Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, iş dünyası açısından 2015'in yönetimi zor bir yıl olduğu görüşünde. Dinçer, holding bünyesinde perakende ve sigortada bu yıl ciddi bir büyüme planladıklarını söylese de, dövizdeki yükseliş, enflasyon ve cari açık gibi sıkıntılara dikkat çekiyor. Haluk Dinçer, "Yüzde 3,5 büyümeden de ümitsizim" diyor.
TÜSlAD'da sekiz ay başkanlık yapan Haluk Dinçer, bu kısa görev süresine rağmen Ekonomist'in 'Yılın Iş tnsan-lan' anketinde 'Yılın Sivil Toplum Önderi' seçilmişti. TÜSÎAD'daki başkanlık görevinin ardından mesaisini tam zamanlı olarak işlerine ayıran Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, iş dünyası açısından 2015'in yönetimi zor bir yıl olduğunu söylüyor. Her ne kadar Sabancı Holding bünyesinde perakende ve sigorta sektörlerinde sorumluluğundaki şirketlerde ciddi bir büyüme planladıklarını söylese de, dövizdeki yükselişe işaret eden Haluk Dinçer, bu hızlı çıkışın enflasyon ve cari açık gibi göstergelere yansıyacağını belirtiyor. Bu noktada TÜSÎAD başta olmak üzere iş dünyasının önde gelen örgütlerinin büyümeyi yüzde 3,5 öngördüklerine dikkat çeken Dinçer, kendisinin bu büyümeden de ümitsiz olduğunu söylüyor.
Makro ekonomideki tablo Sabancı Holding'in yatırım iştahını ise kaçırmamış görünüyor. Bu yıl 3,5 milyar TL yatırım planlayan holding, bu rakamdan perakendeye 318 milyon, sigortaya ise 52 milyon TL ayıracak. Haluk Dinçer, perakende ve sigorta sektörlerinde sorumluğundaki şirketlerde hızlı büyümenin devam edeceğini söylüyor. Dinçer, sorularımızı aşağıdaki gibi yanıtladı:
TÜSİAD'da sekiz aylık geçiş sürecini yönettiniz ve tekrar Sabancı Holding'teki görevlerinizin basındasınız. TÜSİAD'daki başkanlık görevini teslim ettikten sonra mesainiz nasıl değişti? Perakende ve sigorta gruplannın başkanıyım. Dört halka açık şirketten, üç de yabancı ortaklı şirketten sorumluyum. Buralarda daha yoğun ve konsantre şekilde işlerime vakit ayırıyorum. İşlerin yoğunluğu bir yana TÜSİAD'daki görev sürecinde temsil görevleri nedeniyle neredeyse haftada 80-100 saat çalışıyordum. Bunları zaman yönetimi becerisiyle başardığımızı zannediyorum. Zamanı ne kadar iyi yönetirseniz yönetin yine de uzun saatler çalışmak durumunda kalıyorsunuz tabii.
Pek çok olumsuz işaretin olduğu makro ekonomik göstergeleri siz nasıl yorumluyorsunuz? Dış konjonktür Türkiye'nin büyümesi için maalesef olumlu bir havada değil. Cari açık tehlikeli boyutlarda olduğu için dış talep lehine daha hızlı büyüme planlanırken komşu ülkelerdeki olumsuzluklar nedeniyle istenilen yöne gidilemedi. Bu yıl gerek TÜSlAD gerekse holding olarak yüzde 3,5 büyüme ifade ediliyor. Ama ben şahsen yüzde 3,5 büyüme konusunda ümitsizim. Kademeli olarak 2014 yılının son iki çeyreğindeki aşağı doğru olan büyüme eğrisinin henüz kırılmadığını düşünüyorum. 2015 yılında da ilk çeyrek böyle gidiyor. Düşük büyüme çerçevesinde enflasyon da bir taraftan yükseliyor. Kur artışları devam ediyor ve dolarda 2,50 TL'nin altına düşülmeyecek gibi görünüyor.
Kiraların pek çoğunun döviz cinsinden olduğu düşünülürse, bu oran idare edilebilir mi? Biz hem kiracı hem de mal sahibi olarak masanın iki tarafında da varız. O nedenle baktığınızda döviz cinsinden kira aldığımız ve ödediğimiz için önemli. Burada dövizin yükselip düşmesi önemli değil. Önemli olan hızlı hareketler, belirsizlik, öngörülebilirlikteki zorluklar. Gelecek belirsizliği masanın hangi tarafında olursanız olun iş hayatını zorlaştırır. Fiyat istikrarı gibi döviz kurlarında da istikrar önemli. Dövizdeki oynaklık TL cinsinden fiyatları da etkiliyor. Enflasyonu bozuyor. İş dünyası açısından tüm bu durumlar yönetimi zorlaştırıyor.
