Dünyanın önde gelen finans kuruluşlarının analistlerine, “şu anda küresel ekonomideki en önemli grafik ne?” sorusu yöneltildi... Dünya'nın haberine göre, ABD ekonomisinin performansına yönelik farklı göstergeler, küresel borçlar ve önemli ekonomilerin büyüme trendlerine ilişkin çok sayıda grafikle yanıt verildi. Ancak çoğu analistin ortak değerlendirmesi olarak öne çıkan “en önemli grafik” dikkat çekici: Çin parasındaki değişim… Daha açık bir ifadeyle, yuan’ın yakın dönemde özellikle de yen ve euro karşısında yüzde 50’yi bulan değer artışı… Analistlere göre bu grafik, hız kesen büyümesini ve ihracatını artırabilmesi için Çin’in yuan’ı devalüe etmekten başka alternatifi kalmadığını söylüyor. Bu çerçevede Çin’in parasını dolar bandından çıkarabileceği ve bunun da dünyayı dalga dalga defl asyona boğabileceği savunuluyor. Analistler, olası sonuçlara ilişkin değerlendirmelerinde, 1994’te yuan’ın devalüe edilmesinin, Asya krizine katkıda bulunduğuna dair tartışmalara da dikkat çekiyor.
Güçlü doların pimini çektiği kur savaşları birçok ülkeyi rekabet gücünü artırmak için faiz indirimine ya da parasını devalüe etmeye zorladı. Son zamanlarda ise dev bir ekonomide daha devalüasyon beklentileri arttı. Öyle ki, bu ülkede devalüasyona gidilmesi dünyayı dalga dalga deflasyona boğabilir. Analistlere göre ekonomisi hız kesen ve ABD’nin tam tersi yöne giderek faiz oranlarını indiren Çin, adım adım devalüasyona gidiyor. Çin’in parası yuanı, dolar bandından çıkarabileceği ve bunun küresel çapta çok önemli sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor. Bunların en önemlisi ise dünyada yeni bir deflasyon dalgası başlatması. Business Insider, geçtiğimiz günlerde dünyanın önde gelen finans kuruluşlarından birçok analiste, şu an küresel ekonomideki en önemli grafiğin ne olduğunu sordu. Analistler, Fed’in bilançosu, ABD’de istihdam ve ücret artışlarına ilişkin grafikler, küresel borçlar, dünyada büyümeyle ilgili çok sayıda grafik gönderdi. Çoğu analist ise en önemli sorun olarak Çin parasındaki değişime dikkat çekti ve Çin’in kaçınılmaz olarak devalüasyona gideceği yorumunu yaptı.
Yen karşısında yüzde 50 yükseldi Global Macro Invester’ın yazarı ve Real Vision Television’un kurucusu Raoul Pal, şu an dünyanın en önemli grafiği nedir diye sorulduğunda 1 yıl vadeli işlemlerin Çin Yuanı’nda devalüasyona işaret etmesini gösterdi. Pal’a göre Çin ya parasının değerini düşürmek zorunda kalacak ya da büyük ekonomik yavaşlama ile karşı karşıya kalacak. Yuan, dolar bandı nedeniyle son birkaç yılda Japon Yeni ve euro karşısında yüzde 50 değer kazandı. Bu da Pal’a göre ülkenin ihracatı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Güçlenen dolar bandına bağlı kalmak Pal’a göre hiç mantıklı değil. Ülke ekonomisi zayıflıyor, ihracata dayalı bir ekonomi olmasına karşın yurtdışına satışlar hız kesiyor. Ekonominin, ihracatı daha ucuz yaparak ülkenin rekabet gücünü artıracak daha zayıf bir paraya ihtiyacı var.
