E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiEkonomi Bakanı'ndan Başbakan'a faiz desteği---

Ekonomi Bakanı'ndan Başbakan'a faiz desteği

Ekonomi Bakanı'ndan Başbakan'a faiz desteği
04 Nisan 2014 - 16:17 borsaningundemi.com

Zeybekci: Başbakanımızın faiz indirimi görüşünü kesinlikle destekliyoruz

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Merkez Bankası'na 'faiz indirin' çağrısında bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan'a destek verdi. Zeybekci, 'Merkez Bankası'nın elinde faizle ilgili yeterli bir aralığın olduğuna inanıyorum. Başbakanımızın bu görüşünü kesinlikle destekliyorum' dedi.
   
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, gazetecilerle bir araya geldi. Dış Ticaret Kompleksi'nde gerçekleşen toplantıya Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de katıldı. 'Türkiye'yi hak ettiği noktaya taşımak ve 2023 hedeflerine ulaştırmak için aynı güçle çalışmaya devam edeceğiz' diyen Zeybekci,  Türkiye'nin ekonomik olarak en önemli hedeflerinden birinin ihracatı artırarak milli büyümenin sağlanması olduğunu, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması için, ihracatın artırılması gerektiğini belirtti.

    'AVANTAJ ELDE ETMENİN PEŞİNDE OLACAK'
   
Zeybekçi, dünya ekonomisi, dünya ticaretindeki gelişmeler ve beklentilere ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: 
   
'İktisadi ve siyasi belirsizliklerin devam ettiği bir dönemden geçiyoruz. Güç dengelerinin gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ekonomiler lehine döndüğü, küresel likidite bolluğu döneminin sonuna yaklaşıldı. Batı ekonomileri kaybettikleri gücü yeniden ellerinde toplarken, gelişmekte olan ülkeler de bu süreci avantaja çevirmenin yollarını arıyor. 2014 Ekim-Kasım aylarında Fed'in (ABD Merkez Bankası) parasal genişleme politikasının sona erdirilmesi, 2015 yılı Nisan-Mayıs aylarında da faizlerin yükseltilmesini beklentisi içindeyiz. Türkiye, dış ticaretini kuvvetlendirerek, küresel likiditenin azaldığı bir dönemden kazançlı çıkmak istiyor. Küresel likiditenin azaldığı bu dönemde Türkiye beklentilerin çok daha üzerinde ihracatını artırarak, hizmet yurt dışında başka ülkelerin sahip olmadığı, müteahhitlik ve turizm gibi alanlarda performans göstererek bir avantaj elde etmenin peşinde olacak.'

'BU AYRICA TARTIŞILABİLİR'

Bakan Zeybekçi, Fed'in parasal genişlemeyi yavaşlatması ve Türkiye'deki siyasi gelişmelere bağlı olarak liranın dolar ve euro karşısında değer kaybı yaşadığını belirterek şunları söyledi:
   
'Doların tüm gelişmekte olan ekonomilerin para birimlerine karşı değer kazandığı bir ortamda, liradaki değer kaybı şaşırtmamalı. Bu bir sürpriz değil. Mayıs olaylarının bize negatif sağladığı bir birikme, artı 17 Aralık Operasyonu'nun tetiklediği gelişmelerle biraz ayrıştık. Ama sonrada Türkiye sadece bu hafta TL'nin 2014 yılındaki değer kaybını geri aldı. Bu tabii tartışılır, TL'nin yeniden değerli hale gelmesi, Türkiye'nin dış ticaret açığı açısından, ihracatını geliştirmesi açısından iyi midir, bu ayrıca tartışılabilir. Ama biz bu seviyelerde oluşan bir kur dengesinin, artık önümüzdeki dönemde Türkiye üzerinde sürpriz olumsuzluk beklemediğimiz için artık Türkiye'de 30 Mart seçimlerinin beklentilerin de çok daha üzerinde, siyasi ve ekonomik istikrar mesajı vermesinin de etkisiyle, önümüzdeki dönemde para değerleriyle ilgili bir türbülans, negatif kırılganlık beklemiyoruz. İhracatın desteklenmesi olarak bakıldığında ise TL'nin bu seviyelerdeki değerinin uygun olduğuna inanıyoruz. TL'nin dolar karşısındaki değerinin 2.15-2.25 aralığında bir yerlerde olması, ihracatımızı teşvik edici, ithalatımızı da cazip olmaktan çıkaracak bir etkisinin olacağını, bu seviyelerde oturmasının iyi olacağını tahmin ediyoruz. Bunu da önümüzdeki dönemde gerek Merkez Bankası'nın gerekse ekonomi dinamiklerimizin, ekonomik realitemizin, seviyeyi burada tutturmakta zorlanmayacağına inanıyoruz.'

