E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemCumhurbaşkanı Erdoğan: Göç artık tersine dönmüş durumda---

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Göç artık tersine dönmüş durumda

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Göç artık tersine dönmüş durumda
22 Aralık 2019 - 21:14 borsaningundemi.com

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti Ödül Töreni’nde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Eskiden yurt dışına giden bilim ve araştırma insanlarımızın göçü, artık tersine dönmüş durumdadır.' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Nasıl oldu da bugün ilmin neredeyse her alanında böylesine geriye düştük? Bizden ilham alarak yola çıkanlar şimdi fersah fersah önümüze geçmişken nasıl oldu da biz bugün sahip bulunduğumuz mirasımızın bile farkına varamaz hale geldik? Bu sorular üzerinde cesaretle düşünüp doğru cevapları bulmadan coğrafyamızın ve kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntıları çözemeyiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen İlim Yayma Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin akademik ödüllerinin verildiği, Mühendislik ve Doğa Bilimleri'nde Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran'ı, Sosyal Bilimler'de Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu'nu, İlim Yayma Büyük Ödülü'nde ise Prof. Dr. Fikrettin Şahin'i tebrik etti.

Türkiye'nin sorunlarına çözüm getiren, gerçekten özgün değerler üreten, akademik yetkinliği olan, toplumda etki oluşturan çalışmaların özellikle bu şekil mükafatlandırmayla geleceğe bir başka heyecan katacağına inandığını belirten Erdoğan, neden "mükafat" ifadesini kullandığını şöyle açıkladı:

"Dün akşam Necip Fazıl Mükafat Tören'indeydik. Prof. Dr. Uğur Derman Hocamız dedi ki 'Sanatta, musikide ödül denilebilir ama ilimde bunun adı mükafat olursa çok anlamlı olur, bu da benim teklifimdir' dedi. Tabii Uğur Derman Hocamız malum, çizgiye derman olmuş bir hocamız. Hatta çok farklı bir konumu olan hocamız. Dolayısıyla o nasihati tutalım istedim, onun için söylüyorum. Bu mükafat programına 758 başvurunun gelmiş olması aslında mayanın tuttuğuna işaret ediyor. Önümüzdeki yıllarda bu çalışmayı uluslararası boyuta da taşıyarak inşallah dünya çapında bir marka haline dönüştüreceğinize inanıyorum."

Erdoğan, mükafat alan veya alacak hocaların tartışma götürmez olmasının değerlendirme sürecinin de sağlıklı ve tarafsız işlediğinin göstergesi olduğunu vurgulayarak, İlim Yayma camiasına da böylesinin yakıştığını söyledi.

Temelleri 68 yıl önce atılan cemiyetin kendisinin de ekmeğini yediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Onun tasından çorbamızı içtik ve karavanasına her sabah çaydanlıkla oradan bardağından çayımızı aldık, tabii öyle cam bardak değil ha onu karıştırmayalım ve öyle yetiştik. Onun için oradaki büyüklerimize, bizim ne kadar onları şükranla anarsak azdır, Allah onlardan razı olsun, mekanları cennet olsun, inşallah. Bu hareket Şehit Başbakan Merhum Menderes'in teşvikiyle başlayan bir mücadelenin meyvesi olarak bugünlere gelmiştir. Kendisine bir kez daha Allah'tan rahmet niyaz ediyoruz. Cemiyetimizin tarihi gerçek bir ilim ve irfan mücadelesinin fazilet ve adalet mücadelesinin tarihidir. Milletin iradesine saygının, milletin hukukuna riayetin ve sahip çıkmanın sembolü olan bu müessese, ülkesinin ve milletinin, insanlığın hayrına yüz binler yetiştirmiş bir ocaktır. Kurulduğu günden beri hiç sönmeyen bu ocak giderek daha da büyüyen bir iman ve inanç ateşinin hak yolunda bir kararlılık güneşinin adı haline gelmiştir. Bu cemiyet, ayrıştıranların değil birleştiren ve kucaklaştıranların yuvası olmuştur. Burası milli ve yerli bir aklın rehberliğinde ve duru bir kalbin eşliğinde memleket hayrına büyük hayallerin kurulduğu, yeşerdiği, büyütüldüğü bir yerdir. Husumetin kapısından içeri giremediği bu cemiyet, daima fitne ve fesada karşı verilen amansız mücadelenin de kalelerinden biri olmayı sürdürmüştür. Bütün kalbimle inanıyorum ki bu ocak bugüne kadar olduğu gibi inşallah bundan sonra da milli iradenin yılmaz savunucusu olacaktır. Birlik ve beraberliğimizin bu numune kurumu, milli ve manevi değerlerimize bağlı nesiller yetiştiren bir çatı olarak daha nice yıllar hizmet verecektir. Milletin bağrından çıkan ve sadece millete hizmet için çalışan bu örnek sivil toplum kuruluşumuza ilk günden beri emeği geçmiş olan herkesi tekrar hayırla, rahmetle, minnetle yad ediyorum."

