Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun 2013 sonunda orta noktası yüzde 6,2 olmak üzere yüzde 5,2 ile yüzde 7,2 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini belirterek, "Enflasyon tahminlerimize temel oluşturan varsayımları ve dışsal koşulları bir arada değerlendirdiğimizde, temelde döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki gelişmeleri göz önüne alarak, 2013 yıl sonu enflasyon tahminimizi 0,9 puan yukarı yönlü güncelledi" dedi.
Başçı, Merkez Bankasında düzenlediği basın toplantısıyla Enflasyon Raporu'nu açıkladı.
Orta vadeli tahminleri oluştururken, yakın dönemde küresel düzeyde para politikalarına ilişkin artan belirsizlik ve zayıflayan sermaye akımları karşısında, para politikasının temkinli ve esnek duruşunu koruduğu bir çerçeveyi esas aldıklarını ifade eden Başçı, diğer bir ifadeyle tahminlerinin, likidite politikasının genel olarak sıkı tutulduğu ve faiz koridorunun gerektiğinde aktif olarak kullanıldığı bir çerçeveyi temel aldığını söyledi.
Kredilerin yıllık büyüme oranının ise önümüzdeki dönemde kademeli olarak yavaşlayarak, 2014 yılının ortalarında yüzde 15 düzeyine ineceğini varsaydıklarını aktaran Başçı, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede, enflasyonun 2013 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,2 olmak üzere yüzde 5,2 ile yüzde 7,2 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. 2014 yıl sonu tahminimiz ise orta noktası yüzde 5 olmak üzere yüzde 3,3 ile yüzde 6,7 aralığında yer alıyor. Özetle enflasyon tahminlerimize temel oluşturan varsayımları ve dışsal koşulları bir arada değerlendirdiğimizde, temelde döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki gelişmeleri göz önüne alarak, 2013 yıl sonu enflasyon tahminimizi 0,9 puan yukarı yönlü güncelledik. Küresel ekonominin zayıf görünümü ve iç talebin ılımlı seyri nedeniyle söz konusun gelişmelerin 2014 yıl sonu enflasyonu üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağını tahmin ediyoruz.
Enflasyonun kısa vadede enerji fiyatlarındaki baz etkisi kaynaklı olarak dalgalı bir seyir izlemesini bekliyoruz. Bu çerçevede yıllık enflasyonun temmuz ayında, bu yılın tepe noktası olan yüzde 9 civarına ulaştıktan sonra ağustos ayından itibaren aşağı yönlü bir eğilim sergileyeceğini tahmin ediyoruz. Enflasyonun yıl sonunda yüzde 5 hedefinin sınırlı bir miktar üzerinde gerçekleşmesini beklemekle beraber, 2014 yılının başlarında yüzde 5 hedefine yaklaşacağını öngördüğümüzü vurgulamak istiyorum. Bunun sebebi 2013 yılı ocak ayında tütün fiyatlarında gözlenen yüksek artışın yıllık enflasyon üzerindeki etkisinin önümüzdeki yılın başında büyük ölçüde ortadan kalkacak olmasıdır."
-Çekirdek enflasyon göstergeleri- Başçı, "H" ve "I" çekirdek enflasyon göstergelerinin ise son dönemdeki döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkilerine bağlı olarak yılın üçüncü çeyreğinde sınırlı bir yükseliş gösterdikten sonra yıl sonuna kadar genelde yatay bir seyir izlemesini beklediklerini bildirdi.
Bahsettiği tahminlere ek olarak Enflasyon Raporu'nun "Riskler" bölümünde enflasyon görünümüne ve küresel ekonomiye dair alternatif senaryolara da değindiklerini dile getiren Başçı, temel olarak önümüzdeki dönemde küresel likidite koşullarının para politikası duruşu üzerinde belirgin rol oynayacağından bahsettiklerini bildirdi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 2013 yılı sonu itibarıyla kredilerin yıllık büyümesinin referans oranın üzerinde gerçekleşmesini beklediklerini bildirdi.
Başçı, Merkez Bankasında düzenlediği basın toplantısında Enflasyon Raporu'nu açıkladı.
Konuşmasında küresel iktisadi görünüme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başçı, bu yılın ikinci çeyreğinde küresel parasal politikasına ilişkin gelişmelerin finansal piyasalar üzerinde belirleyici olduğunu ifade etti. ABD Merkez Bankası'nın tahvil alımlarını yakın bir gelecekte azaltabileceğine dair verdiği sinyallerin, mayıs ayından itibaren gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışına yol açtığını belirten Başçı, son dönemde küresel iktisadi faaliyet zayıf seyrini korurken, küresel büyümeye dair tahminlerin aşağı doğru güncellenmeye devam ettiğini söyledi.
