E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemDünyanın virüs dışında gündemi ve sorunları da var---

Dünyanın virüs dışında gündemi ve sorunları da var

Dünyanın virüs dışında gündemi ve sorunları da var
28 Nisan 2020 - 11:10 borsaningundemi.com

Dünyayı etkisi altına alan yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgını, küresel çapta krize neden olarak gündemin ilk sırasına otururken, daha önce öne çıkan gelişmelerin gündemden düşmesine neden oldu

Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve salgına dönüşen Kovid-19'un dünya genelinde bulaştığı kişi sayısı 3 milyonu, hastalıktan ölenlerin sayısı 210 bini aştı.

Salgının yansımaları ve alınan önlemler tüm dünyanın ortak gündemini oluştururken, Suriye'de sağlanan ateşkesten Keşmir bölgesinde yaşanan baskılara, ABD-Taliban arasındaki barış anlaşmasından Lübnan'daki hükümet karşıtı protestolara kadar birçok konu gündemin arka planına düştü.

Salgına karşı alınan önlemler nedeniyle geçen yıl dünya çapında çok sayıda ülkede ortaya çıkan ve bazıları aylarca süren protesto hareketlerinin yoğunluğu azalırken, Hong Kong, Myanmar ve Hindistan gibi bazı yönetimlerin, salgın koşullarını fırsat görerek ihlallerini artırdığı gözlendi.

Ateşkesin sağlandığı İdlib'de kısmi güven ortamı oluştu

İdlib'deki siviller ramazan ayını, Türkiye ile Rusya arasında 5 Mart'ta imzalanan ateşkes nedeniyle nispeten güvende geçiriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ateşkes ihlalleri nedeniyle uyardığı rejim ordusu ve destekçisi İran komutasındaki unsurların tahkimatları sürüyor.

Rusya ve rejim saldırıları nedeniyle Türkiye sınırı yakınlarına kaçan milyonlarca sivil halen barınma ve gıda krizinin pençesinde. Siviller özellikle, salgının sonlanması ve briket ev yapımlarının tamamlanmasını bekliyor.

ABD ve Rusya'nın Fırat Nehri'nin doğusundaki YPG/PKK'lı teröristlerin 30 kilometre güneye çekileceği sözleri ise aylar geçmesine karşın yerine gelmedi. Rusya'nın garantisine rağmen teröristlerin nehrin batısındaki Tel Rıfat ve Münbiç'teki varlığı da sürüyor.

ABD başkanlık seçimleri

Kovid-19 salgınının en etkili olduğu ülkeler listesinde ilk sırada bulunan ABD'de vaka ve ölü sayısı her geçen gün artarken, 2020 başkanlık seçimleri için siyasi arenada hareketlilik devam ediyor.

Ülkede 3 Kasım 2020'de yapılacak başkanlık seçimlerinden çekilen Demokrat aday adaylarından Bernie Sanders, partinin tek aday adayı olarak kalan Joe Biden'a destek vereceğini duyurmuştu.

Öte yandan Cumhuriyetçi ve Demokratlar, salgın nedeniyle başkanlık seçimleri için "uzaktan oylama" sisteminin önünün açılması konusunda ikiye bölündü.

Demokratlar, Kovid-19 salgınının pençesinde seçmenlerin sandık başına gitmesinin tehlikelerine işaret ederek, uzaktan oylama sistemini savunurken, başta ABD Başkanı Donald Trump olmak üzere Cumhuriyetçiler ise uzaktan oylama sisteminin "istismara açık" olduğunu vurguluyor.

Irak'ta hükümet krizine çözüm arayışları devam ediyor

Salgın nedeniyle sokağa çıkma yasağının sürdüğü Irak'ta, ekim 2019'dan bu yana devam eden ve başbakan Adil Abdulmehdi'nin istifasına yol açarak hükümet krizine neden olan protestoların ardından, hükümet krizine çözüm arayışları devam ediyor.

Abdulmehdi'nin istifasının ardından görevlendirilen iki adayın hükümeti kurmakta başarısız olmasıyla, 9 Nisan'da hükümeti kurma görevi Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanı Mustafa el-Kazımi'ye verilmişti.

