E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaŞirket HaberleriDOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR---

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
30 Haziran 2010 - 07:41 borsaningundemi.com

Marketwatch adlı internet sitesinde ‘ABD Ekonomisine Dair Üç Büyük Yalan' başlıklı bir analiz yayımlandı.

Keyifli bir analiz. Amerikan ekonomisini değerlendirenlerin yaptığı bazı yanlışlara değiniliyor. Haber şöyle: "ABD'de işsizlik oranının yüzde 10'un altında olduğu söyleniyor. Ancak bu, gerçekleri yansıtan bir veri olmaktan çok uzak. İş aramayı bırakmış olanları ve part time çalışmak zorunda kalanları da kapsayan eksik istihdam verisi yüzde 16'yı geçmiş durumda. Bu rakam ürkütücü... Bir diğer büyük yalan ise piyasaların ABD'nin dev bütçe açığı konusunda paniklediği yönündeki iddialar. Eğer böyle bir durum olsaydı hazine tahvillerinde faizlerin çok yüksek seviyelerde seyrettiğini görürdük. Şu anki faiz oranlarına bakıldığında piyasaların ABD'nin borcu konusunda paniklediğini söylemek çok yanlış olur. ABD, sosyalizme gitmiyor Bir diğer yalan ise ABD'nin sosyalizme doğru gittiği iddiaları. Şirket karlarının tarihi zirvelere çıktığı bir dönemde, bu yorumları yapmak doğru değil." Hoş bir yazı. Doğru kabul edilen yanlışları aktarıyor. Bize uygulanabilir mi? Neden olmasın. Bizde de doğru kabul edilen yanlışlar ya da geçmişten kalma ezberler yok mu? Mesela ‘Büyüme mi, yoksa enflasyon mu?' ezberi. Uzun bir süre politikacılar, ikisi arasında bir seçim yapmak zorunda kaldılar. Tabii ki büyümeyi seçtiler çünkü diğeri sancılı olacaktı. Bu nedenle Türkiye onlarca yıl yüksek enflasyonu yaşadı. 2002 sonrasında fark ettik ki, enflasyonu aşağı çekmek ve büyümeyi yukarı itmek birbirini dışlayan kavramlar değil. Aksine ikisi bir arada gayet güzel oluyor. Türkiye ekonomisi, 2001 krizinin ardından ciddi bir dezenflasyon programı uygulamaya başladı. 1995-2001 döneminde yıllık ortalama yüzde 71,6 olan enflasyon, 2002-2009 döneminde yüzde 12,5'e geriledi. Üstelik enflasyonda böylesi sert bir düşüşü gerçekleştirirken tarihindeki en istisnai büyüme dönemlerinden de birini yaşadı. Ekonomi 2002'nin ilk üç ayından 2008 yılının son üç ayına kadar aralıksız tam 27 çeyrek büyüdü. Hem de ortalama yüzde beş dolayında bir hızla. Kişi başına düşen gelir bu sayede 3500 dolardan 10.450 dolara kadar yükseldi. Yani bir yandan enflasyonu indirirken diğer yandan ekonomi büyüdü, insanlarımız zenginleşti. İşte bu, bir ezberin bozulmasıydı. Döviz kuru ezberi İkinci ezber ise kurlarla ilgiliydi. Türk Lirası değerlendikçe ihracat yeteneğinin zayıfladığını düşünüyorduk. Kitaplarda öyle yazıyordu. Uygulama öyle olmadı. Türk Lirası 2002 ile 2008 arasında ciddi şekilde değerlendi, ihracat geriledi mi? Hayır. Bu dönemde Türkiye'nin ihracatı 36.1 milyar dolardan 132 milyar dolara yükseldi. 2002-2008 arasındaki ihracat performansı, yıllık ortalama yüzde 11,6 artış olduğunu gösteriyor. Aynı dönemde gelişmekte olan Asya ülkeleri yüzde 10 ve ‘Euro Bölgesi' ülkeleri ise yüzde 2,3'lük bir ihracat artışı sağlamış. Yani Türk Lirası değerlenirken ihracatımız üç katına çıkmış. Servet Yıldırım | referans

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)