Dünyanın ve Türkiye’nin gündemi büyük tırmanıştaki dolar… Merkez Bankası, kur ateşine karşı silahlarını çekti. Depo faizlerindeki indirimden sonra bugün de, “Rezerv opsiyonu katsayılarının değiştirilmesi yoluyla 13 Mart'ta sisteme yaklaşık 1,5 milyar ABD doları tutarında döviz likiditesi sağlanacağını” açıklaması geldi.
Ancak açıklamanın yeniden 2.64’ün üzerine çıkan dolar üzerinde henüz bir etkisi görülmedi. Gözler bu kez Başkent’e döndü; Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve MB Başkanı Erdem Başcı zirvesine… Şimdilik, ekonomik gelişmeleri değerlendirme toplantısından çıkacak mesajlar kur tarafını hareketlendirebilir düşüncesi hakim.
İşte böylesine kritik bir ortamda, böylesine siyasi ve ekonomi çevrelerini diken üstünde tutan dolar hareketleri karşında Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk’e sorduk: Dolar neden yükseliyor, bu ateş nasıl söner? Merkez Bankası nasıl tedbirler alabilir? Altın nereye kadar düşer? Şimdi altın alma zamanı mı yoksa satma zamanı mı? Kapalıçarşı’da döviz-altın cephesinde durum ne? Seçimlerden sonra neler olur?
Altın ve Para Piyasalarının usta ismi Mehmet Ali Yıldırımtürk, bomba gibi yanıtlar verdi.
DOLAR TÜM GELİŞMİŞ VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKE PARA BİRİMLERİ KARŞISINDA YÜKSELİYOR
Borsagundem.com: Dolar neden yükseliyor? Mehmet Ali Yıldırımtürk: Dolar uluslararası piyasada yükseliyor. Amerikan Merkez Bankası bir faiz artırımına gidecek. Haziran gibi söyleniyor ama bazıları Eylül de olabilir diyor. Ama Yellen piyasa dostu açıklamalarla piyasanın bozulmamasına da büyük gayret sarf ediyor. Yani piyasayla çatışmak istemiyor. Fakat bir gün diyecek ki, “Biz enflasyonu baz almıştık ama enflasyonun yükselip yükselmemesi çok önemli değil bizim için”. Yellen, “Çalışma saatlerinin ücret artışı hane halkına alım getirecektir ve bu da ekonominin canlandığını gösterecektir” diyor. O bakımdan dolar dış piyasalarda, bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin para birimleri karşısında yükseliyor.
Ama içerideki gerekçe ise daha başka. Biliyorsunuz iş dünyası yüksek faiz oranlarıyla kredi kullanamadığı için ve yeni yatırım yapamıyor. Geçtiğimiz senelerde Türkiye’de Merkez Bankası enflasyon oranlarını tutturamamış ve her 3 ayda bir Hükümete mektup yazmak zorunda kalmıştı. Ama şu anda çok konuşulan faizlerin yüksek olmasından dolayı enflasyon yüksek değil. Geçen seneki kuraklıktan kaynaklanan yaş meyve ve sebze ve gıda fiyatlarının yüksek olması da çok etkili. Tabi ki faiz oranları düşük olursa enflasyona bir miktar etkisi olacaktır. Ama kesin gerekçe o değil, yalnızca birisi o. Fakat Merkez Bankası da elindeki geniş veri setine bakarak şimdi sert bir faiz indiriminin ekonomiye ve piyasalara zarar verebileceği kanaatinde. Yani bir tarafı iyileştirirken, bir yandan faiz artırımlarına başlayabiliriz düşüncesiyle böyle riskli bir adım atmak istemiyor.
