E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaEnflasyon hesabındaki tartışma güveni sarsar mı---

Enflasyon hesabındaki tartışma güveni sarsar mı

Enflasyon hesabındaki tartışma güveni sarsar mı
20 Ekim 2016 - 03:38 borsaningundemi.com

Hürriyet yazarı Uğur Gürses, Ekonomi Bakanı Zeybekci'nin "Enflasyon sepetinde gıdanın rolü azaltılmalı" sözleriyle başlayan tartışmayı değerlendirdi. İşte Gürses'in o yazısı:

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin, tüketici fiyatları (TÜFE) içindeki gıda ve alkolsüz içecek fiyatlarının ağırlığının yüzde 20'nin altına ineceği yönündeki açıklaması, hiçbir yere gitmeyeceği gibi; gereksiz spekülasyona ve istatistik güvenilirliğinde hasara yol açacak bir açıklama.
Tehlike şurada; normal yöntemlerin dışında zorlama ile yapılacak bir değişiklik, ‘Türkiye enflasyonu düşüremiyor; enflasyondaki önemli bir etken olan gıdanın ağırlığını düşürerek buna çözüm bulmaya kalkıyor’ resmini yaratır.

Gıda fiyatlarındaki görece yüksek artış ve yüksek dalgalanma doğal olarak genel enflasyonu da aynı ölçüde etkiliyor. Nedeni de, gıda ve içecek fiyatlarının enflasyon hesabında yüzde 23.7’lik bir ağırlığı olması.

Bir süredir, gıda ve içecek fiyatlarındaki yüksek artış ve dalgalanmanın nedenleri üzerine tartışmalar yapıldı; Ankara’da Gıda Komitesi kuruldu. Normali, fiyat artışlarına ve yüksek fiyat dalgalanmasına neden olan yapısal sorunların çözülmesi. Bunu da hükümet yapacak.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, TÜFE hesaplanmasındaki bu yüzde 23.7’lik gıda ağırlığının yüzde 20’nin altına ineceğini açıkladı. İş burada çetrefilleşti. Zira keyfi olarak ya da “başka ülkelerin çoğunda yüzde 20’nin altında, biz de çekelim” diyerek bu ağırlığı aşağı çekme olanağı yok.

En başta şunu hatırlatalım; Türkiye’nin istatistik ofisi TÜİK, tüm hesaplama kural ve yöntemlerinde Avrupa istatistik kurumu Eurostat’ın ilke ve kurallarını izliyor. Bu güvenilirlik ve itibar açısından çok önemli; gelişmiş ülkeler nasıl yapıyorsa öyle demek.

NASIL BELİRLENİYOR?

TÜFE’nin nasıl hesaplanacağı da TÜİK kayıtlarında var. Üç ana ankete dayanarak, tüketici harcama ağırlıkları belirleniyor; birincisi Hane Halkı Bütçe Anketi, ikincisi Kurumsal Nüfus Tüketim Harcaması Anketi, üçüncüsü de Yabancı Ziyaretçiler Anketi.

Böylelikle bireylerin, kurumların ve turistlerin; nereye, ne kadar harcama yaptıkları belirleniyor ve fiyat endeksi de buna göre hesaplanıyor. Yani, fiyatlar üzerine etki eden tüm kesimlerin harcamaları dikkate alınıyor.

İşte bu yüzden, Hane Halkı Bütçe Anketi’nde yüzde 20 civarında olan gıda harcaması ağırlığı, kurumsal harcamalar ve turistlerin harcamaları de dikkate alındığında yüzde 23.7’ye kadar çıkıyor. Olasılıkla Bakan Zeybekçi’nin eksik bilgilenme ile tek başına baktığı yüzde 20’lik ağırlık, diğer iki anketi dikkate almayan tek bir anketten; Hane Halkı Bütçe Anketi’nden geliyor olmalı.

KİMLERİN HARCAMASI

Aynı konutta yaşayan birden fazla kişiden oluşan hane halkı ile; okul, yurt, otel, çocuk yuvası, huzurevi, hastane, hapishane, kışlalarda yaşayan kurumsal nüfusun harcamaları, bir de yurtiçinde yerleşik olarak ikamet etmeyen turistlerin yaptıkları tüketim harcamaları esas alınıyor.

Tüm bu harcama anketleri ile; yapılan gıda, giyim, eğlence, kira, ulaşım, eğitim, sağlık gibi her bir tüketim harcamasının toplam harcamalar içindeki payı, yani ağırlıklar belirleniyor.

Ama özellikle şunu anımsatmak gerekiyor; hanede çeşitli tüketim mal ve hizmetlerine harcadığımız para, bizim harcanabilir gelirimizle sınırlı. Haneye giren gelir ne kadar yüksekse gıdaya harcamasının ağırlığı o kadar azalıyor. Nitekim kişi başı milli geliri çok yüksek olan ülkelerde, gıdanın harcamalar içindeki payı düşük olduğu görülüyor. Almanya, Britanya, İsviçre ve Kanada gibi ülkelerde yüzde 10’larda. Ayrıca, bizim gibi 16 milyon yoksulu olan bir ülke için yüzde 23.7’lik bir ağırlık çok da yüksek bir ağırlık değil.

Üç ayrı ankete göre belirlenen bu ağırlık; zaman içinde gelir arttıkça düşecek. Öyle de oluyor zaten; 10 yıl öncesinde gıda ve alkolsüz içeceklerin ağırlığı yüzde 30’lara yakınken, her yıl kademeli olarak düşerek yüzde 23.7’ye geriledi. Olasılıkla 2017 başında da kabaca yarım puanlık bir düşüş mümkün görünüyor. Ancak, Bakan Zeybeki’nin diğer iki anketi unutarak sadece Hane Halkı Bütçe Anketine bakarak söylediği yüzde 20 olanaksız. Bunu ister mesnetsiz biçimde tartışmaya açmak, isterse istatistik kurallarını hiçe sayarak yapay biçimde indirmek de Türkiye’yi hemen Arjantin’in durumuna sokuverir. Arjantin, yıllarca fiyat istatistiklerini düşük hesaplama yapacak biçimde kullandı ve hiçbir güvenilirliği kalmadı.

Nitekim Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in bunun bu biçimde tartışılmasının tehlikesini görerek “TÜFE sepetindeki ağırlıklar hane halkı anketleri ile belirlenir. Bir müdahale söz konusu değildir, asla olmayacaktır” açıklaması tartışmaya noktayı koyuyor.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)