Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güçlü, geçen yıl yüzde 12 büyüme gerçekleştiren çimento sektörünün bu yıl yüzde 6’lık büyümeyi hedeflediğini bildirdi.
Türk çimento sektörünü değerlendiren Güçlü, ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörünün asli unsurlarının başında gelen çimento sektörünün, dünya klasmanının üst sıralarında yer aldığını vurgulayarak, sektörün 70 milyon ton klinker, 100 milyon tonu aşkın çimento öğütme kapasitesine ve 80 milyon tona yaklaşan satış hacmine sahip olduğunu söyledi.
Güçlü, bu özellikleri ile çimento sektörünün Avrupa’da 1'nci, dünyada ise 5'inci sırada yer aldığını ifade ederek, ülkede kişi başına düşen çimento tüketiminin 2013'te 800 kilo gramın üzerinde gerçekleştiğini, dünya ortalamalarının 550 kilo gram civarında olduğu düşünüldüğünde ülkenin bulunduğu seviyenin öneminin daha iyi anlaşılacağını kaydetti.
Türkiye çimento sektörünün ulaştığı büyüklük ve tecrübe seviyesi ile artık global oyuncu olma hedefini önüne koymak durumunda olduğunu vurgulayan Güçlü, "Sektör, 2013'te iç piyasaya 63,5 milyon ton satış ve 12,5 milyon ton ihracat gerçekleştirdi. Sektör, 2013 için gerçekleşmesi beklenen yüzde 4’lük GSYH büyümesinin çok üzerinde bir performans göstererek, yüzde 12’lik bir iç piyasa büyümesi gerçekleştirdi. Bu oran inşaat sektörünün 2013 yılı için beklenen yüzde 8’lik büyüme arzının da üzerinde" diye konuştu.
Güçlü, 2013'te yaklaşık 12,5 milyon ton olarak gerçekleşen toplam ihracatın geçen yıla göre yüzde 9’luk bir azalma gösterdiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"En çok ihracat yapılan ülkeler Libya 2,1 milyon ton, Irak 1,6 milyon ton ve Rusya 1,1 milyon ton olarak sıralanıyor. 2014 yılı beklentilerine gelince, iyimser ve kötümser açılar dikkate alındığında genel GSYH büyüme hedefinin bir miktar üzerinde, yani yüzde 6 dolaylarında bir gelişmeyi öngörmek mümkün. Önemli altyapı projelerinin yanı sıra başta kentsel dönüşüm olmak üzere yaşam alanlarına dönük projelerin de belli bir tempoda devam edeceğini öngörüyoruz.
Hiç kuşkusuz art arda yaşanacak 3 seçim sürecinin de bu tempoya katkısı olacak. Ancak makro ekonomik konulardaki hassas noktalar ve özellikle cari açık konusundaki kırılgan tablo bu tempoyu olumsuz yönde etkileyebilecek bir sonuç doğurabilir. Her şeye rağmen yıl sonunda yüzde 6’lık bir büyüme gerçekçi bir hedef olarak görünüyor."
"Konut üretiminde artık skordan çok kaliteyi hedeflemek zorunlu hale geldi" Güçlü, sektörün yapısı itibariyle istikrarlı ve güvenilir hammadde kaynaklarına sahip olmak durumunda olduğunu dile getirerek, "Hammadde ruhsatlarının canlı tutulması ve işletme ürünlerinin sağlanmasındaki uygulamada bazı sıkıntılarla karşılaşılıyor. Bu konudaki izin yetkilerinin Başbakanlığa devrine yönelik düzenleme ilgili tüm sektörleri olumsuz yönde etkiliyor" dedi.
Sektörde enerji sarfiyatının yoğun olduğunu ve en temel harcama kaleminin elektrikle, katı yakıt olduğunu anlatan Güçlü, şunları kaydetti: "Sektör genel anlamda tüm üretim süreçlerinde enerji verimliliğini en üst düzeyde gerçekleştirme çabalarını öteden beri sürdürüyor. Sektör son yıllarda enerji tasarrufu konusunda önemli bir adım attı. Atık ısıdan yararlanarak elektrik üretimini hedefleyen bu projeler giderek yaygınlaşıyor. Böylelikle sektördeki toplam elektrik sarfiyatının yüzde 20-25’i geri dönüştürülebilecek. Ülkemizdeki toplam elektrik tüketiminin yüzde 3’ünü gerçekleştiren sektörün bu ölçüde bir tasarrufu gerçekleştirmesinin önemi ortadadır.
Sektör, bu konudaki yatırımları özendirecek desteklerin yanı sıra bu yolla üretilen enerjinin farklı bir tarifeden değerlendirilmesini talep ediyor. Çimento sektörü gerek endüstriyel, gerekse de evsel atıkların bertarafını yapabilecek teknik imkanlara sahip bulunuyor. Bu imkanların en üst düzeyde kullanılmasını mümkün kılan düzenleme ve özendirmenin yapılması önemli bir toplumsal sorunun çözümünü kolaylaştıracak."
Güçlü,çimento sektörünün ulaştığı birikim seviyesiyle artık yatırımlarında nicelik değil, niteliği gözetmek noktasında olduğunu belirterek, kalite konusunun tüm ülkenin her alanda gözetmesi gereken bir hedef olduğunu söyledi.
Sektörde çevreye dönük yatırımların, bu konuda başı çektiğini ifade eden Güçlü, sektörün sanayi alanında “dumansız hava sahası’na” büyük katkıda bulunduğunu ve kaliteyi gözeten proseslerle “kirleten çimento imajı”nın geride kaldığını dile getirdi.
Güçlü, ürün kalitesi bakımından en kritik konunun şüphesiz depreme dayanıklı beton olduğuna işaret ederek, "Bu alanda son 15 yılda çok önemli gelişmeler kaydedildi. Ürün kalitesi sadece deprem için değil, yakıt tasarrufu sağlanması bakımından da çok önemli. Konut üretiminde de artık skordan çok kaliteyi hedeflemek zorunlu hale geldi. Konutlarda harcanan yakıt ve bunun karbondioksit emisyonuna katkısının, sanayi kuruluşlarının çok üzerinde olduğu hatırlamak gerekir" değerlendirmesinde bulundu.
Beton yollar ve beton bariyerlerin gerek dayanım gerekse de trafik güvenliği bakımından ülke ekonomisine katkıda bulunacağına inandıklarını belirten Güçlü, bu projelerin sektör olarak her zaman takipçisi olacaklarını sözlerine ekledi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.