Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçimi için Ekmeleddin İhsanoğlu’nu çatı aday gösteren CHP ve MHP’ye sert sözlerle yüklendi. “CHP demek darbecilik, asimilasyon, yolsuzluk, başörtüsü düşmanlığı, milli değerleri çiğnemek demektir” diyen Erdoğan, “Bunlarda her numara var. Attar Çarşısı’nda, Kapalı Çarşı’da bu kadar çeşit yok” diye konuştu.
Erdinç Çelikkan'ın Hürriyet'teki haberine göre Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçim kampanyası kapsamında geldiği Şanlıurfa Topçu Meydanı’nda yaptığı konuşmada sert mesajlar verdi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı miting alanında 40 dereceyi aşan sıcaktan bunalan vatandaşları serinletmek için görevliler basınçlı su sıktı. “Seninleyiz usta”, “Urfa’ya paşa geldi” gibi pankartların yer aldığı bazı vatandaşların Filistin bayrakları salladığı mitingde Başbakan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
ÇATISI AKAN ADAYA OY ÇIKMAZ “Kazancı Bedih’i, Müslüm Gürses’i kendi topraklarında rahmetle yad ediyorum. Şanlıurfa’da büyüyen ancak, CHP’liler tarafından kabrinden çıkarılıp naaşı Isparta’ya nakledilen Said-i Nursi’yi bir kez daha saygıyla yad ediyorum. Önümüzde bir seçim var. Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı’nı Allah’ın izniyle bu sefer sandıkta belirliyoruz. Şanlıurfa’dan CHP’nin, MHP’nin ısmarlama, çatısı akan adayına zaten oy çıkmaz. Şanlıurfa’dan HDP adayına da oy çıkmayacak. Bu HPD Doğu ve Güneydoğu’nun CHP’si olmaya çalışıyor. Model almaya çalıştıkları parti CHP. Cumhurbaşkanlığı adayları belirlenirken şimdiki aday gidiyor CHP ile pazarlık yapıyor. Bunu da kendisi itiraf etti. Eğer diyor CHP, Rıza Türmen’i aday gösterse birlikte hareket edecektik diyor. Belki bunu duymadınız. Partinizin CHP ile ittifak yaptığını söyleyeyim. CHP demek dikta yönetimi demektir, CHP demek darbe demektir, CHP demek inkar demektir, CHP demek ret demektir, asimilasyon demektir, yasak, yoksulluk, yolsuzluk demektir. CHP demek ezanı Türkçe okutmak Kuranı yasaklamak, başörtülülere zulmetmek bütün milli ve manevi değerleri çiğnemek demektir. CHP demek Türk’ün Kürt’ün Alevi’nin Sünni’nin haklarını, farklılıklarını yok saymak demektir.
ATTAR ÇARŞISINDA BU ÇEŞİT YOK Bu CHP ile HDP ittifak görüşmesi yapıyor, HDP ile olmuyor MHP ile yapıyor. Bunlarda her numara var. Sosyal medyada bunlarla ilgili güzel bir tasarım yapmışlar. Bunlarda darbecilik, başörtüsü düşmanlığı var. Şanlıurfa’nın Attar Çarşısı’nda, Kapalı Çarşısı’nda bu kadar çeşit yok. 10 Ağustos’ta seçmen sadece Cumhurbaşkanını seçmeyecek ilkesiz partilere sandıkta büyük ders verecek. Önceki gün İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı vizyon belgesini açıkladık. Siyasetçiler, sanatçılar, sporcular, gazeteciler, esnaf, memur herkes oradaydı. Vizyon belgesinde demokrasi, siyasi toplumsal normalleşme refah toplumu ve öncü Türkiye dedik. Parasından, pulundan, mevkisinden, mülkünden dolayı değil biz yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz. Bizde ayrımcılık yok, ayrı gayrı yok. 12 yıl öncesinin Türkiye’sini hatırlayalım. Ağır bedeller ödettiler. Son derece gereksiz, lüzumsuz tartışmalarla yasaklarla bu ülkeye ağır faturalar yüklediler.
