Başbakan Ahmet Davutoğlu, Haziran ayında yapılacak milletvekili genel seçiminde Almanya'daki vatandaşların büyük katılımla sandığa gitmelerini isteyerek, "Demokrasiye Avrupa'da da sahip çıkmalısınız" dedi.
Davutoğlu, Almanya'daki Türk toplumunun temsilcileriyle buluştu.
Sözlerine, "50 yıl önce Anadolu’nun farklı bölgelerinden helal rızık için yola çıkmış yiğit insanların onurlu evlatları, hepinizi muhabbetle selamlıyorum" diyerek başlayan Başbakan Davutoğlu, "O yiğit insanların torunlarıyla gurur duyuyoruz ki bu al bayrağı dünyanın her köşesinde olduğu gibi Almanya'da dalgalandırıyorsunuz. Allah razı olsun" diye konuştu.
Davutoğlu, şunları söyledi:
"Size selamlar getirdim, 77 milyon kardeşinizden selam getirdim. Anadolu'dan, Trakya'dan, Akdeniz'den, Karadeniz'den selamlar getirdim. Burnunuzda buram buram tüten Anadolu'nun her köşesinden, Toroslar'dan, Kaçkarlar'dan, Ağrı Dağı'ndan, Uludağ’dan selamlar getirdim. Dicle ve Fırat'tan, Seyhan ve Ceyhan'dan, Yeşilırmak ve Kızılırmak'tan, Menderes'ten, Sakarya'dan selamlar getirdim.
Başbakanlık görevini aldıktan sonra, son 4 ay içinde 40'ı aşkın vilayetimizi ziyaret ettim. Şimdide, bu vilayetlerde olduğu gibi bizi coşkuyla karşılayan Berlinli kardeşlerimle olmaktan büyük onur duyuyorum. O kadar büyük bir onur ki bu, Van'da vatandaşlarımızla buluştuğumuzda, Edirne’de buluştuğumuzda, Erzurum'da, Balıkesir'de, Adana’da, Nevşehir’de, Türkiye'nin her köşesinde buluştuğumuzda gördüğümüz coşkuyu, Berlin'de de görmekten gurur duyuyoruz."
Davutoğlu, Başbakanlık göreve geldikten sonra Mevlana, Şeyh Edebali, Hacı Bektaş-ı Veli, Ahi Evran türbelerini ziyaret ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Sizlerle gurur duyuyoruz. Çünkü Anadolu'nun medeniyetinin, irfanını taşıdınız buraya. Ziyaretimizde bizi biz yapan, büyük değerlerin varisleri olarak, o değerlerin sahiplerine selam durmuştum. Onlardan da size selam getirdim. Yunus Emre'yi ziyaret etmiştim. Manen bana dedi ki: 'Berlin'deki, Almanya'daki, Avrupa'daki torunlarıma selam et ve güzel Türkçemizi unutmasınlar' dedi. 'Kızılırmak kenarında söylediğim o Türkçe deyişler, Ren kenarında, Tuna kenarında söylensin' dedi. Hazreti Mevlana'yı ziyaret ettim, ondan da size manen selam getirdim. 'Barbarlığın, zulmün, yabancı düşmanlığının, terörün olduğu bu dönemde, benim torunlarım gel desinler, ne olursan ol gel, bizim diyarımız, bizim dergahımız umutsuzluk diyarı değildir, gel desinler’ dedi. Hz. Mevlana'nın da selamı üzerinize olsun. Ahi Evran'ın selamını getirdim Kırşehir'den. Ahi Evran ki ahiliğin kardeşliğin üstadıdır, piridir. Dedi ki: 'Berlin'deki, Almanya'dakilere selam ediyorum. Kardeşliği daim kılsınlar, kapılarını, sofralarını gönüllerini hep açık tutsunlar' dedi. Hacı Bektaş-ı Veli'yi ziyaret ettim, 'Bir olsunlar, iri olsunlar, diri olsunlar' dedi. Ve Şeyh Edebali'yi ziyaret ettim. 'Ey torunlarım' diye sanki manen sesleniyor size. 'Hiç merak etmeyin. Ankara'da artık insanı yaşat ki devlet yaşasın felsefesi' hakim' dedi."
