E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaDolar/TL nereye gidiyor?---

Dolar/TL nereye gidiyor?

Dolar/TL nereye gidiyor?
05 Aralık 2017 - 13:58 borsaningundemi.com

4 Aralıktaki dava, arkasından Fed faiz kararı ve 14 Aralıkta TCMB’nin PPK toplantısı gibi yatırımcıyı bekleyen bir kritik haber akışı söz konusu. O tarihe kadar dalgalanma devam edebilir.

Dolar/TL’nin kısa bir sürede 3,95’lere gelmesi birçok yatırımcı açısından beklenmeyen bir piyasa gelişmesi oldu. Bu gelişmenin devam edip etmeyeceği gerek enflasyon beklentilerinde yaratacağı olumsuzluk gerek özel sektör borç finansmanı maliyetlerinin artması gibi negatif yanlarıyla birçok iş insanı, şirket, yatırımcı ve analist açısından büyük önem taşıyor. Kurlardaki bu oynaklığın devam edip etmeyeceği ve TCMB’nin kur hareketlerine karşılık nasıl bir aksiyon alacağı herkes için hayati bir hal aldı. Öncelikle 2016 sonrası başlayan kur dalgalanmasına TCMB belirli bir faiz tepkisi vermiş ve “ağırlıklı ortalama faizi” yüzde 11,99 olarak belirlemişti. Bu oran gelişen ülkelerdeki faizlere kıyasla aslında hala yüksek bir seviyeydi. 21 Kasım tarihinde TCMB bankalar arası para piyasası limitlerini değiştirerek efektif faiz seviyesini yüzde 12,25 çıkardı. Bu aslında oldukça ufak bir adım. Önemli olan nokta, bu hamlenin “gerekirse ilerde de faiz artışı yapabiliriz” şeklinde bir sinyal olarak değerlendirilebilmesi. Ancak piyasa yurtdışı politik belirsizlik konusuna odaklanarak buradaki hamlenin sinyal etkisini fazla öne çıkaramadı.

HEDGİNG HAMLESİ ETKİLİ OLDU MU?

TCMB özel sektör döviz borçlarının yarattığı makro risklerin daha iyi yönetilmesi için vadeli forward (ileri tarihli işlem) anlaşması piyasasını aktif hale getirdi. Buradaki temel amaç özellikle döviz ihtiyacı olan firmaların risk sigortalamasına yararlı olacak bir mekanizma için forward piyasalarını genişletmek. Farklı vadelerdeki forward sözleşmelerin ihale yöntemiyle fiyatlandığı bu piyasada amaç, kur dalgalanmasını sınırlamak ve koruma ürünleri piyasasını genişletmek. TCMB’nin temel savı şu: Kritik kur oynaklığı yaşanan dönemlerde kurumlar forward yerine spot piyasalara yönelerek kur riskini daha da ileri itiyor, işte bu durumu ortadan kaldırmak için aylık 3 milyar dolarlık bir miktar için ihaleler başlatıldı.

Alınan ilk sonuçlar henüz kurda beklenen etkiyi göstermese de piyasalar bu mekanizmanın çalışmasını dikkatle izliyor. Burada benim iki temel çekincem mevcut. Birincisi, günlük 5-6 milyar dolar civarı geçen tezgah üzeri forward ve belki bir o kadar opsiyon piyasasına göre aylık 3 milyar düşük kalabilir. İkinci çekincem ise bu piyasanın kendi başına bir dalgalanma yaratabileceği dönemlerin oluşabileceği. Ama özünde özellikle Londra, bankalar ve şirketler arasında oluşabilecek likidite kaybı ya da dalgalanma üzerine ek bir maliyet yaratması beklenmemeli.

Aylık dalgalanma yüzde 15 seviyelerine gelmiş durumda. Bu oran kur oynaklığı için yüksek bir seviye. Son birkaç günlük artış kısmen sığ bir piyasada oluştuğu iddia edilse de euro ve dolar sepetinin 4,30’lara gelmiş olması kur için rekor bir seviye. Son dönmede oluşan yüksek kur seviyesi ve oynaklığında Türkiye ABD ilişkilerindeki gerilme temel sebep olarak görülüyor. Bunun dışında yüksek enflasyon ve kısmen bozulan bütçe dengesinin de dalgalanmanın artması üzerinde belli bir etkisi olabilir.

SAVUNMA ZAMANI

4 Aralıktaki dava, arkasından Fed faiz kararı ve 14 Aralıkta TCMB’nin PPK toplantısı gibi yatırımcıyı bekleyen bir kritik haber akışı söz konusu. O tarihe kadar dalgalanma devam edebilir. Kurun 4 lira gibi kritik bir seviyeye gelmesi durumunda TCMB ve ekonomi yönetimi sözlü yönlendirme yapabilir. 14 Aralık PPK’sı son dönemlerin en kritik toplantılarından biri olabilir. Özellikle ABD’den gelebilecek olumsuz bir haber ve Fed’den gelebilecek şahin bir tutum, TCMB’nin faiz artırma olasılığını yükseltecek. O noktada hangi faizin ne kadar yükseltileceği konuları gündeme gelecek. Ancak o zamana kadar dalgalanmanın devamı beklenebilir. Piyasa özellikle son hamle ile efektif faizin yüzde 12,25’e gelmesini 14 Aralık için bir artış sinyali olarak değerlendirmiş gibi görünüyor. Daha doğrusu artış olacak ama hangi kanaldan ya da ne kadar olur sorusu daha çok kabul gören bir senaryo. Bunun ne kadar etkili olacağı, aralık ayındaki veri akışına da bağlı. Başka önlemler ve en önemlisi kriz yönetiminin kalitesi öne çıkacak. Gelecek iki-üç haftalık dönem yatırımcı için yatırım fırsatı kovalamak yerine mevcudu koruma stratejisine dönmesinde fayda var görüşündeyim. (BURAK SALTOĞLU/FORBES TÜRKİYE DERGİSİ)

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)