Erdoğan, İlim Yayma çatısı altında Türkiye'nin dört bir köşesinde koşturan, insan yetiştirmek için ailesinden fedakarlık ederek, gecesini gündüzüne katanlara teşekkür etti.

"Maya sağlam olunca, emekler Hak için Allah'ın rızasını kazanmak için verilince Rabbim de bereketini ihsan ediyor." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Fidan toprağa samimiyetle dikilince ne kadar olursa olsun hiçbir fırtına onun büyüyüp serpilmesine mani olamıyor. Dikkat edilirse ülkemizde gerçekten uzun soluklu varlık gösteren kurumların hepsi de arkasında milletin, özünde samimiyetin olduğu yapılardır. Milletin kalbinde karşılık bulamamış hiçbir kurum, maddi olarak ne kadar desteklenirse desteklensin bir süre sonra içi boş bir balon gibi sönmeye mahkumdur. Türkiye'nin sivil toplum tarihi bu bakımdan pek çok kötü örnekle doludur. Ancak İlim Yayma Vakfımız, İlim Yayma Cemiyetimiz ki bunlar kardeş zaten iç içe, Sabahattin Zaim Üniversitesi ile İrfan Okullarıyla, yurtlarıyla, burslarıyla, yayınlarıyla ilim ve irşat faaliyetleriyle hamd olsun dimdik ayaktadır. İlim Yayma Cemiyetimiz de ülkemizin dört bir yanına dağılan 176 şubesi, 179 yurdu, 79 eğitim merkezi ve burslarıyla ilim ordumuza neferler yetiştirmeyi sürdürüyor."

Bu mükafat programıyla İlim Yayma Cemiyeti'nin yeni bir alanda daha, aynı başarılı yolda yürümeye devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bilenle bilmeyenin eşit olmadığını farz eden bir inancın mensuplarıyız. Asırlar boyunca medeniyetimiz dünyanın tüm ilim pınarlarının kaynağı olmuştur. Fikirle, yazıyla ve amelle ilim peşinde ömür harcayan ecdadın tıptan, astronomiye, mühendislikten sosyal bilimlere kadar her alanda sergilediği başarıları iftiharla yad ediyoruz. Rahmetli Fuat Sezgin Hocamızın yadigarı olan İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi bu konudaki büyük birikimin en azından bir kısmını derli toplu bir şekilde bize hatırlatıyor. Peki buna rağmen nasıl oldu da bugün ilmin neredeyse her alanında böylesine geriye düştük? Bizden ilham alarak yola çıkanlar şimdi fersah fersah önümüze geçmişken nasıl oldu da biz bugün sahip bulunduğumuz mirasımızın bile farkına varamaz hale geldik? Bu sorular üzerinde cesaretle düşünüp doğru cevapları bulmadan coğrafyamızın ve kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntıları çözemeyiz. Yitik kaybedildiği yerde aranır derler, çözümü kendi içimizde, kendi ruhumuzda, kendi zihnimizde, kendi dünyamızda bulacağız."

Son dakika | Cumhurbaşkanı Erdoğan: Göç artık tersine dönmüş durumda
Hep aynı şeyleri yaparak her defasında farklı sonuçlar beklemenin akıl ve basiret sahiplerinin hiçbir zaman çözüm yolu olmadığını anlatan Erdoğan, "Dünyanın ve bizim karşı karşıya bulunduğumuz her yeni duruma uygun yeni duruşlar, yeni yöntemler geliştirmemiz şart. Bunu yaparken Türkiye'nin yaşadığı FETÖ tecrübesi ve halen medeniyet coğrafyasında şahit olduğumuz pek çok hadisenin bize verdiği mesajı doğru okumalıyız." diye konuştu.

