Yabancılar Türkiye'deki tahvil-bono portföylerini "çaktırmadan" mı boşaltıyor? Ellerindeki kağıtların vadesi bilinmediği için bunu kestirmek zor olsa da Hürriyet Gazetesi ekonomi yazarı Erdal Sağlam'ın izlenimleri, piyasa ile Merkez Bankası arasındaki faiz makasının daha da açılacağı yönünde. İşte Sağlam'ın faizlerin geleceğiyle ilgili ilginç öngörüler içeren o yazısı...
Piyasalarda bugünkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alınacak karara ilişkin yoğun biçimde bahisler oynanıyor.
Bahis dediğimiz zaman bunun kumar yönü olmadığını, daha çok yemeğine bahislere girildiğini hatırlatalım.
Bazı piyasa oyuncuları “Merkez Bankası küçük oranlı da olsa yeni bir faiz artırımı yapacak” diyor. Gördüğüm kadarıyla bu görüşte olanlarla bahse girenlerin sayısı o kadar fazlalaştı ki artık yeni bahiscileri listelerine almıyorlar.
Özetle ABD başta olmak üzere küresel gelişmeler, çarşamba günü açıklanacak FED tutanakları, içeride son günlerde yaşanan hızlı yükselişlere rağmen piyasanın çoğunluğu Merkez Bankası yönetiminin yeni bir faiz artırımına gitmesini beklemiyor. Buna karşılık hala “Merkez gerekeni yapar” biçiminde, yani naif düşünen piyasa oyuncuları olduğunu da söylemeliyiz.
Bugünkü PPK Toplantısından “faizi değiştirmeme kararı çıkması”nı bekleyenlerin sayısının piyasada büyük ağırlıkta olduğu açık. Eğer faiz artış kararı çıkarsa çok büyük sürpriz olacak.
Şu an itibariyle politika faizi yüzde 4.5, gecelik borçlanma faiz oranı yüzde 3.5, gecelik borç verme faiz oranı ise yüzde 7.25. Merkez Bankası geçen ayki PPK toplantısında faiz koridorunun üst sınırını 75 baz puan artırıp, yüzde 7.25 oranına yükseltmiş, taban oran olan 3.5’i değiştirmeyip koridoru büyütmüştü.
Piyasa Merkez Bankası’nın bu oranları korumasını bekliyor ama artık çok fazla önem vermediği de gözleniyor. Dün itibariyle politika faizi yüzde 4.5 iken Hazine bonosu faizi yüzde 9.2’yi bulmuştu. Yani piyasanın faizi ile Merkez Bankası’nın politika faizi arasındaki fark iki katı aştı.
ÇİFT HANE Bir başka deyişle Merkez’in faiz oranı ile piyasanın faiz oranı arasındaki makasın artmaya devam edeceğini düşünülüyor.
Piyasaların beklentisi faizlerin yavaş yavaş yükselmesi yönünde. Hazine bonosu piyasasında likiditenin yaklaşık 1 aydır iyice azaldığını yani alım-satımın fazla olmadığını hatırlatan piyasa oyuncuları, “Eğer piyasa canlı olsa yabancılar belli ki daha hızlı çıkacak, dolayısıyla faizler daha hızlı yükselecekti” diyorlar.
Yabancı yatırımcı Türkiye’den çıkmayı kafasına koyduysa çıkışını nasıl sağlayacak dediğimizde ise “İtfalar yapıldıkça Türkiye yatırımını roll-over etmeyecek, yani vadesi dolan kağıtların parasını alıp yeniden burada kağıda yatırmayacak” yanıtını alıyoruz.
Yabancıların hangi vadede itfaları bulunduğunun kesin rakamlarla bilinmediğini hatırlatan piyasa oyuncuları, bu nedenle çıkış konusunda somut tarih veremiyorlar o nedenle de “çıkışın yavaş yavaş olacağını” tahmin ediyorlar.
Buna karşılık çıkışın çok da uzun sürmeyeceği söyleniyor. Dolayısıyla faizlerin yukarı doğru tırmanmasında çok uzun bir süreden de söz edilmiyor. Bir bankacıya, “O zaman yılbaşından önce hazine bonosu faizi çift haneyi bulmaz diyebilir miyiz” diye sorduğumda, o tarihe kadar beklenileceğini sanmadığını, Ekim gibi çift haneyi görebileceğimizi söyledi.
PİYASADAKİ LİKİDİTE Tüm bu tablo son bir aydır hazine kağıdı piyasasındaki likiditenin azalmasının ekonomi yönetiminin işine geldiği anlamına geliyor. Bankacılar bunu doğrularken, piyasadaki likidite az olduğu için, hem çıkışın yavaşlaması hem de faizlerin fazla yükselmemesi nedeniyle ekonomi yönetiminin işine geldiğini kabul ediyorlar. Ama hemen ardından bunun orta ve uzun dönemde ekonomi yönetimini çok daha büyük sorunlarla karşı karşıya bırakacağını söylemeden de edemiyorlar. Yabancıların piyasadaki likidite bol olduğu için bu kadar iştahla piyasaya girdiğini hatırlatan bankacılar, likidite azaldığında artık geri gelmekte eskisi kadar iştahlı olmayacağına da dikkat çekiyorlar.
Aslında son bir aydır tüm gelişmekte olan ülkelerin kağıt piyasalarındaki likiditenin daraldığını, ancak Türkiye’deki daralmanın çok daha fazla olduğunun da altını çiziyorlar.
Piyasa oyuncularına çarşamba günü FED’in tutanaklarının açıklanmasıyla piyasada neler beklenmesi gerektiğini sorduğumda ise “FED’ın piyasadan aldığı kağıt miktarını azaltma kararını verdiği artık kesin gibi. Bunu alıştıra alıştıra yapacaklar, o nedenle de olumlu-olumsuz haberler çıkıp, piyasayı kısa süreli etkilese de genel trend artık belli oldu” yorumunu yapıyorlar.
Kısacası; küresel likiditedeki gelişmeler faiz artışını zorunlu kılarken, Merkez Bankası’nın hükümetin baskısıyla faizleri yeterince artıramadığı algısı, piyasada iyice pekişmiş durumda. Bu algı piyasada ekonomi yönetimine olan güveni azaltırken, belli ki ülke ekonomisi şimdi yapılmayan faiz artırımlarının faturasını ileride çok daha fazlasıyla ödemek zorunda kalacak.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.