E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemÇelik: Nefret siyaseti pandemisi oluşturmaya çalışıyorlar---

Çelik: Nefret siyaseti pandemisi oluşturmaya çalışıyorlar

Çelik: Nefret siyaseti pandemisi oluşturmaya çalışıyorlar
24 Ocak 2022 - 18:12 borsaningundemi.com

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik muhalefetin nefret siyaseti pandemisi oluşturmaya çalıştığını öne sürdü

AK Parti MYK Toplantısı sonra AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Çelik'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Genç kardeşlerimiz uzay programlarına büyük ilgi duyuyorlar. Net Konuşalım toplantıları genel merkezimizin faaliyetleri kapsamında daha çok yaygınlaştırılacak devam edecektir. Teknoparklarda çalışma yapılıyor. Verilen destekler pek çok girişimcilerimizin iş geliştirmelerine imza attığını görüyoruz. Bu konu Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde Türkiye'nin bir dijital devrim gerçekleşmesine yol açmıştır. Türkiye bu konunun tüketim boyutunda olmayı reddetmiş, bir oyuncu olarak yerini almıştır. Bu dijital yollar ülkemizin yeni ufuklara ulaşmasına imkan verecektir. Bu konuyu MYK'mızın büyük bölümünü ayırdık. Burada yapılan arsa alım satımlarından diğer konulara kadar kapsamlı değerlendirme yapıldı. Cumhurbaşkanımızın bu konuda geniş bir vizyonun tartışılmasını, hukuki altyapısının oluşturulması konusundaki talimatları önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğimiz forumla birlikte taçlanacaktır.

"ŞAŞIRTICI OLMANIN ÖNÜNE GEÇMİŞTİR"

Geçenlerde sayın Kılıçdaroğlu gençlerle buluştuğu programda ileride İklim Değişikliği Bakanlığı kurmak olduğunu söylemişti. Bu bizi şaşırtmıyor. Genel başkanın daha kaliteli bilgilerle çıkması beklenir. Gençlerle buluşmada İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan bahsedilmesi şaşırtıcı olmuştur. Ülkemizde İklim Değişikliği Bakanlığı, Cumhurbaşkanımızın imzaladığı kararname ile zaten kurulmuştur. İklim Bakanlığı 7 bölgemizdeki iklim değişikliklerinin ele alınması şeklinde takip başlatmıştır. Uluslararası açıdan rekabet gücü ve kaynaklarımızı korumak bakımından yeşil mutabakat ortaya çıkmıştır. Bütün bu çerçeve aslında Cumhurbaşkanımızın imzasıyla hayata geçen bu oluşum yeşil devrim konusuna ne kadar boyutlu bir şekilde hazırlanıldığını gösteriyor. AK Parti hükümetlerinin yapıldığı çok şeyin muhalefet tarafından 'yapacağız' denmesi şaşırtıcı olmanın önüne geçmiştir.

"AB VİZYONSUZLUĞUNU NET TANIMLADI"

Sayın Cumhurbaşkanımızın şu anda uluslararası siyasetin merkezinde olan Ukrayna krizi meselesinde nasıl bir siyaset yürüttüğünü herkes görüyor. Türkiye hem Rusya ve hem de Ukrayna tarafında olumlu karşılanan mesajları ortaya koyuyor. Haftalardır dünya Ukrayna krizini konuşuyor. Dünyanın en önemli ülkeleri bu krizin sadece bir tarafına hitap eden yaklaşım ortaya koyuyor. Ama sayın Cumhurbaşkanımız krizin her iki tarafına hitap eden bir yaklaşım ortaya koyuyor ve iki taraftan da memnuniyetle karşılanıyor. Türkiye'nin ortaya koyduğu barışçıl rolün, diplomatik müzakereyi öne çıkaran rolün her krizin tarafları için ne kadar kıymetli olduğudur. Sayın Cumhurbaşkanımız bir kere daha AB'nin stratejik önceliğimiz olduğunu altını çizmiştir. AB'nin ne derecede vizyonsuz kaldığını net bir şekilde tanımladı. Göçmen anlaşmasında AB'nin yapması gereken üst düzey diyalogların geliştirilmesi, fasılların açılması çerçevesindeydi.

"KÜRESEL BEDELLERİNİ ÖDEMEKTEDİR"

AB Türkiye'yi sık sık göçmen anlaşmasına uymayı davet ediyor. Bu anlaşmanın bir tek göçmen anlaşması kısmını ele alıyor. Fasılların açılması maddesini ihlal ediyor. Üst düzey mekanizmalarının geliştirilmesi, üst düzey diyalog maddelerini ihlal ediyor. Türkiye'yi en çok değerlendirdikleri konu yargı bağımsızlığıyla ilgili konu. Enteresandır, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yargıdaki işbirliği mekanizmasının mali yardımları kestiler. Ukrayna meselesi sözkonusu olduğunda çeşitli kereler AB yüksek perdeden sözler söyledi ama krizin çözülmesi noktasında herhangi bir mekanizmanın kurulmasına öncülük edemedi. Bu sıkışmışlık içerisinde AB, Türkiye ile ciddi bir şekilde müzakereleri yürütmemenin, Türkiye'yi AB'ye almamanın küreseller bedellerini ödemektedir.