"Kemaletle kemalat olmaz." diyen Erdoğan, "Medeniyetimizin ve kültürümüzün kendi dinamikleri içinde doğmayan tek gayesi ümmete, millete ve insanlığa hizmet olmayan hiçbir güç, hiçbir iktidar, hiçbir yapı bize iki asırdır hasretini çektiğimiz şahlanışı yaşatamaz. Kökleri sağlam olmayan ağaç, gövdeye sıkı sıkı bağlı olmayan dal, ona güçlü şekilde tutunmayan yaprak, varlığını sürdüremez. Mevlana Hazretlerinden ilhamla bir ayağımızı inancımıza, değerlerimize, kültürümüze sabitleyip diğeriyle tüm dünyayı, tüm evreni kucaklayacağız. Geçmişin acı tatlı tecrübelerinden ders alarak ihtişamlarından cesaret alarak istikbale odaklanacağız. Sadece sorunlara, sadece eksiklerimize değil, bunları çözecek dertlerimize şifa üretecek reçeteleri uygulamaya yoğunlaşacağız." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Türkiye olarak bu sürece öncülük etme görevinin hem tarihi hem de coğrafi olarak kendilerine düştüğünü dile getirerek, kendi tecrübelerinin bu konuda samimi olunması ve yeterli gayret gösterilmesi halinde çok kısa bir sürede önemli mesafeler katedilebileceğine işaret ettiğini söyledi.

Türkiye'nin son 17 yılının diğer alanlarla birlikte ilmi faaliyetlerde de adeta bir silkiniş, bir kabuğu kırma, bir yeniden diriliş dönemine girdiğinin ifadesi olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hala yapmamız gereken çok iş var. Ama hamdolsun istikamet çizilmiş ve kutlu yürüyüş başlamıştır. Sayıları 250'yi bulan üniversitelerimiz, bilimsel araştırma faaliyeti yürüten kurumlarımız, özel sektörümüzün araştırma, geliştirme merkezleri harıl harıl çalışıyor. Eskiden yurt dışına giden bilim ve araştırma insanlarımızın göçü artık tersine dönmüş durumdadır. İlmi ve akademik bakımdan olgunlaşmış, kendi alanında çığır açıcı eserler vermiş pek çok vatandaşımız artık ülkemize ve milletimize minnet borcunu ödemek gayesiyle bu topraklara geri dönüyor. Uluslararası lider araştırmacılar programıyla TÜBİTAK'ımız son birkaç yıldır bu alanda gerçekten büyük çabalar sergiliyor. İnşallah önümüzdeki dönemde insan yetiştirmek için öğrenci ve akademisyen değişim programlarına daha fazla ağırlık vereceğiz."

"Vaatten ziyade icraata bakıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geride bıraktıkları hafta İsviçre ve Malezya'yı kapsayan 4 günlük seyahatinin olduğunu hatırlatarak, Cenevre'de BM öncülüğünde ilk kez düzenlenen Küresel Mülteci Forumu'na katılarak bu tarihi foruma eşbaşkanlık yaptığını anlattı.

Dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan, milli gelire oranla insani yardımlarda dünyanın en cömert ülkesi olarak Cenevre'de Türkiye'nin mazlumlara sahip çıkmak adına yaptığı çalışmaları anlattıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Her yıl milyonlarca insanı vatanlarını terk etmeye zorlayan sebepleri ve bunların çözüm yollarını muhataplarımızla paylaştık. Meselenin imkan kıtlığı olmadığını, vicdan ve empati eksikliği olduğunu foruma katılan herkese rakamlarla izah ettim. Suriye'nin kuzeyinde hayata geçirmeyi planladığımız güvenli şehirler gibi insani dramları hafifletecek, mültecilerin geri dönüş haklarını garanti edecek projelere ağırlık verilmesinin gerekliliğini ifade ettim. Ayrıca Suriye'de attığımız adımların önemini ve Suriyeli mültecilerin geri dönüşleriyle ilgili pozitif gelişmeleri anlatma fırsatı bulduk.

Foruma katılan ülkeler, dünyadaki mültecilerin yükünü paylaşma adına 7,5 milyar dolarlık bir taahhütte bulundu. 2 trilyon doların silahlanmaya ayrıldığı, bir trilyon doların ise lüks tüketime harcandığı bir dönemde bu rakam, elbette devede kulak misalidir. Avrupa'nın mülteci sınırlarının dışarıda tutulması için tahsis ettiği miktar bile forum kapsamında ayrılan miktarın katbekat üstündedir. Sembolik meblağlarla mültecilerin sıkıntılarına çözüm bulunamayacağı gayet açıktır. Daha önce yerine getirilmeyen sözlerin acısını çok çekmiş bir ülke olarak vaatten ziyade icraata bakıyoruz. Bundan sonraki aşamada alınan karaların takipçisi olup uygulamaya geçmesi için gayret göstereceğiz. Bilhassa Batılı zengin ülkelere artık denizin bittiğini, mülteci sorunundan kaçmalarının daha fazla mümkün olmadığını söylemeyi sürdüreceğiz."

"Yarın bir heyeti Moskova'ya gönderiyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda milli gelire oranla dünyada özellikle en az gelişmiş ülkelere en fazla desteği veren ülkelerde birinci sırayı Türkiye'nin aldığına dikkati çekerek, "Birileri sadece lafını yapıyor. OECD'in açıkladığı rakamlar ortada. Bir numara biziz." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin Suriye kaynaklı yeni bir göç dalgasını daha kaldıramayacağını anlatan Erdoğan, "4 milyon insanın yaşadığı İdlib'deki son katliamlar sebebiyle bu bölgede tekrar ciddi bir hareketlilik oluştu. Bombardımandan kaçan 80 binin üzerinde İdlibli kardeşimiz ülkemiz sınırlarına doğru göç etmeye başladı. Şayet İdlib halkına yönelik vahşet son bulmazsa bu sayı daha da artacaktır. Böyle bir durumda Türkiye bu göç yükünü tek başına taşımayacaktır. Bizim maruz kalacağımız baskının olumsuz yansımaları, başta Yunanistan olmak üzere tüm Avrupalı ülkelerin de hissedeceği bir konu olacaktır. Bu durumda 18 Mart mutabakatından önce yaşanan sahnelerin tekrarlanması kaçınılmazdır. Biz Rusya nezdinde saldırıların son bulması için gereken her türlü çabayı gösteriyoruz, göstermeyi de sürdüreceğiz. Yarın bir heyeti Moskova'ya gönderiyoruz, görüşmeleri yapacaklar ve alınacak neticeye göre biz de atacağımız adımları belirleyeceğiz."

- Meselenin imkan kıtlığı olmadığını, vicdan eksikliği olduğunu herkese izah ettik.

- Suriye'de attığımız adımların önemini ve Suriyeli mültecilerin dönüşlerini anlatma fırsatı bulduk.

- 80 binin üzerinde İdlibli kardeşimiz ülkemiz sınırına doğru göçe başladı. Böyle bir durumda Türkiye bu göç yükünü tek başına taşımayacaktır.

- Rusya nezdinde, saldırıların (İdlib) son bulması için gereken her türlü çabayı gösteriyoruz, göstermeyi de sürdüreceğiz. Yarın bir heyeti Moskova'ya gönderiyoruz, görüşmeleri yapacaklar. Alınacak neticeye göre biz de atacağımız adımları belirleyeceğiz.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (18)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • vatandaş24 Aralık 2019 11:02

    eğitimli beyinler akın akın kaçıyor bu ülkeden. elde bir tek imamhatipliler ve ilahiyatçılar kaldı. onlarda bir işe yaramıyor zaten anca devletin kanını emiyorlar.