Son aylarda sermaye hareketlerinde gözlenen oynaklığın kredi ve beklenti kanalı üzerinden gelişmekte olan ülke ekonomilerine dair aşağı yönlü riskleri artırdığını dile getiren Başçı, "Böyle bir konjonktür hem fiyat istikrarını koruyabilmek hem de finansal istikrarı gözetebilmek açısından çok araçlı ve esnek bir politika çerçevesine sahip olmanın önemini bir kez daha ortaya koyuyor" değerlendirmesinde bulundu.
Başçı, Merkez Bankasının 2010 yılının sonlarından itibaren makro ekonomik riskleri de gözeten esnek para politikasını uygulamaya devam ettiklerini anımsatarak, altın hariç cari dengede 2012 yılında kayda değer bir düzelme görüldüğünü vurguladı. Başçı, "Kısa vadede altından kaynaklanan baz etkisiyle cari açıkta sınırlı bir yükseliş görebiliriz ancak ana eğilimde bir bozulma beklemediğimizi, hatta yılın ikinci yarısında altın hariç cari dengenin istikrarlı bir şekilde iyileşeceğini tahmin ettiğimizi vurgulamak istiyorum" diye konuştu.
"Likidite politikasını sıkılaştırdık" Para politikasındaki gelişmeleri değerlendiren Başçı, 2012 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren kademeli olarak parasal genişlemeye gittiklerini anımsattı. Bu yılın mayıs ayına kadar kısa vadeli faiz oranlarını daha düşük seviyelere indirirken, Merkez Bankası ortalama fonlama faizini düşürdüklerini, rezerv opsiyonu kat sayılarını kademeli olarak artırdıklarını ifade eden Başçı, böylece hızlı sermaye girişlerinin makro ekonomik istikrar üzerindeki olumsuz etkilerini sınırladıklarını anlattı. Başçı, şöyle devam etti:
"Son dönemde küresel para politikalarına karşı artan belirsizlikler, bütün gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi bizde de sermaye akımlarında ciddi oynaklığa yol açtı. Mayıs ayının sonlarından itibaren ise küresel gelişmeler para politikası duruşunu değiştirmemizi gerektirdi. Bu dönemde küresel para politikalarına dair artan belirsizlikler, bütün gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi bizde de sermaye akımlarında ciddi oynaklığa yol açtı. Bu gelişmenin Türk Lirasında aşırı değer kaybına ve finansal piyasalarda dalgalanmalara yol açması üzerine piyasaya verdiğimiz likiditenin kompozisyonunu değiştirerek likidite politikasını sıkılaştırdık."
Başçı, son aylarda enflasyonu artıran birden fazla unsurun aynı dönemde ortaya çıkmasının kısa vadede enflasyonun öngörülenden daha yüksek seyretmesine neden olduğunu belirterek, bu gelişmelerin fiyatlama davranışlarında bozulmaya yol açmasını engellemek ve finansal istikrarı desteklemek amacıyla temmuz ayı toplantısında faiz koridorunun üst sınırını 75 baz puan artırma kararı aldıklarını hatırlattı. Başçı, ek sıkılaştırma dönemlerinde faiz koridoru ve likidite politikasının etkisini güçlendirmek amacıyla bazı ilave düzenlemeler yaptıklarını da dile getirerek, "Bu noktada, enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para politikasının temkinli duruşunu koruyacağımızı ve gerektiğinde ek parasal sıkılaştırmaya gidebileceğimizi vurgulamakta fayda görüyorum" şeklinde konuştu.
Başçı, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı etkileyen gelişmeleri yakından takip ederek Türk lirası likiditesinin kompozisyonunda gereken ayarlamaları yapabileceklerini vurguladı.
"Koridorun üst sınırını artırmamız fiyat istikrarı açısından gerekli" Merkez Bankası Başkanı Başçı, sermaye girişlerinin yoğun olduğu dönemlerde parasal sıkılaştırmanın yerli para üzerindeki aşırı değerlenme baskısını daha da artırarak finansal istikrarı olumsuz etkileyebildiğine, mevcut durumda ise Türk lirasının aşırı değerli olma noktasından oldukça uzak olması nedeniyle böyle bir sakıncanın söz konusu olmadığına dikkati çekti. Başçı, "Kedilerdeki artışın halen referans değerin üzerinde seyrediyor olması parasal sıkılaştırmanın bu kanaldan finansal istikrarı da destekleyeceğine işaret ediyor. Sonuç olarak böyle bir konjonktürde koridorun üst sınırını artırmamızın hem fiyat istikrarı açısından gerekli hem de finansal istikrara katkıda bulunuyor" diye konuştu.