ÖZ YURDUNDA GARİPSİN Türkiye yoksulluk içindeyken bunlar ezan Türkçe mi olsun Arapça mı olsun tartıştılar. Şehirlerde su yoktu bunlar başörtülüler okusun mu okumasın mı onu tartıştılar. Şanlıurfalı Şivan Perver’in sesini, türkülerini, 38 yıl vatan toprağını yasakladılar. Köylerin gerçek isimlerini yasakladılar. On yıllar boyunca bu ülkeye yazık ettiler. Benim yavrularım imam hatip mezunu ama burada okuyamadılar bir kısmı katsayıdan iki kızım başörtüsünden dolayı. Amerika’da başörtüsüyle okuyor burada okuyamıyor. Öz yurdunda garipsin, paryasın. Ne oldu ülke birbirine düştü mü? Ama bunlar korktular. Ahmed Arif’in ismini bir okula verdiler. Türkiye bölündü mü, Türkiye daha özgür deha demokratik daha öncü bir ülke oldu. İnkarın, zulmün, Türkiye’ye fayda değil zarar verdiği ortaya çıktı.
ANNELERİ AĞLATMAK İSTİYORLAR Dağlarımızdan artık acı haberler almıyoruz. Anneler artık evlatları için ağlamıyor. Anneleri ağlatmak için uğraşanlar var. Anneleri çocuklarından koparmak isteyen var. Anneler eski anneler değil. İşte Diyarbakır’da anneler artık itiraz ediyor. Bizim çocuklarımızı elimizden alamazsınız, kirli çıkarlarınıza alet edemezsiniz diye yüreklerini ortaya kokuyor. HDP’de ses var mı, niye ses çıkarmazlar. Hani demokrasi, barış, özgürlüktü. Annelerin evlatlarını zorla elinden alarak mı özgürlük, demokrasi olacak. O çocuklar dağa götürülürken susanlar cenazeleri getirirken sahtekarca ortaya çıkanlar timsah gözyaşı dökenler.
ÇÜRÜTEN CHP’YE LAF ETMEZLER Biz Kürtler’in temsilcisiyiz diyorlar. Benim Kürt kardeşime ne hizmet verdiniz, gözyaşından başka. İstanbul’da vizyon toplantısına katılan sanatçılara sosyal medyadan linç uyguluyorlar. Nazım Hikmet’i sürgüne gönderen. Kemal Tahir’i, Sabahattin Ali’yi zindanda çürüten CHP’ye laf etmezler. Ama bir alçakça, edepsizce, terbiyesizce toplantımıza gelen sanatçıları linç etmeye çalışırlar. Bu devirler geçti. Sanat kimsenin elinde değil, sanatçı kimsenin kölesi değil. Sanatçı dostlarıma, kardeşlerime sesleniyorum. Artık eski Türkiye’de yaşamıyoruz. Size hakaretleri yapanların hepsi o hakaretleriyle baş başa kalacaktır. Siz sanatınızla bu ülkenin geleceğine yön vereceksiniz. Spor, medya kimsenin tekelinde değil. İsteseler de istemeseler de yeni Türkiye kurulacak. Millete er ya da geç uyacaklar. Bir zamanlar Ahmet Kaya vardı. Ahmet Kaya’ya ödül töreninde çatal, bıçak fırlattılar. Kimdi bunlar, bunlar da sanatçıydı. O Ahmet Kaya mutfaktan kaçırıldı. Sonra Fransa’da hayata gözlerini yumdu. O Ahmet Kaya ki gerçekten özgürlük mücadelesi veren bir insandı. Beni cezaevine uğurlamaya gelen bir insandı. Kazlıçeşme’de yapılan törene o da katılmıştı.