  • Anc23 Aralık 2019 09:34

    Dönenler acaba suriye’den yeni gelmekte olan 50.000 kişilik “beyinliler” olmasın

  • Klişe23 Aralık 2019 08:47

    Şöyle deha bilim adamı olsam buluşlarım, işe yarar patentlerim olsa çağırsalar, kabul etseler bir dakka durmam tüm ailemi alır giderim. Gelişmiş medeniyetlerde en azından her tarafa siyaset bulaşmamış, liyakat var, hakedilen zenginlik var. Onun bunun adamı olmana gerek yok, kanuna uy yeter. Uretirsin vergini verirsin, adilce denetlenirsin paranı helal kazanır zengin olursun. İyi çalışırsın yönetici olursun. Emmioğlu, akraba, dost, menfaat ortağı midemiz bulandı burada herşeyden. Sağcısı solcusu ortacısı aynı. Tarikat cemaat mezhep laik sekuler dinci hepsinden bıktım.

  • Türkoğlutürk 23 Aralık 2019 08:12

    İşte dokunulmazlık bu, istediğini söyle, kimseden itiraz çıkmaz.

  • Bro23 Aralık 2019 06:56

    Para var beyin var. Para yok beyin yok

  • Bilal 23 Aralık 2019 01:27

    Beyinler akın akın Türkiye’ye gelmeye başlamış. Bütün beyinler artık onların yönetiminin muhteşemliğinden etkilenmiş görünüyor. Bilimde muhteşemlik, teknikte büyük atılım, eğitim sisteminin en üst seviyelere ulaşması, üniversitelerin bilimsel çalışmalarda çığır açması herkesi cezbediyor artık.

  • dahi23 Aralık 2019 02:30

    aynen babacım

  • Veysel Eren 23 Aralık 2019 00:49

    Söylediği lafa kendisi inanıyor mu acaba? Bak bakalım Uluslararası arenada kendisini kanıtlamış bilim insanları Türkiyede kalmayı tercih ediyor mu? Örneğin Aziz Sancar

  • Kaçan Grup23 Aralık 2019 00:35

    maaşlar euro olarak çok düştü, kafası çalışan gençler almanya’ya hollanda’ya gidiyor. rte nerede yaşıyor bilemedim ben.

  • Vatan sever 23 Aralık 2019 00:13

    Avrupa Amerika bizi kıskanohh. Haydin süper güç oluyohh

  • misafir22 Aralık 2019 23:44

    bahsettiği üniversitenin  rektör yrd.bülent arı cahil halka güvenirim.ülkeyi a yakta tutacak kesim cahil kesimdir diyor.kendisi neden okumuş bilmiyorum.acaba bu üniversişte ilk 1000 içine yer alıyormu.yok.bu kafa yapısınamı gelecek beyin.bir akademisyene verdiğin para imama verdiğinden az.bilim adamı niye gelsin geriye.avutun kendinizi.

  • misafir22 Aralık 2019 23:29

    bahsi geçen üniversitenin rektör yardımcısı bir şahıs türkiye cahil insanlarla daha kolay k

  • Kadir22 Aralık 2019 22:44

    Beynimizi yaktınız

  • vatandas22 Aralık 2019 21:41

    bugun kada ne dendiyse Terri olmustur

  • Osmanlı 22 Aralık 2019 21:29

    Demek ki Avrupa Amerika Rusya da en iyi okullarda mezun olanlar yüzünü Erdoğan Türkiye’sine çevirmiş hepsi gelip burda çalışmak için fırsat kolluyor... İşte asrın lideri, işte büyük dünya lideri

  • Gel gel23 Aralık 2019 08:51

    He he Oxford Yale m.i.t mezunları hepsi sırada bekliyor nasıl Türkiye'den gayrimenkul alsak da bizi vatandaşlığa geçirseler diye. Buraya vatandaş olmak en zoru imiş. Öyle kolay almıyorlarmış kimseyi. Dünyaca ünlü Dr lar gelip bedavaya günde 10 ağır ameliyat yapmak istiyormuş, mühendisler patentleri bağışlayacak hemen üretime geçecekmiş, Hollywood dan bile bir dünya insan başvurmuş.

  • ne22 Aralık 2019 21:29

    ne oldu da değişti diyen yok ***, salla gitsin

  • Bika22 Aralık 2019 21:26

    Suriyeliler, Asyalılar ve  Afrikalılar Türkiye'ye göç ediyor, beyni ve parası olanlar son beş yılda İngiltere'ye göç etti.