E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaEmtia ve Döviz PiyasalarıEmtiada düşen fiyatlar yatırım fırsatı mı?---

Emtiada düşen fiyatlar yatırım fırsatı mı?

Emtiada düşen fiyatlar yatırım fırsatı mı?
27 Nisan 2016 - 18:31 borsaningundemi.com

Yapı Kredi Portföy Portföy Yöneticisi Başar Eraksoy, sektör analizi yaptı, Kurumsal Yatırımcı Dergisi için kaleme aldı

“2015 yılı, pek çok emtiada son sekiz yılın en düşük seviyelerinin görülmesi nedeniyle tarihi bir dönem. İleriye dönük arz/talep dengesinin yeniden tesis edilmesine zemin hazırlaması açısından emtia fiyat düşüşlerinin doğal bir sürecin parçası olduğunu söylemek de mümkün…” Yapı Kredi Portföy Yönetimi’nden Portföy Yöneticisi Başar Eraksoy’un Kurumsal Yatırımcı’da yayınlanan emtia analizi yazısı şöyle…

EMTİADA DÜŞEN FİYATLAR YATIRIM FIRSATI MI?

Emtia fiyatlarında 2011 yılı ilkbaharında başlayan genel düşüş trendi, 2015 yılında da belirgin şekilde devam etti. Özellikle petrol fiyatlarında 2014'ün ortasında başlayan güçlü düşüş eğilimi, bu dönemden itibaren emtia fiyatlarının genelinin de istikrarlı bir düşüş trendine girmesine temel hazırladı. 2015'te tüm emtia fiyat dinamiklerini etkileyen temel unsur; aşırı üretim ve envanter birikimi nedeniyle arz/talep dengelerinin bozulması oldu. Arz tarafındaki bu tabloya küresel büyümenin yavaş seyri, Çin gibi önde gelen emtia tüketicilerinin ekonomik büyümesinde görülen yavaşlama ve ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz artırım sürecine gireceği beklentisiyle güçlenen dolar da eklenince, emtia fiyatlarının 2015'te baskı altında kalması bu gelişmelerin doğal bir sonucu oldu. Dikkat çekici şekilde 2015 yılının, pek çok emtiada son sekiz yılın en düşük seviyelerinin görülmesi nedeniyle de tarihi bir dönem olduğunu söyleyebiliriz.

Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen, ileriye dönük arz/talep dengesinin yeniden tesis edilmesine zemin hazırlaması açısından emtia fiyat düşüşlerinin doğal bir sürecin parçası olduğunu söylemek de mümkün. Zira emtiaların belli döngülerle hareket ettiği ve fiyat düşüşlerinin yatırım harcamalarında tetiklediği kesintiler kanalıyla, sonraki dönemlerdeki fiyat stabilizasyon ve yükselişlerine zemin hazırladığı gerçeğini de gözden kaçırmamak gerekiyor. Bu çerçevede, 2016 yılı için emtia fiyatlarının genelinde güçlü yükseliş beklentileri içerisine girmenin uygun olmadığını düşünsek de, belirli alt gruplarda yatırım fırsatları oluşmaya başladığı kanaatindeyiz.

Öncelikle 2015'teki güçlü dolar etkisinin 20l6'da zayıflamasıyla, bu etkenin emtiaların geneli üzerindeki fiyat baskısını hafifletmesini bekliyoruz. Emtia grubu bazında bir değerlendirme yapmak gerektiğinde ise bakır, alüminyum, nikel, kurşun, çinko gibi baz metallerin çoğunda piyasa fiyatlarının marjinal üretim maliyetleri civarına ve altına inmesi, olası düşüşleri sınırlandıran bir dinamik olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle kurşun ve çinko için arz/talep dengesinin görece olumlu bir çizgiye geldiğini görüyoruz ve yatırım potansiyelinin diğer baz metallere göre daha cazip olduğunu düşünüyoruz. Bununla birlikte, yatırımlarını emtiada değerlendirmek isteyen ve emtia uzmanlığı bulunmayan piyasa katılımcılarının, daha yüksek zaman ve analiz maliyeti gerektiren baz metaller yerine, değerli metaller ve petroldeki fırsatlarla ilgilenmelerinin daha uygun olacağı görüşündeyiz. Bunun başlıca sebeplerinden biri Çin'in baz metallerdeki küresel talebin yüzde 40-50'si civarına sahip olması ve Çin ekonomisinin büyüme hızında süregelen yavaşlama eğilimine ek olarak, ülkenin emtia yoğunluğu daha düşük bir büyüme modeline geçiş sürecinde bulunması. Bu durum talep tarafında henüz yeteri kadar destekleyici bir dinamiğin oluşmamasına, belirli baz metallerde sadece arz faktörünün fiyatlardaki potansiyel yükselişe temel teşkil etmesine neden oluyor. Dolayısıyla bu durum belirtilen emtia alt grubunun şu aşamada genel yatırımcı kitlesi için fazla karmaşık dinamiklere sahip olmasına sebebiyet verdi.

