ABD merkez bankası Fed'in faiz artırımına adım adım yaklaşmasıyla uluslararası piyasalarda da yükselen dolar, Türkiye'de siyasi belirsizlik ve terördeki tırmanışla rekor üstüne rekor kırıyor. Erdal Sağlam, Hürriyet'teki yazısında dolar kurundaki bu hızlı artışın Anadolu Kaplanları'na büyük darbe indireceğini yazdı.
İşte Sağlam'ın o yazısı: SONUNDA bu da oldu. Dolar Türk Lirası karşısında 3 TL'ye koşuyor. Bu kur artışından en çok zararı Anadolu sermayesi görecek. Çünkü bu işletmelerin çoğu kredi kullanan işletmeler. Bunların büyük bölümü döviz kredisi kullandı ve yükleri, artan kurlarla katlandı. Kur artışı elbette tek başına gelmiyor, kaynak sıkıntısı nedeniyle TL faizler de ciddi biçimde artmaya başladı. Bu işletmeler büyük sermaye gibi döviz risklerini dengeleyici işlemleri yapmış kuruluşlar da değiller. En kötüsü risk olduğu gibi üstlerine biniyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi iç ve dış talepteki daralma derinleşiyor, büyüme iyice sıkıntıya giriyor. Yani mal üretip satarak borçlarını çevirme imkanları da kalmıyor. Bu işletmelerin özkaynakları ise zaten sınırlı. Tüm bu olgular nedeniyle, kurlardaki mevcut gidişatın en çok, TL veya döviz kredi kullanmak zorunda kalan, büyük şehirler dışında kurulup gelişen ve Anadolu Kaplanları olarak adlandırılan bu işletmeleri vurması kaçınılmaz.
Peki, sonunda ne olacak derseniz; bu gidişat birkaç ay daha sürerse krediler geri ödenemez hale gelecektir. Yani Anadolu sermayesinden başlayarak tüm özel sektör kuruluşları sıkıntıya girmeye başlayacaktır. Rekabet kabiliyeti olan verimli ve geleceği olan işletmelere sahip iseler büyük sermaye, özellikle de yabancı sermaye gelip bunları satın alacak, satmak zorunda kalacaklar. Verimli bir işletme değillerse yani talipleri olmazsa da iflas edip gidecekler.
BELİRSİZLİĞİN FATURASI Kurlardaki aşırı tırmanışın ilacı siyasi uzlaşma sağlanıp koalisyon hükümeti kurulmasıydı ama olmadı. Bunun yanında Merkez Bankası bu siyasi kaosta bağımsız olduğunu hatırlayıp, radikal faiz kararları alabilirdi, bu da yapılmadı. Kurlar her gün yeni rekorlar kırmaya devam ediyor ve edecek. Kurlardaki artışların varlık değerlerinde düşüş olduğunu hatırlasak iyi olacak. Yaşadığımız olumsuzluklar siyasi karmaşanın ve belirsizliklerin sonucu. Buna FED'in faiz artırımına başlamasını, terör olaylarının daha da tırmanmasını eklersek, mevcut kur artış hızını bile birkaç ay sonra mumla arar hale geliriz. Kurdaki ateş öylesine yayılıyor ki; sonuçlarını tartışmaya fırsat olmuyor. Halbuki sonuçlarını biraz düşünsek, bu hareketin ne kadar zararlı olduğunu görsek, belki de siyasi partiler üzerindeki baskı artabilirdi. Ama olmadı. Koalisyonun kurulamamasının tek nedenini herkes gördü ama "Ne olur ne olmaz, ya yeni seçimde şartlar değişirse" diye, özellikle işalemi sesini güçlü bir şekilde çıkaramadı. İşalemi kur artışının yaratacağı sonuçları bir daha düşünmeli. Özellikle de Anadolu Kaplanları'nın bu gidişatın kendileri açısından hayati önem taşıdığını anlamak zorunda. Anadolu Kaplanları, hükümetin bu tutumunun en çok kendilerine zarar vereceğini görecekler mi? Görseler de, ideolojik tavır nedeniyle hükümete destekleri devam edecek mi? Koalisyonu kurmayıp ülkeyi seçime götürerek, siyasi ve ekonomik faturayı bilerek büyütenlere ne denecek?
AKP bindiği dalı kesiyor
AKP'nin sınıfsal tabanının hep Anadolu sermayesi olduğu söylenir. Belki bunun yerine muhafazakar Anadolu Sermayesi demek daha doğru olacak. AKP yönetimi uyguladığı politikalarla, işte kendisine en yakın bu işletmeleri zora sokuyor. Genel olarak KOBİ'leri de aynı kapsamda sayabiliriz. Bir başka deyişle hükümet, kendi bindiği dalı kesiyor, kendisine asıl desteği veren kesimleri, bilerek ve görerek aldığı kararlar ve tutumuyla ateşe atıyor. Anadolu Kaplanları bu gidişle eriyip, bir-iki yıl içinde yabancı sermayeli işletmeler haline gelirse kimse şaşırmasın.
Ha gayret 1$=3 TL
TÜRKİYE ekonomisi kaosa sürükleniyor. Dolar artan saldırılar, kurulamayan hükümet ve erken seçim kararının yanı sıra Merkez Bankası'nın döviz satış ihalelerinin miktarını arttırmak dışında hiçbir adım atmaması ile gün içinde onlarca kez rekor kırarak 2.95 liranın sınırında. Euro ise neredeyse 3.25 liraya çıktı, İngiliz sterlinine karşı Türk Lirası çaresiz. 1 sterlin 4.61 lira. Borsa İstanbul dünya borsaları yükselirken olumsuz şekilde diğerlerinden ayrıldı ve artışla başladığı günü yüzde 0.87 düşüşle 75 bin 299 puandan kapattı. Gösterge tahvil faizleri ise yüzde 11'e doğru gidiyor. Dün faiz yüzde 10.71'e yükseldi. Türkiye'nin iflas riskini gösteren 5 yıllık CDS (kredi temerrüt takası) primi 270 baz puan ile Ocak 2014'ten bu yana en yüksek seviyeye geldi. Serbest piyasada dolar günü 2.9270 liradan kapattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhtarlarla konuşması öncesinde 2.90 lira civarında olan doların kaybı konuşma boyunca hızlandı. Ardından gelen çatışma ve saldırı haberleri tarihi zirvenin yolunu açtı. Diğer gelişmekte olan ülkelerin para birimleri dolara karşı değerlenirken Türk Lirası'nın bir günlük kaybı yüzde 1.5'i aşarken son 5 gündeki kayıp yüzde 4'ü geçti. Tüm bu kötü tabloyu Saxo Capital Markets Strateji Uzmanı Cüneyt Paksoy "Dolar kendine panzehir arıyor ve bulamadığı için artış durmuyor" diye yorumluyor. Böylesi bir harekete karşı Merkez Bankası'nın da sessiz kalmasının da yükselişi etkilediğini belirten Paksoy şöyle konuştu: "Şayet artış sürerse ve 2.95 liranın üzerine çıkılırsa artık hedef 3.00-3.15 lira olacak. Rahatlama için öncelikle 2.90 liranın altı görülmeli kalıcı rahatlık için ise 2.85 lira olmalı."
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.