E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaYaşam-MagazinE-ticarette şikâyetler çoğaldı---

E-ticarette şikâyetler çoğaldı

E-ticarette şikâyetler çoğaldı
10 Mayıs 2012 - 02:13 borsaningundemi.com

Bankalar arası Kredi Kartları Merkezi BKM verilerine göre geçtiğimiz yıl e-ticaret hacmi 22,7 milyar TL'ye ulaşmış. 2012'de 40 milyar TL öngörülüyor

Rakamlar e-ticaretin önlenemez yükselişini işaret ediyor. Kaldı ki bu rakamların içinde sigorta poliçeleri gibi anlaşması önceden yapılmış olanların sanal işlemler varken kredi kartı dışında ödemesi farklı yöntemlerle yapılanlarla peşin ödenenler bulunmuyor. Yeni ve yenilikçi ödeme sistemleri "PayPal, PayU ve E-para" ticareti kolaylaştırarak hayatımıza girip yaygın kullanıma geçtiğinde e-ticaretin rakamsal boyutlarının artacağı da öngörülüyor. Eh, hal böyle olunca bu alanda fırsatları görerek ticaretin "e" halini yapanların sayısı da artıyor.
E-ticarette B2B, B2C ve C2C gibi şirketten şirkete, şirketten tüketiciye, tüketiciden tüketiciye şekliyle alışveriş yapılıyor. Private shopping gibi özel müşterilere özel hizmet sloganıyla hayatımıza yeni bir model olarak girdi. E-ticaret ustaları private/özel işine takılmışlar. "Bir e-posta adresiyle kayıt olabildiğiniz bu sitelerde nasıl özel müşteri statüsüne ulaşıyorsunuz?" diye soruyorlar. Bugün 6 milyondan fazla müşterisi olan bu sitelerin yaptığı günlük ciro insanın dudağını uçuklatacak cinsten. Satın alma ihtiyacını tetikleyen, sanki o an almazsa bir daha alamayacakmışsın gibi bir algı oluşturan "private shopping/özel alışveriş" sitelerini başarılarından ötürü özellikle satış sirkülasyonunu artırarak ekonominin çarklarını çevirdikleri ve kendileri sanal olsa da reel ekonomide değer yarattıkları için kutlamak gerek.
Ancak bu alanda dikkat edilmesi gereken temel konulardan biri de siparişin elektronik lojistiğin gerçek olduğu. Bir anda dağ gibi büyüyen e-ticaretçilerin binlerce irili ufaklı siparişi teslim etmek için ciddi bir lojistik desteğe ihtiyacı var. Ancak söylenen şu ki bu büyüklüğü kaldırabilecek yenidünyanın bu yeni iş modeline hatasız hizmet verecek bir altyapı henüz kurulamamış. Bana göre daha da önemli bir problem sahte e-ticaret sitelerinin vatandaşı dolandırıyor olması. İşte bu noktada gidişata dur diyecek mekanizmanın aksiyon alması gerekiyor.
Yenidünya yeni iş olanakları sunarken eski iş yapış biçimleri ya işe yaramayacak ya da yetersiz kalacak. Madem yeni işler oluşurken yeni fırsatları da doğuruyor, o halde bu türden işlere dört dörtlük hazırlıklı olmak gerekiyor. Eğer olunmazsa bu yeni düzenin işleri eskiye göre daha hızlı patlıyor, sanal dünyada hızla yayılan olumsuz bir tek referans bile işi kökünden dinamitlemeye yetiyor. Söylediklerimin boyutlarını görmek için internetteki tüketici şikâyetlerinin dile getirildiği sitelere bir kez bakmak yeterli. Göreceksiniz ki şikâyetlerin çoğu e-ticaret yapmış ancak hevesi kursağında kalmış insanların feryatlarıyla dolu. Elbette söylemler önce hatanın sahibine zarar vermiyor ama daha da çok o sektörü baltalıyor. Hiç kimsenin ve kuruluşun bu yeni yeni palazlanmaya başlayan alanı baltalamaya hakkı olmadığını düşünüyorum.
Gerçek hayattan kıskançlık halleri
