E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiEkonomi hesapsız iş alanı değildir---

Ekonomi hesapsız iş alanı değildir

Ekonomi hesapsız iş alanı değildir
08 Mart 2013 - 14:56 borsaningundemi.com

Bakan Ergün, "Ekonomi hesapsız iş yapmak alanı değildir, ekonomi tam da hesaplı iş yapmak alanıdır" dedi

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bugün açıklanan sanayi üretim endeksine ilişkin, ''Yılın tamamına bakmak önemli, trend önemli. Bu iki noktayı dikkatle takip edersek, hem Türkiye'de sanayi üretimi yıllık bazda artmaktadır, hem de artış trendini devam ettirmektedir'' dedi.
Ergün, CNBC-E'de katıldığı bir programda yaptığı konuşmada, ocak ayı sanayi üretim endeksinini değerlendirerek, aylık bazda yüzde 2'nin üzerinde bir beklenti olduğunu, bu istikamette bir açıklama geldiğini ve yıllık bazda sanayi üretimi artışının da yüzde 2'ye çok yakın çıktığını belirtti.
Yılın tamamına bakmanın ve trendin önemli olduğunu vurgulayan Ergün, ''Yani bu iki noktayı dikkatle takip edersek, hem Türkiye'de sanayi üretimi yıllık bazda artmaktadır, hem de artış trendini devam ettirmektedir. Çünkü Türkiye ekonomisi büyüyen bir ekonomi ve sanayiye dayalı bir ekonomi. Sanayinin ekonomi içerisinde çok önemli bir yeri var, bir rolü var. Türkiye bir sanayi ülkesi olarak yoluna devam ediyor ve bunun da niteliği gün geçtikte artıyor'' dedi.
İhracatın yüzde 95'ininin sanayi ürünlerinden oluştuğunu anımsatan Ergün, dolayısıyla Türkiye'nin büyümesinde, ekonomisinde ve üretiminde sanayinin çok önemli bir yeri olduğunu ifade etti.
Ergün, trendin ve yıllık bazdaki tablonun son derece önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Aylık bazda dönemsel olarak, mevsimsel olarak inişler, çıkışlar olabilir, yani bazen beklentilerin çok üstünde de bir tabloyla karşılaşabiliriz veya bazen altında da bir tabloyla karşılaşabiliriz. Sanayi üretimindeki veriler de diğer verilerle örtüşen istikamette gelişiyor. Yani makro hedefleriyle Türkiye'nin örtüşen rakamlarla karşı karşıyayız.
Bu da demek ki, Türkiye hem orta vadeli programında, hem de bütçe hedeflerinde arzu ettiği istikamette giden bir ülkedir. Bu da piyasalara güven vermektedir. Hem yatırımcıya güven vermekte hem de uluslararası piyasalara güven vermektedir. Türkiye'nin önümüzdeki süreçte yatırımlar ve uluslararası ekonomik aktörler için cazibesini artıran bir özelliktir.''
'''Ekonomi hesapsız iş yapmak alanı değildir''
Orta vadeli hedeflerin önemine değinen Ergün, bu hedeflerin birçok hesaba dayanarak, uluslararası piyasaları gözleyerek, piyasalardaki genişlemeleri, daralmaları da dikkate alarak ortaya konulan bir hesap olduğunu aktardı.
Ergün, 2013 yılı büyümesinde ihracatla iç pazarı dengeleyen bir yaklaşımın söz konusu olduğunu, 2012 yılındaki büyüme rakamlarının daha çok ihracat odaklı geleceğini belirterek, iç pazarda biraz tedbirli bir 2012 yılı geçirdiklerini dile getirdi.
2013 yılına biraz iç pazarın hareketlenmesi ve ihracatın da bir miktar daha artmasıyla yüzde 4'lük bir büyüme hedefinin rahatça yakalanabileceğine işaret eden Ergün, içerideki pazar gelişmelerine bakılırsa bir miktar üzerine de çıkabileceğini ifade etti.
''Merkez Bankası Başkanı'nın başarı formülü vardı. Yüzde 5 büyüme, yüzde 5 cari açık ve yüzde 5 enflasyon. Sizin bu formüle yaklaşımınız nedir-'' şeklindeki soruya Ergün, şöyle cevap verdi:
''Bunlar Türkiye'nin hedefleri. Herkes bu orta vadeli programdaki hedefleri gerçekleştirmek, hatta mümkünse olumlu olanlarda yukarı çıkmak, olumsuz sayılanlarda aşağı doğru bir trend içerisine girmek herkesin hedefi. Bütün kurumlar buna göre çalışırlar. Merkez Bankası da buna göre çalışır, bakanlıklar da buna göre çalışır. Bu hedefleri yakalamak, bu hedeflerin olumlularını ileri götürmek, olumsuzlarını geri çekmek hepimizin hedefidir.
