CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Toplantı devam ederken, basın mensuplarına açıklamalarda bulunan ve soruları yanıtlayan Haluk Koç, İç Güvenlik Paketi'nin görüşmelerine değindi.
Koç, paketin şu ana kadar 36-37 maddesinin geçtiğini ve iktidarın ısrarının devam ettiğini belirterek, bu konudaki mücadelelerinin süreceğini söyledi.
Geçtiğimiz günlerde MİT'le ilgili muhalefet partilerine, özellikle CHP'ye dönük bir takım senaryo uydurma gayretlerinin tanığı olduklarını hatırlatan Koç, "bu senaryoların hangi dairelerde kurgulandığını, kimlerin onayından geçtiğini ve hukuk tanımaz bir bakanın onayı ile en yukarıya nasıl ulaştırıldığını" daha önce açıkladıklarını ifade etti.
Koç, Türkiye'nin iç ve dış güvenliği açısından hassas bir dönemden geçildiğini, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na bu konuda bir uyarıda bulunduklarını anımsattı.
MİT'in doğrudan Başbakan Davutoğlu'na bağlı olduğuna ve "haberim yok" diyemeyeceğine işaret eden Koç, "Sizin sorumluluğunuzda lütfen bu konuda duyarlılığınızı gösterin, bu hukuksuz sürecin önüne geçin" diye konuştu.
"Tayyip Bey'e sorarsanız ekonomi çok tıkırında gidiyor ona göre..." Dolardaki yükselişe dikkati çeken ve ülkenin günlük devalüasyonla tekrar yaşamaya alışan bir ülke haline geldiğini iddia eden Koç, "Tayyip Erdoğan da harikalar diyarında dolaşır gibi. Demek ki 'Saraydan bakınca öyle görünüyor' demek geliyor insanın içinden" ifadesini kullandı.
Dolar kurunun günlük arttığını, düşecek denen faizin ise tersine yükselmeye devam ettiğini dile getiren Koç, şöyle devam etti:
"Tayyip Bey'e sorarsanız ekonomi çok tıkırında gidiyor ona göre. Türkiye'de ciddi bir yönetim dağınıklığı başlamıştır, bu konuya sükunet içinde yaklaşılmazsa toparlanması güç bir hal alacaktır. Bir cumhurbaşkanı özerk kurumların, günlük politikalarına ve uygulamalarına aslında 'karışamaz' denmesine rağmen, kendisine asli görev çıkarıyor ve karışıyor. Başbakan'dan Bakan'a, Merkez Bankası Başkanı'na kadar günlük fırça seansları var Türkiye'de. Tabii ki istişare, tavsiye, danışma olabilir ama müdahale olamaz, bu kurumlar özerktir. Eğer bir karışma, tavsiye, istişare olacaksa da bunlar basın üzerinden yürütülmez. Uçakta gazetecilere açıklamalar, dönüyor başka vesileyle ya numaralandırılmış muhtar toplantılarında ya Saray'a çağırdığı bir takım kişilerin önünde konuşma ihtiyacını giderme toplantılarında, geliyor gidiyor faiz, Merkez Bankası. Doğrudan hükümette ekonomiyle ilgili bakanlar hedefe konuyor. Sorumluluğu olmayan bir makamın yetki kullanması bu alanda çok ciddi fatura yükler Türkiye'ye."
Koç, dış dünyanın Türkiye'yi "risk algısı yüksek" ülkeler sınıfına soktuğunu ve süreci beklemeye, takip etmeye aldığını ileri sürerek, "Otorite ve güven önemli bir konu bu sektörde. Bugün Türkiye, bu iki konuda önünü göremez hale gelmiştir" görüşünü savundu.
Türkiye ile Japonya'nın karşılaştırılamayacağını belirten Koç, orada insanların tüketime katılması için enflasyon yaratılmaya çalışıldığını iddia etti.
Japonya'nın Türkiye ile hiçbir ilgisinin olmadığını ifade eden Koç, "Bu arkadaşa bakıyorsunuz, ekonomiyle ilgili müktesebatı, askerde kantin işletmekten ibaret. Kalkıp dünyanın en önemli alanında, en kırılgan alanında aklı sıra bu işin uzmanı gibi kendine rol biçip, Türkiye'yi birbirine katıyor. Mutfakta yangın var, yangın. Çarşıda, pazarda yangın var. Sen o masal diyarından, harikalar diyarından bakıyorsun meseleye" diye konuştu.