'TÜRKİYE DE HAK ETTİĞİ PAYI BEKLENTİLERİN ÇOK ÜZERİNDE ALACAKTIR'
    
Zeybekci, Euro Bölgesi'nde bankaların kırılgan yapısının hala bir sorun teşkil ettiğini belirterek, şöyle açıkladı:   
'IMF tahminlerine göre, 2014'te dünya ekonomisinin yüzde 3.7, gelişmiş ülkelerin yüzde 2.2, gelişmekte olan ülkelerin yüzde 5.1 ve uzun bir süredir küçülen Euro Bölgesi'nin yüzde 1.0 oranında büyümesi bekleniyor. 2015 yılı için daha da iyimser beklentiler içinde olan IMF, önümüzdeki iki yılı emtia fiyatlarının düştüğü, ticaret hacminin arttığı ve küresel büyümenin güçlendiği bir dönem olarak değerlendirmektedir. Tüm bu olumlu seyirden Türkiye de hak ettiği payı beklentilerin çok üzerinde alacaktır.'

'DIŞ TALEP AYAKLARI ÜZERİNDE BÜYÜYECEĞİMİZ BİR YIL OLACAK'
     
Zeybekci, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde gelişmiş ülkelerde ve refah seviyesi yükselen  yakın coğrafyadan gelen taleplerle ihracatın artışına ilişkin olumlu gelişmeler yaşanacağına dikkat çekerek, ihracat, dış ticaret açığı ve dolaylı olarak cari açıkta sürpriz nitelikli, çok önemli gelişmeler olacağına inandıklarını belirterek şunları söyledi:
'Biliyorsunuz Orta Vadeli Program (OVP) büyüme beklentisi yüzde 3.6 olarak belirlenmişti. Türkiye OVP hedeflerinin de üstüne çıkarak, küresel bölgesel ve siyasi belirsizliklere, etrafımızdaki ateş çemberine rağmen güçlü büyüme seviyesini korumayı başardı. Mevcut durumda Türkiye, verileri açıklanan Avrupa ülkeleri arasında Letonya hariç tüm ülkelerden hızlı büyümeyi başarmıştır. Bu ılımlı büyüme seviyesinin 2014 yılının ilk çeyreğinde de devam etmesini bekliyoruz. Sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı, reel kesim güven endeksi gibi öncü göstergelerin olumlu seyretmesinin yanısırakurdak igelişmelerin ve ticare tortaklarımızdaki toparlanmanın, dış talep kaynaklı büyümeyi besleyeceğini düşünüyoruz. 2014 daha ziyade dış talep ayakları üzerinde büyüyeceğimiz bir yıl olacak.'

'ORTA VADELİ BÜYÜME HEDEFİMİZ YÜZDE 4'
   
Zeybekci, '2014 yılı için orta vadeli büyüme hedefimiz yüzde 4.0 düzeyindedir. 2014, döviz kurunun düştüğü, toparlanan pazarlarımızın ihracatımıza destek vereceği bir yıl olacak. İthalat bağımlılığımızın azaltılması yönünde attığımız somut adımların karşılığını da 2014 yılında almaya devam edeceğiz' dedi.
   
Zeybekci, kur artışlarına bağlı olarak gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) dolar bazında düşük kaldığına işaret ederek, 'Dolayısıyla cari açığı tek başına değerlendirmemeli  ekonomideki tüm değişkenleri bir bütün olarak ele alabilmeliyiz. Zira cari açık tek başına kırılganlık göstergesi olarak değerlendirilse de, genele bakmadan yorum yapmak hatalı olacaktır' dedi.  

AB ÜYELİĞİ

Zeybekçi konuşmasında Gümrük Birliği anlaşması ile ilgili olarak da açıklamalarda bulunarak şunları söyledi:
   
Türkiye'yi tam üyeliğe taşıyacak bir yapı olarak tasarlanan Gümrük Birliği, yaklaşık 18 yıl önceki iktisadi ve ticari realiteye ve ihtiyaçlara göre oluşturulmuştur. Ben bu yapının bugünkü şartlarda çok eleştirilen bir yapı olduğuna inanıyorum ama o günkü şartları tam yaşamadığım için de çok fazla insafsız olmak istemiyorum. O gün imzalanırken, geçici süre olarak nitelendirilen zamanda, dar çerçevede garip bir yapı oluşturuldu. Bugüne kadar ha bugün ha yarın diye geldik ama Türkiye AB tam üyelik sürecini, dünyada başka hiç bir ülkede örneği görülmemiş şekilde, 53 yıldır ısrarla, inatla, sebatla sürdürüyor. Sürdürmesi gerektiğine de inanıyorum.'