"Biz online mecrayız!" demeden e-ticaret siteleri de geleneksel mecralarda reklam yapmaya başladı. Morhipo.com. da bunlardan biri ve belki de sektöre en geç giren e-ticaret girişimi olduğundan kampanyası da, frekansı da epey iddialı. Magazin haberlerinden hiç de "mülayim" olmadıklarını öğrendiğimiz iki iddialı pop sanatçısını aynı kampanyada oynatmak sanıyorum ki bu iddianın bir parçası. Kampanyada Hande Yener ve Demet Akalın gerçek dünyadaki çekişmelere benzer bir senaryoda karşı karşıya geliyor. Kampanyanın senaryosu ve oyuncu seçimi bana göre başarılı. Pek çok reklam arasından ilgi çekiyor mu, evet. Filmde elbiseleri görmesek de siteye şöyle bir bakılmalı hissini veriyor. Hissetmek pazarlama disiplini açısından yeterli bir açıklama olmaz. Ancak elimizde reklamın siteye ne kadar trafik yönlendirdiği ve satışı artırdığına dair veri yok, bu nedenle sezgilerimize güvenecek ve etrafımızdaki insanların tutum ve davranışlarını izleyeceğiz. Görünen odur ki sayıları giderek artan moda markaların alışveriş siteleri işlerin bu cenahta iyi olduğunu söylüyor. Sanırım bir süre sonra, trafik, hava sıcak, soğuk gerekçelerine sığınmadan alışveriş yapmaya hiç durmadan devam edeceğiz.
Hem güldürüyor hem akılda kalıyor
Dijital dünyanın işlerini anlamak da anlatmak da gerçekten zor. Buna biraz herkesi kendi bilgi düzeyinde zanneden bilgisayar kurtlarının o anlaşılmaz kavramlarla konuyu anlatma çabaları ya da çok anlaşılır olursa işin değeri düşer yaklaşımı neden oluyor. Her ne ise bizde dijital dünyada yapılan işler yavaş gidiyor. Ancak son dönemde ekranda dönen yemeksepeti.com reklamı kendini öyle basit ve eğlenceli bir biçimde anlatıyor ki izlemeye doyum olmuyor. Etrafımdakiler "Gördün mü?" diye soruyor ve yorumumu merak ediyorlar. Efendim, yerel öğeleri dozunda barındıran, barındırmakla kalmayıp görsel anlatımla menüdeki çeşitleri motosikletli sürücülerle görselleştiren reklam kampanyası çok başarılı. Üstelik bizim toplumda ,"evin çocuğu ne derse o olur" iç görüsünü de yakalayan kampanya uzun zamandır gördüğüm en zeki ve kestirmeden ürünü anlata olanı.
Çelişki ve çekişme aynı reklamda
Pepsi Cola'nın Azra Akın ve Bülent Ersoy'lu filmin insanların akıllarına kazındığını söylüyor Akademetre verileri. Pepsi Cola kampanyasında morhipo'nunkinde de olduğu gibi ikili arasında hem çekişme hem de çelişki var. Baskın ve uyumlu iki farklı karakteri aynı karede oynatmayı başaran marka, küresel iletişim stratejisi ünlü kullanımına uygun başarılı bir Türkiye versiyonu yapmış. Bildiğiniz üzere yapılan pek çok araştırmada Coca-Cola akılda kalıcılıkta öne çıkarken, bu kez Azra Akın-Bülent Ersoy ikilisinin oynadığı Pepsi Cola reklamı bilinirlikte açık ara öne fırlamış. Tüm sektörlerde reklam bilinirliği sıralaması araştırmasında ilk beş şöyle sıralanıyor:
Pepsi Cola/Azra Akın-Bülent Ersoy (30,7),
Garanti/Bireysel Destek Kredisi (22,1),
Arçelik/Çelik-Çeliknaz Balayı (16,3),
Coca-Cola Mutluluğa Kapak Aç (15,6),
Arçelik -In love serisi (13,6).
İki ünlünün yer aldığı Pepsi Cola reklamlarını ardı ardına izleyebiliyor ve sıkılmıyorum. Merak ettiğim Azra Akın ve Bülent Ersoy'un hiç kola içmeden bu algıyı nasıl oluşturdukları!

Günseli Ö. Ocakoğlu- zaman

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)