Türkiye piyasası kritik bir hafta yaşayacak. AK Parti'de genel başkan seçimi ve Merkez Bankası'nın faiz kararı piyasalar tarafından dikkatle izlenecek.
Vatan Gazetesi yazarı Ali Ağaoğlu, konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazı: ‘Dokuz ayın Çarşambası’ 27 Ağustos’ta biraraya geliyor. Aynı gün Ak Parti’nin kongresi ve Merkez Bankası’nın faiz toplantısı var. Yeni kabine ile faiz piyasalara yön verecek.
Geçtiğimiz haftanın neredeyse tamamı Cuma akşamı ABD’nin Jackson Hole kasabasında Fed Başkanı Yellen’ın konuşmasını beklemekle geçti. Piyasa Yellen’i boşuna beklemiş! Kayda değer, piyasalara yön gösterecek herhangi bir açıklaması olmadı! Piyasaların konuşma öncesi ve sonrası hemen hemen aynı yerlerde kalması da bunun bir göstergesi.
Güvercin tavrını sürdüren Yellen; istihdam piyasasında hala önemli miktarda kullanılmayan, atıl kapasite olduğuna inandıklarını söyledi. İstihdam piyasasındaki atıl kapasitenin büyüklüğü konusunda belirsizliğin de devam ettiğini belirtti.
Fed faizi ne zaman artırır? Yeni istihdam yaratılmakta zorlanılan kriz döneminin işgücü piyasasına “gizli reel maaş düşüşleri” olarak yansıdığını, önümüzdeki dönemde bu reel düşüşlerin durabileceğini ve maaşların reel olarak yükselmeye başlayabileceğine değinen Yellen; Fed’in sadece artan istihdamı değil, ücretlerin genel seviyesini de takip ettiğini hatırlattı. Bu yıl Jackson Hole toplantısı “istihdam” temalı olduğundan Yellen konuşmasında ağırlıklı olarak bu konuya yer vermesi sürpriz olmasa gerek.
Piyasalardaki genel beklenti; Ekim ayında sona erecek olan parasal genişlemeyi takiben; faiz artışının 2015’in üçüncü çeyreği ve sonrasında geleceği yönünde. FOMC notları, ABD verileri ve Yellen’in konuşmasındaki “faiz artışını öteleyici” çabalara rağmen benim tahminim, faiz artışının yeni yılın ikinci çeyreğin sonlarına doğru olacağı yönünde. Bu hafta gelecek ABD konut verileri ve büyüme rakamları ilerisi için daha iyi bir fikir verecektir.
Kritik bir hafta olacak “Dokuz ayın Çarşambası” 27 Ağustos’ta biraraya geliyor! Aynı gün hem Ak Parti’nin kongresi var ve Ahmet Davutoğlu’nun parti başkanlığı oylanacak hem de Merkez Bankası’nın (MB) Para Politikası Kurulu toplantısı yapılacak ve yeni faiz kararı açıklanacak!
Önce MB’na bir bakalım... Yeni kabinenin oluşumunun ilk gününde nasıl bir karar açıklayacağı önemli! Piyasa koşullarına, Fed’in muhtemel adımlarına, enflasyonun bulunduğu yer ve ertelenen kamu zamlarıyla ve yükselen kur ile gideceği yer göz önüne alındığında değil faiz indirmek, faiz arttırılması gereken bir dönemdeyiz. Politikacılardan gelen “faiz indir” baskısıyla geçtiğimiz üç toplantıda indirime gidildi. Ancak bu haftaki toplantıda yapılacak bir faiz indirimi, MB’nin kendi kendini ayağından vurması anlamına gelecek.
Bana göre yüzde 8.25 seviyesinde olan 1 haftalık repo faizinde (cari politika faizinde) bir indirim yapılmaması gerek. Eğer MB faiz arttıramıyorsa; hiç değilse faizi sabit tutmalıdır!
MB’nin bu haftaki kararı bence ilerisi için öenmli mesajlar içereceği için neredeyse kabinenin nasıl şekilleneceği kadar önemli.
Yeni kabine önemli
Bizim piyasalarımızın küresel piyasalardan olumsuz olarak ayrışmasının ardında yeni kurulacak kabinede ekonomi yönetiminin kimde olacağı belirsizliği önemli yer tutuyordu! Geçen hafta içinde Babacan’ın görevin koruyacağı söylemleri piyasaların moralini bir parça olsa da düzeltti. Ancak bu konuda hafta sonu da gelen haberlerde; Babacan’ın görevde kalmak için bazı şartları olduğu, bunların kabul görmeyebileceği, kabul edilişe bile Numan Kurtulmuş’un yeni görev dağılımında daha ağırlıklı bir role sahip olacağı yönünde.
Geçtiğimiz hafta Pazartesi günkü yazımda; “Hamasetin öne çıktığı, uluslararası kredibilitesi düşük olan veya hiç olmayan isimlerin ekonominin dümenine geçmesi piyasaları tedirgin edecektir. Bu arada kabinedeki çoğunluğun “hamasi” olduğu, buna karşın tek başına Babacan’ın yer aldığı bir kombinasyon da uzun vadede işimizi zorlaştıracaktır. Son aylarda olduğu gibi etkisi sınırlı olacak bir Babacan faktörü de bir çok yatırımcıyı ikna etmeyecektir” diye yazmış ve bu “tehlikeyi” dile getirmiştim.
Bu ihtimal bu hafta açıklanacak yeni kabine için halen daha devam ediyor. Babacan’ın tek başına kaldığı hatta önümüzdeki dönemde icraatlarının kabine içindeki bakanlar tarafından eleştirildiği bir ortamda ne kadar başarılı olacağı, yabancı yatırımcıları ne kadar ikna edebileceği çok ciddi bir soru işareti!
Dolar 2.15’i test edebilir Dolar/TL kurlarında 2.1875 seviyesi kritik eşik olmaya devam ediyor. Geçen hafta bir ara üzerine çıkılsa da herhangi bir günlük kapanış bu seviyenin üzerinde olmadı! Bu seviyenin üzerinde iki günlük kapanış olur 2.2250 ihtimali artacaktır!
MB’nin faizleri “hiç değilse sabit tutması” ve yeni kabinenin kısa zamanda açıklanmasıyla (Paritenin çok da fazla değişmediği varsayımıyla) dolar/TL kurlarında ilk aşamada 2.1650 ve ardından 2.1500 (düz!) seviyesinin teste edilmesi olasılığı yüksek! Euro/dolar paritesinde uzun zamandır “beklenen” 1.3250 seviyesi geçen hafta görüldü. Hatta Yellen’in konuşması sırasında 2.322’yi bile görüldü. Haftalık kapanışın 1.3250’nin altında olması euro’nun 1.3020 seviyesine kadar gerilemesi ihtimalini arttırıyor.
Buna karşın benim beklentim; 1.3993’den başlayan bu hareketin 1.3250’lerde konsolide olması ve euro’nun 1.30’lu seviyelere gitmeden önce 1.3405 ve hatta 1.3515 seviyelerine kadar bir düzeltme yapması yönünde. Perşembe günü açıklanacak AB bölgesi “ekonomi güven endeksi” ve Alman enflasyon verileri euro konusunda bu hafta yön gösterici olacak!
Ufuk Korcan’a başarılar... 6 yılı aşkın süreyle Vatan ekonomi servisinde birlikte büyük keyifle çalıştığım sevgili Ufuk Korcan, yeni denizlere yelken açmış. Rüzgârı bol, pruvası neta, şansı da gani gani olsun...
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.