Ancak hükümet krizinin çözülmesi halinde, yeni başbakan, salgınla mücadeleye ek olarak protestocuların aylardır karşılanmayı bekleyen talepleri, ABD-İran gerginliğinin ülkedeki yansımaları, petrol fiyatlarındaki keskin düşüşün ekonomik etkileri, terör örgütü DEAŞ'ın artan saldırıları ve Erbil yönetimi ile bütçe ve enerji gelirlerinde müzakereler gibi zorlu gündemlerle karşılaşacak.

Afganistan'da barış anlaşmasına rağmen şiddet durmadı

ABD ve Taliban arasında 29 Şubat'ta imzalanan barış anlaşmasından bu yana ülke genelinde Taliban militanlarınca düzenlenen 2 bin 804 silahlı ve bombalı saldırıda yaklaşık 240 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti, 300'den fazla güvenlik görevlisi de yaralandı.

Barış anlaşmasından bu yana Taliban üyeleri, günlük ortalama 50 saldırı gerçekleştirdi.

"Afganistan'a Barışı Getirme Anlaşması" gereğince, Taliban'ın "ülke genelinde saldırılarını önemli ölçüde azaltması", buna karşılık ABD ve koalisyon güçlerinin 14 ay içinde askerlerinin tamamını ülkeden çekmesi öngörülüyordu.

Öte yandan anlaşmaya dahil olan esir takası kapsamında şu ana kadar Afgan cezaevlerindeki 550 Taliban üyesi ve Taliban'ın elinde bulunan 60 rehine serbest bırakıldı. Taliban ise öncelikle 15 kişilik üst düzey liderlerin serbest bırakılmasında ısrar ederken Kabil yönetimi buna yanaşmadı.

Esir takasındaki anlaşmazlık ve tırmanan şiddet eylemleriyle birlikte, anlaşmanın geleceği konusunda belirsizlik devam ediyor.

Koalisyon krizi biten İsrail'de Filistin'i ilhak planları

İsrail'de ikisi geçen yıl olmak üzere üç erken seçime neden olan ve bir yılı aşkın süredir devam eden koalisyon krizi, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz'ın "acil birlik hükümeti" kurulması konusunda anlaşma imzalamasıyla son buldu.

Söz konusu anlaşmayla İsrail'deki siyasi kriz sona ererken, işgal şartları altındaki Filistin'i ise daha da zor günler bekliyor.

Yeni koalisyon hükümetinin en önemli hedefleri arasında, Batı Şeria'da bulunan 250'den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi ile Ürdün Vadisi'ni "İsrail'e ilhak etme" planı yer alıyor.

Netanyahu, ilhak planına ilişkin önceki gün yaptığı açıklamada, "(ABD Devlet Başkanı Donald) Trump'ın 'barış planında' İsrail'in Yahuda ve Samira'nın tamamındaki (Talmudik Batı Şeria) haklarını tanındı. Başkan Trump (Batı Şeria'daki) Yahudi yerleşim birimleri ve Ürdün Vadisi'nde İsrail'in hakimiyetini tanıyacağı taahhüdünde bulundu. Birkaç ay sonra bu taahhüttün onurlandırılacağından şüphem yok." ifadesini kullandı.

Kovid-19 önlemleri gölgesinde süren küresel protestolar

Geçen yıl dünya çapında pek çok ülkede ortaya çıkan ve bazıları aylarca süren protesto hareketlerinin yoğunluğu, salgına karşı alınan önlemler nedeniyle azalsa da kısıtlamalara rağmen yer yer devam ediyor.

Fransa'da akaryakıt zamlarına ve ekonomik koşullara tepki olarak 17 Kasım 2018'de başlayan ve Cumhurbaşkanı Macron yönetimine karşı gösterilere dönüşen sarı yeleklilerin eylemleri aralıklarla sürüyor.

Öte yandan Lübnan'da, ekonomik krize karşı 17 Ekim 2019'da sokağa dökülen halkın talepleri üzerine ocak ayında yeni hükümet kurulması halkın tepkisini dindirmeye yetmedi.

Devam eden kötü ekonomik koşullara Kovid-19 tedbirlerinin olumsuz etkilerinin de eklenmesiyle çok sayıda Lübnanlı, başta Beyrut olmak üzere birçok kentte gösteriler düzenliyor.

Irak'ın başkenti Bağdat'ta ise Kovid-19 kısıtlamalarının hafifletilmesinin ardından geçen hafta başlayan hükümet karşıtı gösterilerde 1 kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

Yönetim karşıtı gösterilerde protestocular, yolsuzluk ve kamu malını israf etmekle suçlanan siyasilerin yargılanmasını ve siyasetten çekilmesini istiyor.