Nordea Markets baş FX analisti Martin Enlund da dünyanın en önemli grafiği olarak Çin parasının dolar, yen ve euro karşısındaki değişimlerini göstermiş. Enlund, ABD ve diğer merkez bankalarının para politikalarındaki ayrışmanın Çin ekonomisine etkisine etkisine dikkat çekiyor. Çin’in 1994’te yuanı devalüe etmesinin Asya krizine katkıda bulunduğuna dair tartışmaları hatırlatan Enlund, “Çin’in yerel ekonomisinde dengeleri yeniden kurmak konusunda ne kadar ciddi olduğu önemli. Eğer sandığımız kadar ciddi değilse zayıf yuanın geniş çaplı etkilerine şahitlik edebiliriz” diyor.
Devalüasyon işsizlik baskılarını hafifletebilir Bir uyarı da Bank of Merrill Lynch stratejisti David Cui’den geldi. Reel efektif kur açısından bakıldığından Çin Yuanı’nın 2010 yılından bu yana yüzde 30 güçlendiğini kaydeden Cui, bu oranın Plaza Anlaşması’nın ardından Japon Yeni’nde yaşanan artış hızına yakın olduğunu hatırlatıyor. 22 Eylül 1985 tarihinde New York Plaza Otel’inde ABD, İngiltere, Japonya, Almanya ve Fransa hükümet temsilcileri, ABD Doları’nın giderek değer kazanmasını önlemek anlaşma yapmıştı. 1980- 85 yılları arasında dolar, diğer G5 ülkeleri para birimleri karşısında ortalama yüzde 50 değer kazanmıştı. David Cui, zaten gevşek para politikası silahını kullanan ve yerel yatırımlarda büyüme yaratan Çin’in bir noktada yuanı devalüe etmek zorunda kalabileceğini, böylelikle hem küresel talepten daha fazla pay alabileceğini hem de işsizlik baskılarını hafifletebileceğini savunuyor.
PKO BP baş ekonomisti Radoslow Bodys, ülke ekonomilerinin performanslarını etkileyecek kur hareketlerine değiniyor. Bodys, kur savaşlarının ortaya çıkaracağı en önemli trendlerden biri olarak Çin Yuanı’nda devalüasyonu görüyor. Çin yuanının Asya’daki diğer paralara karşı ve tarihi seviyelere bakıldığında oldukça güç kazandığına vurgu yapan Bodys, yuanın devalüe edilmesi halinde bunun küresel ekonomide yeni bir deflasyon dalgası yaratacağı uyarası yapıyor.
Son yıllarda Çin, döviz kurunun istikrarını koruma ve yuanın uluslararasılaşma sürecini hızlandırmanın yanı sıra, faiz oranlarında serbestleştirmeyle ilgili reformu da hızlandırıyor. Kısa süre önce Çin Merkez Bankası mevduat faiz oranlarının üst sınırını 1.3 kata yükseltti. Buna karşın Çin Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Yi Gang faiz oranlarında serbestleşmenin koşullarının olgunlaşma yönünde geliştiğine işaret ediyor.
Çin Merkez Bankası Başkanı: Kurun dalgalanması normal Son zamanlarda yuan kurunun dalgalanma genişliği devamlı arttı. Çin Merkez Bankası Başkanı Zhou Xiaochuan, Çin ekonomisinin dışa açılma derecesinin gitgide yükseldiğini, bu temelde döviz kurunun dalgalanmasının normal bir durum olduğunu ifade etti. Zhou, 12. Çin Ulusal Halk Meclisi 3. Toplantısı kapsamında yaptığı açıklamada, diğer ülkenin paralarıyla kıyaslandığında dalgalanmanın nispeten istikrarlı olduğunu ileri sürerek şunları söyledi: “Döviz kurunun dalgalanması uluslararası unsurlarla bağlantılı. Geçen sene uluslararası ortam pek sakin değildi, bu nedenle döviz kurunun dalgalanmasına yol açan çok unsur bulunuyor. Somut bir dönemdeki dalgalanma oranına bakarsak, yuan diğer paralara kıyasla nispeten istikrarlı, dalgalanma oranı da nispeten küçük.” Diğer yandan bazı analistler Çin'de yaşanan sermaye kaçışına dikkat çekiyor. Çin'de gerçekten sermaye kaçışı bulunduğunu belirten Zhou, söz konusu sermaye miktarının çok küçük olduğunu dile getirdi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.