Unutmayalım ki biz dışarıdan kaynak kullanan ve yabancı bankaların içeride olduğu bir ülkeyiz. Bu noktada bu yüksek faiz avantajını bu bankalarda ellerinden kaçırmak istemediklerinden, tek diyebilecekleri şey belki ihtiyaçtan, belki spekülatif olarak döviz fiyatlarını yükseltmek oluyor. Ve bu da Merkez Bankası’nın işini zorlaştırıyor. İşte bunun için küçük miktarlarda faiz indiriyor olmasına rağmen bu konuda çok eleştiriliyor. Bu eleştiriler sırasında da döviz açığı olan, vadesi gelmiş veya vadesinin gelmesine çok yakın olan pozisyonlar kapatılma eylemine girince, içeride dolar/TL’nin beklenenin çok üstünde yükseldiğini görüyoruz. Ama ben çok kalıcı olacağı tarafında değilim. Çünkü siyasi istikrar sürerse ki o zaman Türkiye diğer ülkelere göre yatırım yapma imkanı ya da yatırım yapmak için daha olumlu bir ülke gibi görünüyor. O bakımdan her halükarda yabancı portföy yatırımcısı da buradan parasını götürüp başka bir yere yatırabilecek, daha karlı bir yer bulması şimdilik zor gözüküyor.
Bunları üst üste koyarsak ben bu dolar/TL’deki gerek spekülasyon gerekse ihtiyaç karşılığındaki talebin çok uzun süreli olacağı kanaatinde değilim.
Başka yaptığım yorumlarda da özellikle altını çizdiğim şeyi de söylemek istiyorum. Özellikle geçtiğimiz senelerin rakamlarını mukayese edecek olursak doların veya dövizin Ocak, Şubat ve Mart ayları Türkiye’ye girdisinin en az olduğu aylardır. Ne zamanki Nisan’da turizm sezonu başladıktan sonra, turizm gelirleriyle beraber döviz girdisi artar ve döviz fiyatları da bu nedenle arz cephesinin genişlemesiyle bir miktar aşağı gelebilir. Bu geçen cuma gördüğümüz doların 2.64’ü görmesi belki de senenin en yükseği olabilir. Bundan sonraki aylarda tekrar ilk etapta 2.45-2.50 ve daha sonra da o yükselme trendine başladığı 2.36 seviyeleri görebilir. Dolayısıyla ben bu noktada piyasanın biraz daha dengeleneceği kanaatindeyim.
-Dolar için yılsonu olarak 2.40 deniyordu. Oysa daha şimdiden 2.80’ler konuşulmaya başlandı. Sizin bir öngörünüz var mı? Mehmet Ali Yıldırımtürk: Ocak ayında bu soru sorulmuş olsaydı tahminlerde bu sene en düşük 2.25 en yüksek de 2.45 diye söylenirdi. Ama bazı kötümserler de 2.70’i görür diyordu ve şu anda 2.70’e yaklaşmış durumda. Dolayısıyla 2.70’in üzerinde bir şey söylemek mümkün değil. Ama ben 2.70 düzeyinden kapatacağının kanaatinde değilim. En kötü olasılıkla 2.45-2.50 seviyesinde kapatabiliriz.
MERKEZ BANKASI BAŞKA TEDBİRLER ALABİLİR
-Merkez bir haftalık vadeli döviz repo faiz oranlarında değişikliğe gitti, bunun üzerine kur geriledi.Merkez’in bu adımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mehmet Ali Yıldırımtürk: Biliyorsunuz Merkez Bankası geçtiğimiz toplantısında 25 baz puan politika faizini indirdi. Aynı zamanda faiz koridorunun üst limitini 50 baz puan, alt limitini de 25 baz puan indirmişti. Böyle bir düzenlemeyle biraz daha likiditeyi artırmaya çalıştı. Tabi bunu artırmaya çalışırken de dövize yansımaları olacak. Dövizin yükselmesiyle beraber, depo hesaplarında şöyle bir düzenleme yaptı. Depo hesaplarındaki euroda haftalık faiz olarak yüzde 6,5’dan yüzde 2,5 indirdi. Yani piyasaya biraz euro bıraktı. Diğer taraftan da dolarda yüzde 7,5’dan yüzde 4,5’a çekerek orada da biraz döviz bıraktı. Bu karar sonrasında dün itibariyle doların biraz gerilediğini görüyoruz. Ancak eğer spekülatif bir hareket varsa geçtiğimiz günlerde olduğu gibi piyasalar kapandıktan sonra spekülatif hareketlerle tekrar tetikleyip bir daha zirveyi gösterirler diye düşünüyorum. Eğer böyle bir şey olursa Merkez Bankası başka bir tedbir alabilir. Dolayısıyla Merkez Bankası şu anda döviz fiyatını düşürmek için ben buradayım gibilerden iddialı bir görünümde değil. Her zaman olduğu gibi ben piyasaları takip ediyorum, gerekirse dövize daha fazla da müdahale edebilirim, benim için fiyat istikrarı önemlidir ve elimde başka türlü enstrümanlarda var diye piyasaya mesaj verdiğini duyuyoruz, görüyoruz.