Peki, bunun için şartlar müsait mi- Önemli olan bu. Şartlar müsaitse o hedefi ortaya koyarsanız. Bugün o hedefi koymadığımıza göre, yani yüzde 7 büyüme hedefi koymadık ne orta vadeli programda koyduk, ne de bütçe rakamlarında bu hedefi koyduk. Demek ki, o hedefi koymadığımıza göre bugün için şartlar buna müsait değil. Yani biz yüzde 7'lik büyüme gerçekleştirebilir miyiz- Tabi ki gerçekleştiririz, yani öylesine bir üretim yaparız ki, öylesine kamu harcamalarını artırabiliriz ki, öylesine tüketici kredilerinin önünü açabiliriz ki, yüzde 12'lik bir büyümeyi de yakalayabiliriz. Sonra, 1 yıl sonra ne olacak- Herkes bunun altında kalır.''
''Sözlerinizden aslında sizin de tam gaz ilerleyelimci olmadığınız sonucunu çıkarabiliyorum'' şeklindeki yoruma karşılık Ergün şunları kaydetti:
''Ekonomi hesapsız iş yapmak alanı değildir, ekonomi tam da hesaplı iş yapmak alanıdır. Yani bizim amacımız, yüzde 7'nin üzerinde bir büyüme atmosferi yakalamaktır, yakalamalıyız da. Hem uluslararası konjonktürü dikkatle takip etmeliyiz hem de içeri de bütün dengelerimizin bizi bu istikamette götürebilecek bir noktaya gelmesine çabalamalıyız. Onu yakaladığımız da hiç endişe etmeden deriz ki, yüzde 7'nin üzerinde bir büyüme hedefi koyalım. Kredi limitlerini ona göre açalım, üretimi ona göre artıralım işte borçlanmamızı ona göre yapalım hiç önemli değil. Ama bugün bakıyoruz ki, dünya konjonktürü yakın pazarlar, Avrupa pazarları böyle bir hedef koymamıza çok uygun değil, daha makul bir hedef koymamız gerekiyor. Yüzde 4 büyüme hedefi koymuşuz bu bizim isteyerek, hoşumuza giderek ve bizim istediğimiz de buydu diyerek koyduğumuz bir hedef değil. Ülkemizin ve uluslararası şartları dikkate alarak koyduğumuz bir hedeftir.
Türkiye 2023 hedeflerine varabilmek için yüzde 7'nin üzerinde bir büyümeyi, istikrarlı bir şekilde sürdürebilmelidir. Bunu yakalamak istiyoruz. Bunu yakalamak tek başına alacağımız bir kararla olmaz. Bunun ülkemizin şartları, tüketicinin imkanları, bankalarınızın durumu, stoklarınız, ihracat pazarlarınızdaki gelişmeler hepsi biriyle uyumlu olduğu zaman bu hedefi koyarsınız. Bugün itibariyle hepsi bizim bu hedefi koyacak kadar uyumlu bir istikameti seyretmiyor.''
''Yerli otomobilde babayiğit çıkmış değil''
Bakan Ergün, yerli otomobile ilişkin de ''Gereken teşviki de veriyoruz. Ama henüz bir baba yiğit çıkmış değil'' dedi.
Otomobil sektöründe yeni kapasite artırımlarının söz konusu olduğunu ve bazı uluslararası yatırımcıların kapasitelerini ciddi manada artırarak Türkiye'de iki katına çıkarttıklarını anımsatan Ergün, yakında onların üretime başlayacaklarını ve bir takım ilave yatırımların da geleceğini düşündüğünü ifade etti.
Şu anda somutlaşan bir şeyin olmadığını ama kapasite artırımı yapanların somut olduğunu belirten Ergün, şunları kaydetti:
''Ford'un kapasite artırımı var. Ford burada ciddi bir yatırım yaptı. Toyota'nın da kapasite artırımı var. Zannedersem buradaki üretimlerini 250-300 bine kadar çıkartacaklar. Hyundai'nin kapasite artırımı var. Katma değer hesabı yeniden yapılarak 300 milyona kadar olan ana sanayi yatırımları ve 50 milyona kadar olan motor yatırımları, aktarma organları yatırımları öncelikli yatırım kapsamına alındı ve 5. bölge teşviklerinden yararlanmaya başladı.
Bunun otomotiv sektörü için yatırımları hızlandıracak bir unsur olacağını düşünüyorum. Buna ilaveten esas beklentimiz, bütün bu yaptığımız işleri kendi markamız altında toplayalım. Çok güçlü yan sanayimiz var. Her türlü parçayı üretiyoruz. Ama bu parçalar başka markaların altında kayboluyor. Şimdi biz bunları bir yerli markanın altında birleştirmek ve onu da pazara çıkartmak beklentimizi sektöre her zaman ifade ediyoruz. Gereken teşviki de veriyoruz. Ama henüz bir baba yiğit çıkmış değil.''

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)