Davutoğlu, Başbakan olarak Almanya'ya ilk ziyareti olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok büyük toplantılarda beraber olduk. Bazen acılı olayları, hüzünleri beraber yaşadık. 2 sene önce, hiç unutmam. Irkçı cinayetler dolayısıyla bir hafta gelip Almanya'nın bütün şehirlerini gezdiğimde, vatandaşlarımızla buluştuğumuzda, taşıdığım, hissettiğim ızdırabı hiç unutmam. Hüseyin Avni Bey de bizimle birlikteydi. Kendisine ve daha sonra toplandığım bütün başkonsoloslara tek talimatım oldu. 'Bundan sonra eğer Avrupa'da, Almanya'da veya dünyanın herhangi bir köşesinde tek vatandaşımızın gözünden bir damla göz yaşı düşerse onu önce benim başkonsolosum, benim büyükelçim görecek, o yaşı önce o silecek'. İşte gördünüz, biraz önce değerli Büyükeliçimiz, gözyaşlarını zor tutuyordu. Neden, çünkü sizin içinizden gelmiş biri olarak yaşanan zorlukları biliyordu. Gençlik ve Spor Bakanımız da Almanya'da doğdu, o da bunların farkında. Biz de gönülden hissediyoruz."
"Bugün Berlin'de Sayın Merkel ile buluşmaya giderken arabada zikrettim. Acaba 52 yıl önce tahta valizlerle Berlin'e ilk gelen o onurlu insanlar, o çilekeş fakat vakur insanlar, bugün bu tabloyu görmüş olsalardı acaba ne hissederlerdi. Vefat etmiş olanlar varsa hepsine Allah rahmet eylesin, yaşayanlar bu tabloyu gördüklerinde gurur duymuşlardır. Eğer burada olsalardı bu al bayraklar dolayısıyla her birinizin alnından öper, bağırlarına basarlardı" diyen Davutoğlu, onların hep bu manzaraya hasret olarak yaşadıklarını söyledi.
Ne olursa olsun başınızı dik tutacaksınız Onların, zorluklar yaşadıklarını, ancak başlarını eğmediklerini belirten Davutoğlu, yalnızlık çektiklerini ancak inançlarını ve özgüvenlerini kaybetmediklerini kaydetti. Davutoğlu, "Siz onların evlatlarısınız. Ne olursa olsun, başınızı dik tutacaksınız, bir an dahi başınızı eğmeyeceksiniz" dedi.
Dışişleri Bakanlığı döneminde, İsveç'te yaşayan bir Türk vatandaşıyla Kulu'da karşılaştığını ve kendisine, "60'lı, 70'li yıllarda Avrupa'ya ilk gittiğimizde hep başımızı öne eğerdik. Bir cemiyete, bir toplantıya girdiğimizde, kimse bize kimliğimizi sormasa diye kaygılanırdık" dediğini ancak "Son 10 yıldır. Nereye gidersek gidelim. Kimse bize kimsin diye sormasa bile gözlerinin içine bakıyoruz ve diyoruz ki 'ah bir sorsa da Türküz diye haykırmak' geliyor" dediğini anlattı.
Bu azim ve kararlılık sürecek Davutoğlu, "Bundan daha büyük hediye olur mu? Siz burada vakar içinde yaşıyorsanız bize verilebilecek en büyük hediye budur. Onun için gece gündüz çalışıyoruz. Gayret sarf ediyoruz. Sizlerin başını öne eğmemek için. Dün eğer Fransa'da teröre karşı dayanışma toplantısındaydık, zaten teröre karşı olduğumuz için oradaydık ama yanı zamanda sizler hiçbir şekilde böyle bir ithamla karşılaşmayasınız diye orada bulunduk ve sizinle birlikte terörü lanetledik. Bu azim, bu kararlılık sürecek" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, 60'lı yıllardan beri çok şeyin değiştiğini, o gün tahta valizlerle Almanya'ya gelen insanların torunlarının bugün Almanya'da en iyi makamlarda, en güzel görevlerde al bayrağı ve Türkiye'yi temsil ettiklerini ifade etti.
