Borsalarda düşüş alım fırsatı olabilir

Türkiye A-Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Faith Terim bilinen iyi motivatörlerden. 20 sene önce Macaristan karşısında milli takımı iki farkla geriden getirip beraberlikle maçı tamamladığında Avrupa Şampiyonası'na giden kapıyı açmıştı. Galatasaray'ın başındayken de son dakikalardaki gollerle Milan'ı yendiğinde UEFA şampiyonluğuna giden yolu açmıştı.
Yunanistan için de benzer bir durum söz konusu. Taraflar son kozlarını oynasalar da henüz son sözler söylenmedi. Başbakan Tsipras'ın Cuma akşamı beklenmedik şekilde önümüzdeki Pazar günü 5 Temmuz tarihine referandum ilan etmesiyle kriz akut seviyede.

Şu andan itibaren olabilecekleri değerlendirmek gerekiyor.

Yunanistan'ın ay sonuna kadar (yarın akşam) IMF'e 1,5 milyar Avro tutarında ödeme gerçekleştirmesi gerekmekte. Bu ödemenin yapılmaması durumunda IMF yetkilileri Yunanistan'ın teknik anlamda "iflas" edeceğini açıkladılar. Asıl belirleyici kredi derecelendirme kuruluşları ise karşı taraf kreditörler anlaşma koşullarını talep etmeden "iflas" durumunun ortaya çıkmayacağını belirtmekteler. Olayın politik yönü nedeniyle kreditörlerin en azından referandum sonucunu beklemeleri söz konusu olabilir.
Ancak asıl mesele 20 Temmuz tarihinde itfası gerçekleşecek tahviller nedeniyle Avrupa Merkez Bankası'na (ECB) yapılması gereken ödeme. 3,5 milyar Avro tutarındaki ödemenin kreditörleu gelişmeler kulağa hoş gelmese de halen yaşam çizgisinin canlılığına 
işaret etmekte. 
Haftasonu sürecinde ECB'nin yanısıra ABD tarafı da faaldi. Hazine Bakanı Jack Lew, gerekirse borç affı da dahil olmak üzere seçeneklerin masanın üzerinde kalması gerektiğini belirtirken ABD Başkanı Obama ile Alman Başbakanı Merkel Pazar günü telefon görüşmesi gerçekleştirdiler. Görüşmede her iki lider de Yunanistan'ın Avro'da kalması gerektiğine 
yönelik görüşlerini paylaştılar.
Temasların sürmesi, akut seviyeye ulaşan krizin felakete dönüşmeyebileceğine yönelik umudun korunmasına neden oluyor. Zira uluslararası toplumun Yunanistan'ın Avro'da kalmasına yönelik tutumu ortada. Yunan halkının da Avro'da kalmak istediğini kamuoyu 
yoklamalarından biliyoruz.
Piyasa etkisi açısından "güvenli liman" kabul edilen ABD devlet tahvilleri, Alman Bund'lar, Japon Yeni ve İsviçre Frangı talep görmekte. Çevre ülkelerin (İtalya, İspanya, Portekiz) getiri oranları ise krizin hangi ölçüde derinleşebileceğine ve küresel finans sistemine ne kadar bulaşıp bulaşmayacağını belirleyecekler.
Gece boyu Asya seansında otoritelerin piyasa oynaklığını gözlemleyerek gerektiği takdirde müdahale edecekleri yönünde açıklamalarını takip ettik. Japon Merkez Bankası başta olmak üzere likidite desteği için kurumlar hazır. Geçtiğimiz hafta Avrupa Adalet Divanı'nın ECB'nin piyasa programlarını hukuken geçerli bulduğu karar da Draghi'nin elini güçlendirmekte.
Yüksek beta ülkelerden birisi olmasına karşı Türkiye, Yunanistan krizine oldukça dayanıklı şekilde girmekte. Seçimlerin tamamlanıp koalisyon konusunda ilerleme kaydedilmesi CDS'in 217 baz puana kadar iyileşmesini sağladı. Böylece Lira da ABD Doları karşısında 2,70'in 
altına güçlendi. Mevcut oynaklıkta 2,70 - 2,74 aralığının geçerli olduğunu ve bu seviyeden kurun geri döneceği görüşümüzü korumaktayız. TCMB, Lira'yı korumak için gerekirse likidite koşullarını sıkılaştırabilir. Zira Doğu Avrupa merkez bankalarından da benzer bir tutum beklenmekte. Özellikle Doğu Avrupa kurları Yunanistan krizine olumsuz tepki vermekteler.
Borsa İstanbul ise Dünya borsaları ile birlikte değer kaybedecektir. S&P500 vadeli işlemlerde %1,4 oranında aşağıda. Japon NIKKEI225 %2 Çin SHCOMP %3,8 oranlarında değer kaybetmekteler. Hint SENSEX de %1,9 oranında değer kaybıyla işlem görmekte.
Yunanistan, 2011 Mayıs'ındaki Japon deprem ve tsunami felaketini anımsatmakta. Kısa süreli yüksek oynaklığın alım fırsatına dönüşmesi mümkün."

Ziraat Yatırım

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.