Sorumluluğunuzdaki alanlar, büyüme potansiyeli yüksek iki alan. Yönetimi zor dediğiniz 2015 yılı için bu iki sektörde hangi planla ilerleyeceksiniz? Benim sorumluluğumdaki şirketler çok hızlı büyüme potansiyeli olan, hatta Türkiye'nin birkaç katı büyüme potansiyeline sahip şirketler. Perakende ve sigortanın Türkiye'de çok uzun bir geçmişi olsa da, modern perakende mesela son 20 yıldır gelişiyor. AVM'lerin yapımı hızlandı. Bir de orta sınıfın zenginleşmesiyle, alım gücünün artıyor olması da sektör açısından önemli. Sigorta sektörü ise Türkiye'de 150 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen son yıllarda ciddi bir hız kazandı. Çünkü insanların artık kaybedecek bir şeyleri olmaya başladı. Onları da teminat altına almak istemeleri normal. Tüketici kredileriyle alınan malların sigortalanması önemli oldu. Tüketici kredileri alanında bankacılığın büyümesi de sigorta sektörüne hareket kattı. Dolayısıyla böyle bir büyüme ortamı içinde çalışıyorum.
Sabancı Holding bu yıl için hedeflerini açıkladı. Perakende ve sigorta özelinde durum nedir? Beş yılık stratejik planınızdan söz eder misiniz? Bizim perakende alanında Carrefoursa, Kliksa, Teknosa şirketlerinin her biri kendi alanında ilk üç içinde yer alıyor. Bu şirketler önümüzdeki dönemde pazarın üzerinde büyüyeceklerdir. Rekabet güçleri yüksek şirketler ve bu şirketlerin her birinde beş yıllık süreçte yüzde 150 büyüme beklemek gerekir. Sigorta şirketlerinde ise Aksigorta ve Avivasa'da da büyümeler bu düzeyde olabilir.
Carrefoursa'da aşılan yönetim krizinin ardından gaza basılmış görülüyor. Halka arz oranında bir yükselme olacak mı? Şu an halka arz oranlarını arttırma düşüncemiz yok. Carrefoursa'da önceliğimiz net. Yönetimsel zafiyet ve doğru yatırım konumlanamaması nedeniyle 2008-2013 döneminde düşük hızla büyüdük. Hatta beş yıl boyunca patinaj çektik. Fakat geçen yıl bu değişti ve satışlar yüzde 20 artışla 3,1 milyar TL'ye ulaştı.
Bu yılın göstergeleri nedir? Bu yıl yüzde 30 büyüme hedefliyoruz. 200 mağaza açılışı planlıyoruz ve 2 bin yeni istihdam olacak. Bu yıl hem kârlılık hem de satışlarda pazarda kaybettiğimiz yılları telafi etme yılı olacak. 2014'ü başarılı kapattık. Kalben 2015'i daha iyi bir yıl olarak kapatacağımıza inanıyorum.
Teknosa için durum nedir? Kredi kartı harcamalarına getirilen sınırlamanın yansımalarını nasıl aşıyorsunuz? Kredi kartlarına getirilen harcama sınırlamasının olumsuz etkileri var. İş modelimizi gözden geçiriyoruz. Rekabet gücüne kavuşturmak için çalışmalar var. 2015 yılı bunların sonuçlarını alacağımız bir yıl olacak. Kliksa da büyüyeceğimiz işlerden biri. Online alışveriş hızla büyüyor, biz de burada pozisyonumuzu aldık.
Bu şirketler için planlanan yatırım bütçesi belli mi? Perakende sektörü için planlanan 318 milyon TL'lik yatırımın bu yıl 250 milyon TL'si Carrefoursa'ya dönük olacak. Yaklaşık 35 milyon TL'si ise Teknosa'da olacaktır. Aksigorta ve Avivasa'da 40 milyon TL'lik bilgi sistemlerine yatırımlar yapılacak.
Perakendede Migros'u satın almasıyla Anadolu Grubu güçlü bir oyuncu olarak kendini gösterdi. Bu satın almanın sektöre yansımaları ne olur? İşiniz zorlaştı diyebilir miyiz? Anadolu Grubu çok saygın bir kurum. Migrosün güçlü bir marka ve yönetimi zaten vardı. Bu noktada stratejilerinin değişmesini beklemiyorum. Bir yerli grubun gelmesi ve uzun vadeli bir programla bakması şirketin diğer ortakları açısından iyi bir durum tabii. Sektör açısından ise iyi ve değerli bir rakip. Tabii modern perakendenin gelişmesi için hepimize sorumluluklar düşüyor.