Koç, hane halkı borç yükünün katlanılamayacak boyutta olduğunu, bütün bunların sosyal huzursuzluklarla, çeşitli şiddet olaylarıyla toplumda kendini gösterir hale geldiğini öne sürdü.
Cumhurbaşkanı'nın, Gezi Parkı odaklı gelişmeler sırasında "faiz 10 kuruş arttı" diye ortalığı birbirine kattığını ileri süren Koç, "Bakıyorsunuz bugünkü gelişmelere, en büyük faiz lobisi Saray'dır bugün Türkiye'de ve Saray'da kendini ekonomi bilgini sayan kişidir" dedi.
Haluk Koç, 1975-2002 yıllarında bütçeden yapılan faiz ödemesinin 251 milyar dolar olduğunu, 2003-2014 arasında ise bu rakamın 389,4 milyar dolara yükseldiğini savunurken, 11 yılda yapılan faiz ödemesinin, 27 yılda yapılan ödemesinin 1,6 katı olduğunu söyledi.
"Faiz lobisinin başı bugün Saray'da oturan kişidir" Faizlerin bir ayda 2 puan arttığını öne süren Koç, "Hergün tepinen biri, özerk kurumlara müdahale eden biri, 'faiz indir' gerçekler ortada. Tam tersine faiz yükseliyor, faiz lobisinin başı bugün Saray'da oturan kişidir" değerlendirmesini yaptı.
Türk Lirası'nın dolar karşısında son iki ayda yüzde 9 değer kaybettiğini de savunan Koç, şöyle konuştu:
"Dolar 2,55'i geçti. Son iki ayda dolar kurundaki 21 kuruşluk artış, ülkenin omzuna ne yükledi? Ülkenin omzuna yüklediği para 90 milyar lira. Reel sektörün omzuna 38 milyar lira. Bu yük nereden çıkacak? Bu yük dönüp dolaşıp, işsizlik olarak topluma geri gelecek ya da zam olarak çeşitli malların hizmet üretiminde milletin sırtına binecek. Onun için çarşıda pazarda yangın var diyorum. Doları olan kazandı. Kimde var? Herhalde istifliyenler de var. Yılbaşında 10 bin dolar parası olan, 2 bin 90 lira kazandı bugün. 10 bin Türk Lirası olan da 353 dolar kaybetti bugün, bu kadar acı bu gerçek. Bu acı gerçeği nasıl dengelerler, nasıl kendi içlerinde bir düzen tuttururlar ama bu işin tetiğini çeken yukarıdaki ekonomi bilginini herhalde zapt etmeleri çok zor. Merkez Bankası bir özerk kurum, Başkanı, hazineden sorumlu Sayın Bakan ne kadar bu baskıyı, yükü taşır ve bunun ülke ekonomisine yansıması nasıl olur? Bir kaos ortamına ekonomik açıdan girdiğimizi net olarak görüyoruz."
Bu duruma sevinmediklerini veya bir siyasi çıkar beklemediklerini dile getiren Haluk Koç, "Bu ülke, yatırımlar, bu borçlar hepimizin, onun için tek kişinin inadı hırsı, saplantıları Türkiye'yi dış politikada, iç politikada olduğu gibi ekonomi alanında çıkmaz sokağa sürüklemiş görünüyor" açıklamasını yaptı.
"AK Parti ile HDP arasında ittifak kuruldu" Koç, Çözüm Süreci'nin bir illüzyona dönüştüğünü, herkesin kandırıldığını iddia ederek, sürece ilişkin açıklanan metnin mürekkebi kurumadan, siyaset arenasının birbirine girdiğini söyledi.
AK Parti ile HDP arasında, seçim işbirliğinin yapıldığını ve gelecekle ilgili her türlü ittifakın kurulduğunu savunan Koç, iktidarın, İmralı'dan ve HDP'den gelen talepler doğrultusunda, "İç Güvenlik Yasası'nda bazı düzenlemeler yapabileceğini" öne sürdü.
"Ne bekleyeceksiniz bunlardan? Tarihimizde ecdadının türbesini, mezarını apar topar kamyona yükleyip kaçanlardan daha fazla ne beklenir ki?" diyen Koç, AK Parti'nin ve HDP'nin karşılıklı suçlamalarının, oynanan oyunu, makyajlama amacı taşıdığını savundu.