"TERÖRE DESTEK KABUL EDİLEMEZ"

Kıbrıs'ta müzakere masası açarak aynı konuların tekrar edilmesinin hiçbir şekilde kıymeti harbiyesi kalmamıştır. AB, Kıbrıs Türklerine karşı çifte standardı sürdürmeye devam ediyor. Kendi yaptıkları hatanın bedelini Kıbrıs Türklerine ödetmeye kalkıyorlar. Türkiye ya da KKTC'den bir taviz beklemelerin hiçbir manası yoktur. Bu hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir. En son Rum kesiminin PKK/PYD örgütüne şube açması, bu derece teröre destek verilmesi hiçbir şekilde kabul edilemeyecek bir meseledir. Hem Türkiye hem KKTC kendi iradesiyle yürümektedir. KKTC'de seçimler gerçekleşti. 403 civarında aday yarıştı. KKTC demokrasisinin geldiği yeri göstermesi bakımından bu seçim son derece önemlidir.

"KAÇIRILAN ÇOCUKLAR 15 YAŞINDAN KÜÇÜK"

Dağa kaçırılan çocukların istatistiklerine baktım. Gerçekten korkunç tablo var. Bunların çoğu 18 yaşından 15 yaşından küçük. Yarısı kız çocuğu. Daha da ötesi bazıları engelli. Aslında terörün ne kadar acımasız bir yüzü olduğunu, Türkiye'deki en ufak olayda olayı çarpıtarak sesi çıkanların terör örgütünün insan haklarını, çocuk haklarına karşı sessiz kalması nasıl ikiyüzlü bir strateji olduklarını net gösteriyor. Terörle mücadelemiz en güçlü şekilde devam ediyor. İçişleri, Milli Savunma Bakanlığımız ve MİT Başkanlığımız güçlü mücadeleyi en açık ve seçik bir şekilde devam ediyor.

"FİKİR HÜRRİYETİNİ İSTASMARDIR"

Dünyanın çeşitli yerlerinde aşırı sağcıların, İslam düşmanlarının sayın Cumhurbaşkanımıza yönelttiği nefret söylemini ülkemizde de görmeye başladık. Sedef Kabaş adlı kişinin Cumhurbaşkanımızın makamına o ifadelerinin kullanılması başlı başına ahlak yoksunluğu ve pespayeliktir. Bunun hiçbir şekilde fikir özgürlüğü ile ilgisi yoktur. Asla kabul edilemeyecek, ahlaksız yaklaşım devleti ve milleti temsil eden Cumhurbaşkanımıza yönelik ortaya konulmuştur. Hakaretle muhalefeti birbirine karıştırmak, hakaret edene tavır alındığında 'muhalefet susturuluyor' demek fikir hürriyetini istismar etmekten başka hiçbir şey ortaya konulamaz.

"KARARLI MÜCADELEMİZ SÜRECEKTİR"

Cumhurbaşkanı makamına dönük olarak söylenen bu sözleri meşru görenlere şunu söylemek; aynı şeyleri sizin siyasi liderlerinize, çalıştığınız kuruma, içinde bulunduğunuz çalışma ortamları söylense bunu kabul eder misiniz? Bugün teşkilatlarımız, vatandaşlarımız, Türkiye'nin her tarafında Cumhurbaşkanımıza ve Cumhurbaşkanlığı makamına dönük bu ahlaksız yaklaşımdan ötürü suç duyurusunda bulunmuştur. AK Parti bu konularda hukuki ve siyasi olarak mücadelesini kararlı olarak sürdürecek, hakaret siyasetine asla geçit vermeyeceğiz. Nefret suçlarının bu kadrar kolay işlenmesi nefret siyasetinin himayesi yüzünden olmaktadır. Bu konularda kararlı mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kere daha net bir şekilde ifade ediyoruz.

SORULAR VE CEVAPLAR

CHP eğer dikkatli bir şekilde bu nefret söylemine karşı davranış geliştirebilseydi, o zaman bu konuyu tartışırdım. Cumhurbaşkanlığı makamına hakareti sistematik hale getirmek, seçilmiş Cumhurbaşkanının meşruiyetine gölge düşürmeye çalışmak, Avrupa'daki faşistlerin, Türk ve İslam düşmanlarının söylemini kullanarak, kes, kopyala, yapıştırmak suretiyle yapmaya çalıştıkları şeyin ifade, fikir hürriyetini genişletmek kılıfı verseler de hakaret ve nefret siyasetinin önünü açmak olduğunu net bir şekilde görüyoruz. O şahıs Cumhurbaşkanımıza karşı bu galiz ifadeleri kullanarak, milleti temsil eden yere karşı bunu kullanırken oradak CHP susuyorlar. Bir tanesi 'evet biz muhalefet üretiyoruz, bunlara karşıyız, bu şekilde üslubu doğru bulmuyoruz' dese, o zaman dersiniz ki 'burada samimi bir yaklaşım var'. Orada susarsanız, hakarete zımni bir onay verirseniz yapmaya çalıştığınız şey hakaret ve nefret siyasetinin önünü açmaktır.

