DOLAR TUTUŞTU YATIRIMCI ALTINA KOŞTU

Çin'in aşırı ucuz parası yuan ve ABD Merkez Bankası'nın (FED) yeni gevşeme planları ile her gün kan kaybeden dolara karşı faiz indirimleri ve sermaye kısıtlamaları ile başlayan kur savaşı ihracatçıdan çok altın yatırımcısına yaradı. Japonya ve Brezilya'nın önceki günkü müdahaleleri yen ve realde gözle görülür bir düşüş getirmediği gibi, dolar dün euro karşısında 8 ayın dibini gördü. ABD'nin ikinci tahvil alımı planına çok yaklaştığı beklentisi ve Japonya'nın faiz indirimi ile dolar ve yenden kaçan yatırımcı ise altına girdi. Spot altının fiyatı ons başına 1.349 doları geçerek son iki hafta içindeki sekizinci rekorunu kırdı. İçeride ise hafta başından bu yana her gün 100'er milyon dolarlık döviz ihalesi alımı gerçekleştiren merkez, dışarıda doların düşüşü nedeniyle TL'nin değerini aşağı çekmek konusunda yine başarılı olamadı. Merkez dün de 100 milyon dolarlık döviz ihalesi alımı yaptı, ancak yurtdışı piyasalarda euro karşısında 8 ayın en düşük seviyesine gerileyen dolar içeride TL karşısında da kan kaybetmeye devam etti. Euro dolar paritesi 1.3862 ile zirveye otururken, içeride dolar TL karşısında 1,42'nin de altına geriledi, parite 1,4170'i gördü. Yani merkez döviz ihalesi alım tekniğini değiştirerek son 3 gün boyunca yüklü günlük alımlar yapsa da TL "bana mısın" demedi. TL'nin yükselişinin daha ne kadar süreceğinin anahtarı ise merkezin küresel kur savaşına katılıp katılmayacağında ve ABD ile Japonya'nın başını çektiği "gevşemeye dönüş" filmine yeni oyuncuların ne ağırlıkta gireceğine bağlı olacak. Uzmanlar Türkiye'nin kur savaşına gireceğini düşünmediği gibi diğer ülkelerin de ihracatta rekabet edebilmek için para birimlerini düşürmeye devam edeceklerini, bunun da altın fiyatlarına yarayacağını öngörüyor. Beklenti altın fiyatının 1.355 dolara kadar çıkacağı yönünde. Gevşeme TL'yi yükseltir Merkezlerin kurlarını düşürmek için atacağı her adıma karşılık diğer merkez bankalarının da karşılık vereceği için bu savaştan ticari anlamda çok da fazla bir çıkar sağlanamayacağını düşünülüyor. Çünkü örneğin Japonya gibi herhangi bir merkez bankası kuruna müdahale ettiği anda, başka bir merkez bankası da ihracatçısı dezavantajlı duruma düşmesin diye kendi kuruna müdahale etmek zorunda kalacak. Ya da Brezilya ve Güney Kore'nin yaptığı gibi yabancıların tahvil alımlarından vergi almak ve döviz ticaretini sınırlamak gibi önlemlere başvuracak. Dolayısıyla kur savaşlarından orta vadede aslında hiçbir taraf çok da fayda sağlayamayacak. Olsa olsa gerek para politikaları gerekse müdahalelerle düşürülen kurlar yüzünden enflasyon canavarı güçlenecek. Bu süreçte de değeri müdahalelelerle düşürülen para birimlerinden kaçanlar ya altın gibi güvenli limanlara ya da kur savaşına katılmayan Türkiye gibi gelişen piyasalara yönelecek. Bir süredir kur savaşı çıkacağına ilişkin uyarılarda bulunan IMF Başkanı Strauss-Kahn, ülkelerin para birimlerini düşürmöe yarışının ekonomik iyileşmeye zarar verme riski taşıdığını söyledi. Financial Times gazetesine konuşan Strauss-Kahn "Kurların politika silahıo olarak kullanılabileceğine dair bir ortak fikir oluşmaya başladığı görülüyor" diyen Strauss-Kahn, "Ancak bu fikrin gerçeğe dönüştürülmesi küresel iyileşme için çok ciddi bir risk oluşturur ve uzun vadede negatif ve çok derin yaralar açacak etkileri görülebilir" şeklinde konuştu. Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz de salı günü Columbia Üniversitesi'nde yaptığ bir konuşmada "Yapmaya çalıştıkları şey çok tuhaf bir politika, kur savaşı ABD ekonomisine fayda sağlamadığı gibi dünyanın geri kalanı için de kaos yaratabilir" diye konuştu. , ‘TUHAF BİR POLİTİKA İZLENİYOR' FED'den sonra Japonya'nın yaktığı yeniden gevşeme ateşini ise İngiltere'nin izlemesi, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda'nın merkez bankaları da önümüzdeki günlerde faiz artırımlarında durması bekleniyor. Dün başlayan ve bugün sonuçlanacak olan İngiltere Merkez Bankası (BoE) toplantısı sonucunda yüzde 0,5'lik gösterge faiz büyük olasılıkla değişmeyecek. Ancak 20 Ekim'de açıklanacak toplantı tutanakları BoE'nin önümüzdeki dönem kantitatif gevşeme dahilinde yeniden ne kadar tahvil alımı gerçekleştireceğine ilişkin tüyo verecek. BoE geçen sene başlattığı program çerçeveside şu ana kadar 200 milyar sterlinlik (230 milyar euro) tahvil alımı gerçekleştirmiş, tahvil alımları geçen şubat ayında sona erdirilmişti.REFERANS

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.