Arkalarında da çok güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti olduğunu belirten Davutoğlu, "Onun için değerli Berlinliler, bu dönemde sizlerden beklentimiz, talebimiz her zamankinden daha fazla. Her zamankinden daha güçlü şekilde kimliğinize, örfünüze adetinize sahip çıkmanızdır" diye konuştu.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ile birçok konuyu ele aldıklarını, meselelerin farkında olduklarını dile getiren Başbakan Davutoğlu, "Sizlere güvenimiz tam. Ancak bundan sonra çok daha büyük hizmetler için yola çıkmaya kararlı olmalıyız. Entegrasyon konusunda hiçbir şüphe olmamalıdır ki Türk vatandaşlarımız Avrupa ve Almanya'ya entegrasyonda üzerine düşeni yapmıştır. Ama herhangi bir şekilde, kimliğinden, dilinden örfünden fedakarlık ederek bir entegrasyon düşüncesi olmamıştır, olmayacaktır" değerlendirmesini yaptı.
Davutoğlu, artık Alman Parlamentosunda 11, eyalet parlamentolarında 37 milletvekiliyle temsil edilen çok güçlü bir Türk toplumu bulunduğunu ve bundan gurur duyduklarını ifade etti.
Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin başka ülkelerde krize yol açacak birçok sorunu aştığını, artık, demokrasisi zedelenmiş, zayıf bir Türkiye değil, kuvvetli demokrasi ve güçlü ekonomisiyle, küresel bir güç olmaya yönelen yeni Türkiye Cumhuriyeti olduğunu bildirdi.
Türkiye'de Aileye Destek Programı'nı açıkladıklarını hatırlatan Davutoğlu, bu destekten Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarını esirgeyemeyeceklerini belirtti. Davutoğlu, "İki hediyeyle geldik. Bir, bundan sonra sadece Türkiye'de değil, yurt dışında nerede olursa olsun, doğum yapan her anneye ilk altın devletimizden olacak. Annelerimizi bu anlamda desteklemek için ilk çocuğa 300 Türk lirası ya da yarım altın, ikinci çocuğa 400 lira, üçüncü çocuğa ise 600 lira yani tam bir altın hediye, dünyadaki bütün vatandaşlarımıza. Bu hediyeyi anneler alacak" dedi.
Evlatlarına çeyiz parası biriktiren gurbetçilere de yaptıkları tasarrufun yüzde 15'inin devlet tarafından çeyiz hesabı olarak verileceğini anlatan Davutoğlu, "İşte artık kendi vatandaşının yeni doğan bebeğine bile altın takabilen güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti var" diye konuştu.
Gücümüzü test edemezler Türkiye'nin bu yükselen gücünden rahatsız olanların, birçok provokasyona, kumpasa teşebbüs ettiklerini anlatan Davutoğlu, Gezi provokasyonunun çıkarıldığını, 17-25 Aralık operasyonlarının yapıldığını ve Suriye'deki mazlumlara yardım götüren MİT tırlarına operasyon düzenlendiğini kaydetti.
Davutoğlu, "Zannettiler ki bizim dizimiz titreyecek, yolumuzdan sapacağız. Onlar, Türkiye Cumhuriyeti'ni 12 yılda ayağa kaldıran AK Parti kadrolarının gücünü test edemezler" ifadesini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, 30 Mart yerel seçimi ve cumhurbaşkanı seçiminde bütün oyunların bozulduğunu ve emaneti devraldıklarını belirterek, emanetleri hedefe ulaştırmak için gece gündüz çalışmaya kararlı olduklarını dile getirdi.
Yeni hükümet kurulduktan sonra da Kobani bahane edilerek 6-7 Ekim olaylarının çıkarıldığını ifade eden Davutoğlu, bunlara karşı da dimdik durduklarını kaydetti.
Bu kritik aşamada yeni bir seçime daha gidildiğini hatırlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizden özel ricamız, 10 Ağustos seçimlerinde ilk defa oylarınızı yurtdışında kullandınız. Haziran seçimlerinde de daha büyük bir katılımla sandığa gitmenizi istiyoruz. Demokrasiye Avrupa'da da sahip çıkmalısınız. Şu ana kadar olandan daha da iyi organize şekilde büyükelçiliklerimiz, başkonsolosluklarımız hizmetinize hazır ve nazır. İnşallah Haziran seçimlerinde çok daha yüksek bir katılımla Türkiye'deki milli iradeye siz de kendi mührünüzü vurmalısınız. Hepinizden bunu bekliyoruz."
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.