Borsada alım fırsatı

Yabancı analistler yüksek cari açık ve kredi hacmindeki büyümeyi sınırlamaya yönelik önlemlerin şu ana kadar fazla etkili olmaması nedeniyle nedeniyle Türkiye piyasaları için arka arkaya “ağırlık azalt” ve hatta “sat” tavsiyeleri yapıyor. Buna karşılık İş Yatırım, özellikle hisse senedi piyasalarındaki seviyelerin alım fırsatı oluşturduğu görüşünde.
İş Yatırım’ın Londra’da düzenlediği yatırımcı konferansı öncesinde 2011 İkinci Yarı Strateji Raporu’nun sunumunu yapan İş Yatırım Genel Müdürü İlhami Koç, “Türkiye’nin büyüme hikâyesine hâlâ herkes inanıyor, böyle olmaya da devam edecek. Bununla beraber ortaya çıkan risklerin yönetilmesi gerekiyor ki sürdürülebilir olsun. İkincil piyasalar için ‘sat’ dendiğinde tedbirlerin belli olmasıyla birlikte bu hemen yarın ‘al’a da dönebilir” diye konuştu.
İş Yatırım Araştırma Müdürü Serhat Gürleyen ise, ekonomideki ısınmaya yönelik önlemlerin kontrollü yavaşlama getireceğini öngördükleri 12 aylık baz senaryoda İMKB-100 endeksinin tekrar 75.000 seviyelerine çıkmasını beklediklerini, bunun da şu anki 60.000 civarı seviyeler göz önüne alındığında yüzde 25 oranında bir getiri anlamına geldiğini belirtti.
Filmin ikinci bölümü
Ekonomiyi soğutmak için alınan önlemler konusunda Koç, Merkez Bankası’nın piyasalara bugüne kadar faizleri artırmadan, faiz dışı araçlarla mesaj vermeye çalıştığını ama ekonomiyi yavaşlatmada çok etkili olamadığını belirtti.
Koç, “Önümüzdeki dönemde BDDK’nın önlemlerinin artacağını öngörüyoruz. Cumartesi günkü önlemler kredilerin küçük kısmını kapsıyor. Bu önlemlerle kredilerde hızlı yavaşlama öngörmüyoruz. Maliye’nin alacağı, tüketicinin aldığı kredilerin maliyetinin artmasıyla yavaşlama bekliyoruz. Bankacılık sektörü için çok rahat bir tablo değil” dedi.
‘Güçlü taleple karşı karşıyayız’
Gürleyen ise geleneksel olarak bir ekonomi fazla ısındığı zaman faiz artırıldığını ancak yeni dönemde dünyada çok fazla likidite olduğu için faizleri yükseltmenin sıcak para girişini artırdığını belirtti. Gürleyen, “Geldiğimiz noktada hâlâ yüzde 35’lik bir kredi büyümesi ve görece güçlü taleple karşı karşıyayız. Filmin ikinci bölümü başladı. Merkez’in yanına BDDK ve Maliye’nin gelmesiyle farklı önlemlerle yavaşlatılmaya çalışılan bir ekonomi var. Hem büyümemizi ekonominin genel dengelerine zarar vermeyecek noktaya getirmek lazım, öbür taraftan da şirketlerin kâr etmesini sağlamak lazım. İşin zorluğu burada” diye konuştu.
Bu arada toplantıya katılan şirketler şunlar: Doco, Emlak GYO, Yapı Kredi, Reysaş, Akfen, Garanti, Tüpraş, İş Bankası, Asya Katılım, Şişecam, Sinpaş, Selçuk Ecza, Pegasus, İş Yatırım, Çelebi, Petkim, Aksa, Doğuş Oto, Turcas, Limak, İş GYO, İş Finansal, Anadolu Sigorta, Ford Otosan, Martı GYO.
Büyük şirketler İMKB’ye gelmek için doğru zamanı bekliyor
Toplantıda konuşan İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, son iki yılda çok iyi halka arzlar yaptıklarını dile getirdi. Erkan, 2000 ile 2009 arasında yılda ortalama 5 şirket halka açılırken geçen yıl 22, şu ana kadar da 16 şirketin halka açıldığını söyledi. Yılsonuna kadar 15-20’yi tane daha yeni halka arzın olacağını kaydeden Erkan “Borsada küçük şirketler yerli yatırımcılar yeterli talebi sağlıyorlar ancak büyük şirketler doğru zamanı bekliyor” dedi.
‘Yunanistan iki yılda ancak toparlanır’
İş Yatırım’ın Londra’da düzenlediği “Doğu Akdeniz’in Gizli Zenginlikleri” başlıklı konferansta Yunanistan, Mısır ve Türkiye borsalarının başkanları buluştu. Konferansta en çok ilgi gören, ülkesi iflasın eşiğinde olan Atina Borsası Başkanı Sokrates Lazaridis, Yunanistan’ın yeniden toparlanabilmesi için en az iki yıl geçmesi gerektiğine dikkat çekerken krizin etkilerinin ise uzun süre devam edeceğini aktardı. Önlerindeki en önemli gündem maddesinin özelleştirmeler olduğunu belirten Lazaridis, henüz net bir program olmadığını ancak 2013 sonuna kadar ki 2.5 yıl içinde 15 milyar euro’luk özelleştirmenin takvime bağlandığını toplam özelleştirme miktarının 50 milyar euro’yu bulacağını açıkladı.
Atina Borsası’nda hali hazırda 258 şirketin işlem gördüğünü, borsanın piyasa değerinin ise 50 milyar euro civarında olduğunu belirten Lazaridis, “Bu yılki net yabancı satışı haziran başı itibariyle 350 milyon euro. Yabancıların borsadaki oranı ise geçen yıla göre yükseldi ve yüzde 51.2. İşlem hacmindeki payları ise yüzde 48” dedi.
‘Merkez Bankası kasabanın hem polisi, hem doktoru’
İş Yatırım Araştırmadan sorumlu Müdür Yardımcısı Burcu Ünüvar, Merkez Bankası’nın kredi hacmindeki büyüme ve ısınan ekonomiyle mücadelede yalnız başına sürdürmesinin çok mümkün olmadığını vurgularken, “Merkez Bankası kasabanın hem polisi, hem itfaiyecisi hem de doktoru gibi davranıyor. Aynı kişinin kasabada hırsızı yakalarken yangını söndürmesini ve aynı anda kalp krizi geçiren birini kurtarmasını bekleyemezsiniz. BDDK’nın ve Maliye yönetiminin devreye girmesi lazım” dedi.
Ünüvar, Türkiye’de nüfusun genç olması nedeniyle tasarruf eğiliminin az olduğunu, cari açık sorunun aşılabilmesi için mutlaka kamu tasarruflarının artması gerektiğini de ekledi. “Kamu tasarrufları azaldı. Bütçe disiplinine ihtiyaç var. Kamu tasarruflarında 2010’da 2006’ya kıyasla 2.5’luk azalma var. Kamu tasarrufunu 2.5 puan artırırsak cari açık aynı oranda azalacaktır” dedi.
‘Türkiye, bölgesinin en iyi piyasası’
Bazı yabancı analistler Türkiye piyasasında yatırımcılara “ağırlık azaltma” tavsiyesinde bulunsa da Londra merkezli portföy yatırım şirketi Griffin’in fon yöneticisi Aziz Unan, piyasada yukarıya dönüş için sona yaklaşıldığı görüşünde. Unan, “Türkiye yakın coğrafyası içindeki en iyi piyasa. Hiç beklenmeyecek ülkelerden bile Türkiye’ye yatırım yapmak isteyenler var. Güney Amerika mesela” dedi.
Aziz Unan, önümüzdeki dönem için genel olarak Türkiye hisse senedi piyasaları için topluca “al” ya da “sat” tavsiyesi vermenin çok sağlıklı olmayacağına dikkat çekti.
‘Tüketim azaltılmalı’
Türkiye’nin cari açık sorununu aşmak için tüketimi azaltmaya yönelik adımların yanı sıra ihracatı artırmaya yönelik düzenlemelerin de kritik önemde olduğunu vurgulayan Unan, “Bugün Türkiye’de ithalat yapmak, ihracat yapmaktan 10 kat daha kolay. Bunun değişmesi lazım” diye konuştu.
Türkiye Hisse senedi piyasaları 1997 yılında Londra’da kurulan Griffin fonunun yönettiği 1 milyar dolarlık portföyün yüzde 15-20’sini oluşturuyor. Unan, Türkiye’de de şirketleşmek için uğraştıklarını ancak yabancı sermayeli portföy yönetim şirketi kurmak için gerekli kanunun 2009’da yürürlüğe girmesine rağmen ayrıntıları düzenleyecek tebliğin halen hazırlanmamış olduğuna dikkat çekti.
Unan, “Ben 15 senedir bu işin içindeyim, hep İstanbul Finans Merkezi’ni dinlerim. Ama icraat yok. Varşova bu alanda büyük aşama kaydetti. Hem yerli hem yabancı kurumsal yatırımcı kitlesi oluştu” dedi. Milliyet

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.