Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Berlin'deki ortak basın toplantısına 'iki başbakanın nazik atışmaları damgasını vurdu. Kıvanç El'in Milliyet'teki haberine göre Başbakan Ahmet Davutoğlu, Paris saldırısıyla ilgili yaptığı, “Türkiye, AB üyesi olsaydı bu kültürel gerilimler yaşanmazdı” açıklaması için, Merkel, “Eğer böyle böyle olsaydı böyle böyle olmazdı varsayımında bulunmak oldukça spekülatif bir yaklaşım. Teröre karşı dayanışma içinde omuz omuza olmalıyız. Önemli olan budur” dedi. Davutoğlu, Merkel’e, “Avrupa’da yaşayan Müslümanlar için başarı hikayesine ihtiyaç var. Türkiye’nin AB’ye girişi, bu güzel örneği başarı hikayesine dönüştüreceği için aşırıcıların, din çatışması, kültür çatışması çıkarmak isteyenlerin alanını daraltır” sözleriyle yanıt verdi.
Davutoğlu, açıklamasına, Almanya’da bakan olan Aydan Özoğuz’u örnek gösterdi.
Davutoğlu, Almanya Şansöylesi Angela Merkel ile Şansölyelik Binası’ndaki çalışma yemeğinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Görüşmenin ana konusunu Türkiye’nin AB üyeliği süreci ve Avrupa’daki İslamafobi hareketleri oluşturdu. Almanya’da 3 milyonu aşkın Türk yaşadığını hatırlatan Davutoğlu, şunları söyledi:
Aşırı akımlara ortak bilinç “Almanya’daki Türklerin kendi kültürlerini, dillerini ve kendi geleneklerini sürdürmeleri, Almanya’daki çok kültürlü hayatın da en doğal sonucudur. Bu çerçevede özellikle son dönemdeki, dün Paris’te birlikte olmaktan, omuz omuza yürümekten büyük bir mutluluk duyduk, çünkü uluslararası teröre karşı, Avrupa’da çok kültürü tehdit eden bu aşırı akımlara karşı, bütün dünyanın tam ortak bilinçle hareket etmesi önemli. Paris’te ortaya konulan tablo, büyük bir önem taşıyor. Bu tablonun dünyadaki bütün aşırıcılıklara, çok kültürü tehdit eden yabancı düşmanlığına karşı da olması gerektiğini düşünüyoruz.
“Birlikte olmalıyız” Çünkü yabancı düşmanlığı geçmiş dönemlerde olduğu gibi bugün de insanlık için bir tehdit mahiyeti taşımaktadır. Nereden ve hangi kökenden gelirse gelsin, teröre karşı da insanları dışlayan ötekileştiren bütün yaklaşımlara da birlikte olmak durumundayız. Sayın Merkel’in son dönemde özellikle Almanya’da çok kültürlülük üzerine yaptığı açıklamalara ve Alman hükümetinin tutumu konusunda memnuniyetimizi ifade etmek istiyorum. Avrupa sathında son günlerde gittikçe artan, özellikle camilere karşı saldırı başta olmak üzere İslamofobik bir takım eylemler konusunda da aynen terör faaliyetleri karşısındaki ortak tutumu sergilemek, Avrupalılar olarak bizlerin, kıtamızın kültürünü koruma bağlamında çok önemli. Almanca’yı Türkçe gibi iyi konuşmaları ama Türkçe’yi de unutmamaları, bu yönde eğitimleri için gerekli tedbirlerin alınması hepimizin ortak hedefi.
‘Terör terördür’ Terör, terördür; terörist teröristtir. Dini sıfat koyunca kolektif suç üretmek isteyenlere malzeme verilir. İslam ile terör yan yana gelmez. Terör örgütlerinin müslüman olmayandan çok Müslümanları öldürdüğünü görürsünüz. Terör ile milliyeti dini birleştirmek doğru değil. İslami terör denilirse Müslümanların terörist görülme tehlikesi var. 2013’te Norveç’te katliam yapıldığında ‘beyaz Avrupa terörü’, ‘Hristiyan terörü’ demedik; doğru da değil. El Kaide ise El Kaide, İslam ile terör bir arada kullanılmamalı. Aksi halde teröristlerin tuzağına düşülmüş olur. NSU cinayetlerini işleyenleri ‘Alman’ diye adlandırmadık.”
