah payı almalarını sağlayacağız.
• Alın teri kurumadan hakkın verilmesi prensibiyle, tüm çalışanlarımıza kaliteli ve güvenceli bir çalışma hayatı sağlamayı taahhüt ediyoruz.
• Pasif işgücü programlarının erişilebilirliğini güçlendirecek, işsizlik sigortası fonundan yararlanma şartlarını kolaylaştıracağız.
• Hayata geçirdiğimiz iş sağlığı ve güvenliği reformunu kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz.
• Kayıtdışılıkla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Rehberliği ve gönüllü uyumu ön planda tutacak, risk odaklı denetim kapasitemizi daha da etkinleştireceğiz.
• Mevsimlik tarım işçileri gibi gruplar için özel sosyal sigorta programları oluşturacak, sosyal güvenlik kapsamını en üst düzeye çıkaracağız.
10. Gençlik
• Karar alma süreçlerinden sosyal politikalara, eğitimden istihdama kadar hayatın her kademesinde gençliğin dinamizmini ülkemizin gelişme yolunda kullanacağız.
• Gençlerimize demokratik ve bilimsel eğitim zemini sağlamaya, fikri ve vicdanı hür gençler olarak özgürlüklerini ve kendini ifade imkanlarını desteklemeye devam edeceğiz.
• Üniversiteli gençlerimize «Gençlik Kartı» uygulamasını başlatacağız. Bu karta sahip olan gençlerimize tiyatro, sinema gibi kültürel ve sanatsal etkinliklerden ücretsiz veya indirimli yararlanma imkanı getireceğiz.
• Üniversiteli gençlerimize aylık 10 GB ücretsiz internet erişim imkanı sağlayacağız.
• Yükseköğrenimdeki gençlerimize bir defaya mahsus olmak üzere cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti sağlayacağız.
• Genç girişimcilerimiz için Tarım Girişimcilik Bölgeleri (TARGİB) kuracağız.
• TARGİB'lerde;
• Ziraat mühendisleri öncelikli olmak üzere, genç girişimcilerimize herhangi bir bedel almaksızın arazi tahsisi,
EVLENECEKLERE FAİZSİZ KREDİ DESTEĞİ
• Kuracağımız Aile ve Gençlik Bankası tarafından ilk iki yıl ödemesiz ve beş yıl vadeli faizsiz kredi desteği ve
• Belirli bir süreyle ürün alım garantisi veya sözleşmeli üretim modelinin uygulanmasını sağlayacağız.
• Kuracağımız tüm TARGİB'lerde; iş geliştirme, muhasebe ve finansman, insan kaynakları, bilişim ve hukuk gibi alanlarda teknik destek ve danışmanlık hizmetleri sunacak şekilde tüm giderlerini karşılayacağımız bir merkez oluşturacağız.
• Gençlerin üç temel alanda beceri kazanmalarını sağlayıcı, okul içi ve dışı programlar uygulamaya koyacağız. Bu çerçevede, en az bir müzik enstrümanını kullanabilmeyi, bir yabancı dil konuşmayı ve bir spor dalındalisans sahibi olmayı destekleyeceğiz. İmkânları kısıtlı kesimlere öncelik vermek kaydıyla bu üç alanda, beceri kazanan gençlerimizin üniversiteye girişini kolaylaştıracak ve burslu eğitim görmelerini sağlayacağız.
• Objektif kriterler altında belirlenecek 30 bin genç yeteneğimizi; günümüz şartlarında stratejik önemi haiz olan spesifik 20 alanda küresel arenada boy gösterebilecek nitelikle uzman olarak yetiştireceğiz.
• Kendi işini kuran genç girişimcilerimize faizsiz kredi desteği sunacağız.
• Siyasete gençlerin bakış açısının daha fazla damga vurmasını sağlayacak, gençlerimize siyasette daha fazla alan açacağız.
• Gençlerimize esnek çalışma koşulları sunacağız. Çalışırken eğitimlerini de devam ettiren gençlerimize yönelik teşvik edici düzenlemeler yapacağız.
• "Yıkıcı" değil "insani" dijitalleşmeyi temel alarak çocuklarımızı ve gençlerimizi yeni teknik ve sosyal becerilerle geleceğe hazırlayacağız.
• Gençlerimizin dünya ile etkileşimini artıracak, yüksek lisans ve doktora programları için yurtdışına gönderilen öğrenci sayısını yükselteceğiz.
• Üniversiteye devam etmek istemeyen gençler için istihdam ve girişimcilik destekleri sağlayacak, bu kesime dönük olarak toplumsal algıların olumlu yönde değiştirilebilmesi için politikalar geliştireceğiz. Bu kapsamda, lise sonrası mesleki sertifikalar ile işgücü piyasalarına katılımı teşvik edeceğiz.
• "Gençlik Mesleki Veri Tabanı" kuracağız. İş dünyası talepleriyle gençlerimizin yetkinlik ve becerilerinin eşleşmesini sağlayarak gençlerin istihdam sürecini hızlandıracağız.
• Suça sürüklenen gençlerin başta istihdam imkanlarının sağlanması olmak üzere topluma kazandırılmaları için programlar geliştirecek, suça sürüklenmeyi önleyici tedbirlerin alınmasını sağlayacağız.
• Bağımlılıklarla mücadele programlarımızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz.
• Ülkemizin genç bilim insanları, sanatçı ve sporcular açısından cazibe merkezi olma özelliğini güçlendireceğiz.
• Gençlerimizin spor ve sanatsal aktivitelerden daha yaygın bir biçimde yararlanmasını sağlayacağız. Bütün illerde gençlik ve kültür merkezlerinin sayısını artıracağız.
• Beyin göçünü tersine çevirecek, gençlerimizin gelecek umutların güçlendirecek, sorumluluk anlayışıyla yaşama ve ülkemize hizmet etme aşkını artıracağız.
• Gençlerimize sanatı sevdirecek ve kuracağımız Kültür Evleri ile sanat alanında profesyonel eğitim almalarını sağlayacağız.
• Müracaat eden her öğrenciye öğrenim kredisi, ihtiyaç sahibi öğrencilere ise burs imkanı sağlamaya, bu kapsamda aktarılan kaynakları artırarak devam edeceğiz.
• Gençlik hizmetlerinin sunumunda mobil ekipler oluşturarak gençlerin yoğun olarak bulunduğu park, meydan vb. alanlara hizmetlerimizin ulaşmasını temin edeceğiz.
• Gençlerimizin dünya gençleriyle buluşmasını ve kültürel etkileşimini sağlayan hareketlilik hibe programlarının sayısını artıracağız.
• Gençlerin gönüllü faaliyetlere katılımlarının desteklenmesi alanında mevzuatı geliştirecek ve bu alanın özendirilmesini sağlayacağız.
• Gençler arasında sağlık, sosyal medya, finans ve hukuk okuryazarlığını artıracağız.
• Gençlerin STK'larda daha aktif rol almalarını teşvik edecek, bu hususta gençliğe özgü sivil toplum alanını güçlendireceğiz.
• Gençlerin serbest zamanlarını güvenli ve faydalı bir biçimde geçirebilmelerini teminen gençlik merkezleri etkin olarak kullanılacak, var olan tesis, program ve uygulamalar gençlerin talep ve önerileri doğrultusunda gözden geçirilecektir.
• Her yaştan insanın daha fazla hareket ettiği, spor yaptığı bir toplum olma hedefine ulaşacağız.
• Genç ve nitelikli sporcularımıza yönelik burs imkânlarını genişleteceğiz. Özel Olimpiyat Akademileri kurarak, nitelikli sporcularımızı tespit edecek ve destekleyeceğiz.
• Spor İhtisas Teknoparkları» kuracağız.
• Genç ve nitelikli sporcularımıza yönelik burs imkanlarını genişleteceğiz. Gençler için spor imkânlarını daha da geliştirecek, erişilebilir spor tesislerini daha yaygın hale getireceğiz.
11. Kültür ve Sanat
• Köklü tarihi ve kültürel mirasa sahip olan ülkemiz, Türkiye Yüzyılında kültür ve sanat alanında dünyada adından sıklıkla söz ettiren bir ülke konumuna gelecektir.
• Müzesi ve kültür merkezi olmayan il, kütüphanesi olmayan ilçe bırakmayacağız.
• Kütüphanelerimizi 7 gün 24 saat açık olacak şekilde vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Çocukların ve gençlerin ilgisini çekebilecek
faaliyetlerin gerçekleştirilmesine imkan sağlayacak bir ortamı oluşturacağız.
• Kültür endüstrileri girişimci ekosistemini geliştireceğiz. Bu kapsamda «Kültür Kentler» kuracağız.
• Kitapçılar çarşısı, kitabevleri, sahaflar ile geleneksel sanatların icra edilmesine yönelik olarak mekân desteği sağlayacağız.
• Kültürümüze özgü ürünlere yönelik markalaşma, pazarlama ve finansman desteği sağlayacağız.
• Sahip olduğumuz değerlerin sinema başta olmak üzere tüm sanat alanlarında işlenmesine yönelik teşvik mekanizmasını daha da geliştireceğiz.
• Ülkemizi önemli bir film çekim merkezi haline getireceğiz.
• Çocuklarımızın gelişim sürecinde önemli rol oynayan animasyon sektörünü stratejik olarak ele alıp, desteğimizi artıracağız.
• Telif haklarının korunmasına dair yasal düzenlemeleri sektörün ihtiyaçları doğrultusunda güncelleyeceğiz.
• Başta özel müzeler ve kültür merkezleri olmak üzere iş dünyasının kültür ve sanata daha fazla bütçe ayırmalarını özendireceğiz.
• Dünya miras listesinde 19 olan kültürel varlık sayımızı yükseltmeyi sürdüreceğiz.
• UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine kayıtlı 25 miras sayımızı 2028'de 35'e çıkararak en çok kültürel değer kaydettiren ilk iki ülke arasına girmeyi hedefliyoruz.
• Türk dilini dünyaya tanıtma çabalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu amaçla, dijital mecraları daha etkili bir şekilde kullanacak tedbirleri alacağız.
• Yunus Emre Enstitülerindeki Türkçe içerikleri ve bilgi merkezlerini zenginleştireceğiz. 62 ülkede hizmet veren Yunus Emre Enstitülerimizin Kültür Merkezi sayısını, 2028 yılına kadar 128'e çıkarmayı hedefliyoruz.
• Dijital arşivlerimizi geliştirecek, kültür varlıklarımızın korunması ve tanıtılmasında teknolojinin tüm imkânlarından faydalanacağız.
• Anadolu'nun kadim medeniyetlerini de kapsayan, Selçuklu, Osmanlı ve Orta Asya arkeoloji anabilim dallarını geliştireceğiz. Arkeoloji ve sanat tarihi bölümlerini birbirlerini besleyen ve destekleyen bölümler olarak düzenleyeceğiz.
İSTİKRARLI VE GÜÇLÜ EKONOMİ
• Güçlü, büyük ve bağımsız Türkiye'nin teminatı, ekonomimizin sürdürülebilir, kapsayıcı, insan odaklı ve dengeli büyümesidir.
• Güven ve istikrar içinde, rekabetçi bir ortamda büyümeye ve istihdam üretmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda, yatırım, istihdam, üretim
ve ihracat yoluyla yapısal cari açık sorununu ortadan kaldıracak politikalarımızı kalıcı bir şekilde hayata geçireceğiz.
• Verimliliği önceleyen, sürdürülebilir, kapsayıcı ve güçlü bir büyüme dinamiğini yeşil ve dijital dönüşüme uyumlu bir şekilde tesis edeceğiz.
• Ülkemizin üst gelir grubuna yükselmesini sağlayacağız.
• Sürekli ve güçlü büyüme hedefiyle, Türkiye'nin önündeki fırsat penceresini kullanarak, 2024-2028 dönemi arasında yıllık ortalama yüzde 5,5 seviyesinde büyüme ile 2028 yıl sonunda 1,5 trilyon dolar milli gelir büyüklüğüne ve 16 bin dolarlık kişi başı gelir düzeyine ulaşmayı hedefliyoruz.
• İstihdam dostu büyüme hedefi doğrultusunda, genç nüfusun yoğun olduğu bölgeler öncelikli olmak üzere, emek yoğun sektörleri desteklemeye devam edeceğiz. Rekabet gücümüzün yüksek olduğu geleneksel sektörlerimizi yenilikçiliğe dayalı bir ekosistemle daha verimli hale getireceğiz.
• Teknoloji yoğun yüksek katma değerli sektörlerin ekonomimizdeki payını artırarak ülkemizi daha rekabetçi bir konuma taşıyacağız.
• Finansal alanda yapacağımız yeniliklerle girişimcilik ekosistemini desteklemeye devam edeceğiz. Gençler başta olmak üzere, iyi projesi olup sermayeye ihtiyaç duyan kesimleri güçlü bir şekilde teşvik edeceğiz.
• 14 Mayıs seçimleri sonrasında oluşacak yeni kabine içinde yine güçlü bir ekonomi ekibi görev üstlenecektir.
• AK Partinin 20 yılı aşkın birikimini ve dinamizmini yansıtacak olan ekonomi ekibimiz etkin bir koordinasyon içinde görev icra edecektir.
• Ekonomi ekibimiz kamu, özel kesim ve sivil toplum ile diyalog ve istişare içinde makroekonomik politika çerçevemizi güncelleyecek, yeni şartlara ve ihtiyaçlara göre alınması gereken tedbirleri kamuoyu ile paylaşacaktır.
• Öngörülebilir, şeffaf ve etkili politikalar setinin kararlı bir siyasi irade ile hayata geçirilmesi için 5 yılın yol haritası niteliğinde, çalışmalarını yürüttüğümüz Ekonomi Eylem Planı uygulamaya konacaktır.
• Bu kapsamda, ekonomik politikaların sosyal politikalarla bütüncül bir anlayış içinde şekillendirilmesi doğrultusunda Ekonomik ve Sosyal Konsey düzenli aralıklarla toplanacak ve buradan çıkan öneriler ilgili kurumlarımız tarafından hayata geçirilecektir.
İstihdam
• 2022 yılı sonu itibarıyla 32 milyon civarında olan toplam istihdamı 6 milyon artışla 2028 yıl sonunda 38 milyona yükselteceğiz. İşsizlik oranının kademeli olarak gerilemesini sağlayacak, işsizlik oranını yüzde 7'nin altına indireceğiz.
• İşgücü piyasasının yeşil ve mavi ekonomi, döngüsel ve dijital ekonomi ile iklim değişikliğine uyumunu hızlandıracak; ortaya çıkan beceri ihtiyaçlarını karşılayarak yeni istihdam olanakları sağlayacağız.
• Kadınlar ve gençler başta olmak üzere özel politika gerektiren grupların işgücü piyasasına girişlerinin hızlandırılmasını ve kalıcılıklarının teşvik edilmesini destekleyerek, güvenceli esnek çalışma biçimlerinin hayata geçirilmesini sağlayacağız.
• Kadınlarda istihdam oranını yüzde 35'in, işgücüne katılma oranını yüzde 40'ın üzerine çıkaracağız.
• Genç girişimcileri yenilikçi buluş ve projelere yönlendiren hibe desteklerimizi artıracağız.
• Kayıtdışılıkla mücadele mekanizmalarını güçlendirerek, 2028 yılında kayıtdışı istihdamın payını yüzde 20'nin altına indireceğiz.
Ödemeler Dengesi
• 2022 yılı sonu itibarıyla 254,2 milyar dolar olan ihracatımızı 2028 yılında en az 400 milyar dolara yükselteceğiz.
• Uzay ve havacılık, çip, elektronik, yapay zeka, biyoteknoloji, sentetik biyoloji, aşı, ilaç ve tıbbi cihaz sektörleri başta olmak üzere, kamu-özelsektör işbirliklerine hız kazandırarak, mega yatırım projelerini hayata geçireceğiz.
• Topyekun kalkınma perspektifi çerçevesinde, KOBİ'lerimizi daha da güçlendirerek; fintek, siber güvenlik, e-ticaret ve oyun sektörleri başta olmak üzere değeri 1 milyar doların üzerinde yenilikçi Türk şirketleri çıkarmaya yönelik proje bazlı teşvik sistemimizi geliştireceğiz.
• Küresel markaların ülkemizde üretim yapmalarını güçlü bir şekilde teşvik etmek üzere, doğrudan yabancı yatırımlara yönelik ülkemizi daha cazip kılacak bir strateji oluşturacağız.
• Yeni dönemde, ülkemizi ziyaret eden turist sayısını 90 milyona, toplam geliri 100 milyar dolara çıkarmayı öngörüyoruz.
• 2028 yılında 3 milyon sağlık turisti ve 10 milyar dolar sağlık hizmeti ihracatını hedefliyoruz.
• E-ihracatımızın genel ihracatımız içindeki yüzde 1,5'lik payını 2030 yılında yüzde 10'a yaklaştıracağız.
• STA (Serbest Ticaret Anlaşması) ve TTA (Tercihli Ticaret Anlaşması ) ağımızı genişletecek, AB ile Gümrük Birliği anlaşmasını güncelleyeceğiz.
• Mal ve hizmet ihracatımız için yüksek potansiyel arz eden Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında 18 ülkeye yönelik olarak finans, standardizasyon, lojistik, tanıtım, diplomasi gibi birçok alanda faaliyetlerle ihracatımızı artıracağız.
ENFLASYONU TEK HANELİ RAKAMLARA İNDİRECEĞİZ
• Bir taraftan büyüme ve istihdam dostu politikaları sürdürürken, diğer yandan enflasyon ile mücadelemizi kararlı bir şekilde devam ettirecek, enflasyonu tek haneli rakamlara indireceğiz.
• Finansal enstrümanları daha da geliştirerek TL cinsi tasarrufları artıracağız.
• Para, maliye, gelirler ve finansal sektör politikalarında daha güçlü bir eşgüdüm sağlayacağız.
• Tarımsal üretim, verimlilik ve lojistik planlamasını daha da güçlendirip, gıda arz güvenliğini sağlayacak, gıda fiyatlarındaki oynaklığın önüne geçeceğiz.
• Enerjide dışa bağımlılığı azaltıcı politikalarımıza paralel bir şekilde vatandaşlarımıza yansıyan enerji maliyetlerinde düşüş sağlayıcı bir yaklaşım sergileyeceğiz.
• Enflasyonun dar gelirli vatandaşlarımız üzerindeki olumsuz etkisini giderecek politikalara hız kazandıracağız.
• Gelir düzeyi düşük vatandaşlarımızın harcama kompozisyonu içinde önemli bir yer tutan kira harcamalarını düşürmeye dönük olarak sosyal konut projelerine kararlılıkla devam edeceğiz.
• Yönetilen-yönlendirilen fiyatların hedef enflasyona göre belirlenmesiyle enflasyonda atalet azaltılacaktır.
• Piyasalarda rekabeti bozucu yapı ve davranışlar daha yakından takip edilerek uluslararası rekabet hukuku standartları çerçevesinde etkin tedbirler alınacaktır.
Bankacılık ve Finansal Hizmetler
• Bankacılık dışı finansal unsurları çeşitlendirerek finans sektöründe bankacılığın payını uluslararası normlara yakın seviyelere getireceğiz. Diğer yandan, iyi projesi olup finansal imkana sahip olmayan kesimleri destekleyici finansal mekanizmaları geliştireceğiz.
• Sermaye piyasalarında; araç çeşitliliğine, tabana yayılmaya, mevzuat alt yapısını güçlendirmeye, likidite imkânlarını genişletmeye ve girişim sermayesinin etkinliğinin artırılmasına önem verip, bu piyasaların cazibesini artıracağız.
• Dünyada giderek büyüyen "helal ekonomi" pazarından daha fazla pay almak ve söz sahibi olmak, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap verebilmek için katılım finans sektörünü güçlendireceğiz.
• Finans alanında beşeri sermayeyi güçlendirmeye, finansal okuryazarlığı artırmaya ve finansal tüketicinin bilinçlendirilmesine yönelik düzenlemeleri hayata geçireceğiz.
• İstanbul'u küresel finansın ve uluslararası ticaretin önde gelen bir merkezi haline getirmek amacıyla devam etmekte olan İstanbul Finans
Merkezi (İFM) projesi ile nitelikli ve çok boyutlu bir finansal hizmetler ekosistemi oluşturmayı hedefliyoruz.
• Bankacılıktaki risk merkezi benzeri bir yapıyla, yatırımcıların risklerinin bütüncül bir şekilde takip edilmesi ve sektör paydaşlarıyla paylaşılabilmesini teminen Yatırımcı Risk Takip Sistemini hayata geçireceğiz.
Kamu Maliyesi
• Mali disiplini, ekonomimize güveni artıran bir çıpa olarak kararlılıkla korumaya ve güçlendirmeye devam edeceğiz.
• Sürdürülebilir kamu maliyesiyle, kaynak tahsisi ve kullanımını etkinleştirirken artırılan gelirleri ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasına güç verecek alanlarda kullanacak, artan refahın adil bir şekilde paylaşılmasını sağlayacağız.
• Harcamaları etkinleştirecek, ekonomimizin daha rekabetçi, kaynakları daha adil ve etkin dağıtacak bir yapıya dönüşümünü sağlayacak şekilde teşvik ve destekleri sadeleştirerek yeniden yapılandıracağız.
• Vergi tabanının genişletilmesi, indirim, istisna ve muafiyetlerin gözden geçirilerek vergi sisteminin sadeleştirilmesi, ekonomide kayıtdışılığın azaltılması ve gönüllü uyumun artırılmasına yönelik çalışmalar sürdürülecektir.
• Kayıtdışılıkla mücadeleyi kararlılıkla sürdürecek; kurumsallaşmayı, verimliliği ve rekabet gücünü artırarak ekonomimizin daha sağlıklı, istikrarlı ve güçlü bir şekilde büyümesini sağlayacağız.
• Kamu Filo Yönetim Sistemini kamu idarelerinde yaygınlaştırılacağız.
• Uluslararası norm ve standartlara uyumlu olacak şekilde Kamu İhale Kanununu güncelleyeceğiz.
• Tek Hazine Kurumlar Hesabı Uygulamasını daha da genişleterek Hazine nakit rezervini güçlendirmeye devam edeceğiz.
• Mükellef odaklı ve dijitalleşmiş "Geleceğin Vergi Daireleri"ni inşa edeceğiz.
• Uluslararası rekabet ve işbirliğinin geliştirilmesine yönelik çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması müzakerelerine devam edeceğiz, anlaşma yapılan ülke sayısını artıracağız.
12. Ticaret Hizmetleri
• Gümrük ve ticaret işlemlerini dijitalleşme ve yeşil dönüşüm odağında daha hızlı ve daha kolay yapılır hale getirmeye devam edeceğiz.
• Gümrük kapıları ve gümrükleri modernize ederek yenilemeyi sürdüreceğiz.
• Modern teknolojiler ve organizasyonlar kanalıyla tüketici haklarını güçlendirmeye devam edeceğiz.
• Çocuklar ve yaşlılar öncelikli olmak üzere hassas tüketici gruplarına özel önlemler getireceğiz.
• Tüm piyasalarda rekabet ihlallerinin tespitinde ve soruşturma süreçlerinin yürütülmesinde etkinliği artıracağız
• İhracatta Blokzincir Kullanımı ile ihracat işlemlerinde tüm gümrük ve lojistik süreçlerinin blokzincir altyapısı ile daha hızlı, kolay, etkin ve izlenir hale getireceğiz.
• Hedef pazarlarda Yurt Dışı Lojistik Dağıtım Ağları kurulumlarını desteklemeye devam edeceğiz. Bu yolla, ihraç ürünlerimizin son alıcısına 24 ila 72 saat içerisinde ulaştıracak, ihraç yüklerimizin konsolide edilerek taşınmasını ve taşımacılık maliyetlerimizin yaklaşık yüzde 20 oranında azalmasını sağlayacağız.
• e-KİP (Elektronik Kolay İhracat Platformu) Platformunu hayata geçireceğiz. Yapay zekâ uygulamaları dahil gelişmiş teknoloji altyapısıyla hedef pazar belirleme noktasında e-ihracata yönelik çevrimiçi dijital danışmanlık verilmesini sağlayacağız.
• MİLTAR Projemizin devamında seri üretimine geçilen yerli ve milli araç ve konteyner tarama sistemlerini gümrük idareleri başta olmak üzere diğer kurumlara yaygınlaştıracağız.
• Piyasa gözetimi ve denetimi ile ürün güvenliği mevzuatını, yeşil dönüşüm, döngüsel ekonomi ve yapay zeka üçgeninde güncel hale getireceğiz. Piyasa gözetimi ve denetimi konusunda yetkili kurumların etkin bir koordinasyon içinde görev yapmalarını sağlayıcı tedbirleri hayata geçireceğiz.
13. Girişimcilik ve KOBİ
• KOBİ'lerin kurumsallaşmasına ve kapasitelerinin geliştirilmesine yönelik yeni destek programları oluşturulacak ve diğer firmalarla ortaklıklar kurularak büyümeleri teşvik edilecektir.
• KOBİ'lerin finansmana erişimi daha da kolaylaştırılacaktır.
• Kitle fonlaması başta olmak üzere, işletmelerin yenilikçi finansman imkanlarından daha fazla yararlanmalarını sağlayacağız.
• Dijital dönüşümün imkânlarından yararlanarak KOBİ'lerin yerli tedarik zincirini güçlendirecek büyük ölçekli firmalar etrafında kümelenmelerini teşvik edeceğiz.
• Yeşil dönüşümü KOBİ'lere yaygınlaştıracak yenilikçi programları hayata geçireceğiz.
• Doğrudan ve dolaylı ihracat yapan KOBİ sayısını artıracak, kesintili ihracat yapan KOBİ'lerin ihracatında süreklilik sağlayacağız.
• 2028 yılına kadar 5 ülkede Uluslararası Teknoloji Pazarlama Ofisi kuracağız. Genç ve kadın girişimciliğine yönelik desteklerimizi artırarak sürdüreceğiz.
• Esnaf ve sanatkârlarımızın kümelenmelerini ve kooperatifleşmelerini kolaylaştıracak adımları desteklemeye devam edeceğiz.
• Hazine destekli kullandırılan kredilerde imalat sektörüne, ihracata, markalaşmaya, e-ticarete, yönelen esnaf ve sanatkârlara ilave faiz desteği sağlayarak bu desteklerin etkinliğini artıracağız.
• Esnaf ve sanatkârlar için, tüketimin yenilenebilir enerjiden sağlanması konusunda yatırım teşvik modelleri geliştireceğiz.
• Esnaf ve sanatkârlara ihracat süreçleri, girişimcilik, Ar-Ge ve yenilikçilik ile devlet yardımları hakkında eğitim, danışmanlık ve bilgi desteği sağlamak üzere 81 ilde konu ile ilgili eğitimler düzenlenmesini sağlayacağız.
• Esnafımızın e-ticaret ve e-ihracat pazarlarına erişimlerini kolaylaştıracak programları hayata geçireceğiz.
• Ahilik Sandığı'nı aktif bir biçimde kullanarak esnaf ve sanatkârlarımızın piyasada iş yaparken daha güvenli bir biçimde faaliyet göstermelerini sağlayacağız.
14. Enerji ve Madencilik
• Enerji alanında dışa bağımlılığı azaltarak cari açık sorununa kalıcı çözüm üretme politikalarına güçlü bir destek vereceğiz.
• Türkiye Yüzyılında yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızı en üst düzeyde değerlendiren, yeşil dönüşümü enerji ve madencilik sektörünün merkezine koyan, enerji verimliliğini ve enerjinin depolanmasına dair imkânları artırmayı hedefleyen, nükleer teknolojiyi elektrik üretiminde kullanarak kaynak çeşitliliğine katkı sağlayan, çevresel etkileri en aza indiren politikalarımızı geliştirmeyi sürdüreceğiz.
• Dünyada 12'nci sıradaki elektrik kurulu gücünde ilk 10 ülke arasına gireceğiz.
• Elektrik kurulu gücümüzü 2028 yılında 135 GW'ın üzerine çıkaracağız.
• 2021 yılı itibarıyla yüzde 71 olan birincil enerjide dışa bağımlılık oranımızı, 2028 yılında yüzde 56'ya, 2053 yılında ise yüzde 13 seviyesine indireceğiz.
• Hidrojen teknolojilerinde ve ekonomisinde öncü bir ülke olacağız. Elektrolizör kapasitemizi 2028 yılında 1,5 GW'a, 2035'te 5 GW'a, 2053 yılında 70 GW seviyesine ulaştıracağız.
• 2022 yılında kurulu güç içinde yüzde 54,3 olan yenilenebilir enerji kaynaklarımızın payını 2028 yılına kadar yüzde 60'ın üzerine çıkaracağız.
• 2053 yılına kadar elektrik ve ısı üretiminde 2017 yılına göre %71 emisyon azaltımı sağlayacağız.
• Güneş enerjisinde kurulu gücü 27 GW'a, rüzgâr enerjisinde 16 GW'a ulaştıracağız.
• 2022 yılında elektrik üretiminde yüzde 42,2 olan yenilenebilir enerji kaynaklarının payını 2028 yılında yüzde 50 seviyelerine çıkaracağız.
• Akkuyu Nükleer Güç Santralinin tam kapasiteyle devreye alınmasını sağlayacak, ilave nükleer santraller kurulmasına yönelik çalışmalara devam edeceğiz.
• Tüm ilçelerimize doğalgazı ulaştıracağız.
• Karadeniz doğalgazını vatandaşımıza ulaştıracağız. Mevcut 710 milyar m3'lük rezerve ilave yeni keşiflerle ülkemizin geleceğini, yüzyılın enerjisi ile daha da aydınlatacağız. Aynı zamanda, Karadeniz doğalgazından yerli üre gübresini de üretmeye başlayacak, gübrede dışa bağımlılığı azaltacağız.
• Sağlam bir altyapı ile kaynak ülkelerden gelecek doğalgazın hem fiziki teslimatının yapılacağı hem de finansal enstrümanlar aracılığıyla ticarete konu edileceği, rekabetçi bir enerji ticaret merkezi tesis edeceğiz.
• Ülkemizin ihtiyacı olan madenlerin yurtdışında aranması ve işletilmesi faaliyetlerini sürdüreceğiz.
• 20 yıl önce hemen hemen hiç üretmediğimiz ve potansiyelini yıllık 40 ton seviyelerine çıkarttığımız altın üretimimizi önümüzdeki dönemde 2 katına çıkartacağız.
• Ülkemiz ferrobor ihtiyacını karşılayacak yıllık 800 ton kapasiteli tesisi Balıkesir/Bandırma'da 2023 yılı içinde tamamlayacağız.
• Maden arama ve işletme süreçlerinin daha cazip hale getirilmesi yönünde yeni adımlar atacağız.
• Yerli kömürün değerlendirilmesi için temiz kömür teknolojilerinin uygulanması çalışmalarına hız vereceğiz.
• Maden atıklarını değerlendirerek ekonomiye kazandıracağız.
• Elektrikli araçların kullanımı ve elektrik depolama ihtiyacı ile küresel ölçekte önem kazanan lityum iyon pillerin temel hammaddesi lityum karbonatın ülkemizde üretimini sağlayacak; Eskişehir/Kırka'da 600 ton/yıl, Balıkesir/Bandırma'da ise 100 ton/yıl olmak üzere toplam 700 ton/yıl kapasiteli Lityum Karbonat Üretim Tesislerini milletimizin hizmetine sunacak, bu alandaki ithalatı yaklaşık yüzde 50 oranında yerli üretim ile karşılayacağız.
• Eskişehir/Beylikova'da keşfedilen ve havacılık, savunma, uzay sanayi, biyomedikal gibi alanlarda kullanılacak 694 milyon ton nadir toprak elementinin ekonomiye kazandırılmasını teminen yıllık 1.200 ton cevher işleyecek pilot üretim tesisi kuracağız.
15. Milli Savunma Sanayii
• Tüm insanlığa hizmet edecek şekilde, caydırıcı güç statümüzü koruyarak huzur ve barış ortamını güçlendirmek ve sürdürülebilir refah artışı sağlamak üzere savunma sanayii teknolojisindeki atılımlarımızı sürdüreceğiz.
• Yerli ve millî savunma sanayimiz ile yenilikçi ve çığır açan teknolojilere yatırım yapmaya devam edecek ve yerlileşme oranını daha da artıracağız. 2028 yılında savunma sanayiinde ihracatımızı en az 15 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz.
• Kızılelma ufkuyla, tam bağımsız savunma sanayi hedefimizi yerine getirecek, savunma sanayiinde öncü ülkeler arasında olacağız.
• Milli muharip uçak, dikey iniş/kalkış yapabilen SİHA'lar ve muharip insansız uçaklar ile insansız kara ve deniz araçları, uydu sistemleri, elektronik harp, siber güvenlik, uzun menzilli hava savunma ve füze sistemleri, nanoteknoloji, bioteknoloji, lazer, kuantum teknolojileri ve yapay zekâ destekli otonom sistemler gibi yenilikçi ve çığır açan teknolojilere yatırım yaparak savunma sanayiimize yeni kabiliyetler kazandıracağız.
• İnsansız Hava Aracı teknolojileri alanında ortaya koyduğumuz başarıları özellikle insansız otonom sistemler, yapay zekâ uygulamaları, akıllı silah sistemleri konularında ülkemizi dünyada en ileri noktaya taşıyacak stratejilerle destekleyeceğiz.
• Tasarım, üretim, bakım, onarım ve modernizasyonda yerli ve sürdürülebilir ileri teknoloji merkezi olacağız.
• Savunma sanayiinde yerlileşme ve millileşme arttıkça firmalarımızın sivil endüstrilerde kullanacağı teknolojik kabiliyetler de gelişmektedir. Bu süreci daha sistemli bir şekilde ele alacak ve sivil alanlara teknoloji transferini hızlandırıcı platformları ve mekanizmaları geliştireceğiz.
16. Dijitalleşme ve Dijital Dönüşüm
• Türkiye Yüzyılı, Dijitalin Yüzyılı olacaktır. Bu yüzyılda dijital devlet, siber güvenlik, büyük veri ve yapay zekâ, blokzincir gibi yenilikçi dijital teknolojilerde gerçekleştireceğimiz atılımlarla, ülkemizi Dijital Türkiye hedefine ulaştıracağız.
• Yapay Zeka Stratejimiz ile yapay zekâ alanının GSYH'ye katkısını yüzde 5'in üzerine çıkaracağız.
• Yapay Zeka alanında 50.000 kişi istihdam edilmesini, lisansüstü düzeyde 10.000 mezun sayısına ulaşmayı ve uluslararası yapay zeka endekslerindeki sıralamalarda Türkiye'nin ilk 20 ülke arasında yer almasını sağlayacağız.
• Yerli yapay zeka dil modellerimizi geliştireceğiz.
• Ülkemizi dijital dönüşümü ilgilendiren uluslararası endekslerde ilk 10'a taşıyacağız.
• "Kamu Veri Alanı Projesi" ile kamu kurumlarında veriye dayalı yenilikçiliği ve vatandaşlarımızın kamu hizmetlerinden memnuniyetini geliştireceğiz. Kamuda veri paylaşımını kolaylaştırarak kamu kurumlarının "veri temelli organizasyona" dönüşümünü hızlandıracağız.
• Dijital dönüşümü bir fırsata çevirmek ve işgücü piyasası üzerindeki olası olumsuz etkilerini en aza indirmeye yönelik olarak mesleki eğitim başta olmak üzere müfredatı eğitimin her kademesinde dijital dönüşüme uyumlu, bütüncül ve sürdürülebilir bir yapıda yeniden ele alacağız.
• Ulusal Güvenlik Stratejimizi gözden geçirerek ilave alınması gereken tedbirleri belirleyecek ve ülkemizin en üst düzeyde güvenliğini ve etkinliğini sağlayacak bir mekanizma oluşturacağız. "Güçlü ve Büyük Türkiye" temalı 2023-2026 dönemi Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planımızı uygulamaya koyacağız. Türkiye'yi bölgesinde ve dünyada kabul edilen caydırıcı bir "Siber Güç" haline getireceğiz.
• Türkiye'yi yazılım alanında güçlü bir küresel oyuncu yapacağız. Bu amaçla insan kaynağımıza daha fazla yatırım yapacak ve bu alandaki firmalarımızın rekabetçiliğini artıracak destek mekanizmalarını daha da güçlendireceğiz.
• Geliştirdiğimiz kavramsal tasarım ve kriptolojik altyapı ile test sürecini başlattığımız yeni nesil dijital Türk Lirası projesini hayata geçireceğiz.
17. Yüksek Teknolojilerde Öncü Türkiye/Teknoloji Devrimi
• Ülkemizi kritik teknolojilerin pazarı değil üreticisi yapacak Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu doğrultusunda adımlar atmaya devam edeceğiz.
• Küresel rekabetteki konumumuzu güçlendirmek için Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranını yüzde 2 düzeyine taşımayı hedefliyoruz.
• Ülkemizi Küresel Yenilik Endeksinde ilk 20'ye taşıyacağız.
• Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi kapsamında dünyanın en gelişmiş 20 ekosistemi arasında yer almayı ve ekosistemimizden 15 Turcorn ve 5 Decacorn çıkaracağız.
• 15 milyar dolarlık bilişim ihracatı rakamına ulaşmayı hedefliyoruz.
• Yüksek teknolojili sanayilerin imalat sanayii ihracatındaki payını OECD ortalamalarına ulaştıracağız. Bu doğrultuda, yüksek teknoloji yoğunluklu ürünlerin ihracatı için kapsamlı ihracat destek programlarını oluşturacağız.
• Hızlı şarj teknolojileri, enerji yoğunluğu yüksek batarya hücre teknolojileri, havayolu ulaşımına alternatif ulaşım sistemleri ve tam otonom (sürücüsüz) mobilite sistemlerinde öncü bir ülke olacağız.
• Türkiye'yi yeni nesil elektrikli otomobil üssü haline getirme hedefimiz doğrultusunda, yerli otomobilimiz TOGG'un seri üretimini yıllar içinde artırarak 2030 yılına kadar 1 milyon araca ulaşacağız.
