E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaŞirket HaberleriBorsaya dövizli faizli çelme ---

Borsaya dövizli faizli çelme

Borsaya dövizli faizli çelme
07 Nisan 2011 - 12:34 borsaningundemi.com

Endeksin 69.000’in üzerine çıkamama nedeni doların değer kaybı, parite ve faizin hareketi. Hürrem Şatıroğlu yazıyor...

Hafta başında İMKB-100’ün kısa vadede 69.500’e ulaşması ihtimalini ortaya koymuştum. Sonraki gelişmeler çerçevesinde özellikle dünkü seans için 67.000-68.400 aralığını ve kapanışta da önceki gün değerlerine yakın kapanış beklentisine yüzde 51 verip, kalan yüzde 49’u, işlem hacmi destek verirse, 70.000’e doğru hızlı bir çıkış ihtimaline ayırmıştım.

Dün piyasa 68.649’dan kapandı.

İşlem hacmi güçlüydü.

Endeksin 69.000’in üzerine çıkamama nedeni doların değer kaybı, parite ve faizin hareketi.

Çünkü, Avrupa Merkez Bankası’nın bugün yapacağı toplantıdan faiz artırım kararı çıkacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Faiz artırım kararı çıkarsa, TL’deki değerlenme, parite çıkışı biraz daha devam edecektir.

Kişisel olarak bu hafta için 69.000 üstü, 69.500 düzeyli kapanış beklentimi koruyorum. Ancak bugün piyasanın çekilme ihtimalini göz ardı etmemek lazım. 67.800’lere falan dönüş olabilir.

Erken saatlerde bu seviyeye inilmesi seans içi için alım fırsatı haline gelebilir belki.. Nispeten hacim artışıyla gelinmiş ise değil. O nedenle sürekli hacmi de takip etmekte yarar var.

Akademisyen anlatır

öğretmen öğretir ise..

Akademisyenler önemli insanlar.

Ama açıkçası öğretmenlere daha fazla önem veriyorum.

Ayırımı yaptığım nokta, öğretmek ile anlatmak arasındaki farktan kaynaklanıyor.

Hatalı olma riskine rağmen de genelleme yaparak bakıyorum konuya.

Akademisyen, (genellenmiş haliyle) üniversitede girer derse (eğer kendi girerse), anlatır ve çıkar.

Öğrenmek, öğrencinin görevidir.

Her branşta değil, çoğunlukla böyle.

Öğretmen ise ilkokul, ortaokul ve lisede, şimdi bir de anaokulu varmış, alır karşısına çocuğu, tek tek, çizgi çizgi harf harf, kelime kelime, rakam rakam öğretir.

O yüzden, konu YGS sınavı olunca meseleye akademisyenlerin değil, öğretmenlerin gözüyle bakmanın doğru olacağını iddia eder durumdayım.

Eğer öğretmenler, en azından benim dinlediğim ve aralarında bazı eski arkadaşlarımın bulunduğu öğretmenler, “Sınav kitapçığında hata var ya da yok, bu sınav sistematiği, metodolojisi baştan yanlış, sırf bu nedenle iptal edilmeli, bütün kurallara ve baştan sona pedagojiye aykırı” diyorsa, konu kapanmıştır.

Bir diğer yön; yaklaşık 1.7 milyon insanın katıldığı her iki cinse açık bir sınavda, hem kadın hem erkek ismi olarak kullanılan isimler dahilken (unisex), sıfır hatayla bir okula sadece kız öğrencileri toplama ihtimali ‘yok’a yakındır.

Eğer bu iş iki, dahası üç okulda birden oluyorsa, olanaksızlık ciddi ölçekte yükselecektir.

İmkansız denilemez.

Çok yakınında durur.

O zaman göz ardı edilir..

Türkçesi, imkansızdır.

İki yanlış bir doğru etmez.

Bir yanlış ile bir doğrunun, doğru edeceği kesin değildir.

İki doğrunun ise bir doğru edeceğini ispat edemezsiniz.

İnanmıyorsanız deneyin.

Yani..

Burada birisi, cinsiyet formasyonu oluşturup bir halt karıştırdı.

Bilgim tabi net değil..

Tahminim, o haltı karıştıranların iyice azıttığı..

Kimsenin ekmeğiyle oynamak iyi değildir.

Ama alın o adamları görevden;

İstifaya mahal vermeden.

Boşuna tartışıyorsunuz.

Hürrem Şatıroğlu/Gazeteport

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)