Denizbank ikinci çağrıyı yapacak mı?

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, bankanın hissedarlarına ikinci bir çağrı yapıp yapmayacağına ilişkin soruya ''Yok. Şu anda gündemimizde öyle bir şey bulunmuyor'' dedi.
Ateş, Denizbank'ın kültür ve sanat faaliyetlerini yürüten Denizkültür'ün gazeteci ve belgeselci Nebil Özgentürk ile hayata geçirdiği ''Sanatımızın Hatıra Defteri'' projesinin tanıtım toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Denizbank'ın hissedarlara yönelik ikinci bir çağrıda daha bulunup bulunmayacağına yönelik bir soru üzerine Ateş, ''Yok. Bir kere. Zaten binde 15'i hisselerimizin tedavülde, biz halka açık bir kuruluşuz. Dolayısı ile Sermaye Piyasası Kurumu'nun (SPK) hükmü gereği kontrol hisse el değişimlerinde zorunlu bir çağrı var. O yapıldı'' dedi.
Denizbank'ın yaptığı çağrıya hissedarlardan yanıt gelmediğinin hatırlatılması üzerine Ateş, ''Bizim hisselerimizi seviyorlar, ellerinde tutuyorlar'' diye konuştu.
Ateş, ''İkinci bir çağrı olmayacak mı-'' sorusuna da ''Yok. Şu anda gündemimizde öyle bir şey bulunmuyor'' ifadelerini kullandı.
Yeni şube açılışları gerçekleştireceklerini, 40 civarında yurt içinde, 10 tane de yurt dışında şube açacaklarını ifade eden Ateş, ''Yeni şubelerle birlikte 1400 kişi alacağız. Arkadaşlar 1.370 diyor ancak, her seferinde bu hedefleri geçiyoruz. O nedenle 2013 yılında 1.400 kişi alacağız. Bu yıl da 1.500'ün üzerinde eleman aldık. Yeni denizci ve kaptanlarımız var şimdi. Her yıl yüzde 15-20 arasında personel tekrar içeri giriyor, büyüyoruz'' şeklinde konuştu.
"Yabancı bankalar piyasaya rekabet getirir''
Ateş, yabancı bankaların Türkiye'ye girişini rekabet açısından nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, şunları söyledi:
''Rekabeti artırır ancak, şöyle; son girenler ağırlıklı olarak kendi beyanları çerçevesinde daha toptan piyasalara giriyorlar. Perakende piyasalarda pay almak çok kolay bir iş değil. Çok ciddi yatırımlar. Yani birilerini satın almadıkça, organik olmayan büyüme dışında, organik olarak şu anda çok satüre olmuş (doymuş) gibi görünüyor bana perakende piyasalar. Çünkü oradaki hakim 10-12 banka olarak hepimiz, kendi payımıza çok ciddi sahip çıkıyoruz. Ancak toptan piyasalara rekabet getirir, getirmesi de iyidir. Zaten sermaye birikimi kıt olan bir ülkeye, büyüme emellerinizi ve yatırımlarınızı gerçekleştirebilmek için yurt dışından sermaye ithali zorunluluğu var. 2005 yılından bu yana bakıldığında ortalama her yıl gayrisafi milli hasılamızın yüzde 20'si kadar 140 milyar dolarlık bir yatırım söz konusu Türkiye ekonomisine. Önemli bölümü de özel sektör yatırımı olmak kaydıyla. Dolayısı ile bu yatırımların da finansmanı bankalar ve yurt içi bankalar tarafından yapılıyor. Yeni özelleştirmeler için de öyle olacak. Onun için onlar bize yeni komşular geliyor. Biz zaten o tür büyük kredileri sendikasyon kredisi, konsorsiyum şeklinde veriyoruz. Onlar da gücümüze güç katacak, onun için hoş gelsinler, sefa gelsinler.''
Merkez Bankası'nın faiz indirime ilişkin de Ateş, Türkiye ekonomisinde gelecek yıl yüzde 4 büyüme hedefi olduğunu ve kredilerde yüzde 15 büyüme beklendiğini ifade ederek, ''Ben yüzde 15'in alt sınır olacağını ve ortalamaların biraz daha onun üzerinde gerçekleşeceği düşüncesindeyim. Bu yüzde 20'yi bulmaz açıkçası ancak yüzde 15'de de kalmaz. Herhalde yüzde 17-18 gibi büyür. Biz yüzde 23 gibi bir hedef koyduk. Sanıyorum birçok açıklayan banka da yüzde 20'lerin üzerinde rakamlar telaffuz ediyor. Demek ki ortalamaları yüzde 18'i bulacak gibi duruyor'' diye konuştu.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.