Başbakan’ı kızdıran soru Reuters’ın “Türkiye’nin cihatçılara karşı tutumunda daha fazla faaliyet göstermesi gerekiyor mu” sorusu üzerine Davutoğlu, sesini yükselterek, şu yanıtı verdi:
“Suriye’deki krizde en büyük bedeli Türkiye ödedi. En geniş mülteci akımı olan ülke Türkiye’dir. 2 milyon mülteci var. Suriye rejiminden kaçtı. IŞİD teröründen kaçtı. Türkiye sınırlarını kapatsaydı insani gerekçelerle de sınırlarını kapatması gerekirdi. Sınırları, teröristlerin geçişi için değil babası annesi öldürülenler, kocası öldürülenler, masum kadınlar, çocuklar için açtık. Yarın sınırları kapatırız ama öbür tarafta Suriye bombalarının altında katledilen her çocuğun vebali o sınırları kapatma kararı almamız isteyenlerin üzerinde olur. Uluslararası toplum bu konuyu çözmek zorunda. IŞİD’ten en çok etkilenen ülke de Türkiye’dir.
‘İstihbaratı biz verdik’ Yabancı savaşçılar konusunda ise Avrupa ülkelerine dünya ülkelerine istihbarat işbirliği çağrısında bulunduk. 35 milyon insan geliyor yılda isimlerden teröristtir ya da değildir kategorisine tabi tutamayız. İstihbarat gelecek ki biz gerekeni yapalım. Bize verilenlerden 7 bin kişiye giriş yasağı koyduk. 2 bin kişiye de geldikleri anda deport ettik.
Biz gelen tüm istihbaratı değerlendiririz. İstihbarat örgütleri arasında temas olur. Son Fransa olayında adı geçen kadın ile ilgili istihbaratı Türk kaynağı yapmıştır. Bir uyarı gelmediği halde çalışmalarımızla tespit ettik, Fransız istihbarat teşkilatına haber edildi.
Türk ve Fransız şu anda ortak çalışıyor. Bu kadın Türkiye’ye Madrid’ten geliyor. İspanya’yı suçlamak mümkün mü? Türkiye’yi suçlamak mümkün mü? Haksız suçlamalara izin vermeyiz. Kimin elinde delil varsa çıkartması lazım.
Fransa’daki duyarlılığı bir gün önce aynı duyarlılığı İstanbul’daki terör saldırısında, Reyhanlı saldırısı olduğu zaman Almanya’daydım; Reyhanlı saldırısı da Suriye kaynaklı idi. Türkiye 50’ye yakın vatandaşını kaybetti. Dünkü dayanışmayı o zaman da görmek tabii ki haklı talebimizdir.”
Davutoğlu ve Merkel’in nazik atışması Basın toplantısında Merkel’e Davutoğlu’nun, “Türkiye AB üyesi olsaydı bu kültürel gerilimler yaşanmazdı” açıklaması anımsatılarak, “Almanya’nın Türkiye’nin AB üyeliği ile ilgili fikri” soruldu.
Merkel, bu soruya, “Fikrimi değiştirmedim. Şimdi tam üyelik konusunda kesinlikle müzakerelerin sürdürülmesi konusunu destekledim. Eğer böyle böyle olsaydı böyle böyle olmazdı varsayımda bulunmak oldukça spekülatif bir yaklaşım. Teröre karşı dayanışma içinde omuz omuza olmalıyız. Önemli olan budur. Elbetteki görüşmemiz gereken konular da bulunmaktadır, henüz çözülmemiş” yanıtını verdi.