• Stratejik yüksek teknoloji ürünlerinden mikroçiplerin tasarım, üretim ve ticarileşmesi için başta İstanbul ve Ankara illerimiz olmak üzere özel sektörü çok yıllı olacak şekilde destekleyeceğiz. Çip tasarımı alanında insan kaynağı havuzunun geliştirilmesi için üniversitelere altyapı, lisans, prototoip üretimi ve personel geliştirme alanlarında destek vereceğiz.
• Uzaya fırlatmaya hazırlandığımız TÜRKSAT 6A sayesinde ülkemiz, dünyada haberleşme uydusu geliştirme kabiliyetine sahip 11 ülke arasına girecek, haberleşme ve yüksek çözünürlüklü uydu görüntüsü ihtiyaçlarımızı bundan böyle milli imkânlarla karşılayacağız.
• Ay Misyonu kapsamında insansız uzay aracımızın tasarım ve üretim çalışmalarını tamamlayarak bu görevde kullanılacak hibrit yakıtlı, özgün ve milli uzay roketi motorunu geliştireceğiz.
• Türkiye'nin insanlı ilk uzay görevi kapsamında bir Türk vatandaşının bilim misyonu ile Uluslararası Uzay İstasyonu'na gönderilmesi çalışmalarını tamamlayacağız.
• Antarktika Bilimsel Araştırma ve Bilim Üssümüzü kalıcı hale getirmeyi, Antarktika Anlaşmalar Sistemi'nde 'gözlemci' statüsünden 'danışman ülke' statüsüne geçmeyi hedefliyoruz.
18. Ulaştırma
• 2053 net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda, emisyon yoğun sektörlerden biri olan ulaştırma sektöründe yatırımlarımızı yeni teknolojileri en üst düzeyde kullanarak ve yeşil dönüşüme uyumu dikkate alarak gözden geçirecek, akıllı ve sürdürülebilir ulaşım uygulamalarını geliştireceğiz.
• Bölünmüş yol ve otoyollar ile daha güvenli, konforlu ve hızlı bir karayolu ağı için 32,5 milyar dolar yeni yatırım ile 2053 yılına kadar otoyol ağımızı 3.633 km'den 9.160 km'ye, bölünmüş yol ağımızı da 28.986 km'den 38.942 km'ye çıkaracağız.
• Vizyon projemiz TOGG'un da devreye girmesiyle, karayolu taşımacılığında düşük emisyonlu araçlar ve alternatif yakıtlı (elektrik, e-fuel vs) araçlara geçişi, paylaşımlı ve otonom araçlara geçişi sağlayacağız.
• Artan ticari ve sanayi faaliyetleri ile karayolu yük taşımacılığında taşınan yük miktarı artarken, tüm taşıma modları içerisindeki karayolu ile taşınan yük oranını yüzde 72'den özellikle demiryolu taşımacılığının kapasite ve etkinliğini artırmak kaydıyla yüzde 57'lere düşüreceğiz.
• Havalimanı sayımızı 61'e çıkaracak, yapımı devam eden Çukurova Bölgesel Havalimanını en yakın sürede tamamlayacak, yapımına başlanan Bayburt Gümüşhane Havalimanını ve Yozgat Havalimanını 2023 yılı içerisinde hizmete açacağız.
• 13.332 km olan demiryolu ağımıza ilaveten 2028 yılına kadar 8.212 km hızlı tren, yüksek hızlı tren ve çok yüksek hızlı tren yatırımları ve 754 km konvansiyonel demiryolu ağ yatırımı yapacağız. 2053 yılına kadar toplam demiryolu ağımızı 28.587 km'ye çıkaracağız.
"SÜPER HIZLI TREN HATTI KURACAĞIZ"
• Yapım çalışmalarında sona yaklaştığımız Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı projesi ile Kırıkkale, Yozgat ve Sivas illerimizi de yüksek hızlı tren konforuyla tanıştırıyoruz. Kırıkkale, Yozgat ve Sivas illerimizde yaşayan yaklaşık 1 milyon 400 bin vatandaşımız da yüksek hızlı trenle seyahat etme imkanına kavuşacak.
• Ayrıca, saatte 400 km hıza çıkabilen İstanbul-Ankara Süper Hızlı Tren (J-Tren) açılışını 2028 yılına kadar yapacağız.
• Yüksek Hızlı Tren ve Hızlı Tren bağlantısına sahip olan il sayımızı 2053 yılına kadar 8'den 52'ye yükselteceğiz.
• Yıllık 38 milyon ton ile yüzde 4 olan demiryolu yük taşımacılığı payını 2028 yılına kadar 146 milyon tonla yüzde 11'in üzerine, 2053 yılına kadar 448 milyon ton ile yüzde 22'ye çıkaracağız.
• Yıllık 19 milyon yolcu ile yüzde 1 olan demiryolu yolcu taşımacılığı payını 2028 yılına kadar 97,9 milyon yolcuyla yüzde 4,15'e, 2053'e kadar 269,8 milyon yolcuyla yüzde 6,20'ye çıkaracağız.
• 2053 yılına kadar 13 adet yeni konvansiyonel demiryolu projesi, 54 adet yeni Hızlı Tren, Yüksek Hızlı Tren ve Süper Hızlı Tren projesini devreye alacak, 63,5 Milyar Dolar yeni yatırım ile demiryollarımızı kalkındıracağız.
• Ülkemizi Orta Koridorda lojistik üs haline getirme hedefiyle, lojistik merkez sayısını 13'ten 26'ya çıkaracağız.
• Ülkemizin ana sanayi ve ticaret merkezleri, büyük limanlar ile önemli kara ülke sınırı geçiş noktalarını çok modlu ana ulaştırma koridorları ile birbirine bağlayacağız.
• İstanbul Boğazında yaşanan gemi trafiğinin azaltılması ve ülkemizin jeopolitik konumundan kaynaklı gücünün daha artması ve İstanbul Boğazındaki seyir emniyetinin sağlanması amacıyla hayata geçireceğimiz
Kanal İstanbul Projesinin bağlantı yollarına ve altyapı çalışmalarına hızla başlayacağız.
• 2053'e kadar denizcilik sektöründe 21 Milyar Avro tutarında yeni yatırım yaparak 217 olan liman tesis sayısını 2053'e kadar 255'e, denizyolu ile taşınan yük miktarını 421 milyon tona (sıvı yük hariç) çıkaracağız.
19. Haberleşme
• İnternet altyapımızı dünya standartlarına uygun şekilde geliştirme çalışmalarımıza hızla devam edecek, 100 Mbit/saniye internet hizmetini her eve ulaştıracak, 5G teknolojisi ile yüzde 100 oranında nüfus kapsaması sağlayacak, 6G teknolojisine yönelik çalışmaları başlatacağız. Fiber genişbant abone yoğunluğunu uzun vadede tüm Türkiye'yi kapsayacak hale getireceğiz.
• Planladığımız 67 milyar dolarlık haberleşme yatırımlarıyla, kısa vadede mobil genişbant abone yoğunluğunu yüzde 100'e çıkararak her eve yüksek hızlı internet hizmetini ulaştıracağız.
• Fiber/optik alt yapımızı mümkün olan alanlarda ortak yatırımları ve maliyet etkinliğini teşvik ederek güçlendirmeye devam edeceğiz.
• Genişleyen uydu filosu ve uluslararası iş birlikleri ile Türkiye'yi küresel ölçekte hizmet verebilen dünyanın en büyük 10 uydu operatöründen birine dönüştüreceğiz.
• 2023 yılı içerisinde yerli ve milli uydumuz Turksat 6A'yı uzaya fırlatacağız.
• Siber güvenlik ürünlerinin sertifikasyonuna ilişkin altyapı oluşturacak, ülkemizi millî güvenliğin bir parçası olan siber güvenlik alanında dünya genelinde bir marka hâline getireceğiz.
20. Gıda, Tarım, Havyancılık ve Su Politikaları
• Kendi kaynak ve kabiliyetlerimizle stratejik ürünlerde arz güvenliğinin tesisi ve bu hedefe ulaşmak için üreticilerimizin güçlendirilmesi temel önceliğimizdir. Taban arazilerimizi stratejik ürünlere tahsis ederken, diğer ürünleri eğimli ve marjinal tarım alanlarında yetiştireceğiz.
• Stratejik ürünler başta olmak üzere belirli ürünlerde fark ödemesi uygulaması ile üretici gelirini garanti altına alacağız.
• Halen hububatta mazot ve gübre gibi iki temel girdi için uyguladığımız desteklerin ekim öncesi ödenmesi uygulamasını diğer girdi ve ürünlere de teşmil edeceğiz.
• Stratejik ürünlerin yeterliliğini izlemek üzere Arz Güvenliği Takip Sistemi kuracağız.
• Ürün doğrulama, rekolte tahmini, yapay zeka, coğrafi bilgi sistemleri, algoritma gibi teknolojik gelişmeleri kullanacağız, Entegre İdare ve Kontrol Sistemi'ni hayata geçireceğiz.
• Hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar öncelikli olacak şekilde yurt içi yeterlilik oranını yüzde 100'ün üzerinde tutarak bitkisel üretim miktarını 128,6 milyon tondan 132 milyon tona çıkaracağız.
• Önümüzdeki 5 yılda, 100 adet Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurarak, yıllık ilave 5 milyon ton sebze üretecek ve 200 bin kişiye yerinde istihdam sağlayacağız.
• Herhangi bir sebeple üretim yapılamayan ve boş bırakılan tarım alanlarını üretime kazandıracağız.
• Ata Tohum Projesi kapsamında, farklı türlerde 37 yerel çeşidi tescil ederek koruma altına aldık. Buna ilave olarak, önümüzdeki beş yılda 312 adet ata tohumunun tescili ve korunmasına yönelik çalışmalar yapılacaktır.
• Suya göre tarım politikamız çerçevesinde stratejik ürünlerde kuraklığa dayanıklı çeşitlerde çiftçimize tohumluk temin edeceğiz.
• Yerli ve milli tohumculuğu geliştirmek üzere İhtisas Tohum Üretim Bölgeleri oluşturacağız.
• Islah edilen mera, yaylak ve kışlak alanını 30 milyon dekara ulaştıracağız.
• Üretimde arz güvenliğini, sürdürülebilirliği ve öngörülebilirliği sağlamak amacıyla çiğ süt ve kırmızı et üreticisinin gelirini garanti altına alacak modeli hayata geçireceğiz.
• Hayvancılıkta su kısıtı, mera varlığı ve yem olanaklarını dikkate alarak bütüncül yaklaşımla üretim bölgeleri oluşturacak, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkta verimliliği artıracağız.
• Kamuya ait 15 şeker fabrikasında kuracağımız entegre tesisler ile yaş pancar küspesinden yıllık 250 bin ton pelet yem üreteceğiz.
• Su ürünleri yetiştiriciliği üretim miktarını 515 bin tondan 950 bin tona, su ürünleri ihracatını 1,7 milyar dolardan 4,5 milyar dolara çıkaracağız.
• Tarımsal desteklerde sadeleştirmeye giderek, kalite ve verimlilik odaklı bir destekleme modeli uygulayacağız. • Gençlere ve kadınlara ilave destekler vereceğiz. Ayrıca genç ve kadın çiftçilerin sosyal güvenlik primlerine destek olacağız.
• IPARD III programıyla 11 milyar TL'si hibe olmak üzere 20 milyar TL'lik yeni yatırım ile 30 bin yeni istihdam sağlayacağız. Hâlihazırda 42 ilde uygulanan programı, 81 ilimize yaygınlaştıracağız.
• Eğitim, sağlık, iletişim ve enerji altyapısıyla birlikte, bütüncül bir Kırsal Alan Modeli kapsamında deprem bölgesi öncelikli olmak üzere Akıllı Köyler kuracağız.
• Arazi toplulaştırmada tescil edilen alan büyüklüğünü 68 milyon dekardan 100 milyon dekara, sulamaya açılan alanı 69,6 milyon dekardan 85 milyon dekara, taşkın koruma tesis sayısını 10 bin 413'ten 11 bin 600'e çıkaracağız.
• Arz güvenliğini tesis etmek için sözleşmeli üretimi yaygınlaştıracağız. • Yerinde üretim yerinde tüketim anlayışıyla, Kent Tarımı uygulamalarını yaygınlaştıracağız.
• Organik tarım ve iyi tarım uygulamalarını iki katına çıkaracağız.
• Hisselilik, mülkiyet ve parçalılık gibi sebeplerle destek alamayan üreticilerimizi kayıt altına alacak uygulamaları genişleteceğiz. • Üretici birliklerinin kurumsal kapasitesini geliştireceğiz.
• Arz güvenliğini güçlendirmek için, aşıların yerli ve milli olarak üretilmesini sağlayacak ve hayvan yetiştiricilerine ücretsiz olarak sağlayacağız.
• 2,4 milyon hektar alanlık korunan orman alanlarımızı 4,9 milyon hektara çıkaracağız.
• Denizlere dökülen sularımızın su potansiyelinin yetersiz olduğu iç bölgelere aktarılmasını yaygınlaştıracağız.
21. Turizm
• Sürdürülebilir turizm anlayışıyla ülkemizin dünya turizmindeki payını
artıracak insan odaklı, güvenilir, yenilikçi ve çevreye duyarlı bir bakış açısıyla, geçmişten aldığımız güç ve sahip olduğumuz tecrübe ile turizmde lider bir Türkiye'nin inşası ve ihyası yönünde çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
• Önümüzdeki dönemde ülkemizi ziyaret eden turist sayısını 90 milyona, toplam geliri 100 milyar dolara çıkaracağız.
• Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı ile dünyada sürdürülebilir turizm konusunda örnek alınacak bir ülke olacağız. Bu program ile sektörde faaliyet gösteren tüm kuruluşları aşamalı şekilde çevreye daha duyarlı hale getireceğiz.
• Önümüzdeki dönemde Ücretsiz Halk Plajı Projesi kapsamında 5 yıldız kalitesinde ücretsiz halk plajı sayısını 35'e çıkaracağız.
• Sağlık turizmi kapsamında gelen turist sayısını 1 milyon 250 bin kişiden 2028 yılına kadar 3 milyon kişiye çıkarmak suretiyle 10 milyar dolarlık sağlık hizmeti ihracatına ulaşmayı hedefliyoruz.
• Turizm meslek liselerinin eğitim kapasitesini artırma projesi kapsamında okul sayısını 2028'e kadar en az 200'e çıkaracağız.
• Turizm sektörü çalışanlarına verilen iş başı eğitim programına katılan sektör çalışanı sayısını 2028 yılı sonuna kadar 100 bin kişiye ulaştıracağız.
22. Çevre
• Sektörlerin yeşil dönüşümünü gerçekleştirmek üzere finansman ve teşvik mekanizmalarını kuracağız.
• Emisyon Ticaret Sistemini kuracak ve Yeşil Taksonomi mevzuatını hazırlayacağız.
• Yutak alanların korunması, artırılması ve karbon kredilerinin hesaplanarak karbon nötre ulaşmada kullanıma hazır hale getirilmesini sağlayacağız.
ADALET, DEMOKRASİ, İNSAN HAK VE HÜRRİYETLERİ
23. Yüksek Standartlı Demokrasi
• DÖNÜŞTÜRÜCÜ REFORM hamleleri ile ülkemize çağ atlatacak kalıcı ve köklü yenilikler getirdik. Bu reformlar sayesinde demokratik hukuk devletinin altyapısını güçlendirdik, milli iradeye dayalı siyaseti hakim kıldık.
• Milletimizin demokratik kazanımlarını yok etmeye, kalkınma mücadelemizive ekonomik ilerlememizi durdurmaya yönelik saldırıları; devleti yeniden yapılandıran ve demokratik kurumlarımızı güçlendiren KORUYUCU REFORMLARLA bertaraf ederek demokrasi yolundaki yürüyüşümüzü sürdürdük.
• Önümüzdeki dönemde, elde ettiğimiz tecrübeler ışığında yüksek standartlı demokrasi hedefimizi TAMAMLAYICI REFORMLARLA hayata geçireceğiz.
Neler Yapacağız?
• Katılımcı, çoğulcu ve şeffaf bir anlayışla ''Yasama Reformu'' yapacağız.
• Siyasi Partiler Kanunu'nu özgürlükçü bir anlayışla ve çerçeve yasa şeklinde yenileyeceğiz.
• Seçim kanunlarının mevzuattaki dağınık görünümüne son vererek bu konuda temel bir kanun düzenleyeceğiz.
KAMUDA MÜLAKAT KALKIYOR
• Kamu görevine ilk defa yapılacak atamalarda, görevin niteliğinin gerektirdiği haller dışında mülakat usulünü kaldıracak, atamaları yazılı sınav sonuçlarına göre yapacağız.
Belirli sayıda vatandaşın kanun teklifi vermesine veya bir kanunu iptal için Anayasa Mahkemesine başvurmasına imkân tanınmasını sağlayacak, «Halk Teşebbüsü» ile katılımı güçlendireceğiz.
• Dijital oylama ve müzakere yöntemleri geliştirerek ''e-demokrasi'' platformu oluşturacağız.
• ''Hak Arama Hürriyetinin'' kapsamını genişleteceğiz. Bu üst başlık altındadilekçe verme, bilgi edinme, kamu denetçisine başvurma, yargıya erişim ile diğer başvuru haklarını kapsayacak şekilde anayasal bir norm oluşturacağız.
• Siyasi parti kapatma davalarının açılmasını ve kararın yerine getirilmesini TBMM iznine bağlayacağız.
• Alevi vatandaşlarımızın beklenti ve taleplerini karşılayan politikalarımızı artırarak devam ettireceğiz.
• Roman vatandaşlarımızın başta istihdam, iskân ve eğitim olmak üzere tüm sorunlarının çözümüne hız vererek her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız.
• Gayrimüslim vatandaşlarımızın herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakılmaksızın temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması ve inançlarının özgür bir şekilde yaşamalarının sağlanması hukuk devletinin güvencesi altında olmaya devam edecektir.
• İki yıl önce açıkladığımız İnsan Hakları Eylem Planını geliştirerek uygulamaya devam edeceğiz.
• Başta AİHM ve BM İnsan Hakları Konseyi olmak üzere uluslararası insan hakları mekanizmaları ile işbirliğimizi geliştireceğiz.
• Avrupa Birliği'ne üyelik sürecini karşılıklı hak ve yükümlülükler çerçevesinde, ortaklık hukukunun yenilenme ihtiyaçlarını da gözeterek kararlılıkla sürdüreceğiz.
• Tamamen milli iradeden doğan, geniş katılımlı, çoğulcu, özgürlükçü, baştan sona milletin temsilcilerinin hazırlayacağı yeni anayasayı Türkiye yüzyılına kazandıracağız.