Siz de en son İsmar'ın 26 mağazasını satın aldınız. Bu yönde yeni bir satın alma gelecek mi? Şu an böyle bir şey yok. Ama fırsatlara her zaman bakıyoruz. Zaman zaman fırsatlar geliyor. Biz kira sözleşmelerini devralıyoruz. Yoksa biz şirketi satın almıyoruz. İsmar'da da böyle yaptık. Bu yönde de fırsatları değerlendirmeye devam edeceğiz.
Tüm olumsuzluklara rağmen 2015 yatırım iştahı da yüksek bir yıl olarak görünüyor. Bunu neye bağlıyorsunuz? Sizin yapacağınız yatırımlar konusunda motivasyonunuzu yüksek tutan nedir? Kısa vadede olumsuzluklar olabilir ama uzun vadeli bakmak gerekir. Biz Türkiye'nin geleceğine ve potansiyeline inanıyoruz. Perakende sektörünün de potansiyeli düşünüldüğünde beş yılda şirketin değeri ne kadar yükselir bakacağız.
Kısa vadede olumsuzluklar olabilir ama uzun vadeli bakmak gerekir. Biz Türkiye'nin geleceğine ve potansiyeline inanıyoruz. Perakende sektörünün de potansiyeli düşünüldüğünde beş yılda şirketin değeri ne kadar yükselir bakacağız.
20 yıldır holdingtesiniz. Aileden olmanıza rağmen hissedar değilsiniz. Hissedar olmamanızın sizi zorladığı anlar oldu mu? Bu noktada bir aile şirketinde yönetici olarak bu tarz şirketlere tavsiyeleriniz ne olur? Her ne kadar Sabancı Ailesi ferdi olsam da kendimi hep bir profesyonel olarak gördüm. İş bakışım, yaklaşımım bu. Onlar hissedar, ben hissedar değilim. Tavsiyem nesiller arası geçişlerin ciddiyetle yönetilmesi ve ciddi kurallara bağlanmasıdır. Aksi takdirde işler yürümez.
Sıkı kuralları ve bağlı oldukları anayasaları olan kimi holdinglerde gelin ve damatların işte görev almamasına dönük yaklaşımlar da var. Siz buna nasıl bakıyorsunuz? Doğru bir yaklaşım mı? Genelleme yapmamak gerekir. İşlerin büyüklüğü ile ilgili bir şey bu. Kurumsallaşmamışsanız, aile fertleri mecburen günlük işlerin içinde oluyor. Ama profesyonel bir yönetim varsa aile fertleri o zaman yönetim kurulu seviyesinde kalıyor. Tüm şirketler belli bir olgunluğa geldikten sonra aile fertlerinin yönetim kurullarında hesap soran, stratejileri, bütçeleri onaylayan ve yeni yatırımlar için fırsat kollayan noktalara gelmesi beklenir. Günlük işlerden ellerini çekmeleri gerekir. Esas modelin bu olması gerekir.
"SÖZLERİMDEN HİÇ PİŞMANLIK DUYMADIM" Haluk Dinçer, TÜSİAD'daki kısa başkanlık sürecinin son günlerinde verdiği röportajdaki demeciyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ağır eleştirisine maruz kalmıştı. Dinçer'e, çok ses getiren bu demeciyle ilgili olarak "Keşke belli şeyleri söylemeseydim dediniz mi?" diye sorduk. Dinçer şunları söyledi: "Çok gurur verici bu görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştık. Toplum o kadar gergin bir durumdaki ne söyleseniz herkes bir anlam çıkarıyor. Ben o röportajda söylediklerimi daha sonra 20 gazeteciyle bir araya geldiğimde de söyledim. Bunları artık geride kalmış görüyorum. Hiçbir şekilde pişmanlık duymuyorum. Ne söylediğimi de gayet iyi biliyorum."
"PERAKENDE YURTDIŞINA KOLAY TAŞINAMIYOR" Teknosa Romanya pazarına ilk girdiğinde başarısız olmuştu. İkinci girişinde de aynı sıkıntıyla karşı karşıya kalan grubun yurtdışı yatırımlara bakış açısını sorduğumuz Haluk Dinçer şunları anlatıyor: "Teknosa için Romanya'da altı mağaza açıp kapattık. Türkiye'ye baktığınızda da dışarıdan gelen markaların başarısız oldukları görüldü. Bu noktada şunu gördük ki, perakende sektörü bir ülkeden bir ülkeye kolaylıkla taşınamıyor. Buradaki insan kaynakları, bilgi, gözlemleriniz oraya taşınamıyor. 0 nedenle olmuyor."
Ekonomist - Sibel Atik
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.