"BUNUN HER YERDE CEZAİ MÜEYYİDESİ VAR"

Bu sadece bizde olan bir yasa değil. Dünyanın her tarafından devlet başkanlarına, cumhurbaşkanlarına hakaretin cezai müeyyidesi var. Türkiye'de 1926'dan beri var. O zaman cumhurbaşkanına karşı tecavüzkârane bir şekilde, mütecaviz ifade kullanılmasına karşı bu düzenlenmiş. Bazı genel başkanların bu konuya ses çıkarmayan, yargının aldığı karara odaklanan bir yaklaşım ürettiklerini gördük. Bu hakareti yapan, ahlaksız hakareti yapan şahsın aslında konuştuğu video üzerinden değil, sanki atasözü atmış gibisinden tweeti üzerinden değerlendirme yapılıyor. Doğrudan milletin seçilmiş cumhurbaşkanına saldırganca yaklaşım söz konusu. AB üyelerine bakın Cumhurbaşkanına, devlet başkanına yapılan hakaret meselesi hem hapis, hem para cezası ile düzenlenmiştir.

"SİSTEMATİK EPİDEMİ OLUŞTURMA HEVESİ"

Sistematik olarak nefret siyaseti pandemisi oluşturmaya çalışıyorlar. Nefret siyaseti pandemisiyle demokrasimizi kuşatmaya çalışıyorlar. Sistematik şekilde epidemi oluşturmaya çalışırken bütün demokratik sistemi felç etmeye çalışıyorlar. Nefret siyaseti ile ilgili bir şey söylediğinizde bizim susmamızı beklemeyin. Biz bunun en güçlü cevabını vereceğiz. Bunların hepsinin arkasında sivil siyaseti, demokratik siyaseti felç etmek, sakatlamak gibi bir yaklaşım vardır. Bugün meydanlara inen teşkilatlarımız ve vatandaşlarımızın demokratik bilincine nasıl sahip çıktığını herkes tarafından görülmesi lazım. Biz bu yaklaşımı çok iyi biliriz, bununla çok mücadele ettik. Nefret siyaseti ile bu ülkenin nasıl kuşatıldığını rahmet Menderes'ten bu yana gördük. Bu nefret söylemine sahip çıkmak yerine, sayın Cumhurbaşkanımıza dönük bu ifade kullanıldığından itibaren çıkıp 'Sayın Cumhurbaşkanına kullanılan bu ifade gayrimeşrudur, kınıyoruz' demeleri lazım. Ondan sonra görüşlerini açıklamaları lazım. Bunu demedikten sonra hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.

"SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ İLE PUTİN'İN TAKDİRİ"

Sayın Cumhurbaşkanımız kapsalmı, yol haritası belli bir strateji izliyor. Şu anda bölgedeki gelişmeleri bilen, içinde defalarca bulunmuş en deneyimli devlet başkanlarından bir tanesi. Sayın Cumhurbaşkanımızın deneyimi, her iki tarafın da ortak bir noktada buluşma iradesi saygıyla karşılanıyor. Buna kıymet de veriliyor hem Ukrayna hem de Rusya'da. Dünyadaki pekçok ülke ve devlet başkanı sadece krizin bir tarafına hitap edebiliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız iki tarafa da hitap edebiliyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın Ukrayna ziyareti bu tansiyonun düşürülmesi bakımından çok önemli olacaktır. Sayın Putin ile görüşme yüzyüze mi olur, telefonla mı olur, bu sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Putin'in takdiri ile gerçekleşecektir.

"LÜTFEN VALİLİKLERİMİZİN DUYURALARINA UYALIM"

Kar sebebiyle çeşitli zorluklar yaşanıyor. Lütfen bu konularda valiliklerin açıklamalarına dikkat edelim. Evsiz vatandaşlarımızın, sokakta bulunan vatandaşlarımızın güvenli ve sıcak ortamlara alınması için valiliklerimizin yaptığı organizasyonlar var. Böyle tablolarla karşılaşırsak lütfen 155 polis imdata bildirelim. Hiç kimse sokakta kalmasın. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımız da bunu yapabilirler aynı şekilde buna şahit olan insanlarımız da yapabilir. Herkese sağlıklı haftalar diliyoruz.

Borsa İstanbul'da devre kesici uygulandı

Cumhurbaşkanı Kabore'nin alıkonulması sonrası belirsizlik sürüyor

Türkiye'nin ara buluculuk teklifi memnuniyetle karşılandı

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :