Dünya Bankası’nın küresel ekonomik büyümenin ‘endişe verici boyutta’ olduğuna işaret eden raporu piyasaları sarstı. Banka, Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nda bu yıl için küresel büyüme tahminini yüzde 3.4’ten yüzde 3’e ve gelecek yıl için yüzde 3.5’ten yüzde 3.3’e indirdi. Raporun ardından talebin düşeceği endişesi, zaten baskı altında olan emtia piyasalarını vurdu. Emtia fiyatlarında gerileme borsalara da satış getirirken, güvenli liman arayışı tahvil getirilerini aşağa çekti. Yatırımcıların sığındığı yeni adres ise Japon Yeni olurken euro, dolar karşısında 1.1728'e gerileyerek 1999 yılında ilk işlem görmeye başlayan seviyenin altına indi.
Dünya Bankası’nın küresel ekonomik büyümenin ‘endişe verici boyutta’ olduğuna işaret eden raporu piyasaları sarstı. Banka, Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nda bu yıl için küresel büyüme tahminini yüzde 3.4’ten yüzde 3’e ve gelecek yıl için yüzde 3.5’ten yüzde 3.3’e indirdi. Rapor sonrasında piyasalarda risk iştahı azaldı. Talebin düşeceği endişesi, zaten baskı altında olan emtia piyasalarını vurdu. Emtia fiyatlarında gerileme borsalara da satış getirirken, güvenli liman arayışı tahvil getirilerini aşağa çekti. Yatırımcının sığındğı bir diğer adres ise Japon Yeni oldu.
Dünya Bankası raporunda, ABD ve İngiltere’de ekonomik aktivitenin ivme kazandığına, istihdam piyasasının iyileştiğine dikkat çekildi. Global ekonomik büyüme üzerinde; zayıf global ticaret, gelişmiş ülkelerdeki faiz artırımlarının finansal piyasalardaki oynaklığı artırma ihtimali, Euro Bölgesi ve Japonya’da durgunluk veya deflasyonun süresinin uzaması ihtimali risk faktörleri olarak belirtildi. ABD ekonomisinin güçlenmenin ve petrol fiyatlarındaki düşüşün Euro Bölgesi ve gelişmekte olan piyasalardaki sorunların derinleşmesini dengelemede yetersiz kaldığının altı çizildi. Raporda 2017’ye ilişkin büyüme beklentisi ise yüzde 3.2 olarak açıklandı. Dünya Bankası Baş ekonomisti Kaushik Basu, “Küresel ekonomi endişe verici bir noktada” dedi. Dünya Bankası gelişmekte olan ekonomilere ilişkin 2015 büyüme tahminini ise yüzde 5.4’ten yüzde 4.8’e düşürdü.
En sert darbeyi bakır aldı Bu tespitler emtia ve finans piyasalarını baskı altında bıraktı. Emtida en sert darbeyi başta bakır olmak üzere endüstriyel metallar aldı. Temel metallerin genelindeki düşüş eğilimi kuvvetlenirken, Londra’da bakır fiyatları bir yüzde 8 gerileyerek 5.365 dolar/tona indi. Bakır, son altı yılın en düşük seviyelerine geldi. Satışlar diğer metallare de sıçradı, kurşun 30 ayın en düşük seviyesine inerken, çinko ve alüminyum son dokuz ayın en düşük düzeylerini test etti. Değerli metaller de satışlardan nasibini aldı. Altın, önceki gün gördüğü 3 ayın zirvesinden gerileyerek 1.229 dolar/ons seviyesinden satıldı. Altında düşüş yüzde 0.1 ile sınırlı kalırken, gümüş yüzde 2.2 gerileyerek 16.63, platin yüzde 0.7 düşüşle 1.225, paladyum yüzde 3.2 gerilyerek 786.80 dolardan işlem gördü.
Petrol de aşağı yönlü eğilimini korudu. Önceki gün 45.2 dolar/varili test eden Brent, dün 45.7 dolar/ varil seviyesine indi. Sonrasında ise 46 doların üzerine toparlandı. Batı Teksas petrolü ise 45.83 dolara indi. Petrol fiyatları salı günü yüzde 5 düşüş göstermişti.
Risk iştahındaki azalma hisse senedi piyasalarına da satış getirdi. Asya’da başlayan düşüş, Avrupa’da devam etti. Avrupa’da açılışta gösterge endeks Stoxx Europe 600 yüzde 0. 9 düştü. Başlıca endekslerden Londra’da FTSE-100 yüzde 1.2, Frankfurt’ta DAX yüzde 1.3, İtalya’da MIB 30 yüzde 1.2, Paris’te CAC 40 yüzde 1.5, İspanya’da IBEX 35 yüzde 1.7 geriledi.
Tahvil ve yen güvenli liman oldu Türkiye hızlanacak, enflasyon düşecek Küresel tahvil getirileri ise gerilemeye devam ediyor. Emtia fiyatlarındaki düşüşün hızlanması ve risk alma iştahının azalmasıyla tahvile talep arttı. ABD ve Almanya 10 yıllık getirileri dün sabah sırasıyla yüzde 1.86 ve yüzde 0.48’in altında işlem görürken, Japonya 10 yıllıkları da yüzde 0,25 ile tarihi düşük seviyesine indi. Döviz piyasalarında, risk iştahından kaçış eğilimiyle, Japon Yeni’ne olan talep arttış kaydetti. Dün yüzde 1 gerileyen dolar/yen 116.7 ile son bir ayın en düşük seviyesinde. Gelişmekte olan ülke paraları da değer yitiren tarafta yer aldı. Rus Rublesi petrol fiyatındaki düşüşe paralel dün yüzde 0.9 kayba uğrayarak dün dolara karşı son 1 ayın en düşük seviyesine geriledi.
Euro, doğduğu günün bile gerisine gitti Euro, dolar karşısında 1.1728 seviyesine kadar gerileyerek dokuz yıldır ilk kez 1999 yılında işlem görmeye başladığı seviye olan 1.1747’nin altına geriledi. Eurodaki düşüşte Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) gelecek hafta devlet tahvili alımları açıklayabileceği yönündeki beklentiler etkili oldu. ECB Başkanı Mario Draghi, fiyat istikrarının sağlanabilmesi için gevşek para politikasına ihtiyaç duyulduğunu ve Yönetim Kurulu’nun bu konuda kararlı olduğunu söyledi. Ayrıca , ECB’nin tahvil alım planına Avrupa Adalet Divanı’ndan olumlu görüş geldi. AB mahkemesinin baş hukuk sözcüsü Cruz Villalon, 2012 yılındaki tahvil alım planıyla ilgili davada görüş bildirirken ECB’nin Euro Bölgesi’nde borç krizindeki ülkelere yönelik kurtarma programlarına doğrudan müdahil olmadan, orantılı şekilde tahvil alımında bulunmasının hukuka aykırı olmadığını belirtti.
Türkiye hızlanacak, enflasyon düşecek Dünya Bankası Başekonomisti Franziska Ohnsorge, Türkiye’nin düşük petrol fiyatlarından yararlanarak büyümesini artıracağını belirterek, cari açık ve enfl asyonun ise önümüzdeki dönemde azalacağı öngörüsünde bulundu. Ohnsorge, Dünya Bankası’nın Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’na göre Türkiye ekonomisinin 2015 yılında yüzde 3.5, 2016 yılında yüzde 3.7, 2017 yılında ise yüzde 3.9 oranında büyüme kaydetmesinin beklendiğini belirtti. Ohnsorge, “Türkiye petrol fiyatlarındaki düşüşten faydalanmasını beklediğimiz ülkelerden biri. Petrol fiyatlarına ilişkin büyüme tahminimizi yaklaşık yüzde 30 oranında aşağı yönlü olarak revize ettik. Türkiye net enerji ithalatçısı ülkeler arasında ve cari açığın iyileşmesini bekliyoruz. Aynı zamanda enfl asyonun da düşmesini bekliyoruz” dedi. Türkiye’nin düşük petrol fiyatlarının oluşturduğu küresel ekonomik ortamdan olumlu bir şekilde etkileneceğinin altını çizen Franziska Ohnsorge, bu durumun otoritelerin ve Merkez Bankası’nın enfl asyonu azaltmasına, parasal politikalarını uygulamalarına yardımcı olacağını kaydetti. Ohnsorge, Türkiye’nin ekonomik büyümesinin bu yıl sonunda yüzde 3,5, gelecek yıl ise yüzde 3,7 oranında gerçekleşmesini beklediklerini yineledi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.