Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da TÜRGEV'in iftar davetine katıldı.
Tekirdağ'da gerçekleştirilen mitingin ardından helikopterle İstanbul'a gelen Erdoğan, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı'nca (TÜRGEV) Fatih'teki Mevlanakapı Kız Öğrenci Yurdu'nun bahçesinde düzenlen iftara katıldı.
İftar programını düzenleyen vakfın yöneticilerine teşekkür eden Erdoğan, "Biliyorsunuz, güzel bir beyit. Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammed'siz muhabbetten ne hasıl. Böyle güzel bir sofrada inanıyorum ki bu aşk var, bu muhabbet var ve muhabbetin zenginliği de orada yatıyor" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, 1996'da İstanbul Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı'nın kurulduğunu aktaran Erdoğan, gençliğe ve eğitime hizmet maksadıyla atılan bu adımın TÜRGEV olarak gelişmeye devam ettiğini söyledi.
Emeği olanları tebrik edip, hayırseverlere şükranlarını ileten Erdoğan, TÜRGEV'in kısa süre içinde çok büyük bir atılım kaydettiğini anlattı.
Erdoğan, şu an itibariyle her biri yüzde yüz doluluk oranına sahip 12 yurtta 2 bin öğrenciyi barındıran vakfın, yurtta kalan gençlere burs temin ederek, yoksul öğrencilerin elinden tutarak, kardeşlik sofraları kurarak, gençliği ilgilendiren her alanda başarılı işler yaptığını ve yapmaya devam edeceğini belirtti.
TÜRGEV'in son dönemde bazı "kirli diller"de, "hafıza kayıtları kirli olan tipler" tarafından çokça telaffuz edilmesinin sebebinin de aslında kaydettiği bu başarıdan kaynaklandığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hamdolsun TÜRGEV birilerini rahatsız ediyor. Ama benim için burada bir şey çok önemli, kimler rahatsız oluyor? Rahatsız olanların kimliği, TÜRGEV'in istikametinin ne kadar doğru olduğunu göstermektedir. Hamdolsun TÜRGEV özgür zihinlerin yetişmesine katkı sağlayarak, kendisine kayıtsız şartsız iman isteyen örgütleri rahatsız ediyor. Yine hamdolsun ki TÜRGEV, diğer birçok dernek ve vakıfla birlikte milli ve manevi değerlerine bağlı bir gençlik yetiştirmek için gayretle çalışıyor ve bu çalışması da birilerini rahatsız ediyor. Burada TÜRGEV başkanından ve yönetim kurulundan samimi bir ricam var. Lütfen bu birilerini rahatsız etmeye devam edin. Daha çok çalışın, daha çok üretin, hizmet verin ve sizden rahatsız olanları daha da rahatsız edin. Onlar ne kadar rahatsız olursa, bilin ki gençliğimiz o kadar doğru istikamettedir."
17 VE 25 ARALIK DARBE GİRİŞİMLERİ Başbakan Erdoğan, 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinin ardından TÜRGEV ismi üzerinden bir tuzak, bir komplo oluşturulmak istendiğini dile getirerek, vakıfların ne aldıkları, ne harcadıklarının, hangi usul ve esaslarla çalıştıklarının belli olduğunu, elde hiçbir delil, belge, bilgi yokken, bir vakfı hedefe koyup ona alçakça iftiralar atmanın başka bir gayesi bulunduğunu kaydetti.
17 Aralık darbe girişiminin kamuoyuna "yolsuzluk operasyonu" olarak duyurulduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak öyle bir tezgah, öyle bir tuzak hazırlamışlardı ki, bir taşla güya kendilerince onlarca kuşu vurmayı hedefliyorlardı. Hükümete yolsuzluk iftirası atarken, hükümetle hesaplarını görmeye çalışırken, araya başka kirli hesaplarını da sıkıştırdılar. Neydi bu hesaplar? Türkiye'nin milli bankası Halk Bank'tan bazı uluslararası çevreler rahatsızdı. Çünkü Ziraat Bankası'nın, Halk Bankası'nın, Vakıf Bankası'nın dünya finans sektöründe güçlü bir yere sahip olmasını istemiyorlardı. Pensilvanya maşasına işi ihale ettiler. Araya o hesabı da sıkıştırdılar."
Başbakan Erdoğan, yurt içinde imam hatipler, yurt dışında da üniversiteler inşa etmelerinden rahatsızlık duyanlar olduğunu aktararak, "17 Aralık vesilesiyle bunun hesabını görelim istediler. Türkiye'nin milli projelerinden, küresel boyuttaki projelerinden rahatsız olanlar vardı. İş dünyası üzerinden bunlarla hesaplarını görmeye çalıştılar. Bakın Pensilvanya bütün bu hesapları bir maşa olarak, ihale almış bir taşeron olarak başkasının adına halletmek istiyordu. Ancak araya bir de kendi hesabını ekledi. Neydi o hesap? TÜRGEV" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Belli ki Pensilvanya'daki zat bu CHP genel müdürüyle TÜRGEV ve diğer vakıf ve derneklerin üzerine gitmek konusunda anlaşmış. Şimdi ben diyorum ki işte TÜRGEV'i ile diyorum ki Ensar'ı ile, diyorum ki Önder'i ile Aziz Mahmut Hüdayisi ile aklınıza ne gelirse, samimi olanlar el ele vereceksiniz, bütün yavrularımızın üzerindeki bu operasyonlara karşı direneceksiniz" dedi.
Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı'nca (TÜRGEV) Fatih'teki Mevlanakapı Kız Öğrenci Yurdu'nun bahçesinde düzenlen iftarda konuşan Erdoğan, paralel yapıyı eleştirerek, ülkede kendilerinden başkasının yurt açmasına, gençlerin Haşhaşilik dışında yollara tevessül etmesine, Türkiye genelinde hızla yurtların açılmasına, yurtların dolmasına, öğrencilerin barınacak alternatifler bulmasına tahammül edemeyip, dayanamadıklarını dile getirdi.
Erdoğan, "Az önce o yavrunun hikayesi işte TÜRGEV'in tanımının da kendisiydi. Bana Türkiye genelinde arkadaşlarım şunu söylüyorlardı, 'Başbakanım iyi güzel de ben kızımı İstanbul'a göndereyim ama İstanbul'da benim kızım nerede kalacak?' diyorlardı. Çünkü aldıkları olumsuz haberler bu konuda onları düşündürüyordu. 'Benim kızım İstanbul'da nerede kalacak'? Biz de tabii onlara diyorduk ki, 'Bak TÜRGEV var, sadece ihtisas alanı kızlarımızla alakalı. Gönderin orada onları inşallah anne, baba ocağı gibi ağırlarlar, orada okullarından mezun olurlar ve ondan sonra da hangi alanda hizmet edeceklerse o alanda hizmet ederler'. İşte kendilerine rakip olarak gördükleri TÜRGEV'i ortadan kaldırmak istediler" diye konuştu.
"BU ADAMIN ZATEN RUHU HİJYENDEN UZAK" Paralel yapının, 17 Aralık darbe girişiminde bunun da hesabını görmeye yeltendiğini dile getiren Erdoğan, "Ama şunu bilmiyorlardı; onlar ne kadar tuzak kurarlarsa kursunlar, bütün o tuzakların üstünde çok güçlü bir tuzak kurucu vardır, o da Allah'tır" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun vakıftan, dernekten, hayır işinden, öğrenci yetiştirmekten anlamadığını söyleyen Erdoğan, geçenlerde sahur vaktinde televizyonda, Kılıçdaroğlu'nun Sosyal Sigortalar Kurumu'nun başında olduğu dönemle ilgili bir belgesel izlediğini kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Merhum Savaş Ay'ın bir programıydı. Aman Yarabbi. Şu Samatya'nın halini gördüm. Okmeydanı SSK'nın halini gördüm. Kırklareli'nden 3 yaşındaki bir yavrunun yanlış serum takılması sebebiyle sol kolunun nasıl kesildiği orada anlatılıyordu. O da orada sırıtıyor ya. '10 yıl önce daha kötüydü' diyor. Soruyor ona Savaş Ay, 'Ne bu hal? Sen genel müdür değil misin?' diyor. Odaları gezdiriyor aman Yarabbi. O tuvaletlerde çöp sepetlerinin içerisinde kan, serum şişeleri vesaire, rezillik, her taraf pas, rezillik. Hastane deyince akla hijyen gelir ama bu adamın zaten ruhu hijyenden uzak. Sıkıntı bu. Ruh temizliğini yapamamış ki sıkıntı burada. TÜRGEV tanımaz, bilmez, faaliyetlerine de zaten aklı ermez. Ancak Pensilvanya'daki akıl hocası bunun eline iftira malzemesi tutuşturdu. O da hocasının sözünü ikiletmedi. Hocası ne emrettiyse harfiyen yerine getirdi. Aralarında yaptıkları anlaşmanın bir boyutu da bu."
"BİZ NE ALDATAN OLDUK, NE ALDANAN OLDUK" Merhum sanatçı Ahmet Kaya'nın da onların arkasında durduğunu, onun da manzaraya şaşırdığını ifade eden Erdoğan, "O hali görünce, 'bu vatanda bu nasıl olur?' diyor. Ahmet Kaya o hale şaştı. Ama o da akıbetini bilmiyordu ki. Şu Kazlıçeşme'den beni cezaevine uğurlayanlardan bir tanesi Ahmet Kaya'ydı. Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.
Erdoğan, Ahmet Kaya'nın o gün, o zaman o şiir okuyan insanların, düşünce, fikir, siyaset insanlarının, halka hizmet verenlerin cezaevine gidişlerini nasıl kınadığını anlattığını söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti:
"Ama onun yanında olduğunu söyleyenlerin birçoğu, onun ödül töreninde ona nasıl porselen tabakları fırlattılar, nasıl çatal, kaşık, bunları fırlattılar. Ondan sonra da salonun arka kapısından kaçırdılar. Bir süre sonra da Paris'e gidip, Paris'te rahmetli oldu. Bu ülke bunları yaşadı. Bunlar dürüst değil. Bunlar samimi değil. Bunlar hep bu ülkede aldatan oldular. Ama biz ne aldatan olduk, ne aldanan olduk, yolumuza inanarak devam ettik. Belli ki Pensilvanya'daki zat bu CHP genel müdürüyle TÜRGEV ve diğer vakıf ve derneklerin üzerine gitmek konusunda anlaşmış. Şimdi ben diyorum ki işte TÜRGEV'i ile diyorum ki Ensar'ı ile, diyorum ki Önder'i ile Aziz Mahmut Hüdayisi ile aklınıza ne gelirse, samimi olanlar el ele vereceksiniz, bütün yavrularımızın üzerindeki bu operasyonlara karşı direneceksiniz."
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.