Haluk Koç, AK Parti'nin devlet kurumlarını PKK'yı muhatap almaya zorlamasının Oslo görüşmeleriyle başladığını ileri sürerek, "Bütün bir milleti Öcalan'ın ağzına bakar hale nasıl getirdiklerini hep beraber değerlendirmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"Çözüm değil, seçim önemli" AK Parti ile HDP'nin "kayıkçı kavgası" yaptığını öne süren Koç, şunları kaydetti:
"Seçmen bizi sahnede birbirimize laf sokuştururken görsün ama biz, kendi amaçlarımıza göre bu süreçleri kullanalım, karşılıklı olarak kafalarımızdaki nihai hedeflerimize doğru yürümeyi sürdürelim düşüncesindeler. Yani tam bir 'cambaza bak' oyunu oynanıyor. Peki nedir her iki tarafın kafasında varmak istediği hedefler? Hiç kimse kendini kandırmasın. Bir tarafın hedefinde ne var? Çok açık, sınırsız, sorunsuz, her türlü yasama, yürütme, yargı gücünü tek elden kontrolüne alacak bir otoriter başkanlık sistemine geçiş rüyası var ve iktidardan gitmemek üzere planlanmış tek adam vesayet düzeni var. Aslında şöyle özetleyebiliriz, Beyefendi için çözüm süreci değil, seçim süreci önemli. Diğer tarafın hedefinde ne var? Diğer tarafın kafasında gerçekten eşitlikçi, özgürlükçü, demokrasinin tüm yurttaşlarımız için, tüm kural ve kurumlarıyla yerleştiği, birlikte yaşama iradesinin tescillendiği bir düzen yok. Diğer tarafın kafasında, PKK'nın elindeki silahla, geniş bir coğrafyada, kendi statüsünü ve idealini gerçekleştirebileceği bir süreci siyaseten olgunlaştırmak var."
HDP'nin, "4+4+4 eğitim sistemi" görüşülürken samimiyetsiz davrandığını, dört bakanla ilgili Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'nda bulunan üyesini çektiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de yemin ederken, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın önünü ilikleyip, ayakta dakikalarca büyük bir saygı gösterisi içinde bulunduğunu öne süren Koç, bunun, bu ilişkiyi gösterdiğini savundu.
"İşbirliğine gidenlerin maskesi düşmek zorunda" Koç, barışa, kardeşliğe, eşit yurttaşlığa, hakka, hukuka karşı olmadıklarını, tam demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınmasına, tek adam ve başkanlık hedeflerine karşı güçlendirilmiş parlamenter sisteme, tüm yurttaşların kendi inançları ve etnik kimlikleriyle, eşit hukuku paylaşan, eşit yurttaş olma hakkına, tüm darbe yasalarının yürürlükten kaldırılmasına, demokratik, laik, sosyal hukuk devletine, birlikte yaşama, üretme, mücadele etme ve oluşan milli geliri hakça bölüşmeye, yerel yönetimlerin yerinden yönetme yetkilerinin genişletilmesine "Evet" dediklerini söyledi.
Başkanlık hezeyanları ve sonrasında Türkiye'nin başına gelebilecek felaket senaryolarına ise tüm güçleriyle, demokratik direnişleriyle, siyasi mücadeleleriyle "Hayır" diyeceklerini ifade eden Koç, "Onun için önümüzdeki seçimler önemli. Bu işbirliğine gidenlerin maskesi düşmek zorunda. 'Efendim biz evrensel solu temsil ediyoruz' Etnik temelde, siyaseti kendine şiar edinmiş bir parti evrensel soldan uzaklaşmıştır" diye konuştu.
Koç, "CHP'nin 11 ilde milletvekili aday adayının bulunmadığı" iddialarına da değinerek, "Yazıktır, ayıptır, günahtır. Hala bıkmadınız mı siz, kendi kafanıza göre senaryo üretip, CHP ile uğraşmaktan? Hepiniz aynı günahın ortağısınız biliyoruz. Hiç kimse basın özgürlüğüne karşı değil ama sizi haramlaştıran o sermaye yapısı, devletin bankalarından size aktarılan o paraların, havuzların hepsinin hesabının sorulacağını sizler de çok iyi bileceksiniz" dedi.
Elindeki başvuru kağıtlarını gösteren Koç, bu haberlerin, CHP'yi malul gösterme amaçlı tezgah olduğunu söyledi.
"HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, 'İç Güvenlik Paketi'nin ilk 16 maddelik kısmının değişeceği' açıklamasında bulundu. Size ulaşan birşey var mı?" sorusu üzerine Koç, HDP'nin taleplerinin, iktidar partisinde yarattığı etkiyi gelecek saatlerde arkadaşlarının değerlendireceğini, şu anda kendisine ulaşan bir bilginin olmadığını ifade etti.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.