Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kemal Yılmaz, borsada işlem gören şirket sayısının 417'ye ulaştığını, şirketlerin piyasa değerinin ise 556 milyar liraya çıktığını bildirdi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından Bodrum'un Turgutreis beldesinde düzenlenen 17. Finans Sempozyumunun açılışında konuşan Yılmaz, global finansal krize değinerek, finansal sistemin krizden çıkardığı en önemli dersin, finansal sektörde uzun zamandır süregelen ve piyasa katılımcılarının faaliyetlerine önemli ölçüde serbestlik tanıyan deregülasyon akımına son vermesi olduğunu kaydetti.
Yaşanan krizin gelişmiş ülkelerin finansal sistemlerinin daha sıkı denetlenmesi gereğini ortaya çıkardığını ve başta ABD olmak üzere birçok gelişmiş ülkede bu alandaki çalışmaların yoğunlaştığını belirten Yılmaz, bunlar arasında özellikle Dood-Frank Act ile MIFID 2 düzenlemelerinin önemli olduğunu dile getirdi.
Finans sektörünün global açıdan zorlu bir süreçten geçtiğini vurgulayan Yılmaz, "ABD finansal piyasalarında başlayan kriz hızla genişleyerek tüm dünya ekonomilerini etkisi altına almıştır. Krizin olumsuz etkilerini gidermek amacıyla bir yandan gelişmiş ülkeler teşvik paketleri açıklarken, bir yandan da dünyanın büyük merkez bankaları nicel gevşeme politikaları izlemiş ve piyasaları önemli ölçüde likidite etmişlerdir" dedi.
Global krizin Türkiye'ye etkileri Yılmaz, global krizin Türkiye ekonomisine ve finansal piyasalara etkisinin 2000'li yıllarda bankacılık sisteminin denetlenmesi ve düzenlenmesine ilişkin alınan tedbirler neticesinde sınırlı olduğunu ifade etti.
Türkiye'de 2012 sonu itibariyle 1,57 trilyon büyüklüğe ulaşan finansal hizmetler sektörünün yüzde 87'sini oluşturan bankacılık sektörü aktif toplamının son 5 yıldaki yıllık ortalama büyüme oranının yüzde 17,4 olduğuna işaret eden Yılmaz, "Bankacılık sektörü aktif büyüklüğünün GSYİH'ye oranı 2007 yılında yüzde 64 iken, 2012 yılı sonunda yüzde 97'ye ulaşmıştır. Bu büyüme rakamlarına bankacılığımızdaki sermaye yeterliliği oranının yüzde 16 olduğu da eklendiğinde, sektörün başarısı daha da pekişmektedir" diye konuştu.
Sermaya piyasalarında son yıllarda benzer bir gelişimin yaşandığına dikkati çeken Yılmaz, şöyle konuştu:
"Borsada işlem gören şirketlerin sayısı 2007 yılı sonu itibarıyla 327 iken, bugün 417'ye ulaşmıştır. Şirketlerimizin piyasa değeri de aynı dönemde 336 milyardan 556 milyara çıkmıştır. Sermaye piyasamızın gelişimi, yalnız pay piyasalarıyla da sınırlı değildir. Ekonomik canlanma ve düşen faiz oranları ile birlikte şirketlerimiz son yıllarda özel sektör borçlanma araçlarına yönelmişlerdir. Özel sektör borçlanma araçları ihracı 2011 yılında 2,9 milyar iken, 2012 yılında 42,7 milyar, 2013 yılında ise 41,5 milyar lira olarak gerçekleşmiştir."
İstanbul'u uluslararası bir finans merkezi haline getirme amacına ulaşmak için borsadaki şirket sayısının bölgedeki yabancı şirketlerin de katılımıyla daha da artması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, borsada işlem gören şirketlerin piyasa değerinin GSYH'ye oranının ise yüzde 40 olduğunu, bu oranı yüzde 70-80 seviyelerine çıkarmayı amaçladıklarını aktardı.
Türkiye'nin 2012 yılında sermaye piyasasını yeniden yapılandırma hamlesi içine girdiğini anlatan Yılmaz, geçen yılın sonunda yürürlüğe giren yeni Sermaye Piyasası Kanununun sermaye piyasalarına köklü değişimler getirdiğini söyledi. Yılmaz, "Yeni kanunla sermaye piyasamız uluslararası piyasalardaki gelişmelere etkin ve rekabetçi bir şekilde cevap verebilecek şekilde yeniden yapılandırılmış, finansal ürünlerden emtiaya dayalı ürünlere kadar piyasa ve ürün çeşitliliği açısından önemli adımlar atılmıştır" ifadelerini kullandı.
Uluslararası borsacılık Yılmaz, uluslarası borsacılık sektöründeki gelişmelere paralel olarak oluşturulan Borsa İstanbul A.Ş.'nin tüm sermaye piyasası araçlarının işlem gördüğü, uluslararası standartlarda teknolojik alt yapıya, entegre bir risk yönetim sistemine sahip, operasyonel etkinliği sağlamış bir borsa olarak, kuracağı bölgesel ve küresel ağlarla birlikte dünyanın önde gelen borsalarından biri konumuna yükselmesinin hedeflendiğini belirtti.
Önümüzdeki dönemde, enerji ve emtia piyasalarının da faaliyete geçmesiyle bu piyasaların finansal piyasalarla entegrasyonunun sağlanacağını kaydeden Yılmaz, bu kapsamda borsanın, dünyanın en büyük borsa gruplarından olan Nasdaq OMX ile stratejik ortaklık konusunda ön anlaşma imzaladığını ve nihai anlaşmanın aralık ayında imzalanarak, çalışmaların hız kazanacağını dile getirdi.
Yılmaz, nihai hedeflerinin; Borsa İstanbul çatısı altında işleme açık olan tüm piyasalarda teknolojik dönüşümü 2015 sonuna kadar tamamlayarak, 2016 yılının ikinci yarısında borsayı halka arz etmek olduğunu vurguladı.
Sermaye piyasalarının sağlıklı biçimde gelişmesinde kurumsal fonların büyüklüğünün önemli bir etkiye sahip olduğuna işaret eden Yılmaz, şunları söyledi:
"Bu doğrultuda ülkemizde, geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen reform ile Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) devreye alınmıştır. BES'in amacı; tasarruf seviyesini arttırarak bu tasarrufun yatırıma yönlendirilmesi sayesinde ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratmak ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmaktır. BES sayesinde kurumsal yatırımcıların yönettikleri fon miktarında önemli oranda artış gerçekleşmesi beklenmektedir. Bugün itibarıyla emeklilik yatırım fonlarının toplam değeri 22,8 milyar liraya ulaşmıştır. Kurumsal fonların toplam değeri ise yaklaşık 40 milyar ile GSYİH'mizin yüzde 2,9'u seviyesindedir. Bu oranlar diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, halen oldukça düşük olmakla birlikte önümüzdeki dönemdeki potansiyeli ortaya koyması açısından önem taşımaktadır."
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.