24. Türkiye Yüzyılı'na Yeni Anayasa
• Milletin kendi iradesi ve kendi eliyle yaptığı, her bir vatandaşımızın "içinde ben varım", "benim iradem var" dediği YENİ ANAYASA,
• Yaşam hakkını, düşünce ve kanaat özgürlüğünü, inancı ve inandığını yaşama özgürlüğünü, aileyi, toplumu ve mülkiyet hakkını koruyan YENİ
ANAYASA,
• Bir daha hiç kimsenin başörtüsü zulmü gibi çağdışı uygulamalara, zorbalık ve baskılara tevessül etmesine dahi izin vermeyen, daima özgürlükçü, milletin öz değerlerinin tapusu YENİ ANAYASA,
• Irk, din, mezhep, dil, renk ve kültür farkı gözetmeden herkesi kuşatan, insan onuru ortak temelinde buluşturan, kucaklayıcı, bütünleştirici, çeşitlilikte birliği savunan, herkesin birinci sınıf vatandaş olduğu YENİ ANAYASA,
• İnsan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan; bütün kurum ve kuralları ile insanı haklarıyla yaşatmayı ilke edinen YENİ ANAYASA,
• İnsanın maddi ve manevi varlığını bütün tercihleri ve inançlarıyla özgür biçimde gerçekleştireceği demokratik bir toplumu inşa eden YENİ ANAYASA,
• Devleti ve bütün kurumlarını insanımıza ve milletimize hizmet aracı olarak gören "İnsanı Yaşat ki, Devlet Yaşasın" anlayışıyla hazırlanmış YENİ ANAYASA,
• Egemenliğin sahibi milletin demokratik meşru temsilcilerinin önündeki her türlü vesayeti ortadan kaldıran YENİ ANAYASA,
• Devletin milleti ile bölünmez bütünlüğünü ve üniter yapıyı teminat altına alan YENİ ANAYASA,
• Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin meşruiyetini milletten aldığı; güçler ayrılığını pekiştiren ve bununla birlikte güçlerin eşgüdümünü sağlayarak millete hizmeti birinci öncelik sayan YENİ ANAYASA,
• Demokratik katılımı genişleten, siyasal katılımın önündeki vesayetlere izin vermeyen ve bilgi teknolojileri ile vatandaşımızın yönetim süreçlerine ortaklığını temin eden YENİ ANAYASA, Çoğulcu bir toplumsal ve siyasal yapı kuran, istikrarlı ve etkili hükümet modelini daha da geliştiren YENİ ANAYASA,
• Özgürlükçü ve demokratik Cumhuriyet anlayışının kazanımlarını daha da ileriye götürmeyi amaçlayan YENİ ANAYASA,
• Hukukun üstünlüğünü esas alan, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı temelinde kurumsal yapılanmayı ve işleyişi temin eden YENİ ANAYASA,
• Milletimizin değerlerini temel alan ve evrensel değer ve normları gözeten YENİ ANAYASA,
• En geniş mutabakatla ve demokratik yöntemlerle hazırlanmış, geniş toplumsal kesimlerce sahiplenilen YENİ ANAYASA,
• Türkiye Yüzyılı hedeflerimize ulaşmayı kolaylaştıracak etkin ve sağlıklı bir kurumsal yapılanmayı tesis eden YENİ ANAYASA,
• Milletimizin beklentisidir. Bu beklentiyi karşılamak da milletimize hizmet yolunda bulunan herkesin borcudur.
Türkiye Yüzyılı'nın anahtarı yeni anayasadır.
25. Hak ve Özgürlükler: Özgürlükler Yüzyılı
• Türkiye Yüzyılı, insan haklarına dayalı devlet anlayışı içinde insan onurunun güvencesi ve doğruluğun tarafı olacaktır.
• Türkiye Yüzyılı GÜÇLÜNÜN DEĞİL HAKLININ YÜZYILI olacaktır.
• Bugüne kadar sağlanan kazanımlar ve meydana getirilen "kayıtsız ve şartsız milli iradeye dayalı" sağlam-sağlıklı alt yapı üzerinde şimdi TÜRKİYE YÜZYILINI inşa etmek ve bu yüzyılı ülkemiz ve tüm dünya için "HUZURUN YÜZYILI", "DEĞERLERİN YÜZYILI," "HAKLININ YÜZYILI", "VİCDANIN YÜZYILI" ve "ÖZGÜRLER YÜZYILI" olarak idrak edebilmek için yüksek standartlı demokrasi adımlarımızı başlatacağız.
Yaşam hakkı: Önce insan hayatı
• İnsanımızın canını hiçe sayan sorumluların etkin bir soruşturmayla adalet önüne çıkarılması, yaptıklarının yanlarına kâr kalmaması için kurumsal ve yasal alt yapıyı güçlendirecek, ceza yaptırımlarını da ağırlaştıracağız.
• İnsanımızın hayatına mâl olan ihmal ve kusur iddialarında şüpheli konumda olan kamu görevlileri için idareden soruşturma izni alınması usulünü kaldıracağız.
• İmar hukukunu anayasal düzeyde ele alacak ve insanımızın yaşanabilir, sürdürülebilir, güvenli çevre hakkını koruyacak düzenlemeler yapacağız.
Yapı Denetimi Hakkında Kanun'da değişiklik yaparak denetim görevinin ihmal edilmemesini temin eden ağır yaptırımlar içeren düzenleme yapacağız.
• Yaşam Hakkı Eylem Planı
• Şiddete başvurma riski bulunup akıl sağlığı yerinde olmayan, şiddet geçmişi bulunan kişilere karşı toplumun korunması,
• Ulaşım ve trafik kazalarının azaltılması,
• Konut güvenliğinin sağlanması ve doğal afetlere hazırlık,
• Maden kazalarının önlenmesi,
• Bireysel silahlanmanın kontrol altına alınması,
• İnsan hayatı için tehlike arz eden meslek kollarında iş güvenliği
standartları ve denetiminin yükseltilmesi,
• Şiddetin basın yayın organları ve sosyal medya platformlarında özendirilmesinin önlenmesi.
• İşkenceye Sıfır Tolerans
• İşkence ve kötü muameleye karşı sıfır tolerans anlayışını benimsemeye kararlılıkla devam edeceğiz. İnsan haklarını koruma mekanizmalarının işkence ve kötü muameleye karşı denetim ve önleme fonksiyonlarını daha etkin şekilde yerine getirebilmeleri için bağımsızlıklarını güçlendireceğiz.
• Hâkimler,Cumhuriyetsavcıları,kollukgörevlilerivecezainfazmemurlarının insan hakları eğitimlerini AİHM standartları çerçevesinde artıracağız.
• Cezaevi koşullarının insan onur ve haysiyetini gözetecek, işkence ve kötü muameleyi önleyecek şekilde iyileştireceğiz.Tüm okullarımızda etüt imkanlarını yaygınlaştıracak, velilerimizin iş hayatıyla okul programlarını uyumlaştıracağız.
• Dijital tehditlere karşı özel hayatın mahremiyeti korunacak.
• Kişi özgürlüğü ve güvenliği güçlendirilecek.
• Sosyal barışın teminatı: Din ve vicdan özgürlüğü
Yeni anayasada din ve vicdan özgürlüğünü; inanç, ibadet, eğitim ve kılık kıyafet konularında hürriyetleri genişletecek ve keyfi sınırlamaları engelleyecek şekilde düzenleyeceğiz.
Tepeden inmeci ve baskıcı geçmiş dönemlerin aksine din ve vicdan özgürlüğünü, siyasal krizlerin konusu olmaktan çıkararak toplumsal barış ve huzuru güçlendiren bir olgu haline getireceğiz.
• İfade özgürlüğünde yeni dönem
• Değişen toplumsal ihtiyaç ve koşulları dikkate alarak ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikteki mevzuatı gözden geçirecek ve uygulamadan kaynaklanan eksiklikleri gidereceğiz.
• İfade özgürlüğü ile kişinin şeref ve haysiyetinin korunması gibi diğer hak ve özgürlükler arasında ne demokratik toplum düzeninden ne de bireysel haklardan vazgeçmeyen makul dengeyi koruyacağız.
• Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının fiilen kullanımının güçlendirilmesine yönelik kolluk görevlilerinin meslek içi insan hakları eğitimini geliştireceğiz.
Ayrımcılık ve nefret suçlarıyla etkin mücadele
• Ayrımcılık ve nefretle etkin mücadele için "Ayrımcılık ve Nefretle Mücadele Kurulu" oluşturacağız. Kurul, ulusal ve uluslararası ölçekte hak ihlali gözlem, değerlendirme ve tespitlerini içeren "Ayrımcılık ve Nefretle Mücadele Uluslararası Endeksi" yayınlayarak nefret suçları ile küresel mücadelenin etkin bir parçası olacak.
• İnsan onuru ve eşitlik ilkesi konusundaki hassasiyetimizi en güçlü şekilde yansıtmak üzere, nefret suçuna ilişkin yeni ve müstakil bir düzenleme yapacağız.hemşire ve ebe sayısını 364'ten 460'a çıkaracağız.
• Sosyal adalet hakkı
• Kentsel dönüşüm süreçlerini sağlıklı bir çevrede yaşama, yaşanabilir şehirler kurma ve mülkiyet hakkı esaslarını gözeterek hızlandıracağız.
• Farklı kanunlar ve mevzuatlarla düzenlenmiş ve birden fazla kurum/ kuruluş tarafından gerçekleştirilen sosyal yardımları bütüncül bir şekilde tek bir mevzuat çatısı altında toplayarak aile bazlı "Vatandaşlık Maaşı" ödeyeceğiz.
• Depreme dayanıklılığı yüksek, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir kentler inşa edeceğiz, bu amaca aykırı iş ve işlemleri ceza yaptırımı içine alacağız.
• Çocuk, yaşlı ve engelli haklarının korunması
• Yeni nesil hak ve özgürlükler
• Emanet adaleti: Çevre, enerji, su, gıda gibi tüm imkân ve kaynakların sahibi değil, emanetçisi olduğumuz bilincini yediden yetmişe oluşturmak için çalışacağız. ''Emanet adaleti'' ismini verdiğimiz bu yaklaşımla, ülkemizin kaynaklarını önceki nesillerden devraldığımız gibi; koruyarak, gözeterek ve büyüterek sonraki kuşaklara devredeceğiz. Emanet adaletiyle milli servetimizin milli dayanışmaya ve sosyal refaha dönüşmesinin en güzel örneklerini sergileyeceğiz.
• Hak ve Özgürlükleri Koruyucu Mekanizmalar
• Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun yapısını güçlendireceğiz.
• Temel hak ve özgürlükleri daraltan kanun değişikliklerinin kabulü için nitelikli çoğunluk koşulu getireceğiz.
• Kamu Denetçiliği Kurumuna resen inceleme başlatma yetkisi sağlayacağız. Kurum kararlarının etkinliğini artıracağız.
26. Adalet Reformu
• Bizim tek cümlelik anayasamız olsa o cümlemiz ''devlet, adaleti sağlamakla yükümlüdür'' olurdu. Adalet bizim için bu kadar önemli, bu derece hayati bir konudur.
• Demokratik hukuk devleti, insan haklarının güvencesi ve adalete erişimin temel zeminidir. İnsanımızın hukuk güvenliği içinde, öngörülebilir ve hak arama yolları açık bir yargısal işleyişe muhatap olması da yine hukuk devletinin imkân ve araçlarıyla işlerlik kazanacaktır.
• Türkiye Yüzyılında adalet hizmetlerinde yeni bir çağ açacağız. Hukukun üstünlüğü temelinde adâlet politikalarını oluşturmaya devam edeceğiz. Adaletin hızla tecellisine yönelik düzenlemeler yapacak ve insanımızın hayatını her türlü ihmal, tedbirsizlik ve suiistimalden koruyan yeni uygulamaları hayata geçireceğiz.
• Adalete erişimi güçlendirmek için;
• "Adalete Zahmetsiz Erişim" ilkesiyle adalete erişimi daha da kolaylaştıracak, bu yolu zorlaştıran düzenleme ve uygulamaları değiştireceğiz.
• Yargısal süreçleri sadeleştireceğiz.
• Adliye bulunmayan ilçelerimizde personeliyle, dijital alt yapısıyla adli hizmet irtibat noktası oluşturacağız.
• Ücretsiz aile avukatlığı sistemini getireceğiz.
• Hukuki himaye sigortasını geliştirip yaygınlaştıracağız.
• Koruyucu hukuk uygulamalarının geliştirilmesi kapsamında "Hukuk ve Adalet" dersini ortaokul ve lise müfredatında zorunlu ders haline getireceğiz.
• Hukuk eğitiminin desteklenmesi maksadıyla başarılı öğrencilere Adalet Bakanlığı bursu vereceğiz
• Lekelenmeme hakkını güçlendirmek için;
• Lekelenmeme hakkını daha güçlü şekilde koruyabilmek için bu hakka Anayasada yer vereceğiz.
• Cumhuriyetsavcılarınıntakdiryetkilerinigenişleteceğizböylelikleberaatla sonuçlanma ihtimali yüksek olan davalarda kişilerin gerekmedikçeadli süreçlerle muhatap olmamasını sağlayacağızmına alacağız.
• Daha hızlı ve öngörülebilir adalet için;
• Seri muhakeme ve basit yargılama gibi usullerin kapsamını genişleteceğiz.
• İdari sulh usulünü yeniden düzenleyerek, bu yöntemin etkinliğini artıracağız..
• Boşanma sürecinde özellikle kadın ve çocukların örselenmelerini önlemek için uluslararası sözleşmelerdeki standartları da dikkate alarak mahkeme temelli aile arabuluculuğu müessesesi oluşturacağız.
Yetkisizlik, görevsizlik, gerekmediği halde dosyaların birleştirilmesi ve bekletici mesele yapma gibi sebeplerle davaların uzamasını engelleyecek düzenlemeler yapacağız.
• Davaların sık hâkim değişikliği nedeniyle uzamasını önlemek amacıyla hâkimlerin tayinlerine esas bölge sistemini yeniden düzenleyeceğiz.
• Daha hızlı ve öngörülebilir adalet için;
• İhtisas mahkemelerinin sayısını artıracağız. Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının mesleğin başından itibaren ihtisaslaşmalarını sağlayacağız.
• Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının yanında görev yapmak üzere hukuk fakültesi mezunu adalet uzmanı istihdam edeceğiz.
• Davaların daha kısa sürede ve isabetle çözülebilmesi için heyet halinde yargılama yapan mahkemelerin sayısını artıracağız.
• Teknolojinin tüm imkânlarının kullanıldığı, esnek ve çok yönlü bir tebligat sistemi oluşturarak yargılamaları hızlandıracağız.
• Adli tebligatları gerçekleştirmek üzere adliyelerde yeni bir kadro oluşturarak tebligattan kaynaklanan sorunları tümüyle ortadan kaldıracağız.
• Adil yargılanma hakkını güçlendirmek için;
• Adil yargılanma hakkını tüm unsurlarıyla birlikte anayasada münhasıran ve daha ayrıntılı şekilde düzenleyecek, anayasal güvenceyi güçlendireceğiz.
• Soruşturmaların etkin ve eksiksiz yürütülmesi suretiyle delil toplama işlemlerinin duruşmalara bırakılmaksızın savcılıkça tam ve eksiksiz bir şekilde yapılmasını temin edeceğiz.
• Adalet Bakanlığına bağlı adli kolluk teşkilatı kuracağız. Böylece polisin adli ve idari görevleri arasındaki ayrımı kesin olarak belirleyecek, adli soruşturmaların etkinliğini artıracağız.
• Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunun unsurlarını genişleteceğiz, cezasını artıracağız.
• Kesin nitelikteki mahkeme kararlarına karşı mahallinde itiraz yolu getirerek vatandaşlarımızın hak arama özgürlüğünü güçlendireceğiz. Daha şeffaf ve hesap verebilir yargı için bütün mahkeme kararlarını kişisel verileri koruyarak kararı veren hâkim veya mahkeme heyetinin isimleri ile birlikte erişime açacağız.
• Yargı Bağımsızlığını güçlendirmek için;
• Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olmak üzere iki ayrı üst meslek kurulu oluşturacağız.
• Coğrafi teminatı hayata geçireceğiz.
• HSK'nın ihraç kararı dışındaki disiplin kararlarına karşı da yargı yolunu açacağız.
• Hâkim ve savcıların atama, nakil ve terfi sistemini, objektif ölçütlere
dayalı ve liyakat esaslı olarak geliştireceğiz.
• İstinaf mahkemelerinde görev yapan hâkim ve savcıların talepleri dışında belirli bir süreden önce ilk derece mahkemelerine atanamayacaklarına ilişkin güvence getireceğiz.
• Yüksek yargı üyeliğine seçilebilmek için en az 50 yaş ile birinci sınıf olmanın yanı sıra belli bir mesleki kıdem şartı getireceğiz.
• Hâkimlik ve savcılık mesleğinde emeklilikte yaş haddini yükselteceğiz.
• Mağdur odaklı adalet ve kadına yönelik şiddetle mücadele için;
• Adli süreçlerden psikolojik olarak daha çok etkileneceği değerlendirilen mağdurlara yardımcı olmak ve psiko-sosyal destek sağlamak üzere adliyelerde rehberlik hizmeti veren uzman personel görevlendireceğiz.
• Çocukların ve suç mağdurlarının adli süreçte ikincil örselenmelerinin önlenmesi amacıyla oluşturulan adli görüşme odaları ve çocuk izlem merkezlerini yaygınlaştırmaya devam edeceğiz.
• Suç mağdurlarına yönelik destek hizmetlerinin etkin bir şekilde sunulması için ilgili kurumlar arasında işbirliği ve koordinasyonu güçlendireceğiz.
• Aile içi şiddet ve kadına karşı şiddetten kaynaklanan suçların etkin bir şekilde soruşturulması amacıyla kurulan özel soruşturma bürolarını ülke genelinde yaygınlaştıracağız.
Tehdit altındaki kadınların daha etkin korunmasını sağlamak için önleyici ve koruyucu kapasiteyi artıracak ve bu kapsamda teknolojik imkânlardan da azami ölçüde yararlanmaya devam edeceğiz.
• "Kadına karşı şiddete sıfır tolerans" ilkemiz gereğince adli ve idari uygulamaları etkin bir şekilde geliştirmeye devam edeceğiz.
• Savunma makamının ve avukat haklarının güçlendirilmesi için;
• Savunma görevini yapan avukatların, avukatlık teminatlarını hâkim ve savcılıkta olduğu gibi Anayasal güvenceye kavuşturacağız.
• Avukatların bilgi ve belge temin etmelerine ilişkin yasal yetkilerini genişleteceğiz.
• Avukatlarımızın yetki, sorumluluk, mali hak ve imkânlarına ilişkin yenilikler getireceğiz.
• Müdafiyle görüşme hakkının 24 saat süreyle kısıtlanmasına ilişkin hükmün kapsamını daraltacağız.
• Belirli bir miktarın üzerindeki sözleşmelerin avukat eliyle yapılmasını zorunlu kılacağız.
• Ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri dikkate alan, halkımızın ve avukatlarımızın ihtiyaç ve beklentilerine azami düzeyde cevap veren yeni bir Avukatlık Kanunu çıkaracağız.
• Adalet politikalarının değerlendirilip tartışılması için avukat, hâkim, savcı ve akademisyenler arasında 3 yılda bir ''Adalet Şurası'' düzenleyeceğiz.
