Enflasyonist ortamda nasıl hareket etmeli

Enflasyon hız kesmek bir tarafa daha da ivme yükseltti. Şubat ayında TÜFE aylıkta yüzde 4,81 olurken yıllık oran yüzde 54,44’e çıktı. 2021 TÜFE oranı ise yüzde 36,08 idi. 2020 yılında oluşan TÜFE’nin de yüzde 14,60 olduğu nazara alındığında özellikle son bir yılda fiyatlardaki artışın ciddi bir artış trendine girdiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Enflasyon her tarafta yayıldı

Pandemi ile birlikte piyasaların çökmemesi gayesiyle piyasaya pompalanan likidite şimdilerde global ölçekte enflasyon olarak ekonomilerin karşısına çıkıyor. Amerika’da yıllık enflasyon yüzde 7,9 olurken son 40 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Keza Avrupa ülkelerinde de yıllarca görülmeyen enflasyon oranları söz konusu.

Ülkeler  enflasyonla farlı araçlarla mücadele ederken Rusya’nın Ukrayna’yı işgali bu mücadeleye ciddi bir darbe vurdu. İşgal özellikle petrol fiyatını ciddi miktarda artırdı. Aralık ayında Brent petrolün varil fiyatı 70 dolar seviyelerindeyken şimdilerde 110 doların üzerinde işlem görüyor. Dahası savaşın bitme ihtimali bir tarafa bölgeye yayılma riski tedirginliği düşürmüyor. ABD ve Avrupa ekonomik yaptırımlarla sıcak çatışmanın yayılmasını engelleyip Putin’i dizginlemeye çalışıyor. Ancak bu durum global ölçekte enflasyonu düşürmeye yetmiyor. Rusya’nın karşı aksiyon tehditleri gerilimi körüklüyor. Sonuçta ise herkes günlük hayatta fiyat artışlarını hissediyor.

Reel kazanca odaklanmalı

İster sermaye piyasalarında birikimlerin değerlendirilmesi olsun isterse reel sektörde ticari gelir çabası olsun her iki halde de getiriler hesaplanırken enflasyon oranı göz önünde bulundurulur. Zira enflasyona göre elde edilen kazancın reel getiri sağlayıp sağlamadığı önemlidir. Bunun içinde oluşan gelirin enflasyon ile kıyaslanması ve bu oranın üzerinde gerçekleşmesi bakılması gereken bir noktadır. Geçtiğimiz yıl yüzde 36,08 olan TÜFE Şubat 2022’de yıllık bazda yüzde 54,44’e çıktı. Enflasyondaki yukarı eğilimin sürmesi getiri arayışını daha sıkı tutmayı gerektiriyor.

Aşağıda yer alan Endeks grafiğine göre borsanın özellikle Mart 2020’den itibaren ciddi bir prim yaptığı gözleniyor. Ancak bu grafiğe bakarken 2020 yıl sonu enflasyonun yüzde 14,60 ve 2021 yıl sonu enflasyonunun yüzde 36,08 olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor.  

Global ölçekte riskler devam ediyor. Başta petrol, ham madde,  buğday ve diğer emtialar olmak üzere girdi maliyetlerindeki artışların sürme ihtimali göz ardı edilmemeli. Buna ülkemiz bazında artan doları ilave etmek gerekiyor. Gelişmeler enflasyondaki ivmenin devam edeceğine yönelik.

Yatırımcılar ne yapmalı

Yüksek enflasyonun olduğu bir ortama girdiğimiz muhakkak.

Sofraya gelen gıda ürünlerinden, kiraya ya da satın alınmak istenen daireye kadar emtialarda ciddi bir artış var. Aynı şekilde petrol ve buna dayalı ürünlerde ya da otomobil fiyatlarında artış hızı yüksek. Enflasyonist sürecin kısa zaman aralığında geride kalmayacağı anlaşılıyor.

Bu şartlar altında borsada yatırım yapanların getirilerinin en az enflasyon oranında gerçekleşmesi şart.

Yatırımcıların getiride enflasyonu yakalayabilmeleri için enflasyonist ortamda fiyat artışı daha hızlı olan ürünlerin ticaretini yapan ya da üreten firmaları takip etmelerinde yarar var.

Enflasyon beklentisi yüzde 40'ı aştı

Piyasalarda enflasyonist kaygı

FED kontrolsüz enflasyonu nasıl dizginleyecek?

Yatırımcılar resesyon ihtimalini yok saymamalı

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.