E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemErdoğan: AP'nin kararının kıymeti harbiyesi yok---

Erdoğan: AP'nin kararının kıymeti harbiyesi yok

Erdoğan: AP'nin kararının kıymeti harbiyesi yok
07 Temmuz 2017 - 05:05 borsaningundemi.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Parlamentosu'nun “Türkiye-AB üyelik müzakereleri askıya alınsın” kararını G-20 için Hamburg'a gidişinde uçakta değerlendirdi

Hamburg’da bugün başlayacak G-20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere Almanya’ya giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uçakta Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli’nin de aralarında bulunduğu gazetecilerin soruları yanıtladı. Küresel ekonomik işbirliğinin ana platformu haline gelen G-20’de yapılan görüşmelerin ve alınan kararların büyük önem taşıdığını vurgulayan Erdoğan, “İnşallah bu toplantıda küresel ekonominin mevcut durumunu masaya yatıracak; büyümeyi, ticareti, yatırımları ve ekonomiyle ilgili diğer konuları istişare edeceğiz” dedi.

Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli’nin haberine göre zirvenin gündemlerinden birinin de mülteciler olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, “Mültecilere ilişkin bizim perspektifimiz, bu meselenin hem orta ve uzun hem de kısa vadeli yönlerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğidir. Kısa vadede, uluslararası dayanışma ve yardımlaşmayı bir an önce tesis etmeliyiz. Orta ve uzun vadede ise insanları göçe zorlayan esas sebepleri ortadan kaldıracak adımlara yönelmeliyiz. Yüksek sınır duvarları ve dikenli tel örgüler arkasına saklanarak huzur aranmaz. Hamburg’da bu hususların altını çizeceğiz” diye konuştu.

‘KÜRESEL İSTİKRARA EN BÜYÜK TEHDİT TERÖRDÜR’

Bugün küresel istikrarı tehdit eden en ciddi belanın terör ve teröristler olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları ifade etti: “Son saldırılar, dünyanın hiçbir ülkesinin terör tehdidinden uzak olmadığını göstermiştir. Bakınız biz yıllardır, terörle mücadelede ilkeli, tutarlı ve kararlı bir duruş sergilenmesi gerektiğini vurguluyoruz. Farklı gerekçelerle teröre şaşı bakmanın, eli kanlı caniler arasında ayrım yapmanın yanlışlığını ifade ediyoruz. Unutulmamalıdır ki; terörle çuvala giren, ısırılmaktan kurtulamaz. Ülke olarak, gerek DEAŞ, gerek PKK-PYD, gerekse FETÖ konusunda, muhataplarımızı bilgilendirmeye, uyarmaya devam edeceğiz.”

Liderlerle ikili görüşmelerde özellikle Ortadoğu ve Körfez bölgesindeki son gelişmelere değineceğini belirten Cumhurbaşkanı, “Katar meselesi gündemimizde olacak... Körfez’deki kardeşlerimiz arasında gerginlik, kırgınlık, kriz arzu etmediğimizi her fırsatta ifade ettik, ediyoruz. Suriye politikamızı, beklentilerimizi de bu zirve vesilesiyle muhataplarımıza bir kez daha aktaracağız. Rakka operasyonunda taşeron rolü verilen terör örgütünün yol açtığı sıkıntıları, işkenceleri, insanlık dışı zulümleri hep beraber izliyoruz. Temennimiz; yanlışta ısrar edilmemesi” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorulara yanıtları ise şöyle:

- Almanya intihar ediyor demiştiniz? Bu değerlendirmelerinizin Merkel ile yapacağınız görüşmeye yansıması nasıl olur?

Bunca yıldır sizlerle beraberim. Sadece Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak 15 yıllık aktif siyaset sürecim var. Biliyorsunuz ben hiçbir sözümü sakınmam. Almanya’da yaşanan bazı olaylar maalesef üzücü. Mesala, Alman Başbakanlığı’nın önünde bir aracın üzerine benim, Putin ve Suud Kralı Selman’ın resimlerinin konulup suikast çağrısı yapılan bir pankart açılması... Bu Alman polislerinin gözü önünde, medyanın huzurunda yapılıyor. Bu tür şeylere müsaade edilmesi büyük felaket. Hem dost olacağız hem NATO’da müttefik olacağız hem de bu tür şeylere müsaade edilecek, terör örgütlerine göz yumulacak. Almanya’nın adeta teröristlere yataklık eden bir ülke görüntüsü vermesi üzücü. Nitekim Alman gizli polis teşkilatının son raporu da bu endişelerimizi doğrulat nitelikte. O raporda PKK’lıların mevcudiyeti, orada büyük miktarda haraç topladıkları itiraf ediliyor. Bunu ben de sürekli dile getiriyorum. Almanya Şansölyesi’ne 4 bin 500 dosya verdim, bir netice almış değiliz. PKK’lılar hâlâ Alman polisinin güvencesinde, orada en işlek caddelerde yürüyüşler yapabiliyorlar. Buna karşılık bizim ise orada soydaşlarımızla buluşmamıza engeller çıkarıyorlar. “Böyle bir şeye müsaade edemeyiz” diyorlar. Ben de tüm bunlar karşısında diyorum ki, bu tutum bir siyasi intihardır! Tüm bunları elbette Merkel’le yapacağım görüşmede de dile getireceğim.

- Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile yürütülen tam üyelik müzakerelerinin askıya alınması yönündeki kararı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bunun bir kıymeti harbiyesi yok. Bu karar bizi bağlamaz.

‘KATAR’IN ÖNÜNE KONULAN 13 MADDE SİYASİ İNTİHAR’

- Körfez’deki gerilimde Türkiye, Katar’ın hakkını korurken, Suudi Arabistan ve diğer ülkelerle ilişkimizin zarar görmemesine de özen gösteriyor. Bu gerilim Suudi Arabistan’la ilişkilerimizin bozulmasına neden olabilir mi? Çünkü diğer ülkeler Türkiye’ye aynı özeni göstermiyor gibi...

Biz, kendimizden sorumluyuz. Şüphesiz ki biz dostlarımızla münasebetlerin bozulmasını istemeyiz. Ancak zulme de rıza gösteremeyiz. Benim karakterim ve inancım bu. İlkelerimize riayet etmeyeceksek, batsın bu siyaset! Zulme rıza gösterilemez. Doğruları söylemekten çekinmemek lazım. Ben Katar’ın önüne konulan 13 maddeye baktığım zaman, bunu da bir siyasi intihar olarak görüyorum. Bunların ne devletler hukukunda yeri var ne de uluslararası ilişkilerde yeri var. Katar’a adeta “Sen devlet değilsin” denilmek isteniyor. Bu iş değil. Hem “Basın özgürlüğü” diyorlar hem “El Cezire’yi kapat” diyorlar. Basın özgürlüğünü savunanlar nerede? Bir tek Birleşmiş Milletler’den itiraz geldi, “Kabullenmek mümkün değil” dediler.

Mesela “Türk üssü kapatılsın” deniliyor. Ama ABD’nin, Fransa’nın üslerine bir şey dedikleri yok. France 24 kanalı bana bu üs meselesini sordu. “Jest olsun diye çekilir misiniz?” diye sordu. Ben anlaşmamıza sadık olduğumuzu belirttim. Niye çekilelim? 13 maddeyi verenler istedi diye çekilmeyiz. Bu Katar ile Türkiye arasında bir konu. Dolayısıyla böyle bir şeyi ancak Katar isterse, ancak Katar’a jest olsun diye yaparız... Katar’ın cevapları yerinde. Mesela, CENTCOM ve Fransa’nın Katar’da üs kurmak için Körfez İşbirliği Konseyi’nden izin almadıklarına dikkati çekiyorlar. Biz haklının yanında olmalıyız. Uluslararası camia bu gerilime sessiz kalmamalıdır. Bu, uluslararası hukuku da ilgilendiren bir konudur. Katar’a “Terör devleti” demek de büyük iftiradır.

- “Bizim için kıymeti yok” dediniz ama Avrupa Parlamentosu kararı bir ilk olma özelliği taşıyor. Merkel’le görüşmenizde bu konu da ajandanızda yer alacak mı?

Bu konu benim gündemimde yok. Ajandama alırsam önem vermiş olurum.

‘BATI’NIN DARBECİLERİ HİMAYE ETMESİNİ DOĞRU BULMUYORUZ’

- MİT TIR’ları konusunda ilginç bilgiler açıkladı başsavcı. Kumpası organize edenlerin ABD diplomatik temsilcilikleriye görüşme yaptığı konuşuldu. Adil Öksüz iddianamesinde de benzer bir durum söz konusu. Değerlendirmeniz nedir?

Bu sorduğunuz halen devam eden yargılamayla ilgili bir konu. Ancak Batılılar FETÖ konusunda dikkatli olmalılar. Mesela Avrupa Parlamentosu’nun raporunda bu hususta çelişkiler de var. Bir taraftan darbe girişimini kınıyorlar, diğer taraftan da iltica eden FETÖ mensuplarına kapısını açan ülkelere teşekkür ediyorlar. Bu nasıl iş? Biz Batılı müttefiklerimizi bu örgütün tehlikeli olduğu hususunda sürekli uyarıyoruz. Buna ABD de dahil. Orada 400 dönüm arazi, terörstbaşının kullanımında. Charter okullar sayesinde yıllık 750 milyon dolar gelirleri var. Bu örgüt yarın onların da başına bela olacak. Hem insan yetiştiriyor hem de parasal kaynak elde ediyorlar. Biz gerekli uyarıları yaptık, yapıyoruz. Obama’ya da söyledik, Trump’a da. Avrupalılara da söylüyorum. Teröre bulaşanları, darbeye karışmış olanları Batı’nın himaye etmesini doğru bulmuyoruz.

- 15 Temmuz yargılamalarının ağır yürüdüğüne ilişkin şikâyetler var. Değerlendirmeniz nedir?

