E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaDeğerinin altındaki hisselere geçerken portföy çeşitlendirme unutulmamalı---

Değerinin altındaki hisselere geçerken portföy çeşitlendirme unutulmamalı

Değerinin altındaki hisselere geçerken portföy çeşitlendirme unutulmamalı
17 Aralık 2020 - 13:52 borsaningundemi.com

Küresel borsalarda dev hisselerden ekonomik açıdan hassas olan hisselere geçiş sürerken portföy düzenlemesinde çeşitlendirme önem taşıyan bir konu haline geldi. Fon yöneticileri doğru hisse tercihinin önemini vurguluyor

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Yatırımcıların en güncel sorunu büyüme ve değer stratejileri arasında seçim yapabilmek. Marketwatch’un konuyla ilgili haberinde çeşitlendirilmiş bir portföyle iki amaca da ulaşılabileceği öneriliyor.

New York merkezli yatırım danışmanlığı şirketi First Eagle’ın Küresel Değer Hisseleri Birimi Başkan Yardımcısı Kimball Brooker ve firmanın Kıdemli Analisti ve Ortak Portföy Yöneticisi Alan Barr değerinin altındaki hisselere yatırımın avantajlarını ve dezavantajlarını anlattı.

S&P 500 Endeksi içeriğinde SPDR S&P 500 borsa yatırım fonu gibi sayısız pasif yönetimli fon bulunuyor. S&P 500 endeksinin performansını ölçen bu fonlar borsa kapitalizasyonuna göre ayarlandığından birçok yatırımcının fark edeceğinden daha az çeşitlendirilmiş durumda.

Örnek vermek gerekirse S&P 500 endeksine 21 Aralık tarihinde Tesla hisseleri giriş yaptı ve Apartment Investment & Management hisselerinin yerini aldı. Eğer Tesla'nın piyasa değerini 11 Aralık'taki kapanış itibariyle S&P 500'e eklenip Apartment hisseleri kaldırılsaydı, endeks için 30,96 trilyon dolarlık bir piyasa kapitalizasyonuna ulaşılırdı.

S&P 500 Endeksi’nin %6,7’sini tek başına Apple hisseleri oluşturuyor. Endeksin en tepesindeki beş şirket hisse değerlerinin %22,7’sini ilk onu ise %29,5’ini işaret ediyor. Endeksteki bu aşırı yoğunlaşma riski geçmiş yıllarda teknoloji hisselerindeki artan performanstan faydalanılmasını sağlamıştı.

Görüldüğü üzere içerisinde büyüme ve değer hisselerini aynı anda bulunduran S&P 500 endeksi büyüme hisselerinin etkisi altında. Pasif fonlardaki hem değer hem de büyüme endekslerini listeleyerek yakaladıkları performans aktif portföylerde de yakalanabilir. Ekonomin toparlanmasıyla birlikte gelişmesi beklenen değerinin altındaki hisselere yatırım yapılırken çeşitlendirme yoluyla tıpkı pasif endekslerde olduğu gibi dünyanın dört bir yanında pek çok fırsata açık olan büyüme hisselerinden de yararlanılabilir.

First Eagle yatırım ekibinden Brooker şirketin 45 milyar dolarlık küresel fonuna ve 14 milyar dolarlık denizaşırı fonuna liderlik ediyor. İki fon da dev araştırma şirketi Morningstar tarafından beş üzerinden dört yıldızla notlandırıldı.

Küresel fonun 31 Ekim tarihi itibariyle %38’i ABD hisse senetlerinde, %36’sı ABD’li olmayan hisse senetlerine, %19 altın yatırımlarına %6’sı ise nakde yatırım yapacak şekilde dağılmıştı. Denizaşırı fon ise %67 oranında ABD’li olmayan hisse senetlerine, %18’i altın yatırımlarına ve %13’ü ise nakde bağlanmıştı.

İki yatırım fonu da değer hisselerine odaklanarak sermayenin korunmasını önemli bir hedef olarak belirliyor. Çeşitlendirilmeleri oldukça geniş olan fonlar S&P 500 Endeksi boğa piyasasına kalktığında ABD ortalamalarının aşağısında performans gösterebileceği anlamına geliyor. Ancak fonların çeşitlendirilmedeki başarıları sayesinde 20 yıllık performansı S&P 500’ün ortalama performansını yakalayacak seviyede.

Fact Set’in araştırmasında yer alan satış tarafındaki analistlerin ortalama tahminlerine göre S&P 500’ün ileriye dönük fiyat kazanç oranı 2019 yılı sonundaki 18,3 seviyesinden 22,1 seviyesine yükseldi.

Brooker’a bu derece yüksekten fiyatlanan bir borsada nasıl yatırıma başlayabileceği fikri sorulduğunda yatırım uzmanı özellikle yüksek değerlemeler göz önünde bulundurularak hisse senetleri tarama fikrinin “baştan çıkarıcı” olduğunu belirtiyor.

Brooker konuyla ilişkili açıklamasında, “Bazı insanlar değerlerin ölçülmesi ve insan duygularının yok edilmesi fikriyle tekrarlanabilir bir sürecin sistemleştirilmesini severler. Ancak bizi görüşümüz dünyanın daha kompleks bir yer olduğu yönünde” ifadelerine yer verdi.

Hisseleri yönetenlerin kim olduğu yatırım tercihlerini belirliyor

Yatırım uzmanı, First Eagle'ın analistlerinin de rakamlara göre bazı taramalar yaptıklarını ancak sürecin en önemli kısmının şirketlerin yönetim ekiplerinin nitelikli analizi ve bu ekiptekilerin "onurlu insanlar" olup olmadıklarıyla ilgili olduğunu belirtti. Yatırım uzmanı sayılarla ilişkili verilerin şirketlerin muhasebe yöntemleri ve piyasa düzenleyicileriyle ya da yasal sorunlarla risk altında olup olmayacağını gösteremeyeceğini belirtti. Brooker röportajında zamanlarının dar olmasından dolayı karmaşık şirketlerden uzak durduklarını sözlerine ekledi.

Alan Barr hisse tercihlerinde bilançoların hisse değerlerine oranını faiz ve vergilerin önüne koyduklarını ya da bilanço öncesi FAVÖK hesaplamalarının karşılaştırma için kullanılabileceğini belirtti. Hisse seçiminde sermaye borç oranı %30’un altında olan şirketlerin borç alanında bir sınır belirleyebileceğine dikkat çeken Barr, faaliyet kâr marjını %10’un üzerinde tutabilen şirketlerin tercih edilmesini tavsiye ediyor.

Barr tüm bu verilerin yanında, “Bu tip veriler bir sınırlama yaratır. İşlerinin doğası gereği faaliyet kâr marjının altında çalışan şirketler var. Bu şirketler yine de sermayelerinde yüksek getiri sağlayabilir” ifadelerini kullandı. ,

Borsalardaki en riskli yatırım teknoloji hisseleri

 

Borsalardaki rallinin geçmiştekilerden farkı ne?

 

JP Morgan metal emtiada yön değiştirdi!

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)