Enerji emtiaları tarafında ise 2016 yılında petrolün ön plana çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyoruz. Haziran 2014'te 110 dolar civarında seyreden petrol fiyatları 20l6'nın Ocak ayında pek çok analistin de tahminlerini aşarak, çok kısa süreliğine de olsa, 27 dolara kadar düşüş gösterdi. Söz konusu ciddi düşüşte rol oynayan ana faktörleri sıralamak gerekirse, ilk olarak ABD'deki kaya petrol üretimi sayesinde tarihi yüksek seviyelere ulaşan Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) dışı üretimden söz etmemiz gerekir. Çarpıcı şekilde, ABD ham petrol üretimi 2010 yazında günlük 53 milyon varil düzeyinde seyrederken, 2015 ilkbaharında günlük 9-6 milyon varil düzeyine kadar yükselerek 1970'ten beri en yüksek noktaya ulaştı. Durum böyleyken, OPEC dışı ülkelerden Rusya'da üretimin Sovyetler Birliği'nin dağılmasından beri en yüksek düzeye çıkmasına ek olarak, Suudi Arabistan ve Irak önderliğinde OPEC üretiminin de 1980'lerin başından beri en yüksek seviyeye ulaşmasıyla günlük yaklaşık iki milyon varil düzeyinde bir arz fazlası oluştu. Arz tarafındaki bu dinamiklere yavaş seyreden küresel ekonomik büyüme ışığında, talep tarafındaki büyümeye yani günlük yaklaşık bir milyon varil artışına yanıt verememesi, petrol fiyatlarındaki keskin düşüş eğiliminin ana belirleyici unsuru oldu. Ancak 20l6'nın kalan çeyreklerinde arz/talep dengesinin normalleşmeye başlayacağını düşünüyoruz. Zira 50 doların altındaki petrol fiyatları, ABD'li kaya petrolü üreticilerinin önemli bölümünün orta vadede faaliyetlerini sürdürmesi için yeterli düzeyde değil. Nitekim halihazırda ABD'de kaya petrolü üretiminde bir düşüş gözlemliyoruz ve bu dinamiğin 20l6'nın kalan kısmında da belirginleşerek sürmesini bekliyoruz.

Değerli metaller cephesinde ise beklentimiz olumlu yönde. Tarihsel dönemler incelendiğinde FED'in faiz artımına başladığı zamanı takip eden 12 aylık dönemde, pek çok piyasa katılımcısının beklentisinin aksine, hem ABD dolarında bir zayıflama eğilimi hem de buna paralel olarak başta altın olmak üzere değerli metal fiyatlarında bir güçlenme eğilimi görülüyor. Bu dinamiğin ön sinyallerini yılbaşından beri altın fiyatlarında görülen olumlu seyrin verdiğini düşünürken, 2016 yılında altın fiyatlarındaki geri çekilmelerin kademeli alım şeklinde değerlendirilmesinin olumlu sonuçlar vermesini bekliyoruz. Bu dinamiğe başta Avrupa ve ABD ekonomileri olmak üzere, gelişmiş ülke ekonomik büyümelerinde önümüzdeki aylarda görülmesini beklediğimiz yavaşlama eğiliminin de katkıda bulunacağını düşünüyoruz.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)