 'BAŞBAKANIMIZIN BU GÖRÜŞÜNÜ KESİNLİKLE DESTEKLİYORUM'

Zeybekci açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkez Bankası'nı faizleri düşürmeye çağıran açıklamaları ile ilgili soruya şöyle yanıt verdi:
   
Hiçbir ülkenin Başbakanı ya da Ekonomi Bakanı, o ülkede faizlerin yüksek olmasında dolayı mutlu olmaz. Yüksek faiz demek düşük yatırım, üretim, tüketim... Yani ekonominin bütün artılarının üzerinde olumsuz negatif bir olaydır yüksek faiz. Merkez Bankası'nın elinde faizle ilgili yeterli bir aralığın olduğuna inanıyorum. Böyle bir rahatlamayı yapabilir diye düşünüyorum. Türk ekonomisi rahatladığında yani şu anda rahatlamış gibi görünüyor. Merkez Bankası bunları değerlendirecektir. Faizlerin olması gereken zamanda Türk ekonomisinin kaldırabileceği oranlarda seviyeler inmesinin üretimimizi, tüketimimizi destekleyici olacağına inanıyorum. Başbakanımızın söylediği çok kısa bir sözdü aslında  ama, bunu tüm ekonomi aktörlerinin çok iyi değerlendirmesi, uzun vade de değerlendirmesini... Zaten faizin uzun vadede bu şekilde olmasını kimse beklemiyor. Başbakanımızın bu görüşünü kesinlikle destekliyorum.'

'2023'TE OLMAZ AMA 2025'TE OLUR, 2030'DA OLUR...'
    
Zeybekci bir gazetecinin, ' Uzmanlar, Türkiye'nin 2023 yılında 10 büyük ekonomi arasına girme hedefini yakalamak için artık ortalama yüzde 8-10 büyüme gerektiğini söylüyor. Bu mümkün olabilecek mi? Olamayacaksa, hedefi hangi sıraya çektiniz?' şeklinde ki sorusunu şöyle yanıtladı:   
'Benim çok sevdiği bir söz var, 'yıldızlara uzanıyor, biliyorum ulaşamayacaksınız ama bu arada yükselmiş olacaksınız. 2023 hedefi bizim için kutsal diye görebileceğimiz bir hedeftir. Anlatmaya çalıştığım o edilgen ekonomiden, etken ekonomiye, birilerinin oyunun kurallarını belirlediği ve bizim sadece oyuncu olduğumuz bir ekonomiden, oyun kurallarını belirlediğimiz bir ekonomiye geçiş süreci olarak görüyorum olayı. Sayı 10. olmuş, 11. olursak da dünyanın sonu değildir. Ama 9 olma ihtimalimizi ben daha sempatik buluyorum. Bu 2023 olmaz ama 2025 olur, 2030 olur. Türkiye bu kabuk değişimini, bu evrimi tamamlayabilirse, 2023'de ilk 10'da olmasa bile, 2030'da ilk 8'de olur. Çünkü Türkiye inanılmaz bir hazinene üzerinde oturuyor. Ama Avrupa'da ilk 3 büyük ekonomiden biri inşallah mutlaka oluruz ama ilk 2 ekonomiden birisi olmaya en önemli adaylardan birisiyiz bu coğrafyada. En bereketli toprakların içinde oturuyoruz çünkü. '

BÜYÜKEKŞİ : DOLAR KURU 2.15-2.25 LİRA ARALIĞINDA OLMALI
   
Toplantıda konuşan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de, 2003 yılının endeks olarak 100 alınması halinde dolar kurunun şu anda 2.16-2.17 lira  olması gerektiğini söyledi ve ekledi:
   
“İhracatçılarımızın rekabet gücünün korunması açısından, 2014 yılı içinde 2.15 ve 2.25 arası dalgalanmanın son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu konudaki farkındalık, Merkez Bankası'nın proaktif davranması açısından önemli. Ayrıca ihracatçılarımıza, rekabet ettiği kurlardan kendilerini hedge etmelerini öneriyoruz.”

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (5)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • rözer06 Nisan 2014 20:55

    Faizin yüksek olmasını hiç bir ülke istemez elbet.Ülkemizde bir çok devalüasyonların yapıldığı,faizlerin yüksekliği sebebiyle yatırımların durma noktasına geldiği dönemleri gördük.Bir daha eski günlere dönmeyelim.

  • ekonomi05 Nisan 2014 06:30

    bu açıklamalar, sayın bakanımızın ekonomi bilgisinden şüpheye düşmeye itiyor beni. herkes kendi işini yapsa devlet tıkır tıkır işler. ama onun yerine bb ye yaranmaya çalışırsanız işte böyle komik duruma düşersiniz.

  • metin04 Nisan 2014 23:50

    Siz acmayin agzinizi yine dolar cikar.

  • neden04 Nisan 2014 22:49

    neden faiz artırıldığını hatırlarsanız o kadar şikayet etmezsiniz sayın bakan. o faizler artmasaydı dolar kurunun nerelerde tutunacağını Allah bilir.

  • mümkün değil04 Nisan 2014 16:50

    şu anki politikalarla orta gelir tuzağına yakalanacağımız gün gibi ortadayken doğru stratejiler yerine yine geleneksel uyduruk politikalar benimsiyoruz. umarım gelişmeler beni yalancı çıkarır, ama hiç umudum yok.