‘İnşallah o günleri görürüz’ Alman gazetecinin benzer soruyu Davutoğlu’na sorması üzerine “benim kastettiğim şu” diyerek sözlerine açıklık getirdi. Davutoğlu, “Avrupa’da yaşayan Müslümanlar için başarı hikâyesine ihtiyaç var. Türkiye’nin AB’ye girişi, bu güzel örneği başarı hikâyesine dönüştüreceği için aşırıcıların, din çatışması, kültür çatışması çıkarmak isteyenlerine alanını daraltır. Nasıl Aydan Hanım’ın Almanya’da bakan olması; terör ve şiddeti teşvik etmek isteyen, ‘Müslümanlar ile Hıristiyanlar bir arada olamaz’ diyenlere ve en güzel cevaptır. ‘Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler, kimler olursa olsun dünyada barış isteyenler aynı taraftadır, dünyada şiddet, tiranlık, zorbalık savunanlar başka bir taraftadır. AB’de Türkiye yer aldığında, eminim bu Avrupa’ya da en güzel mesaj olacaktır. İnşallah bir gün o günleri hep beraber görürüz” dedi.
Merkel de basın toplantısında İslam’ın Almanya’nın bir parçası olduğunu bu doğrultuda Alman yasalarına saygı duyanların aynı dili konuşanların herkes gibi içtenlikle karşılandıklarını belirterek “Ben herkesin hangi kökenden olursa olsun hepsinin Başbakanıyım, Aydan Özoğuz da bakan. Müslümanların da çok net ayrım koymaları ‘şiddet söz konusu olduğu anda bizler dur diyoruz, hayır diyoruz’ demeleri bizim açımızdan çok önemli. Dinler arasında birlikte yaşam açısından çok önemli” dedi.
Merkel, “Belli konularda farklı görüşlerimiz olabilir ama terör konusunda beraberiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Kürtlerle olan barışma sürecini başlatmak için kendisi girişimde bulundu. Bu daha önce yapılsaydı Irak’taki durum bugünkü aşamasında olmayabilirdi” diye konuştu.
Milli Görüş temsilcileriyle görüştü Davutoğlu, Berlin’de Türk sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıya, “Avrupalı Türk Demokratlar Birliği”, “İslam Toplumu Milli Görüş”, “Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği”, “Berlin Türk Toplumu”, “Berlin Türk cemaati”, “İslam Kültür Birliği” adlı platform ve dernekler katıldı. Davutoğlu daha sonra geçen yıl kundaklanan Mevlana Camii’ni ziyaret etti. Davutoğlu daha sonra “Bu tabii Avrupa’daki son dönemde artan İslam karşıtlığının en çarpıcı ve en ürkütücü alanlarından birisi. Bu güzel camide de müşahade ettiğimiz gibi saldırılar bir yelin kayaya çarpması etkisi yapar. Kaldığımız yerden bu camilerin inşasına devam edeceğiz” dedi.
Merkel’le de bu konuları detaylı ekilde görüştüklerini bildiren Davutoğlu, “Avrupa kıtasını bütün bu aşırı yaklaşımlardan ve dinleri ötekileştiren, kutuplaştıran yaklaşımlardan arındırmak durumundayız. Bu kritik tarihi süreçte herkesin üzerine önemli görevler düşüyor. PEGIDA ırkçı yaklaşımları etrafında yapılan İslam karşıtı gösteriler hepimize kaygı verdi. Bu konuda Sayın Merkel ile görüşlerimizi paylaştık” diye konuştu. İslam Toplumu Milli Görüş Genel Başkanı Kemal Ergün de son 2 yılda Almanya’da yüze yakın cami saldırısı olduğunu, bunların kayıt altına alınmasını istediklerini ifade etti.
YDİK kurulacak Almanya ile yüksek düzeyli işbirliği konseyi mekanizması kurmaya karar verdiklerini de açıklayan Davutoğlu, “Sayın Merkel ile aldığımız kararla bundan sonra bu mekanizmanın düzeyini yükseltiyoruz ve başbakanların eşbaşkanlığında iki yılda bir yapılmasına karar verdik. Yılda bir de dışişleri bakanlarının koordinasyonu olacak” dedi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.