-Haftayı ABD istihdam piyasası verileriyle 3 TL gibi büyük bir gerilemeyle kapatan altının hali ne olacak? Mehmet Ali Yıldırımtürk: Altının en büyük düşmanı faiz. Dolayısıyla Amerika’da ‘faiz artırılır mı, artırılmaz mı?’ tartışmaları bir kenarda kaldı. Çünkü her halükarda faiz artırımları olacak. Faiz artırımları başladığı anda, altının onsunun 1050-1150 bandına gerileme olasılığı var. Geçen hafta altın son 3 ayın en düşüğüne yani 1164 dolara kadar geriledi. Ancak altının dış piyasa görünümüyle, iç piyasa görünümü arasında bir farklılık var. Bu da dolar/TL’den kaynaklanan bir farklılık. Dolar/TL yüksek seyrettiği için biz dışarıdaki gerilemeyi aynı miktarda hissedemiyoruz. Ama döviz fiyatlarında bugünden sonra bir geri çekilme olursa, altın dışarıda geri çekildiği sürece bizde bunu hissedeceğiz diye düşünüyorum.
ALTIN İÇERİDE 80-83 TL’YE KADAR GERİLEYEBİLİR
-Bu düşüş sürer mi? Sürerse yıl sonu altının onsu kaç dolara iner? Öngörünüz nedir? Mehmet Ali Yıldırımtürk: Altın ilk etapta 1165 dolar ons desteğini kırarsa, daha önce de gördüğümüz 1130-1140 seviyeleri görebiliriz.
Dolar/TL’nin yaz aylarında gerilemesiyle beraber ve Amerika’dan da faiz artırım süreci başladığında altının onsu 1050 -1150 bandında olursa, altın içeride 80-83 liraya kadar gerileyebilir.
Bana bu konuda bazı eleştiriler oluyor. Sen altın fiyatları gerileyecek dedin ama gerilemedi filan gibi. Ben altın fiyatlarının dış piyasa için gerileyeceğini söylüyorum hep. Burada da tabi çok büyük spekülasyonlar var. Yani büyük fonların spekülatif hareketlendirdiklerini görüyoruz. Bakın 117 dolar olan varil petrolün fiyatının 45 dolara gerileyeceğini kimse tahmin etmemişti. Dolayısıyla bizim tahminlerimizde belki 100 dolarlık bir yanılma payı varsa da burada dünya konektöründeki spekülasyonların çok etkili olduğunu görüyoruz. Ama içerideki dolar/TL’nin nereye gideceğini kimse tahmin edemezdi bu kadar süreçte. Bundan dolayı içeride fiyatın düştüğünü görüyoruz ve fiyat yükselirken de bilakis yatırımcılardan veya vatandaştan bir altın talebinin olmadığını görüyoruz. Geçtiğimiz ay altının fiyatı 100 liraya yaklaşırken, vatandaşlardan yoğun şekilde altın satıldığını gördük. 10-15 günlük bir süreç içinde yastık altı altınlardan 25 tonunun piyasaya döküldüğünü gördük tüm Türkiye itibariyle. Biliyorsunuz Türkiye’de bir altın bankacılığı söz konusu. Vatandaşın yastı altı altınlarını ekonomiye kazandırmak için büyük reklam ve gayretler sarf edilmiş olmasına rağmen, böyle 20 günlük bir süreçte 25 ton altını onlar getirtememişlerdi. Vatandaş kendiliğinden fiyatlarında yüksek olduğunu tahmin ederek ve yükselme beklentisi de olmadığı için 25 ton altını sanki aynı şekilde sözleşmiş gibi piyasaya getirdi verdi. Bu da altının iç piyasa ve dış piyasa arasında dış piyasaya göre TL bazında 3 lira daha aşağıdan Kg. bazında 200 dolar aşağıdan ve ons bazında da 6-7 dolar daha aşağıda işlem görmesine etkili oldu. Ama talebin oldukça zayıf olduğunu, zorunlu bir alışın olmadığını hala satışların devam ettiğini görüyoruz.