İHANET ŞEBEKESİYLE MÜCADELE SÜRECEK 12 yılda sessiz devrimler gerçekleştirdik. Artık yeni aşamaya geçiyoruz. Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı ile Türkiye’yi bir üst sınıfa yükseltiyoruz. Seçilmiş Cumhurbaşkanı ile çok daha hızlı reform yapacağız, çok daha hızlı kalkınacağız. Pensilvanya ile ihanet şebekesiyle mücadelemiz sürecek, okullarında çocuklarınız var mı? İmam hatiplere, meslek liselerine verin çocuklarınızı. Hem para vereceğiz hem sömürecekler. Bunlara bu fırsatı vermeyeceğiz. 30 Mart’ta yetki verdiniz, bu işi yarım bırakmayacağız. Bu Pensilvanya, Said-i Nursi’nin ölüsüne de dirisine de rahat vermeyen CHP ile işbirliği yapıyor.
PARALEL ÇETEYİ TEMİZLEYECEĞİZ 30 Mart’ta derslerini aldılar ama ibret almadılar. CHP, MHP, HDP Pensilvanya ile işbirliği halindeler. Vatana, tüm kutsala ihanet içinde olanlar 10 Ağustos’ta bir kez daha gereken cevabı alacaklar. Bütün çeteleri temizlediğimiz gibi bu paralel çeteyi de temizleyeceğiz. Çözüm sürecinden taviz, geri adım yok. Biz bu yola başımızı koyduk. Cumhurbaşkanı seçilirsem çözüm süreci daha hız kazanacak, kararlı şekilde ilerleyecek. TBMM’de önemli yasa çıkardık. Bir ileri safhaya ulaştırdık Hem akan kana hem gözyaşına son vereceğiz.
KILIÇDAROĞLU HİJYENİK DEĞİL Bir televizyonda izledim. Kılıçdaroğlu SKK Genel Müdürü iken iki olay veriyor. Röportajı yapan Savaş Ay. Okmeydanı SSK Hastanesi’nin halini gördünüz değil mi, bir yavrunun kolunun nasıl kesildiğini izlediniz değil mi, o ne yapıyor, sırıtıyor. O filmi izliyor ve bir de gülüyor. Ey CHP’ye gönül veren kardeşlerim, bu kanaldaki belgeseli sene 98-99 görün bu adam nasıl bir adamdı görün. Bu adamdan bu ülkeye bir şey olmaz. Kılıçdaroğlu’nun kendisi hijyenik değil ki. Cumhurun başı yan gelip yatmaz çalışır. Bizim işimiz eser üretmek. 5 gün içinde Filistin’de 200’e yakın şehidimiz, 700 yaralımız var. Dünyanın sesi çıkmıyor. Cidde’de yapılan toplantı çok önemli. 400 ton bomba indiriyor. Leblebi, çekirdeği atmıyor. Terör estiriyor. Türkiye-İsrail normalleşsin. Marmara gemisine saldırdılar. Filistin’e ambargoyu kaldırdıkları haberi geldi bu arada bombalar inmeye başladı. Normalleşme sürecini başlatmamız mümkün mü?
NETENYAHU İLE KAHVALTI YAPIN Ey Netenyahu, sen bu bombaları durdurmadıkça yalnızlığa mahkum olacaksın. Türkiye ile dost olman mümkün değil. Elindeki orantısız gücü o masum insanlara karşı kullandıkça normalleşme olmaz. CHP, MHP, HDP niye sesin çıkmıyor. Hadi siz gidin Esad’la birlikte kahvaltı yapın. Netenyahu ile birlikte de yapabilirsiniz.”
SANATÇILAR KİMSENİN KÖLESİ DEĞİL Erdoğan, Şanlıurfa'da yaptığı toplantıda seçim vizyonu toplantısına katılan sanatçılara yönelik tepkilere ilişkin, "Bu devirler geçti. Sanat kimsenin elinde değil, sanatçı da kimsenin kölesi değil. Ben sanatçı dostlarıma, kardeşlerime sesleniyorum: Artık eski Türkiye'de yaşamıyoruz. Size bu hakaretleri yapanların hepsi o hakaretleriyle baş başa kalacaktır. Siz de onurunuzla sanatınızla bu ülkenin geleceğine yön vereceksiniz" dedi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.