• Suç ve Ceza Adaleti için;
• Sosyal barışı güçlendirmek için şikâyete bağlı suçların kapsamını genişleteceğiz.
• Ceza mahkumiyetinin sonucunda ortaya çıkan hak yoksunluklarının, infazın tamamlanması ile ayrı bir mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden ortadan kalkmasını sağlayacağız.
• Cezasızlığı önleyecek şekilde infaz sistemimizi yenileyeceğiz. Cezaevine girdi-çıktı yapılmasına neden olan düzenlemeleri değiştireceğiz. Yolsuzlukla Mücadele Strateji Belgesini güncelleyerek uygulanmasını etkin bir şekilde takip edeceğiz.
• Bazı suçlar için kamu yararına çalışma gibi müstakil yeni seçenek yaptırımlar belirleyeceğiz.
• Kişinin sabıkalı hale gelmesinin kolay olmaması gerektiği düşüncesiyle idari ve adli yaptırımın sınırlarını daha öngörülebilir ve toplum yararına daha çok hizmet eder şekilde belirleyeceğiz.
• Adli sicil kayıtlarının silinme usulünün kolaylaştırılmasını ve sürelerin kısaltılmasını sağlayacağız.
• Tutuklama, yakalama, gözaltı gibi koruma tedbirlerinin haksız uygulanması nedeniyle meydana gelen zararların tazmini için vatandaşımızın dava açmasına gerek kalmaksızın, idari başvuru yoluyla hızlı bir biçimde hakkını almasını sağlayacağız.
• Çağın kolaylıklarını adalet hizmetlerine sunmak için;
• Bilişim sistemimizi yeni teknolojilerle daha da ileriye taşıyacağız.
Yapay zekânın; yargı görevi yapan hâkim, savcı ve avukatlarımız ile vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere soruşturma ve yargılama faaliyetleri sırasında kullanımını temin edeceğiz.
• Dijital çözüm platformlarını ve çevrimiçi uyuşmazlık çözüm yöntemlerini sistemimize kazandırarak uyuşmazlıkların daha hızlı ve kolay çözülmesini sağlayacağız.
• Sürdürülebilir ve çevreci bir anlayışla adalet hizmet binalarını dönüştürmeye devam edeceğiz. Adalet hizmetlerinde çevre dostu uygulamaların etkinliğini ve çeşitliliğini artıracağız.
TÜRKİYE EKSENİ
''ETKİN DIŞ POLİTİKA'' ''SÖZÜ GÜÇLÜ, GÜCÜ TESİRLİ TÜRKİYE''
• AK Parti olarak iktidara geldiğimiz ilk günden itibaren dış politikamızda adil olmayı esas aldık. Ülkemizin çıkarlarına azami özeni göstererek aktif, gerçekçi, dinamik, girişimci ve insani bir dış politika izledik.
• Küresel ve bölgesel platformlarda mazlumların sesi olduk. Kurucu üyelerinden biri olduğumuz Birleşmiş Milletler'e (BM) yönelik ezber bozucu bir yaklaşım benimsedik ve "Dünya Beşten Büyüktür" diyerek BM sisteminin reformuna yönelik taleplerde öncü bir rol oynadık.
• Geleneksel dış politika ve güvenlik sorunlarımızı barışçıl ve çözüm odaklı bir yaklaşımla ele alarak ülkemizin uluslararası konumunu güçlendirdik.
• Sadece kendi sorunlarımızda değil, bölgesel ve küresel sorunların çözümünde de her zaman barıştan, adaletten ve diplomasiden yana tavır aldık.
• İnsani ve vicdani politikalarımızı hayata geçirerek Türkiye'yi uluslararası politikada öncü bir ülke durumuna getirdik.
• Türkiye'yi haklarını savunmakta kararlı, krizlerin çözümünde etkin rol alan bir yere taşıdık. Milli güvenliğimizi korumak için gerektiğinde sert güç unsurlarını devreye sokarak ülkemizi sözü güçlü gücü tesirli hale getirdik.
• Son yirmi yılda diplomatik ağımızı genişleterek ülkemizi etkin bir uluslararası diplomatik güce dönüştürdük.
• Dış politikamızın ilgi alanına giren konularda ilişkilerimizi çeşitlendirerek Afrika, Latin Amerika ve Uzak Asya'ya kadar uzanan geniş bir diplomatik ağ kurduk. Yurtdışındaki 260 diplomatik temsilciliğimizle dünyanın beşinci en büyük diplomatik ağına sahip olduk.
• Ukrayna'daki savaşın en kritik zamanında diplomatik müzakerelere ev sahipliği sunarak Tahıl Koridoru Anlaşmasının yapılmasını sağladık ve küresel gıda krizine engel olduk.
• Ülkemizi tehdit eden terör örgütleriyle sınırlarımızın içinde ve dışında kararlılıkla mücadele ederek terörü kaynağında yok ettik.
• Sayın Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü lider diplomasisi Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Türk Dünyasındaki krizlerin çözümünde ve normalleşmenin temin edilmesinde anahtar bir rol oynamıştır.
• Kaotik dünyanın risk ve tehditlerini karşılamak için NATO ittifakı içinde ve AB nezdinde konumumuzu gerçekçi bir zeminde güçlendirmeyi sürdürürken kendi askeri ve diplomatik kapasitemizi pekiştirecek yenilikçi adımlar atmaya devam edeceğiz. Etkin dış politika ve caydırıcı güvenlik kapasitemizle Türkiye Yüzyılı'nda kendi eksenimizi inşa etmeye devam edeceğiz.
• Türkiye eksenini çok taraflılık, daha fazla iş birliği, krizlerin barışçıl çözümü, istikrara katkı, uluslararası örgütleri etkinleştirme ve insani diplomasi ilkeleri ışığında kuracağız. Ülkemizin yönü hem Batıya hem Doğuya ama asıl doğruya, hakikate ve adalete yöneliktir.
• Türkiye Yüzyılı'nda dış politikamızın temel hedefi Türkiye eksenini inşa etmektir. Bunu 85 milyon Türk vatandaşı, coğrafi sınırlar dışındaki soydaşlarımız ve dünyanın dört bir yanındaki dost ve müttefiklerimizle birlikte güçlendireceğiz.
Küresel Dönüşüme Hazır Dış Politika
• Yirmi yıllık tecrübe ve sahip olduğumuz stratejik planlama kapasitesiyle oluşum halindeki uluslararası sistemde layık olduğumuz sağlam yeri almak için emin adımlarla ilerleyeceğiz. Yeni dönemi Türkiye açısından en iyi şekilde değerlendirerek ülkemizin bölgesel güç, küresel aktör statüsünü pekiştireceğiz.
• Dış politikamızın temel misyonlarından biri, ülkemizi küresel belirsizliklerin etkilerinden korumak, bölgesine ve küresel sistemde istikrara katkı sağlayan öncü bir aktör konumuna getirmektir.
• Bu doğrultuda dış politikamızın istikrar, denge ve atılım hedeflerini eş zamanlı olarak gerçekleştirmeye devam edeceğiz.
• Hedefimiz; Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında yirmi yıllık sağlam dış politika temellerinin üstüne uluslararası sistemde etkin, bağımsız, dinamik ve dirençli bir Türkiye Ekseni inşa etmektir.
• Türkiye Yüzyılı'nda gayemiz;
• Ekonomi ve demokrasisiyle tahkim edilmiş daha güçlü ve dayanıklı bir kurumsal kapasiteye,
• Bütüncül ve daha etkili bir diplomasiye Daha caydırıcı ve her türlü zorluğun üstesinden gelebilecek hazırlıklı bir askeri güce ulaşmaktır.
• Türkiye Yüzyılı'nda ülkemiz daha etkin ve sonuç alıcı bir dış politikayla etkili küresel bir aktör vasfıyla uluslararası sistemin geleceğini şekillendirmede söz sahibi bir ülke olacaktır.
Bütüncül Dış Politikamızın Öncelikleri
• AK Parti olarak, bölgesel ve küresel meydan okumalarla baş edebilmek ve krizlerin üstesinden gelebilmek için yirmi yıllık tecrübenin ışığında hareket ediyoruz.
• Riskleri minimize ederek ve fırsatları etkin bir şekilde kullanarak ülkemizin uluslararası konumunu daha da güçlendireceğiz.
• Yeni yüzyılda Türkiye Eksenli yeni inisiyatifler üstlenerek küresel barışa ve istikrara daha fazla katkı vereceğiz.
• Önceliğimiz; Türkiye'nin bağımsızlığını merkeze alan, güvenliğini en üst düzeyde sağlayan, askeri gücünü pekiştiren, ekonomik refahını büyüten ve demokrasisini güçlendiren bütüncül bir dış ve güvenlik politikasını sürdürmektir.
• Amacımız; Türkiye'nin son yirmi yılda elde ettiği kazanımları sağlamlaştırmak, bölgedeki istikrara ve sürdürülebilir bir düzenin oluşumuna katkı sunarak barışçıl, adil ve istikrarlı bir uluslararası düzenin inşa edilmesini sağlamaktır.
• Dış politika ve güvenlik anlayışımızın altı temel öncelik doğrultusunda şekillenmektedir. Bunlar:
• Müzakere ve rızaya dayalı bir anlayışla çok taraflı, çok boyutlu, girişimci ve insani diplomasinin etkin bir şekilde hayata geçirilmesidir.
• Komşularımız başta olmak üzere bütün ülkelerin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunması temelinde uluslararası hukukun, hak ve adaletin tüm dünyada hâkim kılınmasıdır.
• Yakın, komşu ve uzak bölgelerle maksimum ekonomik işbirliğinin tesis edilmesidir.
Sözü Güçlü, Gücü Tesirli Türkiye
• AK Parti olarak dış politikamız üç ana hedefe matuftur: Milli menfaatlerin muhafazası, bölgesel istikrarın temini ve idamesi ve adil bir küresel düzenin kurulması.
• Dünyamızın yeni çatışma ve kutuplaşmalara sürüklendiği dönemde AK Parti olarak daha güçlü bir Türkiye için dış politikamızı; ulusal ölçekten küresel ölçeğe doğru kademeli bir şekilde uyguluyoruz.
• Diplomasi kapasitemizi denge, istikrar ve atılım hedefleri doğrultusunda daha güçlü şekilde seferber edeceğiz.
• Paydaşlarımız 85 milyon Türk halkı, ülkemizin coğrafi sınırları dışındaki soydaşlarımız ve dünyanın dört bir yanındaki gönül dostları ve müttefiklerimizdir.
• Hedefimiz anavatanımızın mutlak güvenliğini sağlamak, sınırlarına yönelik tehditleri ortadan kaldırmak ve devlet kurumlarımızın küresel dış politika ufkuna odaklanan vizyonunu daha da güçlendirmektir.
• Milli güç unsurlarında dışa bağımlılığın en aza indirilmesi önceliğimizdir. Savunma ve enerji başta olmak üzere milli gücü oluşturan tüm bileşenlerin yerli imkân ve kabiliyetlerle üretilmesine dönük süreçleri başarıya ulaştırmaktır.
• Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bağlamında, dış politikamızın ana kurumları olan Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Milli İstihbarat Başkanlığı başta olmak üzere dış politikanın planlanması ve yürütülmesinde kritik öneme sahip tüm kurumlarımızı daha da güçlendireceğiz.
• Yurt Dışı Türkler Başkanlığı, Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü, TİKA ve diğer kurum ve kuruluşların mevcut kapasitelerini arttırarak küresel diplomasi ağımızın daha da genişlemesi için çalışacağız.
• Dışişleri Bakanlığımızın diplomatik ağını daha da genişletecek ve küresel sıralamadaki konumumuzu sağlamlaştıracağız. Türk diplomasisini Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda bir üst lige taşıyacağız.
• Hariciye Teşkilatımızın kuruluşunun 500. yılını kutladığımız bir dönemde Dışişleri Bakanlığımızın himayesinde, nüvesini Diplomasi Akademisi'nin oluşturacağı ve uluslararası düzeyde eğitim ve akademik derece verecek "Uluslararası Hukuk ve Diplomasi Üniversitesi"ni kuracağız.
• Dışişleri Bakanlığımızın insan kaynağını genişleterek daha etkin hale getireceğiz. Bu bağlamda, dünyanın öndegelen düşünce platformları arasında yer alan Antalya Diplomasi Forumu'nun görünürlüğünü ve uluslararası etki alanını daha da artıracağız.
• Enerji alanında milli üretim ve tedarik noktasındaki kaynak çeşitliğini arttıracağız. Enerji güvenliği ve pazarında rekabetçi bir ticaret merkezi tesis etmek için enerji diplomasisini dış politikadaki bütüncül stratejimizin parçası olarak daha etkin bir şekilde kullanacağız.
• Türkiye'nin ulaştırma jeopolitiğinde bir merkez haline gelmesini sağlamak için ulaştırma alanındaki yatırımlarımıza devam edeceğiz. Ulaştırma diplomasisini dış politika mimarimizin temel kaidelerinden biri haline getireceğiz.
• Uluslararası kuruluşlarda ülkemizin görünürlüğünü artıracağız. Bu kapsamda,
• Türk vatandaşlarının uluslararası kuruluşlarda daha fazla varlık göstermesi ve daha etkin konumlara gelebilmeleri için Dışişleri Bakanlığı bünyesinde üniversitelerimizi de içine alacak şekilde ortak bir program hayata geçireceğiz.
• Farklı ülkelerden diplomatların, güvenlik bürokrasisinin ve ticaret/ ekonomi uzmanlarının eğitim görecekleri BM Üniversitesi'nin bir kampüsünün Türkiye'de kurulmasına öncülük edeceğiz.
• Pek çok ülke ile Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey (YDSK) veya muadili mekanizmalar tesis etmeye yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Önümüzdeki beş yıl içinde en az ilave 10 ülke ile uluslararası ve bölgesel örgütle yüksek düzeyli iş birliği mekanizması/zirve süreci oluşturacağız.
• Millî Savunma Bakanlığımızın insan kaynağını genişleterek 21. yüzyılın ihtiyaçlarına uygun bir yapıya kavuşturacağız. Yeni inşa etmekte olduğumuz Millî Savunma Bakanlığı yerleşkesini tamamlayarak milli savunma siyasetimizin koordinasyonunu daha da kolaylaştıracağız.
• Milletimizin göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizi geleceğin güvenlik ortamında ülkemize yönelik tehditlere hızlı reaksiyon verebilen, hazırlık kapasitesi yüksek ve mobil kabiliyeti olan caydırıcı bir stratejik güce dönüştürmeye devam edeceğiz. Aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bütün unsurlarının her türlü doğal afetlere hazırlıklı olması için kapsamlı bir yeniden inşa programı başlatacağız.
• Türkiye'yi siber güç kabiliyetini haiz, uzay gücünün gerekliliklerine uygun bir kapasiteye ve orduya kavuşturma yolundaki çabalarımızı arttırarak sürdüreceğiz.
• İçişleri Bakanlığımız başta olmak üzere yurt içi güvenlik, sınır güvenliği ve sahil güvenliğinden sorumlu olan diğer kurum ve yapıları entegre milli güvenlik mimarisi ve stratejisinin bir parçası olarak tehditler ortaya çıkmandan pro-aktif bir cevap üretebilecek bir seviyeye ulaştırarak sahip olduğu etkin yapısını pekiştireceğiz.
• Milli İstihbarat Teşkilatımızın teknolojik kabiliyetlerini başta siber istihbarat, kriptoloji, sinyal istihbaratı, büyük veri analizi, yapay zekâ, uydu ve uzaydan istihbarat toplama teknolojileri olmak üzere tüm kritik alanlarda geliştirmeyi sürdüreceğiz.
• İhtiyaca göre dış temsilciliklerimizin sayısını artıracağız.
• Gezici konsolosluk hizmeti sayısını artıracağız.
• Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik başta İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir olmak üzere farklı illerimizde yeni TOKİ projeleri başlatacağız.
• Yurtdışındaki vatandaşlarımıza ait konu ve taleplerin TBMM'de daha
güçlü şekilde temsil edilmesine yönelik çalışma ve düzenlemeler yapacağız.
• Yurt dışında yaşayan 10.000 gencimizi her yıl eğitim, kariyer gelişimi
ve kültürel programlar kapsamında ülkemize getireceğiz.
• Yurt dışındaki vatandaşlarımıza yönelik faaliyetleri bulunan kamu kurumları için bir koordinasyon kurulu oluşturulacağız.
• 2010 yılında kurduğumuz Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın yurt dışında da teşkilatlanmasını ve yurt dışında YTB müşavirliklerinin açılmasını sağlayacağız.
• Yurt dışındaki vatandaşlarımıza yönelik hizmet sunan kamu kurumlarında yurt dışında doğup büyüyen gençlerimizin istihdam oranını daha da artıracağız.
• Yurt dışındaki vatandaşlarımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsilini güçlendireceğiz.
• Yurt dışı borçlanması yoluyla emekli olanlara yurt dışında tam zamanlı çalışma hakkı tanıyacağız.
• Geçici ithalat kapsamında Türkiye'ye getirilen araçların 730 günlükkalma süresini tamamladıktan sonra tekrar Türkiye'ye getirebilmesi için,
yurt dışında en az 185 gün kalma şartını 30 güne düşüreceğiz.
• Yurt dışından getirilen mobil cihazların Türkiye'de kayıtsız kullanım sürelerini yurt dışında yerleşik vatandaşlarımız için 120 günden 180 güne çıkartacağız.
• Yurt dışında yaşadıkları ülkelerde askerlik yapanların ikili anlaşmalar çerçevesinde askerliklerinin Türkiye'de tanınmasını sağlayacağız.
• Vatandaşlarımızın çifte vatandaşlık hakkını desteleyecek hem Türkiye'de hem bulundukları ülkelerde vatandaşlık haklarından yararlanmaları için gerekli yasal ve diplomatik adımları atmaya devam edeceğiz.
• Yurtdışındaki vatandaşlarımızın tatil dönemlerinde ülkemize THY'le gelip dönebilmelerini sağlamak öncelikli hedeflerimizden biri olacaktır.
• Türkiye'den gönderilen öğretmen ve din görevlisi açığının giderilmesi amacıyla yerinden öğretmen ve din görevlisi istihdam edilmesine yönelik düzenlemeleri gerçekleştireceğiz.
• Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın katılımıyla iki yılda bir Yurt Dışı Türkler Buluşması programları düzenleyeceğiz.
• İslam düşmanlığı, ayrımcılık ve hak ihlallerinin takibini genişleterek sürdüreceğiz.
• Yurt dışında Türkçe yayın yapan yazılı ve görsel basını desteklemeye devam edeceğiz.
• Okul öncesi ana dil yetkinliği ve becerilerinin geliştirilmesine yönelik çift dilli anaokulu çalışmalarını desteklemeye devam edeceğiz.
• Yurt dışında üniversite eğitimi alan gençlerimizin teknoloji, diplomasi, hukuk, iletişim gibi alanlarda ülkemizde staj yapmalarını kolaylaştıracağız.