KAPALIÇARŞI’DA ALTIN VE DÖVİZ CEPHESİ SAKİN
-Şimdi altın alma zamanı mı, yoksa satma zamanı mı? Piyasalarda altın ticareti ne durumda? Kapalıçarşı’da tansiyon nasıl? Mehmet Ali Yıldırımtürk: Şu seviyelerde bence altın satım için uygun. Önümüzdeki dönemde altın fiyatları biraz daha gerileyebilir ve alım için beklemekte fayda var. Ama dediğim gibi satım için bu seviyeler değerlendirilebilir diye düşünüyorum.
Kapalıçarşı’da özellikle döviz cephesinde tansiyonun düşük olduğunu görüyoruz. Kapalıçarşı uzun süreden beri dövizde fiyat oluşturma faaliyetini kaybetti. Artık burası bankaların döviz tedarikçi konumunu sürdürüyor ve diğer taraftan altın cephesinde altına talep olmadığı için bundan kaynaklanan bir döviz talebi de söz konusu değil. Kapalıçarşı’da hem altın cephesi, hem döviz cephesi oldukça sakin.
SEÇİMDEN SONRA TÜRKİYE KALDIĞI YERDEN BÜYÜMEYE DEVAM EDER
-Dolar, altın ve petrol… Yılbaşını baz alırsak, (ortalama 70 gün) bu üçlünün Türk ekonomisine etkisini değerlendirebilir misiniz? Mehmet Ali Yıldırımtürk: Çok güzel bir soru. Petrol fiyatlarının gerilemesi bizim cari açığımız açısından, 45 milyar dolarlık bir enerji ithalatı olan Türkiye açısından oldukça önemli bir kazanım. Ama biz bu avantajı çok fazla kullanamadık. Kullanamamamızın nedeni, özellikle faiz indirimi tartışmalarıyla beraber dolar fiyatının yükselmesinden kaynaklanan bir gelişme oldu. Dolayısıyla biz ucuz enerjiyi içeride vatandaşa ve sanayiye sunamadık. Bu bir dezavantaj oldu. Ama her halükarda bizim enflasyonumuzu bir miktar olumlu etkiledi. Evet, fiyatlar düşmedi ama çok fazla da yükselmedi aynı seviyesinde kaldı.
Diğer taraftan altın fiyatlarının bu şekilde yükselmesi, altın ithalatını azalttı. Bu da ekonominin cari açık bölümünde bize faydalı oldu.
Aslında bütün olumsuzluklar dolar/TL yükselmesinden kaynaklanıyor. Onun dışında bu belirgin üçgende biz ikisinden çok iyi istifade edebilirdik.
Son olarak şunu söylemek istiyorum. Dalgalı kurda biz zaman zaman bu tür şeyleri yaşayabiliyoruz. Bu çok yadırganacak bir şey değil. Ama önemli olan kalıcı olmaması. Kalıcı olduğu zaman hem hükümetin hem de Merkez Bankası’nın para politikasını bozabilir. Ama şunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Türkiye son 3 yılda 3 seçim atmosferine girdi. Bunlardan birisi de önümüzdeki genel seçim olacak. Bunun da önümüzdeki 3 ayda piyasaları dalgalandırması gayet doğal diye düşünüyorum. Dolayısıyla seçimden sonra yeni oluşacak bir hükümetle beraber, Türkiye kaldığı yerden büyümesine devam edecektir.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.