Yargı süreci devam ediyor. Enis Berberoğlu ile ilgili verilen karar önemli bir adımdır. Bağlantısı nedir? Yurtdışına kaçmış olan kişidir. Servisi yapan bu. Bunun dışında birinci mahkemelerden çıkan kararlar var. Bunların temyizi mümkün olduğu için dikkati çekmiyor. Yıl sonuna kadar ciddi manada mahkûmiyet kararları gelecektir diye düşünüyorum.

- 15 Temmuz tarihinin demokrasi bayramı şeklinde kalması için çağrınız olur mu?

Bizim planımız 29 günlük demokrasi nöbeti değil. “11’inden itibaren Türkiye genelinde tüm teşkilatlarda hatm-i şerifler indirilsin” dedik. 14 Temmuz’da Ankara’da Külliye’de Millet Camii’nde cuma namazını müteakiben bunların duası yapılacak. Ayın 15’inde Meclis’te özel gündemle bir toplantı yapılacak. Ben de askeri erkânla beraber katılacağım. Oradan istanbul’a hareket edeceğim. İstanbul’da o saatte Anadolu yakasında girişte sağ tarafta şehitlerimiz için makam yapıldı. 250 selvi var yol güzergâhında. Her şehidin altında künyesi var. O makamın ayetle çerçevelenmiş ortak bir girişi olacak. Her biri 5.5 metre yükseklikte farklı girişleri olacak. İnşallah belli bir süre sonra mimarımız uygun bir yeri belirledi, orada bir müze de planlıyoruz. Şehitlerin objelerini sergilemek gibi bir düşüncemiz var. Benzerini Ankara’da Külliye’nin karşısında yapıyoruz. Orada bizim tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak ile sembolleşen bir makam söz konusu. Tepesinde hilal ve yıldız var. Orada da şehitlerin isimleri olacak. Açılışını ise 16 Temmuz’da yapacağız. Millet Camii’nde sabah namazı kılıp gelip oranın açılışını yapacağız. O gün bazı etkinlikler saat 24.00’e kadar tüm illerde devam edecek. Saat 24.00’te etkinlikleri bitireceğiz. 2 gün içinde tüm vatanda etkinlikler olacak.

‘YÜRÜRKEN KAMU DÜZENİNİ BOZUYOR’

- CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Adalet Yürüyüşü’nü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben Kılıçdaroğlu’nun bir adalet anlayışına sahip olduğunu düşünmüyorum. Şu anda yürüyor. Yürürken aslında kamu düzenini de bozuyor. Halbuki yürümek yerine pekâlâ miting yapabilir. Niye yapmıyorsun? Tutturmuş adalet. Senin adaletle ne işin var? Biz partimizi bunun üzerine kurduk...

Bu kadar adil isen sen kendi partinde genel başkanlığa aday olanları ne diye anında yedin? Grup toplantısında kendisine itiraz eden için “Atın bu adamı” diyen o değil miydi? Hani adildin? Bunların siyasi geleneğinde bu var. Mesela merhum Ecevit, Başbakanlığı döneminde Merve Kavakçı’yı sadece başörtüsünden dolayı Meclis’ten attırdı. “Atın bu kadını” dedi. Neydi Kavakçı’nın suçu? Başörtülü olmak. Hani adalet? Partimizin kapatılma girişimi esnasında ne dediler? O zamanki genel başkanları “Hamdolsun ki Ankara’da yargıçlar var” dedi. Meclis’te tek başına iktidar olan bir partinin kapatılması için Anayasa’nın 138. maddesini de ihlal ederek tavsiyede bulundu: “Hamdolsun ki Ankara’da yargıçlar var!”

Üzerinde adalet yazan tişörtle yürümekle adalet gelmez. Yolu kapatarak o güzergâhı kullananları adeta isyan ettiriyorlar. O sıcakta saatlerce trafikte kalanlar var. Buna rağmen koruma altına alıyoruz. Kimler kimlerle yürüyor? PKK örgütünün arkasında olduğu siyasetçilerle bunlar omuz omuza yürüyorlar. Milletimiz tüm bunları görüyor, gerekli değerlendirmeyi yapar.

- Afrin konusu masaya gelecek mi? Almanya’da Putin ile de görüşeceksiniz. Türkiye’nin Rusya’dan talepleri ne olacak?

Çatışmasızlık bölgelerine ilişkin atılacak adımlar zaten harita üzerinde de belli. Rusya’nın bu konuda bir rahatsızlığı yok. Biz Rusya ile bu bölgeyi belirlemişiz. Afrin’den bize olan saldırılar Rusya’nın kontrolü dışında olan olaylardır. Biz de bunlara angajman kuralları içinde karşılık vermeye devam ediyoruz. Bu Azez bölgesi ve Mümbiç için de geçerlidir. ABD Başkanı Donald Trump’la zaten telefonda yeni görüştük. Hamburg’da bir görüşme fırsatı olur mu, bilemiyorum. Ama ABD Dışişleri Bakanı Tillerson ile pazartesi günü İstanbul’da zaten görüşeceğiz.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)