Son yaşanan gelişmelerin finansal koşullar üzerindeki etkisinin, beklendiği gibi bir miktar sıkılaştırıcı yönde olduğunu bildiren Başçı, şöyle devam etti:
"Son dönemde kredi faizleri de yukarı yönlü bir hareket sergiledi. Likidite koşullarına daha hızlı tepki veren ticari kredi faizlerindeki yükseliş daha belirgin olurken, tüketici kredisi faizlerindeki artış daha sınırlı oldu. Bankaların Türk lirası fonlama maliyetini temsil eden mevduat, para takası ve TCMB ortalama fonlama faizi ile bankalarca ihraç edilen bono ve tahvil faizleri de belirgin olarak yükseldi. Öte yandan, son aylarda sermaye akımlarındaki yavaşlamaya rağmen krediler güçlü seyrini devam ettirdi. Temmuz ayı itibarıyla toplam kredilerin artış eğilimi geçtiğimiz yılların ortalamasından daha hızlı bir büyümeye işaret ediyor. Bu gelişmeler sonucunda yıllık kredi artış oranları da referans değer olarak açıkladığımız seviyenin belirgin olarak üzerinde seyrediyor. Finansal piyasalardaki belirsizliğin artmasına bağlı olarak hem kredi arzının hem de kredi talebinin büyüme hızlarında bir miktar yavaşlama gözlenebileceğini tahmin ediyoruz. Bununla birlikte 2013 yılı sonu itibarıyla kredilerin yıllık büyümesinin referans oranın üzerinde gerçekleşmesini bekliyoruz."
"Temel enflasyon göstergeleri yatay bir görünüm sergiledi" Erdem Başçı, yılın ikinci çeyreğinde finansal koşullarda bir önceki çeyreğe kıyasla sınırlı bir sıkılaşma gözlenirken, çeyrek genelinde finansal koşulların destekleyici konumunu sürdürdüğünü belirtti. Mayıs ayının sonlarından itibaren gözlenen sermaye akımlarındaki zayıflamaya paralel olarak temmuz itibarıyla finansal koşulların daha sıkı bir konuma geçtiğini tahmin ettiklerini dile getiren Başçı, para politikasının temkinli duruşunu da göz önüne alarak tahminlerini üretirken yılın ikinci yarısında finansal koşulların iç talep ve krediler üzerindeki destekleyici etkisinin ortadan kalktığı bir görünümü esas aldıklarını belirtti. Enflasyonun 2013 yılının ikinci çeyreğinde öngörülerinin üzerinde bir artış göstererek yüzde 8,3 düzeyinde gerçekleştiğini belirten Başçı, bunda gıda fiyatlarındaki gelişmelerin belirleyici olduğunu vurguladı.
Başkan Başçı, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz çeyrekte enflasyonun tahminlerin ötesinde bir artış göstermesinde hizmet enflasyonunun beklenenden yüksek gerçekleşmesi de kısmen rol oynadı. Bu gelişmenin 2013 yıl sonu enflasyon tahminimiz üzerindeki etkisi yaklaşık 0,1 puan artırıcı yönde oldu. Öte yandan, döviz kurundaki hareketlerin temel mal grubu fiyatları üzerindeki etkileri haziran ayı itibarıyla henüz gözlenmedi. Yılın ikinci çeyreğinde temel mal grubu fiyatları baz etkisinin de katkısıyla düşüş eğilimini sürdürdü. Bu gelişmeler çerçevesinde temel enflasyon göstergeleri son dönemde yatay bir görünüm sergiledi. Bununla beraber döviz kurundaki oynaklığın enflasyon üzerindeki yansımalarına bağlı olarak önümüzdeki dönemde temel enflasyonun bir miktar artış göstereceğini tahmin ediyoruz. Bu artışın geçici olmasını sağlamak ve genel fiyatlama davranışları üzerindeki olumsuz etkileri sınırlamak için son dönemde faiz koridorunu genişletmek suretiyle politika duruşumuzu sıkılaştırdık. Enflasyon görünümü hedefle uyumlu hale gelene kadar bu sağlam duruşumuzu koruyacağımızı burada açıkça ifade etmek isterim."