Ayrıca Hong Kong Özel İdare Bölgesi'nde, dün 300 kişilik grup, Kovid-19 salgını nedeniyle kamuya açık yerlerde 4'ten fazla kişinin bir arada bulunması yasağına rağmen bir alışveriş merkezinde gösteri düzenledi.

Cityplaza merkezinde toplanan çoğu genç göstericiler, "Hong Kong'a Özgürlük" şeklinde slogan attı ve demokrasi yanlısı aktivistlerin serbest bırakılmasını istedi.

Ülkede geçen yıl suçluların Çin'e iadesine ilişkin yasa tasarısına karşı yapılan kitlesel protestolardan bazılarını örgütledikleri gerekçesiyle demokrasi yanlısı 13 aktivist geçen hafta gözaltına alındı.

Muhalifler tarafından salgın dönemini siyasi baskı için fırsat olarak kullanmakla suçlanan Hong Kong yönetimi, insan hakları kuruluşlarından da tepki çekti.

Üçüncü sondaj gemisi Doğu Akdeniz'e gidebilir

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerine ilişkin Yunanistan'ın eleştiri ve lobi faaliyetlerine karşı Dışişleri Bakanlığı nezdinde girişimler devam ediyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin Doğu Akdeniz konusunda diyalog masası kurulması gerektiği inancıyla Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve Yunanistan'a çağrıda bulunmasına karşın Yunanistan'ın Türkiye aleyhine lobi faaliyetlerine giriştiğini anımsattı.

Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'deki gerginliğin düşürülmesi için diyaloğa açık olduklarını yineleyerek, aksi halde üçüncü sondaj gemisi Kanuni'yi bölgeye gönderebileceklerini söyledi.

Öte yandan Kovid-19 salgınından kaynaklanan ekonomik sıkıntıların, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin tek yanlı ilan ettiği sözde münhasır ekonomik bölgede, 2020'de yapılması planlanan beş sondaj çalışmasının ertelenmesine yol açtığı belirtildi.

Güney Asya'da Müslümanlar hedefte

Dünya ülkeleri yeni tip pandemi ile mücadele ederken, Hindistan, Keşmir ve Arakan'da Müslüman kesimlere yönelik ayrımcılık ve insan hakları ihlalleri devam ediyor.

Hindistan'ın, anayasanın yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir'e ayrıcalık tanıyan maddesini 5 Ağustos 2019'da iptal ederek bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırması, Hindistan-Pakistan gerilimini en üst seviyeye taşımıştı.

Keşmir Kontrol Hattı'nda (LoC) yapılan top atışlarının artması sonucu sivil ölümleri ve bölgeden kaçış sürüyor. Son günlerde Cammu Keşmir bölgesinde de paramilis güçlerle direnişçiler arasında çıkan çatışmalarda her iki taraftan kayıplar olduğu bildirildi.

Öte yandan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Hindistan'da geçen yıl aralık ayında 6 dini gruba vatandaşlık yolunu açan ancak aynı durumdaki Müslüman göçmenleri kapsam dışı bırakacak şekilde değiştirilen "Vatandaşlık Yasası"nı "ayrımcı" olarak nitelendirdi. Raporda, yasanın, milyonlarca Hint Müslüman'ın hakları için tehdit olduğuna işaret edildi.

Ülkede, yasayı protesto eden Müslümanlara yönelik Hindu aşırıcıların saldırılarında 79 sivil yaşamını yitirmiş, Müslüman mahalleler basılmış ve bazı camiler yakılmıştı.

Myanmar'da ise Kovid-19 salgını sürecinde Arakanlı Müslümanlara yönelik insan hakları ihlallerinin sürdüğü bildirildi.

Arakan Rohingya Birliğinin (ARU) yayımladığı raporda, Arakan eyaletindeki en az 7 şehirde binlerce Arakanlı Müslüman'ın uydurma ve asılsız suçlarla veya herhangi bir suçlama olmaksızın hapishanelere atıldığı bilgisi paylaşıldı.

Myanmar'ın Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.

Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp çevre ülkelere sığınan çok sayıda Arakanlı da insani yardımların ulaşamadığı salgın koşullarında açlık tehlikesiyle karşı karşıya.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (5)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)