E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaBorsa rallisinin anlatılmayan gerçekleri---

Borsa rallisinin anlatılmayan gerçekleri

Borsa rallisinin anlatılmayan gerçekleri
27 Nisan 2021 - 12:48 borsaningundemi.com

Borsalarda pandemi sürecinde yükselen büyüme hisseleriyle başlayan ralliye, ekonomik toparlanmadan fayda göreceği düşünülen, değerinin altında işlem gören hisseler de katılıyor. Bu iki hisse grubunun rekabetinde sonuç ne olacak?

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Russell Investments 2021 sermaye piyasalarını incelediği raporunda, değerinin altında işlem gören ve ekonomik toparlanmadan fayda göreceği tahmin edilen hisselerin, uzun yıllar boyunca büyüme hisselerinden yüksek performans göstereceğini öne sürdü. Şirketin argümanının büyük bir bölümü değer hisselerinin, geçtiğimiz 15 yılda büyüme hisseleri karşısında düşük performans göstermiş olmasına dayanıyor. Bu düşünceye göre ise değer hisseleri, 15 yıl boyunca gerisinden geldiği büyüme hisselerinden yüksek performans göstermek için büyük bir potansiyele sahip.

Russell 100 Büyüme Borsa Yatırım Fonu (ETF) geçtiğimiz yıl %38,2’lik getiri sağladı ve %2,7 getiriyle oldukça geride kalan Russell 1000 Değer ETF karşısında üstün performans gösterdi. Ancak durumlar şubat ayında değişti ve Bank of America verilerine göre Değer ETF, büyüme hisselerinden oluşan fon karşısında 2001 yılından bu yana en iyi ayını geçirdi. Mart ayında ise Bank of America değer hisselerinin, büyüme hisselerini geride bırakmaya devam edeceğini söyledi.

Wiesenberger yatırım fonu raporu ise 1959’dan 2004 yılına kadar fon performansını izledi. Rapora göre 1958 yılında büyüme fonlarındaki 100 dolarlık yatırım, 2004 yılı sonunda 9,380 dolara yükseliyor. Aynı 100 dolarlık yatırım, değer fonunda aynı süre içinde 7,046 dolara ulaşıyor. Bu nedenle büyüme hisselerinin 46 yıl boyunca değer hisseleri karşısında %33 daha yüksek performans gösterdiği görülüyor. Russell büyüme ve değer ETF’lerinde 2020 yılında sona eren 5 yıllık süreçte kümülatif getiriler büyüme fonu için %170 olurken, değer fonu için %75 olarak gerçekleşti.

Böylelikle büyüme hisseleri değer hisseleri karşısında %133 daha üstün performans gösterdi. 2020’de sona eren 10 yıllık süreçte ise büyüme hisseleri %349 getiri sağlarken, değer hisseleri %164 getiri sağladı ve büyüme fonu %113 oranında farkla öne geçti. Büyüme hisselerinin değer hisseleri karşısındaki üstün performansı bu zaman aralıklarında giderek yükseldi, ancak Wiesenberger büyüme fonu 46 yıllık süreçte değer hisseleri karşısında %33 daha fazla getiri sağladı.

Bununla birlikte son 15 yılın 10 yılında büyüme hisselerinin, değer hisselerinden yüksek performans gösterdiğini de söylemek gerekiyor. Peki büyüme hisselerinin son 15 yılda değer hisseleri karşısındaki üstün performansının nedeni ne?

ABD ekonomisinde, borsalara yansıyan sismik bir değişim oldu. Wiesenberger’in fon performansını değerlendirdiği süreçte, değer şirketleri ekonomik döngülere karşı hassasiyet gösterdi. Bu hassasiyet ise bugün hala devam ediyor. Ekonomi düşüşe geçtiğinde, bu şirketlerin satışları ve karları da düşüş gösterdi. Ekonomi yükselirken, şirketlerin satışları ve karları arttı. Zaman zaman da karlar rekor seviyelere ulaştı. 2000 yılına kadar ABD ekonomisi sanayi sektöründe yer alan şirketlerin etkisi altındaydı. Ancak teknoloji şirketlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte bu durum değişti.

Apple 1980 yılında 101 milyon dolarlık bir halka arz gerçekleştirdi. Microsoft ise 1986 yılında halka arz olurken, Amazon 1997 yılında borsalarda işlem görmeye başladı. 2010 yılına kadar S&P 500’de piyasa değeri en yüksek 5 şirketin yalnızca ikisi teknoloji şirketlerinden oluşuyordu. Ancak mart ayı sonunda S&P 500’ün piyasa değeri en yüksek beş şirketinin tamamı teknoloji şirketlerinden oluştu: Apple, Microsoft, Amazon, Facebook ve Google. Bu şirketlerin hisseleri büyüme hisseleri olarak tanımlanıyor ve 2020 sonu itibarıyla S&P 500’ün toplam ağırlığının %22’sini oluşturuyor.

Bu beş büyük şirketin her biri 2020’de rekor seviyelerde bilançolar açıkladılar. Forbes’un haberine göre, gelir büyümesi hisse fiyatlarına yön veren kilit unsur olma özelliğini taşıyor. Birçok büyüme şirketi ise rekor bilançolar açıklamaya devam ediyor. Bunun karşısında birçok havayolu, bankacılık, enerji ve otomobil şirketlerinde bilançolar uzun yıllar önce pik noktasına ulaştı. borsagundem.com'un derlediği listede ise sekiz şirket için pik karlar gösteriliyor ve mevcut hisse başı getirileri, 2019 yılındaki Hisse başı getirileriyle karşılaştırılıyor. 2019 yılında genel karlar rekor bir yükseliş göstermişti.

• American Airlines: 2015, -66%

• United Airlines: 2015, -41%

• Bank of America: 2006, -40%

• Citigroup: 2005, -83%

• Chevron: 2011, -89%

• Exxon: 2012, -65%

• Ford: 2011, -100%

2015 ve 2019 yılları arasında kurumsal karlar %62 yükselerek tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Ancak değer şirketlerinin yukarıdaki listede görülen kazançları, yıllardır düşüş trendinde. Bu yıl görülen gelişmeyle birlikte bile, her şirket için gelir büyümesi, yıllar önce ulaştıkları pik noktasının oldukça gerisinde. Bu nedenle borsalarda değer hisselerinin hakimiyeti uzun sürmeyecek. Bunun nedeni ise bu şirketlerin hisse fiyatlarının, bilanço beklentilerinin oldukça üzerinde artmış olması.

Bunun karşısında başta teknoloji şirketleri olmak üzere birçok büyüme şirketinin 2021 ve 2022 yıllarında rekor bilançolar açıklaması bekleniyor. Ancak değer şirketlerinin karları, önceden ulaşılan pik noktalarının gerisinde kalmaya devam edecek. Büyüme ve değer şirketlerinin karları arasındaki uçurumun derinleşmesi ise büyüme hisselerinin avantajına çalışacak.

Jim Cramer: Borsalarda yeni bir döngü başlıyor

 

SPAC çılgınlığının barutu tükeniyor

 

Tam kapanma ile yükselen hisseler

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)