Türkiye Yüzyılı'nda Stratejik Kuşaklar
• Türkiye Yüzyılı'nda dış politika, güvenlik ve savunma alanlarındaki milli önceliklerimizi üç stratejik kuşakta hayata geçiriyoruz.
1. Çevremizde Barış, İstikrar ve Refah Kuşağı İnşa Edeceğiz
2. Kıtasal Açılımlarımızı Yeni Hamlelerle Kurumsallaştıracağız
3. Daha Adil Bir Küresel Düzenin Kurulmasına Öncülük Edeceğiz
• Bu üç kuşaktaki politikalarımızı da çok boyutlu ve çok yönlü bir diplomasi yürüterek Türkiye Ekseni'ni kuracağız.
• Ülkemizin etrafında bir barış, istikrar ve refah kuşağı tesis etmek ana hedefimizdir. Bu doğrultuda komşu ülkelerle ve bölgelerle ilişkilerimizi, iyi komşuluk ilkesi ve uluslararası hukuk çerçevesinde yürüteceğiz.
• Bir yandan sınır güvenliğimizi sağlamlaştıran, terörizm ile mücadeleye devam eden ve egemenlik haklarımızı koruyan politikalarımızı en aktif şekilde uygulamaya devam edeceğiz.
• Diğer yandan komşularımızla ilişkilerimizi milli menfaatlere saygı, iş birliği, refahın büyütülmesi, istikrar ve barış temelinde daha da güçlendireceğiz.
• Çevremizdeki coğrafya ve bölgelerde çatışmaların ve krizlerin sona erdirilmesi için her türlü çabayı göstereceğiz. Karadeniz, Balkanlar, Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Körfez ve Orta Asya bölgelerindeki hedefimiz, Türkiye'nin diplomatik etkinliğini derinleştirmek, iş birliği mekanizmalarıyla milli kazançları pekiştirmek ve istikrarlı bir düzen inşasında öncü rol almaktır. Bu kapsamda;
• Çevremizde barış ve refah kuşağı oluşturmak için ikili ilişkilerimizde Normalleşme süreçlerine devam edeceğiz.
• Bölgemizde ortak serbest ticaret alanları oluşturacağız ve Türkiye'nin bir lojistik ve ticaret üssü olmasını sağlayacağız.
• Bölge ülkelerinin yeniden imarına katkı vermeye devam edeceğiz.
• Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasını, bu ülkelerde terör örgütlerinin ortadan kaldırılmasını ve Irak'ta kapsamlı ve kalıcı bir istikrarın sağlanmasını esas alan politikamızı sürdüreceğiz.
• Komşumuz Suriye'deki savaşı, bu ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği temelinde, Suriye halkının meşru beklentileri doğrultusunda çözmek için tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz.
• Suriye'nin kendi halkı ve komşularıyla barışık, terör örgütleri, vekalet savaşları, ayrılıkçı gündem ve dış müdahaleden arındırılmış bir ülke haline getirilmesi için her türlü diplomatik ve diğer tedbiri alacağız.
• Güvenli bölgelerde devam eden çatışma sonrası istikrar sağlama sürecini desteklemeye, yeni göç hareketliliğinin oluşmasını engellemeye ve Türkiye'de geçici koruma statüsünde bulunan sığınmacıların geri dönüşünü kolaylaştıracak mekanizmaları daha etkin şekilde hayata geçirmeye devam edeceğiz.
• Suriye'de BM zemininde devam eden çok taraflı çözüm sürecini ve Astana Süreci kapsamında çatışmayı sonlandırmak için oluşturulan mekanizmada etkin rol oynamaya devam edeceğiz.
• Suriye'de akan kanın durdurulması için tüm taraflarla temaslarımızı yoğunlaştıracağız.
• Irak'ı Ortadoğu'daki bölgesel istikrar açısından en önemli ülkelerden biri olarak görüyoruz. Bu kapsamda Irak'ın siyasi birliği ve toprak bütünlüğü temelinde, ülkedeki tüm kesimleri kucaklamaya devam edeceğiz. İki ülke arasında her türlü ulaşım bağlantısını arttırmak için gerekli altyapı çalışmalarına ağırlık vereceğiz.
• Irak'ta terör örgütlerinin mevcudiyetinin ve eylemlerinin sonlandırılması ile Irak'ın adeta çimentosu olan Türkmen soydaşlarımızın adil temsiliyete kavuşturulmasına yönelik çabalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.
• İran ile başta ekonomik ilişkiler olmak üzere birçok alanda yürüttüğümüz işbirliğini devam ettireceğiz. Amacımız bölgesel istikrarın ve düzenin tesis edilerek çatışmasız bir Ortadoğu'nun inşa edilmesine maksimum katkı sunmaktır. Bu amaca ulaşmak için bütün komşularımızla barışçıl diplomasiyi ilk çözüm merci olarak göreceğiz.
• Mavi vatanımızın en temel sütunlarından Doğu Akdeniz ve Ege'de, ülkemizin ve KKTC'nin uluslararası hukuktan kaynağını alan meşru menfaatlerini bütün imkanlarımızı seferber ederek koruyacağız.
• Milli davamız Kıbrıs meselesinde KKTC'ye desteğimizi sürdürerek, Kıbrıs Türklerine yönelik her türlü haksızlığa son verilmesini sağlamak üzere bir an önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin resmen tanınması için çalışmaya devam edeceğiz.
• Asrın Felaketinde yanımızda yer alan Komşumuz Yunanistan ile Ege ve Doğu Akdeniz'deki uzlaşmazlıkları diplomatik müzakereler ile çözüme ulaştırmaya çalışacağız. Bunun iki komşu ülkenin ekonomik, insani ve kültürel etkileşim ve iş birliklerini de güçlendireceğine inanmaktayız.
• Doğu Akdeniz'de istikrarlı bir düzene, adil paylaşıma ve çok taraflı ortaklığa dayanan her türlü diplomatik, siyasi ve ekonomik girişimi destekleyeceğiz. Bölgeyi bir barış ve refah havzasına dönüştürme amacıyla "Doğu Akdeniz Barış Girişimi" gibi çabalara güçlü katkı vereceğiz.
• Ukrayna'da devam eden savaşı bölgesel ve küresel istikrar için en büyük risklerden biri olarak görüyoruz.
• Tahıl Koridorunun açılmasını ve esir takasının yapılmasını mümkün kılan arabulucu rolümüzü pekiştirerek sürdüreceğiz.
• Karadeniz'de istikrarın sağlanması ve Türkiye'nin Ukrayna savaşı sonrası ortaya çıkacak olan Avrupa güvenlik ve barış mimarisinde daha etkin bir konuma gelmesi için kararlı adımlar atmayı sürdüreceğiz.
• Kafkasya bölgesinde tüm bölge ülkeleriyle "ortak menfaat alanları" oluşturarak mevcut iş birliğimizi arttıracağız ve bölgenin normalleşmesi doğrultusunda her türlü yapıcı adımı atacağız.
• Bölgedeki ticaret hatlarının işler hale gelmesi ve enerji nakil hatlarının güçlendirilmesi için yoğun çaba sarf edeceğiz.
• Azerbaycan'ın işgal altında bulunan topraklarının özgürleştirmesinden sonra barışın kapsamlı bir anlaşmayla sağlamlaştırılmasını desteklemeye devam edeceğiz.
• Komşumuz Ermenistan ile devam eden normalleşme sürecini hızlandırarak daha etkin bir komşuluk ilişkisiyle bölgesel barış ve refahın inşası için çalışacağız.
• AB ile ilişkilerimizi olumlu gündem temelinde şekillendirerek tam üyelik müzakerelerimizi sonuçlandırmak üzere adımlar atacağız. Gümrük Birliği'nin güncellenmesini sağlayacağız.
• Avrupa güvenlik ve savunma mimarisinin güçlü ve etkili bir parçası olmaya ve NATO üyeliği çerçevesindeki sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam edeceğiz. Türkiye'siz Avrupa'da güvenlik ve istikrarın sağlanması mümkün değildir.
NATO ittifakı bünyesindeki konumumuzu tahkim ederek, güvenliğin bölünmezliği ilkesinden hareketle ittifaka katkılarımızı sürdüreceğiz.
• ABD ile ilişkilerimizi karşılıklı saygı ve eşit ortaklık temelinde geliştireceğiz. Kurduğumuz stratejik mekanizmayı güçlendirerek başta PYD/ YPG, FETÖ ve yaptırımlar konuları olmak üzere ülkemizin güvenlik önceliklerine uygun somut adımların atılmasını sağlayacağız. ABD ile ekonomik ilişkilerimizde 100 milyar dolarlık hedefe önümüzdeki beş yıllık dönemde ulaşmak için kurduğumuz ekonomik mekanizmaları etkin şekilde kullanacağız. İkili ticari ilişkilerimizi daha ileri seviyeye taşıyacağız.
• Rusya ile siyasi ve ekonomik ilişkilerimizi, enerji alanındaki iş birliğimizi devam ettireceğiz. Suriye ve Ukrayna meselesi başta olmak üzere bölgesel sorunların uluslararasıhukuk ilkelerini gözeterek barışçılbirşekilde çözümünü destekleyeceğiz.
• Balkanlardaki istikrarın sağlanması ve potansiyel çatışma nedenlerinin ortadan kaldırılması için bugüne kadar benimsediğimiz çok taraflı diplomatik mekanizmaları daha etkin bir şekilde kullanarak bölgede kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışın tesis edilmesi için her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Balkan ülkeleriyle ekonomik, ticari, askeri ve kültürel ilişkileri geliştireceğiz. Bölge genelinde yaşayan soydaş ve akraba topluluklarımızın bulundukları ülkelerdeki siyasal ve sosyal konumlarının güçlendirilmesine katkıda bulunacağız.
• Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da kalıcı barış, refah ve istikrarın temini için çalışmayı sürdürecek; halihazırda yürütülen normalleşme süreçlerine milli menfaatlerimiz temelinde katkıda bulunmaya devam edeceğiz.
• Komşu, dost ve kardeş ülkelerle her alanda iş birliğimizi derinleştireceğiz.
• Filistin meselesindeki pozisyonumuz iki devletli çözüm zemininde İsrail'in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesidir. Tarihi bağlarımız ve vicdani hassasiyetlerimiz çerçevesinde Filistin davasını her vesileyle hatırlattığımız temel ilkeler temelinde desteklemeye devam edeceğiz.
• Libya'da devam eden siyasi diyalog sürecini aktif bir şekilde destekleyeceğiz. Libya halkının meşru demokratik haklarını kullanmak suretiyle ülkenin birlik ve bütünlüğünü tekrar tesis etmesi için her türlü çabayı göstereceğiz. Libya ile ülkemiz arasında imzalanan anlaşmalar çerçevesinde stratejik ilişkilerimizi her bakımdan daha da ileri götüreceğiz.
• Körfez ülkeleri arasındaki normalleşme sürecini desteklemeye devam edeceğiz. Körfez ülkeleriyle ekonomik, siyasi, askeri ve savunma alanında yürüttüğümüz ilişkileri daha da ileriye götürecek yeni kurumsal mekanizmalar oluşturacağız. Körfez İş birliği Konseyi ile ilişkilerimizi kademeli olarak stratejik işbirliği düzeyine çıkaracağız.
• Yemen'de 7 yıldır devam eden çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi için diplomatik süreçlere katkı vermeye ve insani yardım sağlamaya devam edeceğiz..
• Büyük güç rekabetinin hızlandığı bir dönemde Orta Asya bölgesi ile olan tarihi, kültürel, diplomatik ve ekonomik ilişkilerimizi derinleştireceğiz. Türk Devletleri Teşkilatı ile kurumsal düzeyde de güçlenen Türk Dünyası ile iş birliğimizi çok boyutlu olarak geliştireceğiz. Ekonomik, siyasi ve askeri-teknolojik alandaki ortak projelerle Türk Dünyası'nın istikrar ve refahına katkıda bulunacağız.
• Türk Devletler Teşkilatı'nın kurumsal altyapısının güçlendirilmesi ve kapasitesinin artırılması için genç diplomatların, kamu görevlilerin, sivil ve askeri bürokrasinin eğitimine yönelik akademiler kuracağız.
• Türk Dünyası Altyapı ve Yatırım Bankası kurarak yenilikçi endüstrilerin desteklenmesini sağlayacağız. Türk Devletler Teşkilatı üyeleri arasında ortak televizyon yayınları, sanat fuarları ve eğitim iş birlikleri ile çok boyutlu entegrasyonu teşvik edeceğiz. TDT üyeleri ile çok taraflı uluslararası kuruluşlarda eşgüdüm ve ortak tavır konusunda koordinasyona özel önem göstereceğiz..
• Onlarca yıldır, işgal, terör, dış müdahale ve istikrarsızlığın pençesinde acı çeken Afgan halkının tamamını kucaklayan bir siyasi sistemle yönetilmesi ve ekonomik hayatın düzenlenmesi için her türlü çabayı göstereceğiz. Bu bağlamda, Afgan kadınlarının başta eğitim olmak üzere toplum hayatının tüm veçhelerine katılmasına özel önem vereceğiz.
• Bu kapsamda Afganistan'a komşu ülkeler ve diğer bölge ülkeleriyle koordineli şekilde yürütülecek çok taraflı mekanizmalara desteğimizi sürdüreceğiz. Geçmişte olduğu gibi insani yardımların ulaştırılmasında öncü rol üstlenmeye devam edeceğiz.
• Bölgesel çok taraflı iş birliği kapsamında D-8, KEİT, EİT gibi örgütlerdeki etkinliğimizi artıracağız. Asya siyasetinde etkisini artıran Şangay İşbirliği Örgütü ile kurumsal temaslarımızı sistematik hale getireceğiz.
• Türkiye'nin dış politika vizyonunun üçüncü stratejik kuşağı küresel aktör ve kurumlardan oluşan küresel sistemdir.
• Küresel ve bölgesel teşkilatlarla iş birliği düzeyimizi daha da yükseltecek, görünürlüğümüzü üst seviyede sürdüreceğiz.
• Başta İstanbul olmak üzere ülkemizi, BM'nin küresel merkezlerinden biri haline getirme yönündeki çalışmalarımıza devam edeceğiz.
• İklim değişikliği, gıda güvensizliği, küresel adaletsizlik, yoksulluk, koruma sorumluluğu, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı gibi insanlığın ortak sorunlarının acil bir şekilde çözülmesi ancak BM sisteminin yeniden yapılandırılmasıyla mümkün olabilir.
• Bu minvalde Sayın Cumhurbaşkanımızın "Dünya Beşten Büyüktür" ifadelerinde vücut bulan BM reformu önerisini bütün uluslararası ortamlarda seslendirmeye devam edeceğiz. Amacımız BM reformu konusunda yeni bir uzlaşının sağlanması ve cesur bir reform paketinin hayata geçirilmesidir.
• Türkiye olarak Güvenlik Konseyi'nin mevcut yapısının değiştirilerek Genel Kurul'un daha etkin olduğu bir kurumsal mimarinin oluşturulması için çaba göstereceğiz.
• UNDP İstanbul Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi ve BM Teknoloji Bankası gibi kuruluşların proje ve program bazlı işbirliği çabalarına aktif destek sağlayacağız.
• Uluslararası kuruluşların ülkemizde yürüttüğü proje ve faaliyetlerin üst politika dokümanlarımızla uyumlu olması noktasında aktif bir izleme süreci yürüteceğiz.
• Vatandaşlarımızı ve soydaşlarımızı hedef alan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığıyla mücadelemizi tüm platformlarda sürdüreceğiz.
• İSEDAK kapsamında işbirliği çabalarına ülkelerin daha aktif katılımını sağlamaya yönelik mekanizmalar geliştireceğiz. Dijital Dönüşüm Programı, İSEDAK KOBİ programlarını etkin bir biçimde uygulayacağız. İİT Tahkim Merkezinin kurumsallaşmasını tamamlayıp uluslararası alanda tercih edilen bir tahkim merkezi haline gelmesine yönelik aktif destek sağlayacağız.
• İİT Genel Sekreteri İslamofobi Özel Temsilciliği'ne bir büyükelçimizin atanması sürecini tekemmül ettirileceğiz.
• Türk milletine ve kutsal değerlerimize karşı yöneltilen iftira, aşağılama ve düşmanlık kampanyalarını izlemek için bir kurul oluşturacağız.
• Tüm küresel platformlarda küresel bir marka haline gelen arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık faaliyetlerimizi güçlendirmeye devam edecek; bölgesel krizlerin önlenmesi ve çatışmaların barışçıl yollardan çözümünü temin etmek üzere daima diyalog ve diplomasiyi teşvik edeceğiz.
• Kitle imha silahlarının yayılması, iklim değişikliği, yoksulluk, salgın hastalıklar, doğal afetler ve düzensiz göç dahil küresel tehditlerle mücadeleye katkı sunmaya devam edeceğiz.
• Siber vatanımızı ve uzaydaki haklarımızı korumak için tüm teknolojik tedbirleri alarak gerekli yetenekleri geliştireceğiz.
• Daha adil bir dünya için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bir yandan dayanıklılığımızı artırırken diğer yandan uluslararası dayanışmayı güçlendireceğiz.
• Aktif ve fırsatları değerlendiren yaklaşımımızı sürdürürken akil, dost ve müşfik karakterimizi yansıtmaya devam edeceğiz.
• İnsani yardımlar açısından küresel anlamda lider rolümüzü güçlendireceğiz. Bu konudaki tecrübemizi genişleterek insan sermayesinin zenginleştirilmesine yönelik çalışmalara destek vermeye devam edeceğiz.
• Kalkınma iş birliğine yönelik mali, beşeri, kurumsal kapasite ve hukuki altyapımızı güçlendireceğiz. Bu imkanları toplumsal refahımızı yükseltmek için stratejik bir çerçeveye kavuşturacağız. Kamunun yanı sıra, akademi, özel sektör ve STK'ların da sürece daha aktif katılımını sağlamaya yönelik yeni araçlar geliştireceğiz. Bu kapsamda, hazırlıkları devam eden Kalkınma Yardımları Ulusal Strateji Belgesi'ni hayata geçireceğiz.
• Küresel Sağlık Mimarisinin Kovid salgınından alınan dersler çerçevesinde reforme edilmesi ve güçlendirilmesi doğrultusundaki çabalarımıza devam edeceğiz. Sağlık hizmetleri ve altyapı kapasitesi oluşturulması bakımından artık bir marka haline gelen ülkemizin tecrübe ve bilgisini diğer ülkelere de aktarma çabalarımıza hız vereceğiz.
• Gelecek nesillere karşı en büyük mesuliyetimiz olan sürdürülebilir bir çevre ve iklim bırakabilmek için Sayın Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği 2053 yılı için net sıfır emisyon ve Yeşil Kalkınma Devrimi hedefleri doğrultusunda tüm çabamızı sarf edeceğiz.
• Sıfır Atık gibi ilave yenilikçi adımlarımızla bir yandan "yeşil vatanımız"ı korurken, diğer yandan, küresel düzeydeki iklim değişikliğiyle mücadele bağlamında yumuşak gücümüzü pekiştireceğiz.