Enflasyon tahminlerine temel oluşturan iktisadi faaliyet gelişmeleri Enflasyon tahminlerine temel oluşturan iktisadi faaliyet gelişmelerine ve kısa vadeli görünüme de değinen Başçı, 2013 yılının ilk çeyreğine ilişkin milli gelir verilerinin, iktisadi faaliyetin yurt içi talep kaynaklı olarak toparlanma eğilimine girdiğine işaret ettiğini söyledi. Yılın ikinci çeyreğine dair açıklanan verilerin ise tüketim talebindeki ılımlı artışın sürdüğüne işaret ettiğini belirten Başçı, ancak yakın dönemde küresel likidite koşullarındaki değişime paralel olarak finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmaların, yılın ikinci yarısında iç talebin, Nisan Enflasyon Raporunda öngörülene kıyasla daha zayıf seyretmesine neden olabileceğini ifade etti. Yakın dönemde firmaların iç piyasa sipariş beklentilerinde yılın ikinci çeyreğine göre bir miktar bozulma olduğunu gözlediklerini aktaran Başçı, şunları kaydetti:
"Dış talep ise 2013 yılının ikinci çeyreğinde zayıf seyrini korudu. Bu dönemde Avro Bölgesi iktisadi faaliyetindeki zayıf seyir devam ederken küresel büyümeye ilişkin tahminler aşağı çekildi. Bu çerçevede ihracat ağırlıklı küresel büyüme endeksini de sınırlı ölçüde aşağı yönlü güncelledik. Özetle iç ve dış talep gelişmelerini birlikte değerlendirdiğimizde, tahminlerimizi güncellerken toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüşe katkısının bir önceki rapor dönemine kıyasla sınırlı ölçüde arttığı bir görünümü esas aldık. İktisadi faaliyetin enflasyon üzerindeki etkilerinin genelde gecikmeli olarak ortaya çıkması nedeniyle, bu güncelleme 2013 yıl sonu enflasyon tahminlerimizde önemli bir değişime yol açmazken 2014 yıl sonu enflasyon öngörülerimizi 0,1 puan aşağı yönlü etkiledi."
Gıda, enerji ve ithalat fiyatları Erdem Başçı, enflasyon tahminlerinde gıda, enerji ve ithalat fiyatlarının da önemli rol oynadığına dikkati çekti. Son üç aylık dönemde ithalat fiyatlarının, Nisan Enflasyon Raporu varsayımlarıyla uyumlu gerçekleşerek yatay seyrettiğini ancak yakın dönemde gözlenen döviz kuru hareketlerine bağlı olarak TL cinsinden ithalat fiyatlarında belirgin bir artış gözlendiğini anlatan Başçı, bunun yanı sıra nisan ayında 103 dolar olarak belirlenen 2013 yılı ortalama petrol fiyatı varsayımlarını, son dönemdeki gelişmeler doğrultusunda yukarı yönlü güncelleyerek 107 dolara yükselttiklerini söyledi. Bu gelişmelerin, 2013 yıl sonu enflasyon tahminini 0,8 puan, 2014 tahminini ise 0,2 puan yukarı yönlü etkilediğini belirten Başçı, "Gıda fiyatlarının yıllık artış oranına dair varsayımımızı ise bir önceki raporda olduğu gibi yüzde 7 olarak koruduk. Diğer bir ifadeyle, son dönemde işlenmemiş gıda fiyatlarında gözlenen olumsuz seyrin geçici olacağı ve fiyatların ağustos ayından itibaren kademeli olarak normalleşeceği varsayımını esas aldık" diye konuştu.
Enflasyon tahmini Kamu maliyesine dair varsayımlara da değinen Başçı, orta vadeli tahminleri üretirken yılın kalanında tütün ve enerji ürünlerine yönelik ek vergi ayarlaması yapılmayacağını varsaydıklarını bildirdi. Öte yandan, her zaman olduğu gibi, diğer vergi ayarlamaları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağı bir görünümü esas aldıklarını aktaran Başçı, şöyle devam etti:
"Maliye politikasının duruşu için ise her zaman olduğu gibi Orta Vadeli Program projeksiyonlarını temel aldık. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde mali disiplinin süreceğini ve faiz dışı harcamaların Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYİH) oranının yılın ilk yarısına kıyasla önemli bir değişim göstermeyeceğini varsaydık. Dolayısıyla 2013 yıl sonu enflasyon tahmininde maliye politikasından kaynaklanan bir değişiklik olmadı."
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.