• 360 derece dış politika vizyonumuzla Batı ile Doğu'yu, Kuzey ile Güney'i dengeleyen, her coğrafyada karşılık bulan ve saygı gören dış politika söylemimizi güçlendireceğiz.
• İyiliği ve erdemi önce ülkemizde, bilahare bölgemizde ve küresel ölçekte yayacağız. Son yirmi yılda pekiştirdiğimiz bölgesel gücümüzü, küresel barış, istikrar ve refahın hizmetine sunacağız.
• Sayın Cumhurbaşkanımızın denge, dirayet, saygı, sağduyu, hüsnüniyet ve güven temelinde yürüttüğü "lider diplomasisi", mevcut ve potansiyel krizlerin çözümünde temel dış politika sermayemiz olmaya devam edecektir.
• Dış politikadaki açılımlarımızı çevremizdeki bölgelerde ve küresel düzlemde yürüteceğiz. Çok yönlü, çok boyutlu ve etkili diplomasi ile milli menfaatlerimiz doğrultusunda "Türkiye Ekseni"ni kurma çalışmalarımızı tahkim edeceğiz.
Binlerce yıllık Türk devlet geleneğinden aldığımız ilhamla, Cumhuriyetimizin ikinci asrını, diplomasinin yüzyılı yapmak üzere gayret gösterecek, milletimiz ve devletimizin hak ve menfaatlerini savunmaya devam edeceğiz. Böylelikle Türkiye Yüzyılı'nda ülkemizin etkin ve saygın küresel aktör rolünü pekiştireceğiz.
Güçlü Savunma, Güçlü Türkiye
• Küresel savunma pazarında etkili bir oyuncuya dönüşerek ülkemizin toplumsal refahını genişleteceğiz,
• Savunma Sanayii Başkanlığı ile Millî Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Milli İstihbarat Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasındaki koordinasyon ve iş birliğini daha da artırarak savunma diplomasisini güçlendireceğiz.
• Savunma diplomasisini dış politikanın önemli bir sütunu haline dönüştüreceğiz.
• Bu hedefler doğrultusunda savunma sanayiini dost ve müttefik ülkelerle ilişkilerimizin geliştirilmesinde katalizör haline getireceğiz.
Önleyici Güvenlik
• Sivil-asker ilişkilerinin demokratik denetimini daha da tahkim ederek ülkemizi bu konuda daha ileri bir noktaya taşıyacağız.
• Terörle mücadele alanında son terörist etkisiz hale getirilene ve terör sınırlarımızdan temizlenene kadar askeri alandaki mücadelemize devam edeceğiz.
• FETÖ, PKK/PYD/YPG, DEAŞ ve DHKP-C gibi terör örgütleriyle ve ülkemiz aleyhindeki propaganda faaliyetleriyle mücadelemizi aralıksız sürdüreceğiz. Sahada verilen kararlı ve etkili mücadeleyi, diplomatik gücümüzle desteklemeye devam edeceğiz.
• Terörizmle mücadelede toplum merkezli bakış açısını daha etkin şekilde kullanarak radikalleşme dahil tüm şiddet biçimlerini ve bunların nedenlerini ortadan kaldırmak için çalışacağız.
• Türkiye'nin sınırları dahil olmak üzere sınır ötesindeki unsurlarımıza tehdit oluşturabilecek her türlü güvenlik riskini minimize edeceğiz. • Türkiye'nin bölgesel ölçekli istikrar sağlayıcı güç konumunu pekiştireceğiz.
İnsancıl ve Etkin Göç Yönetimi
• Göçün yönetimi konusunda etkin bir diplomasi, sınırlarımızda etkin kontrol, önleyici bir güvenlik ve insani bir yönetim anlayışıyla hareket edeceğiz. Bu kapsamda;
• Birinci önceliğimiz yeni göç dalgalarının önlenmesi ve geçici koruma altındaki Suriyelilerin uluslararası hukuka uygun şekilde gönüllü ve güvenli bir şekilde kendi vatanlarına dönüşlerinin sağlanmasıdır.
• Düzensiz göçün önlenmesi ve ülkemize yönelik tehditlerin bertaraf edilmesi için sınır güvenliğimizi güçlendirmeye devam edeceğiz.
Türkiye Ekseni, Hemen Şimdi
• Medeniyetimizden aldığımız ilham, tarihten aldığımız güç ve geçmiş tecrübelerimiz ışığında ülkemizi Akil, Adil ve Erdemli bir güce dönüştürerek Türkiye Eksenini inşa edeceğiz.
• Türkiye Yüzyılında bu hedefe ulaşmak için;
• Bütüncül dış politikamızla milli menfaatlerimiz doğrultusunda kendi insanımız, dostlarımız, kardeşlerimiz, müttefiklerimiz ve bütün insanlığın huzuru ve güvenliği için çalışacağız.
• Atacağımız yeni adımlarla demokratik standartları yükselteceğiz.
• Küresel ve bölgesel krizlerin çözümünde etkin rol alan ülkemizi diplomasinin bütün alanlarında daha da güçlendireceğiz.
• Bütüncül dış politikamızı ekonomimizi güçlendirmek ve ticari ilişkiler ağımızı genişletmek için kullanacağız.
• Türkiye ekseni ile hem ülkemiz hem bölgemiz hem de insanlık, huzur ve istikrar bulacak.
• Haydi! Türkiye Yüzyılında daha aydınlık yarınlara...
• Hemen şimdi, Türkiye eksenini hep birlikte inşa edelim!
GÜVEN VE İSTİKRARLA HUZURLU GELECEK
28. Terörden Arınmış Türkiye'de Güvenlik ve Asayiş
• AK Parti, neredeyse kronik hale gelmiş pek çok güvenlik başlığının yanı sıra, 21. Yüzyılın ürünü yeni nesil tehditleri de insan hakları, demokrasi ve hukuk çerçevesinde geliştirilen stratejilerle ülke gündeminden çıkarmayı başarmıştır.
• AK Parti öncesinde güvenliği sadece devlet mekanizmalarını korumak şeklinde değerlendiren anlayış değişmiştir. Güvenlik, bir kamu hizmeti olarak demokrasiden güç alarak milletimizi koruyan bir anlayışla yeniden yapılandırılmıştır. Vatandaşımızın geleceğe huzurla bakması, her türlü hak ve menfaatini tam güvende hissetmesi Türkiye Yüzyılının en önemli esaslarından biri olacaktır. "İstikrarlı iç güvenlik" anlayışıyla ulaştığımız kurumsal entegrasyonu ve hizmet kalitesini kalıcı hale getirmek istiyoruz.
• "İstikrarlı iç güvenlik" temeline oturan stratejimizin en önemli bileşeni ise "önleyicilik" yaklaşımıdır. Artık sadece suçluyu yakalamayı değil, suçun işlenmesini önlemeyi hedefliyoruz. Bu sayede hem vatandaş memnuniyetini hem de kayıpları telafi için harcanan zaman ve kaynak maliyetinin önüne geçmeyi amaçlıyoruz. Ülkemizi "suçun/zararın oluşmadığı bir ülke" haline getirmek istiyoruz.
Terör Potansiyelinin Olmadığı Yeni Bir Başlangıç
• Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından kapsamlı bir model olarak çerçevesi çizilen ve "Tehdidi kaynağında yok etme", "olay sonrası değil kesintisiz operasyon", "Yerli ve milli kaynaklarla yüksek beşerî ve teknik kapasite kullanımı", "teröre karşı mücadele yanında terörizme karşı mücadele" gibi 4 temel unsur üzerine inşa edilmiş olan "Yeni Güvenlik Konsepti" başarıyla uygulanmış ve sonuç alınmıştır.
• Yeni Güvenlik Konsepti kapsamında teröre karşı ve terörizme karşı mücadeledeki en büyük yenilik, sadece olaylarla yahut terör eylemlerimin sonuçlarıyla değil; bunun yanında terörizme kaynaklık eden sebeplerle de mücadele stratejisi olmuştur.
• Yaşanan bu değişim tüm bölge insanında karşılık bulmuş ve Diyarbakır Anneleri Evlat Nöbeti olarak bilinen eylem, 03/09/2019 tarihinde tamamen sivil bir talep olarak başlamıştır. Çocukları PKK/KCK tarafından kaçırılan ailelerin HDP Diyarbakır İl Binası önünde başlattıkları ve halen sürdürdükleri kararlı bekleyiş neticesinde bugüne kadar 39 aile çocuklarına kavuşmuştur.
Teröre ve Terörizme Karşı Mücadele Vizyonumuz
• Terör faaliyetlerinin tamamen durdurulduğu huzur ortamını bu alandaki çalışmalarımızın esası olarak görüyoruz. Hukuk devleti çerçevesinde "Önleyicilik" yaklaşımıyla tüm güvenlik başlıklarında temel stratejimiz, toplumsal kaynaklarıyla birlikte terörizme karşı topyekün bir mücadeleyi kurumsallaştırmaktır.
• Teröre karşı mücadelenin yanına terörizme karşı mücadeleyi ekleyerek bu alanda önemli bir zihni dönüşüm gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Altyapı hizmetlerindeki kalite artışından eğitim ve sağlık alanındaki çalışmalara kadar kalkınma hamleleriyle, sosyal projelerle bütüncül bir anlayışla terörizme karşı mücadele esasıyla çalışacağız.
• Terörün finansmanıyla mücadelemizi derinleştireceğiz. Terör örgütlerinin sivil toplum, belediyeler gibi özgürlük ve kaynak alanlarını istismar etmelerine asla izin vermeyeceğiz. Terör örgütlerinin demokratik mekanizmaları istismarına karşı, demokrasiyi ve hukuku güçlendirmeye devam edeceğiz.
• Türkiye'nin teröre karşı mücadeledeki en büyük başarılarından birisi, yoğun tehdit ağına karşı ve farklı terör örgütleriyle eş zamanlı mücadele etmesine rağmen hukukun üstünlüğü ve insan hakları çizgisinden asla taviz vermemiş olmasıdır. Verilen mücadele yasaklar zeminine değil özgürlükler zeminine oturtulmuş, terörün "sivil toplum" gibi özgürlük alanına tahakkümü önlenmiş, silahlı operasyonlar dahil tüm mücadele devlet ciddiyeti ve hukuktan ayrılmadan gerçekleştirilmiştir. AK Parti Hükümetlerinin tamamının bu konuda gösterdiği hassasiyet, esasen bu mücadelenin başarısının altında yatan temel unsurlardan biridir. Yeni dönemde özellikle geçmişte terörden yoğun etkilenen bölgelerimizde sivil toplum kuruluşlarının kapasite gelişimlerine özel destekler vereceğiz.
Geleceğimizi Uyuşturucuya Teslim Etmedik, Etmeyeceğiz
• Türkiye Yüzyılı'nda bir küresel felaket olarak gördüğümüz uyuşturucuya karşı mücadelede temel hedefimiz, "Türkiye'nin uyuşturucu için ulaşılmaz ve yasaklı bölge olmasını" sağlamaktır.
• Uyuşturucuya karşı mücadele tarihimizde ilk kez son dönemde yaptığımız reformlarla "uyuşturucu suçunun terörle eşdeğer görülmesi" bir yaklaşım olarak benimsenmiştir.
• Uyuşturucuya karşı mücadelede bir yandan her türlü yasadışı maddenin ülkeye girişinin engellenmesi ve ülkemiz üzerinden geçen uyuşturucu rotalarının değişmesi için caydırıcı bir mücadele ortaya konulması, diğer yandan ise içerideki talebin düşürülmesi için toplumun her kesimini bilinçlendirme faaliyetlerinin arttırılmasına dönük çalışmalarımız yeni dönemde de artarak devam edecektir.
Uyuşturucuya Karşı Mücadelenin Temeli, Annelerin Yüreği
• Toplumdaki farkındalığı arttırma hedefiyle yola çıktığımız en önemli çalışmalardan biri olarak 1 milyon 168 bin 918 anne ve anne adayına ulaştığımız "En İyi Narkotik Polisi Anne" projesini görüyoruz. Diyarbakır
Anneleri'nin teröre darbe vurduğu gibi, uyuşturucuyla mücadelede de annelerin iradesi önemli bir farkındalık oluşturdu; sayılara ve hayata yansıyan sonuçlar üretti.
• İllerimizin risk durumunu hesapladığımız 62 ilde "Atık Suda Uyuşturucu Analizi" çalışmalarına da aralıksız devam edeceğiz.
• Uyuşturucuya karşı mücadelede hassasiyetle eğildiğimiz bir diğer konu da metruk binalardır. Şu ana kadar tespit edilen 125 bin 085 metruk binanın 90 bin 968'i yıkılmış, 15 bin 534'ü rehabilite edilmiş, geri kalanların da işlemler devam etmektedir.
Uyuşturucu ile Mücadele Vizyonumuz
• Dünya'daki arz ve pazar hareketliliği takip edilecek, sadece Ortadoğu değil Afrika üzerinde oluşan pazarların ülkemize olası etkileri de izlenerek Latin Amerika'dan Çin'e kadar uzanan geniş bir alanda arzla mücadele politikası hayata geçirilecektir.
• Talebi kısmayı ve yoketmeyi, tıpkı terörün yanında terörizme karşı mücadele etmek gibi, arzla mücadelenin tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Bu kapsamda özellikle ailelerle, öğretmenlerle, gençlerimize ve çocuklarımıza ulaşan tüm kanallarla temasımız ve farkındalık çalışmalarımız artarak sürdürülecektir.
• Terör örgütlerinin finansman kaynağı olarak kullanılan tüm uyuşturucu ağları ve şebekeleri, çökertilmeye devam edecek, narkoterör mücadelemiz kesintisiz şekilde sürecektir.
Güvenli Yollar, Güvenli Türkiye
• Trafik güvenliği konusunda küresel sistemle de entegre olarak yapılan tüm çalışmalar sonuç vermiş ve ülkemiz bu konuda da olumlu bir gidişat yakalamıştır. Güçlü liderlik ve uzun vadeli stratejik yönetim ile Türkiye trafikte hiçbir vatandaşın hayatını kaybetmediği ve ciddi derecede yaralanmadığı bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
• Hayata geçirdiğimiz çalışmalarla 2015 Yılına göre motorlu araç sayısında yaşanan yüzde 32, sürücü sayısında yaşanan yüzde 23 artışa rağmen 2015 yılında 7.530 olan trafikte can kaybı sayısını 2022 yılında 5.222'ye düşürdük.
Trafik Güvenliği Vizyonumuz
•Türkiye 2011 – 2020 döneminde Birleşmiş Milletler nezdinde belirlenen kazalardaki can kaybının yüzde 50 azaltılması hedefini tutturan iki ülkeden birisidir. Bu önemli başarı hem trafik yönetimindeki etkili politikaların hem de AK Parti Hükümetleri döneminde inşa edilen yüksek standartlı ulaşım altyapısının sonucudur.
• Türkiye Yüzyılında önceliğimiz, 2030 yılı hedefi olarak belirlenen trafikkazası sonucu ölümlerin ve ciddi yaralanmaların yüzde 50 daha azaltılmasıdır. "Güvenli Sistem Yaklaşımı" ve "Trafikte Sıfır Can Kaybı" ilkesi esas alınarak 2050 yılına kadar hiçbir vatandaşımızın hayatını kaybetmediği ve ciddi derecede yaralanmadığı bir ülke hedefinin gerçekleştirilmesi yolunda faaliyetlerimiz kararlılıkla devam edecektir.
• 32 İlde tamamladığımız Çocuk Trafik eğitim parklarının sayısı 81 ilimizin tamamında birden fazla olacak şekilde arttırılacaktır. İlkokuldan mezun her çocuğumuz bu parklarda eğitim almış olacaktır. Dünyanın En Güvenli Ülkesi, En Güvenli Şehirleri • 21. Yüzyılda, küresel ölçekte suçun miktarı ve çeşitliliğinde yaşanan artışa karşı teslim olmamak, önleyici bir anlayışla ve yüksek teknolojiyi kullanarak çalışmak bu alandaki faaliyetlerimizin esası olacaktır. Yeni suç türlerine karşı önleyici bir kapasite geliştirmek, suç ve suçluyla mücadelede "geç kalmamak" temel yaklaşımımız olacaktır.
• Bir yandan suç ve suçlunun takibinde kapasiteyi daha da arttırırken, diğer yandan suçun oluşmasını beklemeden, caydırıcılığı suç oluşmadan ortaya koymak, güvenliğin görünür olmasını sağlamak, asayiş sahasında suça meyilli insanların istismar edebileceği bir boşluk bırakmamak, önümüzdeki dönemin temel stratejisi olacaktır.
• Teknolojinin getirdiği imkanları kullanmanın yanı sıra, teknolojinin getirdiği Siber Suçlar ve Siber Terör gibi yeni suç başlıklarıyla da ciddi şekilde mücadele etmeyi stratejik öncelik olarak değerlendiriyoruz.
Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele
• Uluslararası ödüllü, yerli ve milli bir proje olan "KADES" uygulaması kadına yönelik şiddetle mücadelede en önemli araçlarımızdan biri haline geldi.
• Farkındalık kapsamında yaygın eğitim ve farkındalık çalışmaları bu dönemin önemli kazanımlarından biridir. "KADINA EL KAL-KA-MAZ" kampanyasıyla 8.262.794'ü aşkın vatandaşımıza ulaşıldı, 217.439'dan fazla afiş/pankart asıldı, 2.987.525 broşür dağıtıldı.
Asayiş Vizyonumuz
• Hedefimiz; her zaman olduğu gibi hukuk devleti ve demokrasi içinde hukukun üstünlüğü ilkesine ve insan haklarına sadık kalarak Türkiye'nin şehirlerini, dünyanın en güvenli şehirleri; Türkiye'yi de dünyanın en güvenli ülkesi yapmaktır. Asayiş vizyonumuz, önleyiciliği esas alan bir güvenlik yaklaşımıdır. Suçun oluşmasını önlemek, insanların zarar görmemesini sağlamak birinci önceliğimizdir.
• Siber suçlar sahasını, geleceğin önemli bir güvenlik tehdidi olarak görüyoruz. Bu konuda hem güvenlik birimlerimizin kapasitesini arttıracak planlamaları yapmaya devam edeceğiz, hem de toplum farkındalığını ve bilgi düzeyini arttırmaya dönük projelere ağırlık vereceğiz.
• İlk etapta malvarlığına karsı suçların aydınlatılmasında %60, kişilere karsı suçların aydınlatılmasında %94 aydınlatma oranlarına ulaşılması, sonrasında bu oranların %100'e ulaşacak şekilde arttırılması; önümüzdeki yılların hedefleri arasındadır.
Göç Yönetimi
• Ağır siyasal, ekonomik ve sosyal sorunlar oluşturmasının yanında 21. Yüzyılın en ciddi küresel güvenlik sorunlarından biri olarak görülen göç meselesine yaklaşımımızı; binlerce yıllık medeniyetimiz, tarihimiz ve insanlık anlayışımızla şekillendirdik.
• AK Parti hükümetleri olarak evrensel hukuk ilkelerine dayalı, kardeşliği esas alan, demokratik teamüllere uygun politikaları hayata geçirerek gelişmiş ülkelerde yükselen ırkçılık akımlarının şekillendirdiği, gerçekçi olmayan göç politikalarına itibar etmedik. Uzun vadeli stratejik çalışmalar ortaya koyduk, göç yönetiminin ihtiyaç duyduğu koordinasyonu, kurumsal ve hukuki altyapıları oluşturduk. Kaçak göçle mücadeleden, düzenli göçte "Açık Kapı" politikasına; sosyal uyum süreçlerinden "Onurlu, Gönüllü Geri Dönüş" stratejisine kadar, "Bütüncül Göç Yönetimi" anlayışını benimsedik.
• Gönüllü-güvenli-onurlu geri dönüşlerin sağlanması için bölgede kurulması planlanan 107 bin 557 briket evden 106 bin 591'i projelendirilmiş, 93 bin 778'i tamamlanmış, 82 bin 176'sına da aileler yerleştirilmiştir. 2016 yılından itibaren kamu hizmetlerinin işlerlik kazandığı, huzur ve esenliğin tesis edildiği bölgelere bugüne kadar toplamda 539 bin 332 Suriyeli; gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüş yapmıştır.
Göç Yönetimi Vizyonumuz
• Türkiye Yüzyılı'ndaki göç yönetimi hedefimiz entegre göç yönetimini hayata geçirmek ve "gönüllü-güvenli-onurlu geri dönüşlerin" sayısını artır maktır. Önümüzdeki süreçte düzensiz göçle mücadele çalışmalarımız ke sintisiz ve artarak devam edecektir. Öte yandan düzenli göçte de bir yandan uyum stratejilerimize, diğer yandan da "Onurlu, gönüllü, geri dönüş" adımlarına ağırlık verilecektir. Ülkemizdeki göçmen nüfusun toplam nüfusa oranı daha makul ve her gelişmiş ülkede olan seviyelere çekilecektir. Ayrıca göçü bahane ederek ülkemize ırkçılık anlayışlarını yerleştirmeye ve geliştirmeye çalışan provokatör çabalarla da mücadelemiz kesintisiz sürecektir.
• Yeni dönemde geçici koruma altındakilerin "Onurlu, gönüllü, güvenli geri dönüş"lerini hızlandırmaya devam edeceğiz. Bu sayede göçün olması gerektiği seviyede kalmasını ve ülkemiz için olumsuz bir gündem madde- si olmaktan çıkmasını hedefliyoruz.
• Düzensiz göçün en önemli tedbirlerinden biri olarak gördüğümüz göçü kaynağında engellemeye dönük program ve projeleri hayata geçir meye ve yaygınlaştırmaya devam edeceğiz. Özellikle büyük şehirlerimiz de göç kaynaklı mekansal yoğunlaşmaya fırsat verilmeyecek, ekonomi, tarım ve sanayi üretimi ihtiyaçları da göz önüne alınarak göçün tüm yurt sathında dengeli şekilde dağılımına özen gösterilecektir. Zorunlu insani gerekçelere dayanan göçler hariç, mevzuata uygun olmayan ve amaçsız, kitlesel veya bireysel hiçbir göç girişimine izin verilmeyecektir.
Sivil Toplumla İlişkiler
• Anadolu Medeniyeti içinde vakıflar, loncalar ve diğer sosyal yapılarla yüzyıllardır var olan sivil toplum geleneğimiz, 21. Yüzyılda AK Parti Hükümetleri döneminde, tarihimizdeki gücü ve etkinliği referans alınarakyeniden özgürleştirilmiş, gelişmesi için ihtiyaç duyduğu yasal ve yapısal araçlarla donatılmıştır.
• Türkiye Yüzyılı'nda hedefimiz; "güçlü sivil toplum güçlü Türkiye" anlayışı çerçevesinde, sivil toplumu daha da güçlendirerek demokrasimizi tahkim etmek, sivil toplum alanını istismardan korumak, katılımcılığı en yüksek düzeye çıkarmaktır.
• Ayrıca; her kademede demokratik süreçlerdeki karar mekanizmalarına sivil toplum kuruluşlarının katılımı kolaylaştırıcı ve teşvik edici adımlar atacağız. Kamu - STK diyalogları çerçevesinde karar alma süreçlerine katılım ve adil yönetişim uygulamaları için yasal düzeyden uygulamaya kadar atılacak tüm adımları destekleyeceğiz.
Türkiye, Yeni Nesil Muhtarlıklarla Tanışacak
• AK Parti; iktidara geldiği ilk günden bugüne kadar demokratik katılımcılığı olmazsa olmaz kabul ederek, bu anlamda demokrasi zincirimizin ve katılımcı yönetimimizin ilk halkası olan muhtarlarımıza yönelik çalışmalara özel önem ve öncelik vermiştir. Özellikle Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın gösterdiği hassasiyetle muhtarlarımızla afetlere karşı
mücadeleden asayiş sorunlarına kadar her alanda çözüm ortağımız olarak çalıştık.
• Türkiye Yüzyılı'nda muhtarlık kurumu, kalkınmanın itici güçlerinden biri olacaktır. Merkez ve mahalle iletişiminin en kısa ve etkin yolu olan muhtarlık, 2023 sonrasında her konuda yönlendirici, ilerlemeci ve vatan daşlarımızın sosyal hayatla ilgili tüm taleplerinin etkin takipçisi olacaktır.
• Muhtarlarımızın sadece talep alan ve talep ileten bir kamu görevlisi değil, aynı zamanda üretkenliğinin de arttırılması için, muhtarlarımız tarafından getirilecek toplum yararına projelere yönelik destek programları oluşturulacaktır.
Güçlü Nüfus, Güçlü Türkiye
• Son yıllarda bir yandan dijitalleşme ve teknoloji kullanımında attığımız adımlarla, bir yandan da yeni nüfus müdürlüğü konseptimizle vatandaşlarımıza daha nitelikli, daha konforlu, bürokratik yükü azaltılmış, kağıt kullanımı olmayan yüksek standartta bir hizmet sunma imkânına kavuştuk.
• Dünyanın geleceği, demografinin etkin yönetilmesiyle doğru orantılıdır. Kamu hizmetlerinin sunumunda veri odaklı karar alma sistemlerinin merkezinde nüfus hizmetlerinin yer alacağı bilinciyle Türkiye Yüzyılı'nda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Dijital ortama aktarılan hizmetlerin kalitesi nin geliştirilmesi ve vatandaş odaklı yaklaşımımızla iş süreçlerini sürekli iyileştireceğiz.
29. Demokratik İstikrar için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi
• 2017 Anayasa değişikliğiyle çok partili siyasi tarihimizde ilk kez sivil inisiyatifle ve halkın karar sürecine referandumla katılımıyla yasama – yürütme ilişkilerini düzenleyen bir hükümet sistemi hazırladık. Aziz milletimizin desteğiyle de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ilk uygulama dönemini geride bırakıyor. Vesayet zihniyetinin ürünü olan ve meşruiye- tini siyaset kurumuna vurulan darbelerden alan çarpık siyasal sistemler sebebiyle ülkemiz çok kıymetli yıllarını kaybetti. İstikrarsız hükümetler, kurulup yıkılan koalisyonlar, cumhurbaşkanı – başbakan gerilimleri ve as keri müdahaleleriyle sivil alan daraldı ve siyaset alanı toplumsal sorunları çözme kapasitesini kaybetti.
• 1983'ten 2002'ye dek geçen 19 yılda 13 hükümet kuruldu. Hükümetlerin ortalama görev süresi bir buçuk yıldı. Kurulan koalisyonlar peşi sıra bozulurken TBMM beş yılı doldurmadan seçimleri yenilemek durumunda kalıyordu.
• 2007 yılına gelindiğinde söz konusu istikrarsızlık zirveye ulaşmıştır. "Eşibaşörtülü bir Cumhurbaşkanı İstemiyoruz" başlıklı bir siyasi kampanyayla başlayan süreç, 367 kararıyla siyasal sistemi krize sürüklemiş bir Cumhurbaşkanlığı seçimi daha tarihte örnekleri çokça yaşandığı gibi kamusal yaşamı istikrarsızlaştırmıştır. AK Parti kadrolarının aldığı kararla Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi sağlanmış ve bir daha Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin krizin değil demokrasinin ve halk iradesinin bir parçası olması sağlanmıştır.
İki Oy Hakkı: Hükümet Doğrudan Halk Tarafından Seçiliyor
• Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni vatandaşımızın doğrudan yasamayı da yürütmeyi de belirlemesi esası üzerine inşa ettik. 24 Haziran 2018 seçimleriyle halkın önüne bir değil iki sandık koymaya başladık. Artık yalnızca Meclis değil icra organı da doğrudan halkın oyuyla belirleniyor. Hükümetler Meclisin içinden, partiler arası görüşmelerle değil doğrudan seçim sandığından çıkıyor. Böylece hükümetlerin seçmene karşı olan sorumluluğunu ve doğrudan hesap vermesini güçlendirdik. Demokrasinin en güçlü hesap verebilirlik aracı olan sandığın siyasal sistemimizdeki belirleyiciliğini artırdık. Vatandaşlarımıza hem yasama hem yürütme için iki ayrı oy hakkı tanıyarak sistemin işleyişine daha fazla müdahil olma şansı verdik. Ayrıca sadece sandıktan çıkan sonuçları belirleyerek değil; milletimiz aday gösterme süreçlerine de aktif katılımı sağlayacak haklara kavuştu. Seçmenlere Cumhurbaşkanı adayı gösterme hakkını hayata geçirerek demokratik katılımı güçlendirdik. Böylece vatandaşların siyasi partilerin adaylarıyla sınırlanmadan ayrı bir alternatif oluşturmalarına imkan tanıdık. 14 Mayıs 1950'den bu yana yaptığı tercihler ile Türkiye için her zaman en doğru istikameti çizdiğine şahit olduğumuz aziz milletimiz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ndeki tek güç sahibidir.
Gerçek bir Yasama – Yürütme Ayrılığı
• Dünya'daki örnekler ve Türkiye tecrübesi parlamenter rejimin yasa- ma ve yürütme arasındaki kuvvetler ayrılığını silikleştirdiğini gösteriyor. Hükümeti oluşturan partiler zorunlu olarak meclis çoğunluğuna sahip olduğu için yasama organları giderek Bakanlar Kurulundan gelen kanun tasarılarını onaylayan ve hükümeti denetlemekten aciz bir konuma indirgenmiştir.
• Cumhurbaşkanı Meclise kanun teklif etme yetkisine sahip değildir. Kanun yapma tekelini TBMM'nin uhdesine bıraktık. Henüz beş yıllık uygulama Meclisin kanun yapma gücünü daha etkin kullanmaya başladığını gösteriyor.
• Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sunduğu yönetimde istikrar imkanıyla seçim barajını yüzde yediye düşürdük. Ayrıca ittifak içinde seçime giren partiler için (ittifakın toplam oy oranının barajı aşması halinde) bu yüzde yedilik seçim barajı da söz konusu olmamaktadır. Bu sayede TBMM'nin temsil kabiliyetini yönetimde istikrar ilkesine gölge düşürmeden güçlendirmeyi başardık.
Kriz Değil Çözüm Üreten Hükümet Sistemi
• Vatandaşlarımızın acil çözüm bekleyen sorunlarını ve içinde bulunduğumuz coğrafyanın hızla değişen dinamiklerini göz önüne aldık ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle yürütmenin karar alma ve uygulama kapasitesini güçlendirdik. Yürütmedeki yetkili/sorumlu başbakan ile yetkili/sorumsuz cumhurbaşkanı arasındaki ikiliği ortadan kaldırdık.
• Milletimizin siyaset kurumundan beklentisinin uzayıp giden koalisyon görüşmeleri veya zayıf hükümetler olmadığını biliyoruz. Bu düşünceyle icra gücünü doğrudan halkın seçtiği cumhurbaşkanı nezdinde toplayarak hükümetleri kırılgan sayısal aritmetiklere bağımlı olmaktan çıkardık. Böylece seçimden sonraki ilk gün milletimizin teveccüh gösterdiği cumhurbaşkanının hükümet etmeye başlamasını sağlayacak bir imkana kavuşmuş olduk.
• Son beş yılda yüz yüze kaldığımız tüm büyük meydan okumalarda söz konusu etkili yürütme gücünün hızlı karar alma süreçlerindeki kapasitesi açık şekilde görüldü. Covid-19 pandemisi, yakın coğrafyamızdaki savaş ve çatışmalar, terör tehditleri ve ekonomik dalgalanmalar gibi yaşadığımız çok sayıda sınamayı yeni sistemin sunduğu araçlarla karşıladık ve bu sorunların ortaya çıkardığı tehditler bertaraf edilerek aynı zamanda oluşan fırsatların değerlendirilmesi mümkün hale geldi.
• Önceki dönemlerde yasama iradesiyle yürütmenin eğilimleri arasındaortaya çıkan farklılık ekonomik ve sosyal krizlerin oluşmasına neden oluyordu. Vesayet mekanizmalarının kendine siyaset alanında yer açtığı boşluklar da bu siyasal istikrarsızlıklar üzerine şekillenmekteydi. Yeni sistemde hem yasama hem de yürütmeye karşılıklı olarak seçimleri yenile-
me yetkisi vererek aralarında oluşabilecek krizlere karşı hem caydırıcılığı sağladık hem de uzlaşıya gidilmemesi durumunda sözü milletin hakemliğine bıraktık.
• Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değişen ihtiyaçlara cevap verme ve çağımızın değişim dinamiklerini takip edip milletimize fırsatlar oluşturma konusunda parlamenter sistemin çok ötesine geçen bir esnekliğe sahiptir. Bu esneklik kendini en fazla idari mekanizmaların hızlı şekilde organize edilmesinde göstermektedir. Bakanlıklara ve diğer idari yapılara dair hızlı güncellemelerin yapılabilmesi ve kaynakların etkin kullanımı için hantallıkların aşılması amacıyla yapılacak reformlara güç vermesi yeni sistemin en değerli katkılarıdır. İdareye dönük organizasyonel kararların yürütme alanındaki güçlü meşruiyetle alınması hızlı karar alma kabiliyetini, demokratik meşruiyeti ve esnekliği aynı anda sağlamaktadır.
Krizlerle Mücadelede Etkili Yönetim
• Türkiye'nin başardığı hükümet sistemi reformunun önemli dayanak noktalarından biri de krizler karşısında yaşadığı testler ve sistemin toplumsal talepleri siyasal kararlara dönüştürmekteki kapasitesidir.
• Parlamenter sistemin çok parçalı siyasi yapısı, cumhurbaşkanı ve başbakanlık makamının sebep olduğu çift başlı görüntü ve kırılgan koalisyonlara açık olması gibi yapısal faktörler Türkiye'nin karşılaşılan krizleri yönetme kabiliyetlerini aşındırmıştır. Her zorluk iç çatışmaları tetiklemiş, topluma mümkün cevaplar üretmesi gereken siyaset kurumu, çatışmanın bizatihi kendisine dönüşmüştür.
• Parlamenter sistemde, Yürütmeyi oluşturan Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu makamlarının bugünkü̈ Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne kıyasla düşük demokratik meşruiyete sahip ve yetikarmaşası doğuran muğlak yapısı hızlı karr almayı ve uygulamayı zorlaştırmıştır.
• Matematik zeminde kurulan ve ortaya siyasi vizyon birlikteliği koymakta güçlük çeken koalisyonlar, cesur, hızlı,etkin vekararlı politikalar uygulamasına imkan vermiyordu. İdealde sorunları çözmek için araç̧ olması gereken hükümet, sorunların çözümsüzlüğü pahasına ayakta tutulması gereken bir aygıt haline dönüşmüştü.
• Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve %50+1 seçim sisteminde ise durum tam tersidir. Yürütmenin yüksek demokratik meşruiyete sahip olması, keskin kuvvetler ayrılığı sebebiyle parlamentodaki herhangi bir sıkıntının yürütmenin varlığına doğrudan bir etkisinin olmaması, hükümetin siyasi sorumluluğunun ve yetkilerinin doğrudan halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı'nda toplanması beraberinde hızlı, kararlı, etkin ve cesur politikalar takip edilebilmesine zemin hazırlamıştır.
• Haziran 2018'den bu yana ülkemiz döviz kuru saldırısı, pandemi, sel,yangın ve depremlerden oluşan doğal afetler, Rusya – Ukrayna Savaşı,küresel enflasyonun etkileri, göç krizi başta olmak üzere çoğunluğu küresel gelişmelerden kaynaklı krizlerle sınanmıştır. Ayrıca iklim değişikliğiyle mücadele, yeşil enerji dönüşümü ve düzensiz göçlerle mücadele gibi etkileri sınırları aşan sorunlar yerleşik ekonomi politik düzenin büyük dönüşümler yaşamasına neden olmaktadır. Hızlı, etkin ve demokratik meşruiyeti yüksek bir iradenin alacağı kararlar söz konusu krizlerin başarılı şekilde yönetilebilmesini sağlayabilir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin gücü de farklı boyutları içerisinde barındıran sorun alanlarını yönetirken idarenin çok sayıda birimini eşgüdüm halinde çalıştırmasından kaynaklanmaktadır.
• Yaşanan krizler karşısında Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ilgili bakanların ayrı eğilimlerde olduğu bir siyasi yapı içerisinde ülkeyi ilgilendiren önemli meselelerde tüm bakanların oy birliğinin gerektiği, parlamenter sistemin seçim esaslarından dolayı hiçbir makama tam bir demokratik meşruiyet sağlamadığı bir denklemde krizlere karşı aynı oranda dayanıklı ve karar süreçlerinde istikrarlı olmayı başaramazdık.
Türkiye Yüzyılı'nda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi: Vizyon ve Yeni Hedefler
• Dünya'nın yaşadığı büyük dönüşümlerde yenilikçi ve adil bir yaklaşımı hakim kılmak amacıyla başarmamız gereken çok sayıda hedefimiz var. Değişimin yönetimi için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni uygulama- dan elde ettiğimiz sonuçlardan ve çağın sunduğu yeni imkanlardan ilham alarak sürekli geliştireceğiz.
• Demokratik bir ülkenin hükümet sistemi bakımından en önemli metni, şüphesiz Anayasadır. Yapılan değişikliklere ve yıllar içerisinde atılan sivil alanı genişletici adımlara rağmen hala darbe ruhunu taşıyan bir anayasanın yürürlükte olmasını büyük bir eksiklik olarak değerlendiriyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne dair reformlarımızı da içerecek şekilde Yeni Anayasa'yı hayata geçirmeyi ülkemizin demokratik gelişimi bakımından en değerli öncelikleri arasında görüyoruz. Çoğulcu ve katılımcı bir anlayışla yeni dönemde TBMM çatısı altında tüm taraflarla bu çalışmayı hayata geçirmekte kararlıyız.
• İlk dönemini geride bıraktığımız yeni hükümet sisteminin uygulamalarını tüm yönleriyle değerlendirdik.
Erdoğan: TCG, kendi alanında dünyanın ilk savaş gemisidir
Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'soğanlı' muhalefet
Erdoğan Pendik'te Millet İttifakı'na çattı: Gündemleri kavga
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
borsaningundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.com verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.com sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (05:22)